Skip to main content
Research Interests:
Research Interests:
Selçuk Devleti döneminin ünlü şahsiyetlerinden bilim insanı ve şair yönüyle tanınan Ömer Hayyâm, Melikşah'ın isteği üzerine kendisinin başkanlığında oluşturulan bir heyet eşliğinde rasat çalışmalarında bulunarak Celâli Takvimi ortaya... more
Selçuk Devleti döneminin ünlü şahsiyetlerinden bilim insanı ve şair yönüyle tanınan Ömer Hayyâm, Melikşah'ın isteği üzerine kendisinin başkanlığında oluşturulan bir heyet eşliğinde rasat çalışmalarında bulunarak Celâli Takvimi ortaya çıkarmıştır. Bu takvim ile birlikte hayatın pek çok alanında kolaylık ve düzen sağlanmıştır. Şair yönü ile de bilinen Hayyâm, rubâi türünde yazdığı şiirlerinde okurlarına gökyüzü çalışmalarının derinliğinin izlerini yansıtmıştır. Rubâilerinde felek, yıldız, gün, ay, yıl, güneş vb. göksel terimlerin bolca yer aldığı görülmektedir. Çalışmamızda Hayyâm ve eserleri anlatılarak onun zihninin gökyüzü ile ne denli meşgul olduğu rubailerine yansıdığı dizelerle örneklendirilecektir. Bu bağlamda çalışmada, Hayyâm'ın rubaileri üzerinden onun gökyüzü algısı anlaşılmaya çalışılmıştır.
Research Interests:
Hamedanlı Türkmen bir aileden olan, 1496’da Kutbu’l-Mülk unvanını alan Sultan Kuli, Hindistan’ın Güneyindeki Dekken bölgesinde önce Behmenîlerin hizmetinde bulunmuştur. Telangana Eyaleti Valisi olduktan sonra da 1512’de ilan ederek,... more
Hamedanlı Türkmen bir aileden olan, 1496’da Kutbu’l-Mülk unvanını alan
Sultan Kuli, Hindistan’ın Güneyindeki Dekken bölgesinde önce Behmenîlerin hizmetinde bulunmuştur. Telangana Eyaleti Valisi olduktan sonra da 1512’de  ilan ederek, Golkonda Hanedanlığı’nı kurmuştur. Bölgenin yönetimi Muhammed Kuli’den sonra Muhammed Kutub Şahi ile devam etmiştir. Babürlü Hanedanlığı 1526-1837’de Hindistan’ın kuzey kesiminde varlığını ortaya koyarken, Kutub Şahi Sultanlığı 1512-1687’de Hindistan’ın Güney bölgelerini yönetmiştir. Bölgede Hintçe ve çok sayıda mahalli dilin yanı sıra Farsça da konuşulmuştur. Kuzey Hindistan’da kurulan devletler, Farsçaya ayrı bir ilgi duymuş hatta Farsçayı resmi devlet dili olarak kabul etmişlerdir. Fars asıllı devlet olan Behmenîlerin yıkılışıyla da Güney Hindistan’da, Kutub Şahiler döneminde bölgede hali hazırda konuşulmakta olan Farsçayı öğrenerek geliştirmişlerdir. Genel olarak Hindistan’da kullanılan dillere ve Farsçanın bölgede kullanımına bakıldığında özellikle Türklerin yönetimde olduğu dönemlerde Farsçanın gelişimi için gerekli desteğin saray tarafından verildiği görülmektedir. Süreç içerisinde yönetimler, saraylarına İran’dan şair, yazar mutasavvıf
ve çok sayıda bilim adamını davet etmiş, yapılan çalışmalar neticesinde Farsça, Hindistan genelinde hızla tanınıp yayılmıştır. Kutub Şahi Sultanlığı’nın başkenti olan Golkonda ise bir kültür merkezi kimliğine bürünerek edebî çalışmalara ev sahipliği yapmıştır. Çalışmamızda Kutub Şahiler dönemindeki Fars dilinde kaleme alınmış eserlerin tanıtımı ve Farsçanın kullanımı anlatılmaya çalışılırken, Dekken eyaleti için önem arz eden Golkonda şehri hakkında genel olarak bilgilendirme yapılacaktır.
Research Interests:
İran Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Kadın Yazarlar Berna Karagözoğlu* ORCİD: 0000-0001-7867-4724 Öz Edebî eserler sadece İran’da değil tüm dünyada d asırlardır daha çok erkek yazar ve şairler tarafından üretilmiştir. Kadın yazar ve... more
İran Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Kadın Yazarlar
Berna Karagözoğlu*
ORCİD: 0000-0001-7867-4724
Öz
Edebî eserler sadece İran’da değil tüm dünyada d asırlardır daha çok erkek yazar ve
şairler tarafından üretilmiştir. Kadın yazar ve şairlerin sesi hak ettikleri şekilde
duyulamamıştır. Ancak son yıllarda şaşkınlıkla görülmektedir ki İranlı kadın yazar ve
şairlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Kadınların kaleme aldıkları eserler, İran’da sevilerek
takip edilmiş ve üzerinde ilmî tartışmalar yapılarak onların edebî statüsü belirginleşmiştir.
Artık İran’da kadın yazarların sesleri de erkek yazarlar kadar duyulabilmektedir. Edebî
eserlerin dağılımında çocuk ve gençlik edebiyatı büyük çoğunluğu oluşturan gruptur. Bu
alanda da kadın yazarlar ürettikleri çok sayıda eserleri ile parlamaktadırlar. Böylece çocuklar
sadece erkek yazarların değil kadın yazarların kitaplarını da tıpkı annelerinin masal ve hikâye
anlatımlarından aldıkları hazla okumaktadırlar. Kadının duygu ve düşüncesi ile yoğrulmuş
eserler onlara belki de öz anneleri ile kurdukları iletişim kadar yakın gelebilmektedir .
Çalışmamızda hakkında bilgiye ulaştığımız çocuk ve gençlik edebiyatı alanında eserler veren
İranlı kadın yazarlar, onların hayatları ve eserleri tanıtılmaya çalışılmıştır. Sayıları son
zamanlarda artmış, makalemizde ismine yer verilemeyen İranlı diğer kadın yazarlar ise başka
bir araştırma konusu olabilir. Bu sebeple çocuk ve gençlik edebiyatına ilgi duyan
araştırmacılara, makalemizin ülkemizde bu alanda yazılmış ilk çalışma olması bakımından
faydalı olacağı düşünülmektedir.

* Dr. Öğretim Üy., Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü, E.posta:
brnkrgzgl@gmail.com
Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi 2018, 5 (15), ss.1-26
Karagözoğlu
2
Anahtar Kelimeler: İran çocuk ve gençlik edebiyatı, kadın yazarlar, İran edebiyatı,
Farsça
Women Wrıters of Chıldren and Youth Lıterature ın Iran
Abstract
Literary works mainly were produced by male writers and poets for centuries, not only
in Iran but also all over the world. The voice of women writers and poets was not heard as
they deserved. However, it is seen with surprise that that the number of Iranian female writers
and poets has been increasing in the recent years. The works of the women writers are wellliked
and followed up in Iran and scientific debates took place about them and their literary
status became moreclearer. Now, in Iran, the voices of female authors can be heard as much
as male writers. Children and youth literature constitutes the majority of literary work and
female writers are shining with their numerous works in this field. Children read books not
only by male authors but also by female authors and take pleasure of the works blended with
woman's emotions and thoughts, just as they enjoy fairy tales and stories of their mothers.
In our study, we aimed to introduce Iranian women writers in the field of children and
youth literature, provide information about their lives and works and make them recognized
by the Turkish readers. We have given priority to the writers who are well-known in Iran with
their outstanding works and who we can find detailed information. The number of Iranian
female authors have recently increased and the ones whose names are not mentioned in our
study may be topic of another research. We believe that our study is the first study written in
this field and it can be beneficial to the researchers who are interested in child and youth
literature.
Keywords: Iranian child and youth literature, women writers, Iranian literature,
Persian
Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi 2018, 5 (15), ss.1-26
Karagözoğlu
3
نویسندگان زن در ادبیات کودکان و نوجوانان ایران
چکیده
آثار ادبی نه تنها در ایران بلکه در جهان قرنها توسط نویسندگان و شاعران مرد به وجود آمده اند و صدای زنان آنچنان
که باید شنیده شود نشده است. اما در سالهای اخیر روز به روز ما شاهد رشد حیرت آور زنان نویسنده در ایران بوده
ایم. آثار نوشته شده توسط زنان نویسنده در ایران مورد استقبال مخاطبان قرار گرفته و با بحثهای علمی جایگاه آنها
برجسته تر شده است. اکنون صدای زنان نوی

سنده ایرانی همانند صدای نویسندگان مرد در حال شنیده شدن است.
آثار ادبی ادبیات کودک و نوجوان در ادبیات جایگاه چشمگیری دارد و در این زمینه هم زنان نویسنده با آثار زیادی که به
وجود آورده اند در حال درخشیدن هستند. اکنون کودکان نه تنها آثار مردان نویسنده را میخوانند بلکه آثار زنان نویسنده
را نیز میخوانند و مثل لذتی که از داستان و قصههای مادر میبرندند، از آثاری را که با احساس زنانه به وجود آمده اند
بهرهمند میشوند.
در این مقاله کوشش بر آن شده است اسامی تعدادی از زنان نویسنده کودکان و نوجوانان را که در مورد زندگینامه آنها
اطالعی در دست است با آثار شان معرفی کنیم. زنان نوی

سنده ایرانی که تعداد آنها رو به گسترش است و در مقاله ما
گنجانده نشده است میتواند یک پژوهش جدا گانه را به خود اختصاص دهد. از این نگاه برای پژوهشگرانی که در زمینه
ادبیات کودکان و نوجوانان عالقه دارند، این پژوهش می تواند به عنوان نخستین کار در کشور ما مفید واقع گردد.
کلید واژگان: ادبیات کودکان و نوجوانان ایران، نویسندگان زن ادبیات کودکان و نوجوانان ایران، نویسندگان
زنان ایران.
Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi 2018, 5 (15), ss.1-26
Karagözoğlu
4
Женщины-Авторы в Иранской Детской и Юношеской Литературе
Резюме
На протяжении многих веков не только в иранской, но и в мировой литературе
художественные произведения были плодом трудов преимущественно мужчин. Голос
же женщин-авторов не получал должного отклика. Однако, в последние годы с
удивлением можно наблюдать, что число иранских писательниц и поэтесс
неукоснительно растет. За их творчеством с любовью следят, произведения обсуждают
на научном уровне, тем самым закрепляя за авторами определенный литературный
статус. Отныне голос женщин-авторов в Иране слышен так же отчетливо, как и голос
мужчин.Большую часть художественных произведений составляет детская и
юношеская литература. В этой области также существуют немало блестящих примеров
женского литературного труда. Так, дети увлеченно читают не только мужчин-авторов,
но и женщин, получая от этого схожее с рассказом матерей сказок и историй
удовольствие. Произведения, написанные через призму женских чувств и мышления,
возможно, кажутся им настолько близким, как и общение с собственной матерью.
Данное исследование посвящено произведениям иранских женщин-авторов в области
детской и юношеской литературы, их жизни и творчеству. В нашей статье
преимущество отдается наиболее известным своими произведениями в Иране авторам,
о которых удалось приобрести более подробные сведения. Число таких авторов
постоянно растет, что позволяет те имена, которые не были охвачены в данной работе,
стать предметом исследования дальнейших статей. Следовательно, для исследователей,
которые заняты детской и юношеской литературой, эта первая в нашей стране статья на
данную тему может оказаться полезной.
Ключевые слова: иранская детская и юношеская литература, женщины-авторы,
иранская литература, фарси
Research Interests:
ÖZ: Hintliler ve Farslar tarih boyunca farklı alanlarda ortak sahnede yer almışlardır. Hint-Avrupa dil ailesinin temel kollarını oluşturan Farsça ve Hintçe İslâm öncesi ve sonrasında etkileşimlerini sürdürmüştür. Hindistan’ın Türk... more
ÖZ:
Hintliler ve Farslar tarih boyunca farklı alanlarda ortak sahnede yer almışlardır. Hint-Avrupa dil ailesinin temel kollarını oluşturan Farsça ve Hintçe İslâm öncesi ve sonrasında etkileşimlerini sürdürmüştür. Hindistan’ın Türk padişahlar tarafından yönetildiği dönemde ise birçok İranlı Hindistan’a ya göç etmiş ya da saray tarafından davet alarak hayatlarının geri kalan kısmını Hint topraklarında idame ettirmiştir. Sarayın desteklediği Farsça, İngilizlerin işgaline değin bölgede canlılığını korumuştur.
Fars dili Türk ve Hintli şairler tarafından sevilmiş, Hint alt kıtasının Hintçe ve Urducanın yanı sıra edebiyat dili olmuştur.  Bu bağlamda Farsça şiirler kaleme alan önemli şahsiyetler, çalışmamızın asıl konusunu teşkil etmektedir.
Bilindiği üzere Ebu Abdullah Nükheti Gazneliler döneminin meşhur şahsiyetlerdendir. Ancak onun hayatı ve eserlerine dair günümüze çok sayıda kaynak ulaşamamıştır. Bu sebeple çalışmamız, Ebu’l Ferec Runî ve Mesu’d Sâd-i Salmân gibi önemli iki şairin hayatı ve eserlerine dair bilgilendirmeyi içermektedir.





THE FİRST POETS OF THE ERA OF GAZNEVİD İN INDİA
ABU'L-FARAJ RUNÎ AND MAS’ÛD SÂD-I SÂLMAN

ABSTRACT :
Throughout history, Indians and Persians have taken part in the same scene in different fields. Persian and Hindi, the main branches of the Indo-European Languages, have been interacting before and after Islam. During the period, when India was ruled by the Turkish sultans, many Iranians either migrated to India or were invited by the palace and stayed in the Indian lands for the rest of their lives. The palace supported Persian language and therefore Persian kept its vitality in the region until the occupation of the British. Persian  was admired by the Turkish or Indian poets and became the literary language of the lower continent, in addition to the Hindi and Urdu.
In this regard, the important poets who writes in Persian are the main subjects of our study. As known, Ebu Abdullah Nüketi is an important figure in this context, but there are not many sources about his life and works. For this reason, our study focus on lives and works of two other important poets; Abu’l-Faraj Runî ve Mas’ûd Sâd-ı Salmân.
Research Interests:
FORT WILLIAM KOLEJİ’NİN HİNDİSTAN FARSÇASININ GELİŞİMİNDEKİ ETKİSİ Yrd.Doç.Dr.Berna KARAGÖZOĞLU ÖZ Farsça, sadece İran topraklarında değil, farklı coğrafyalarda da asırlarca konuşulan bir dildir. Günümüzde yirmiden fazla resmi dili... more
FORT WILLIAM KOLEJİ’NİN HİNDİSTAN FARSÇASININ GELİŞİMİNDEKİ ETKİSİ
Yrd.Doç.Dr.Berna KARAGÖZOĞLU
ÖZ
Farsça, sadece İran topraklarında değil, farklı coğrafyalarda da asırlarca konuşulan bir
dildir. Günümüzde yirmiden fazla resmi dili olan Hindistan’da Farsçanın geçmişi çok eski
tarihlere dayanmaktadır. Yüzyıllardır Keşmir bölgesinden Dekkan platosuna kadar uzanan
bölgede Farsça aktif olarak kullanılmıştır. Bu sebeple Farsçanın Hindistan’ı kuzeyden güneye
çepeçevre sardığını söylemek mümkündür.
I. Elizabeth’in fermanı ile 1599’da Doğu Hindistan Şirketi adında bir şirket kurulur. Bu
şirket, Cihangir’in kendilerine vermiş olduğu imtiyazlarla Kalküta merkez olmak üzere Surat,
Madras, Bombay gibi liman şehirlerinin yanı sıra diğer şehirlere de hızla yayılmaya başlar. Hint
topraklarında uzun süre varlıklarını koruyabilme çabasında olan İngilizlerin devletin ekonomisini
ve siyasetini ellerinde tutabilmek için öncelikle iletişim sorununa çare bulmaları gerekirdi. Bu
nedenle bölgede konuşulan mahalli ve resmi dil olan Farsçayı öğrenmeleri kaçınılmaz olmuştur.
İlk olarak “Medrese-i Şarkiyya” adında bir merkez tesis edilir. Zaman içinde bu merkez
yetersiz gelmeye başlar ve daha fazla kişiye hitap edebilmek için yeni bir kolej tesis etme fikri
oluşur. Böylece Fort William Koleji 1800’de Lord Richard Wellesley tarafından Kalküta’da
kurulur.
Bugün milyonlarca el yazmasıyla Hint alt kıtası, tarihe ışık tutması için araştırmacıları
davet etmektedir. Bizim bu çalışmamızda İngilizlerin Farsçayı hangi amaç için kullandıkları,
Farsça ile hedeflerine ne kadar ulaştıkları ve Farsçanın Hindistan’daki son durumu
anlatılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Fort William Koleji, Farsça, Hindistan’da Farsça,

THE INFLUENCE OF FORT WILLIAM COLLEGE ON HINDUSTANI PERSIAN
ABSTRACT
Persian is a language spoken by centuries not only in the land of Iran but also in various
locations. The past of Persian goes back to very early dates in India where more than twenty
formal languages are. Persian has been used actively for centuries in the area encompassing
the region of Kashmere in north and the Deccan Plateau in south. Therefore it is possible to
say Persian covers India all around from north to south.
By the decree the of Elisabeth I, a company titled East India Company was established
in 1599. This Company, penetrates quickly to harbour cities like Surat, Madras, Mumbai but
primarily to Kolkata with the priviliege given them by Jihangir. The British who were struggling to
exist in Indian soil for a long time had to find a solution to the communication issue. Hence to
learn Persian which was spoken, local and formal language in the region became inevitable.
First of all, a centre titled ‘Medrese-i Sarkiyya’ was established. By time this centre
becomes inadequate and in order to reach more people, an idea of establishing a new centre
arises. So Fort William College was established in Kolkata in 1800 by Lord Richard Wellesley.
Today with the millions of manuscripts the Indian Subcontinent invites researchers to
light the history.
In our this study, with which purpose the British used Persian, with Persian how much
they achieved their target and the recent situation of Persian in India will be explained.

Keywords: Fort William College, Persian, Persian in India
Research Interests:
Öz: Sanatın, edebiyatın zirveye ulaştığı Büyük Hint-Türk İmparatorluğu döneminde İslâm dinini, Kur’an-ı Kerim’i anlamak ve derinlemesine öğrenmek için eğitimde Arapça esas alınmış, bireylerin edebî yönlerini geliştirmek için de Farsça... more
Öz: Sanatın, edebiyatın zirveye ulaştığı Büyük Hint-Türk
İmparatorluğu döneminde İslâm dinini, Kur’an-ı Kerim’i
anlamak ve derinlemesine öğrenmek için eğitimde Arapça
esas alınmış, bireylerin edebî yönlerini geliştirmek için de
Farsça öğretilmiştir. Hindistan’ın bu uzun döneminde tahta
geçen padişahların hemen hepsi şiir yazmaktan zevk almış,
yazar ve şairi saraylarında istihdam ederek maaşlı memur
konumuna getirmiştir. Farsça aynı zaman yaklaşık sekiz yüz
yıl Hindistan alt kıtası yönetimindeki idarecilerin resmi yazışma
dili olurken, halkın her kesiminden insanını da sanatsal
alanda faaliyet yapmaya yöneltmiştir. Gazeller, kasideler,
rubailer ve edebî sanatın diğer dalları Farsçanın estetiği ve
büyüsüne kapılarak gönüllere taht kurmuş; tasavvûf, ahlâk
ve aşk konuları hayâl ve duyguların bazen açık bazen kapalı
beyanıyla arûz ve kafiyeye dikkat edilmeksizin vahdet-i vü-
cûd inancı da eklenerek dile gelmiştir. Çalışmamızın asıl
konusunu padişah Evrengzib’in şair kızı Zebunnisa, onun
hayatı, edebî çalışmalara olan yaklaşımı ve “Mahfî” mahlası
ile yazdığı şiirlerinden oluşan divanı teşkil etmektedir. Bu
çalışma ile döneme damgasını vurmuş farklı din ve inançlara
dair düşüncelerin şiire yansımaları ele alınacaktır.
Anahtar Kelimeler: Moğol dönemi, Farsça, şiir, Zebunnisa,
Evrengzib.
Abstract: In the period of Great Indo-Turkish Empire
when the art, literature reached the summit, Arabic was
used as base to understand Islam religion, Quran and learn
it thoroughly and the Persian language was taught to develop
the literary features of the individuals. In this period of
India, all the Sultans conceding to the throne enjoyed writing
poetry, made the authors and poets officers with salaries
by employing them in their palaces. While Persian was
the official written language of the managers in the management
of India sub-continent for nearly 8 centuries, it
encouraged the people to do activities in the artistic field.
Ghazals, eulogies, quatrains are tadhkira and other branches
of the literary arts with the aesthetics and magic of Persian
were loved and were uttered with the belief of pantheism
regardless of prosody and rhyme sometimes with open
expression and sometimes with closed expression of emotions
with the themes of Sufism, morals and love theme.
The main theme of our research paper consists of poet
daughter of Sultan Aurangzeb, her life, her approach to literary
works and dewan consisting of the poetry she wrote
with secret. In this work, there will be reflections poetry of
different religions and beliefs which are marked in the period.
Keywords: Mongol period, Persian, poetry, Zeb-un-Nissa,
Aurangzeb.
Research Interests:
Research Interests:
Öz: Ekber Şah döneminde ayrı bir öneme sahip olan Fars dili ve edebi-yatı Ekber Şah'ın da kişisel ilgisi ve desteği ile canlanmış ve gelişmiştir. Bu dönemde Farsça Hindistan'da en şaşaalı ve verimli zamanını yaşamıştır. Ekber Şah her ne... more
Öz: Ekber Şah döneminde ayrı bir öneme sahip olan Fars dili ve edebi-yatı Ekber Şah'ın da kişisel ilgisi ve desteği ile canlanmış ve gelişmiştir. Bu dönemde Farsça Hindistan'da en şaşaalı ve verimli zamanını yaşamıştır. Ekber Şah her ne kadar kendisi okuma yazma bilmese de bilimin her alanına özellikle de edebiyata ayrı bir ilgi duymuştur. Hindistan'ın ilmî serveti olarak kabul edilen bu eserlerin unutulup yok olmaması ve bu ser-vetin gelecek nesillere aktarılması onun en büyük arzusu olmuştur. Çalış-mamızın konusunu teşkil eden eserlerin Sanskritçeden Farsçaya çevrilmesi de bu açıdan önem arz etmektedir. Hatta bu tercümelerin yapılması için Ekber, Daru't-Tercüme adı altında bir binanın tesisini emretmiş ve önemli bilim adamlarını orada toplayarak bu çevrilerin yapılmasını istemiştir. Ya-pılan bu çalışmalarla Ekber Şah, Sanskritçe ve Farsçanın dışında, Hintçe ve yerel dillerin de öğretilmesine, konuşulmasınave çevirilerinin yapılmasına imkan tanımıştır. Ancak Sankritçeden Farsçaya yapılan tercüme eserlerin sayısı diğer dillerden yapılan tercüme eserlere göre daha fazladır. Çalışmamızın giriş kısmında Ekber Şah dönemi Farsçasının genel du-rumuna değinildikten sonra bu dönemde yapılan tercüme eserler hakkında bilgiler verilmiştir. Amacımız Hint coğrafyası ve dünya edebiyatı açısından önemi bulunan bu eserlerin ülkemiz araştırmacıları tarafından da çalışılma-sına zemin hazırlamaktır. Abstract: The Persian language and literature which have a different feature in Ekber Shah era became more important and developed with the personal interest of Ekber Shah. In this period, the Persian was so splendent and productive. Although Ekber Shah doesn't know to read and write, he was interested in literature specifically besides every field of science. He had the greatest * Yrd. Doç. Dr., Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü, Fars Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı (bkaragozoglu@agri.edu.tr).
Research Interests:
Öz 17. Yüzyılda hoşgörülü yaklaşımı ile tanınan Babürlü padişah Celaleddin Ekber (1556-1605), Agra'yı başkent yapmıştır. O dönemde beş yüz bin nüfuslu Hindistan'ın en büyük şehirlerinden birisi olan Agra'da ulema, din bilgini ve... more
Öz 17. Yüzyılda hoşgörülü yaklaşımı ile tanınan Babürlü padişah Celaleddin Ekber (1556-1605), Agra'yı başkent yapmıştır. O dönemde beş yüz bin nüfuslu Hindistan'ın en büyük şehirlerinden birisi olan Agra'da ulema, din bilgini ve filozoflar, Ekber'in önderliğinde bir araya toplanarak araştırmalar yapmışlardır. Bu araştırmalar neticesinde Hindistan'da var olan Hindu, İslâm, Zerdüşt, Hıristiyanlık ve Sikh gibi dinler arasında uzlaşma noktası bulmaya çalışılmıştır. Sufi hareketi ise on dördüncü ile on altıncı yüzyılın sosyo-din hareketidir. Tasavvufun manevî misyonu, öncelikle Hindistan'da, Müslüman yöneticilere politik hakimiyetlerinde yardımcı olmak ve İslam'ın yayılmasını sağlamaktır. Bu sebeple mutasavvıflar Müslümanlara fetihleri sırasında eşlik etmişlerdir. Mutasavvıfların öğretilerinin özü sevgiyle ve bağlılıkla insan ruhunun Allah ile birleşmesidir. Vedantik felsefe ve Hint Budizmi üzerine yoğun çalışmalara sahip olan Müslüman din adamları, çeşitli dini metinde buluşmuş, Hindistan'ın büyük bilgeleri ile temas kurmuş ve Hint dinini çok yakından idrak edebilmişlerdir. Ekber, uzun saltanatı boyunca Hint alt kıtasının tüm şehirlerinde barış ve refahı sağlayabilmek için dinlerin bileşiminden " İlahi Din " adı ile adlandırdığı yeni bir dinî ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Ekber'in ortaya koyduğu bu çalışma İmam Rabbani gibi pek çok İslâm bilgininin tepkisine yol açtığı gibi padişahlardan Şah Cihan ve Evrengzib de Ekber'in bu
Research Interests:
Research Interests:
Öz İslam dininin Hindistan'a gelişiyle Hint tarihi ve kültüründe yeni bir dönem başlamıştır. Fars şiirinin ve felsefesinin muazzam zenginliği İslam'ın yayılmasına ve tasavvufun doğmasına büyük ölçüde katkı sağlamıştır. Farsça, Hint alt... more
Öz İslam dininin Hindistan'a gelişiyle Hint tarihi ve kültüründe yeni bir dönem başlamıştır. Fars şiirinin ve felsefesinin muazzam zenginliği İslam'ın yayılmasına ve tasavvufun doğmasına büyük ölçüde katkı sağlamıştır. Farsça, Hint alt kıtasında İngilizler hâkimiyeti ele geçirene değin Moğol Türklerinin yönetimi altında devletin resmi dili olarak konuşulup yazılmıştır. Yüzlerce yıl Hint coğrafyasında varlığını koruyan bu dil, Hindistan'ın yerel dillerinden olan Marathi, Gujarati, Sindhi, Pencabî, Bengalî, Urduca ve Hintçeye de çok sayıda kelime vermiştir.Hindistan'da Fars edebiyatı konusu ise üzerinde çokça tartışmanın yapılabileceği kapsamlı bir konudur. Hindistan'ın orta çağı kültürel anlamda edebi etkinlikleriyle dikkat çekmektedir. Yazılan Farsça eserlerin çoğunluğu din içerikli konulardan ve daha çok yorumlardan, sufîlerin konuşmaları veya söylemlerinden oluşmuştur. Moğol Türklerinin Hindistan'da ortaya çıkışı Fars edebiyatına ayrı bir ivme kazandırmıştır. Yöneticilerin çoğu hem Delhi'de hem de diğer siyasi merkezlerde bireysel olarak veya dilin birer himâyecileri olarak Farsçayı şiir ya da nesirleri geliştirmişlerdir. Hükümdarların Farsçaya duydukları ilgi ile de İran'ın önemli şairleri saraya davet edilmiş, böylece İran'dan Hindistan'a göçler artmıştır. Hindistan'a İran'dan göçlere sebep olarak sadece edebi faaliyetlere sağlanan ortamlar ya da edebiyatçıların desteklenmesi düşünülmemelidir. Göçlere siyasi çekişmeler ve inançlardaki baskılar da sebep olmuştur. Ekber Şah, Cihangir ve Şah Cihan döneminde yapılan edebi çalışmalar bu dönemde öne çıkan eserler, İran'dan Hindistan'a göç eden şairler ve onların çalışmaları makalemizin asıl konusunu teşkil etmektedir. Ayrıca siyasilerin İran'dan göçleri ve onların Hint siyasetinde edindikleri konumlarına da kısaca değinilecektir. Amacımız Fars ya da Türk kökenli İranlıların Hint alt kıtasındaki etkinliklerini, edebiyata ve siyasete olan katkılarını ortaya koymak ve Orta çağ Hindistan'ı konusunun Türk tarihi açısından önemini, iç içe geçmiş Fars, Hint ve Türk toplumlarının Hint coğrafyasındaki varlıklarının kültürel, siyasi, dini ve sosyolojik alanlarda olduğu gibi daha pek çok alanda yapılacak araştırmalar için uygun zemin ve yeterli kaynaklara sahip olduğunu vurgulamaktır.
Research Interests:
Öz Eğitim süreci, insanoğlunun var oluşuyla birlikte başlamıştır. Yeni doğan bir bebek öncelikle aile bireyleri tarafından eğitilir; daha sonra bu görev, eğitim kurumlarınca devralınır. İnsanlar yaşadığı müddetçe, bilginin peşinden... more
Öz Eğitim süreci, insanoğlunun var oluşuyla birlikte başlamıştır. Yeni doğan bir bebek öncelikle aile bireyleri tarafından eğitilir; daha sonra bu görev, eğitim kurumlarınca devralınır. İnsanlar yaşadığı müddetçe, bilginin peşinden giderek çeşitli araştırmaların içinde bulunurlar. Tarih boyunca bütün medeniyetler, ilerlemenin yolunun eğitimden geçtiğinin bilincine vardıkları için buna önem vermişlerdir. Türk eğitim tarihinin geçmişi, çok eski zamanlara dayanan ilk Türk toplumuyla başlar. Bilindiği gibi Türkler çok geniş bir coğrafi alana yayılmışlardır. Dağınık bir coğrafyaya yayılmalarına rağmen devletler kurarak kendilerine has kültürlerini ve ananelerini yaşatan ender topluluklardandır. Türk devlet yapısında eğitim kurumları da önemli bir yer tutmaktadır. Bu kurumlarda eğitim; öğrenci, öğretmen ve temel kaynak kitaplardan oluşmaktadır. Türkler İslâmiyet'i benimsedikten sonra eserlerini daha çok Arap-Fars dilleriyle kaleme alan önemli aydınlara yakınlık duymuşlardır. İslami eserler, o dönemde bilim, siyaset ve edebiyatta zirveye ulaşmıştır. Türkçe; Arapça ve Farsçadan etkilenerek pek çok kelimeyi kendi diline katmıştır; ancak devletin zaman zaman resmi dilinin Farsça olması bu eğitim kurumlarında Fars dilinin yabancı bir dil olarak öğretilmesini gerekli kılmıştır. Bu kurumlarda yetiştirilen öğrenciler gerek ahlaki gerek siyasi gerekse dini alanlarda İran kökenli Fars coğrafyasının yetiştirdiği bilim adamlarının eserleri ile bilgilendirilmişlerdir.
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
Özet: Çocuk edebiyatı milliyet ruhunu ve ülkesini yönetecek genç vatandaşları-na tarihi ve kültürel farkındalığı kazandıran bir araçtır. Eğitim süreci ailedeki ebe-veynlerin denetiminde başlar ve devam eder. Tüm Hindistan'da tanınan ve... more
Özet: Çocuk edebiyatı milliyet ruhunu ve ülkesini yönetecek genç vatandaşları-na tarihi ve kültürel farkındalığı kazandıran bir araçtır. Eğitim süreci ailedeki ebe-veynlerin denetiminde başlar ve devam eder. Tüm Hindistan'da tanınan ve çocuk-lar tarafından sevilen Ekber Birbâl hikâyeleri Türk kökenli imparator ve onun vezi-ri ve aynı zamanda yakın arkadaşı olan Birbâl arasında geçen eğlenceli olayları ve diyalogları içermektedir. Bu hikâyelerdeki diyaloglar Hintlilerin günlük konuşma-sının bir parçası olmuş ve atasözlerine dönüşmüştür. Bu çalışmanın amacı dünya çapında tanınan Ekber Birbâl anektodlarının önemli olduğuna dikkat çekmek ve Hindistan eğitim sistemindeki yeri hakkında bilgilendirmektir. Abstract: Tutorial Stories of Akbar's Vizier (Birbal) Child literature is a tool to fill the spirit of nationality and the awareness of the history and culture in its young citizen in whom hand the country would be managed and this process starts from curb in the family by the veteran parents and grand parents. The stories of " Akbar and Birbâl " which is the most famous throughout India and very loving to children contains amusing incidents and talks which occurred between the Turkish rooted Indian emperor Akbar and his minister and close friend Birbâl. These tories have become the part of the Indian talks and proverbs. The aim of this work is to get become aware of the importance of the worldwide anecdotes of Akbar and Birbâl and to get information about the education system of India. Giriş İnsanlar, çok eski çağlardan beri topluluk hâlinde yaşamışlardır. Her bir toplum zaman içerisinde kendi masal, hikâye, efsane, destan gibi sözlü geleneğe bağlı edebî eserlerini üretmiştir.
Research Interests:
ÖZET Asya'daki matbaacılığın tarihi geçmişine baktığımızda Hindistan'ın kitap ve gazete basımının diğer Asya ülkelerine nazaran çok gelişmiş ve yayıncılığının daha aktif olduğunu; ayrıca Hindistan'da yayınlanan bu kitapların on dokuzucu... more
ÖZET Asya'daki matbaacılığın tarihi geçmişine baktığımızda Hindistan'ın kitap ve gazete basımının diğer Asya ülkelerine nazaran çok gelişmiş ve yayıncılığının daha aktif olduğunu; ayrıca Hindistan'da yayınlanan bu kitapların on dokuzucu yüzyılın ikinci yarısında Afganistan, İran, Yemen, Türkiye ve diğer merkez Asya ülklerine gönderildiğini görmekteyiz. Bu devrimci senaryo arkasında Hindu bir kişinin başkanlığını yaptığı, Müslüman ülkelerin özelikle Orta Asya ülkelerinin İslami kitap basımı taleplerini yerine getirmede yardımcı olan ve bütün Hint yarımadasına dağılan büyük İslâm edebiyatı hazinesinin korunmasında önemli rol üstlenen bir matbaa vardı. Hindistan'ın önde gelen yayıncılık sektörünün başarısının arkasında yatan sebep, bu şahsiyet ve onun büyük çabalarıdır. Büyük ve saygın bir kişi olan Münşi Naval Kishore'un matbaası; İngilizler dönemi boyunca Lucknow eyaletinde " Hindistan'ın kitap deposu ve Naval Kishore Matbaası " adıyla mukaddes kitap Kur'an-ı Kerim de dâhil olmak üzere İslâmi konuları içeren pek çok değerli kitapları yayınladı. Naval Kishore 1836 yılında Aligarh şehri (İngilizlerin birleşik eyalet döneminde Aligarh ismiyle anılan ancak; şimdilerde ise Uttar Pradesh olarak bilinen) yakınlarında küçük bir kasaba olan Bastui kasabasında doğdu. Hindu bir aileden, Kayastha kastına bağlı olmasına rağmen genç yaşlarda Hindistan genelinde, yüksek kalitede basılan kitapları ile aynı zamanda İslâmi kesim tarafında da tanındı. Aslında Kayastha kastı; okuma, yazma, baskı ve kitap ciltleme gibi mesleklerden olan ve ünlülerin bağlandığı bir kast sistemidir. Naval Kishore öncelikle Lahor'da baskı eğitimi alıp basım işine girmiş ve henüz 22 yaşında iken 1858 yılında Lucknow şehrinde Naval Kishore adlı matbaa ve kitap deposunu kurmuş ve kitaplar basmaya başlamıştır. O kendi döneminde Hint alt kıtasının yanı sıra Orta Asya ülkeleri boyunca Hint-İslam kültürünü teşvik edenlerin de öncüsü oldu. Arapça, Farsça, Hintçe, Sankritçe ve Urduca'ya ilâveten Hint alt kıtasının mahalli dillerinden olan Marathi, Gucarati ve Pencabi gibi dillerde 35.000'den fazla kitab yayınladı. Hem makul fiyatlarda dinî kitapları hem her bireyin kendi evinde kendi dini kitabı olması * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir.
Research Interests:
گسترش و افول زبان فارسی در شبه قاره هند برنا قره گُز اوغلو استادیار بخش زبان و ادبیات فارسی دانشگاه ابراهیم چچن آغری چکیده: فارسی که توسط ترک ها به هندوستان راه یافته بود و نزدیک 800 سال در هندوستان رواج داشت، مورد محبوبیت خاصی در بین... more
گسترش و افول زبان فارسی در شبه قاره هند
برنا قره گُز اوغلو
استادیار بخش زبان و ادبیات فارسی دانشگاه ابراهیم چچن آغری

چکیده:
فارسی که توسط ترک ها به هندوستان راه یافته بود و نزدیک 800 سال در هندوستان رواج داشت، مورد محبوبیت خاصی در بین هندوان و مسلمانان قرار گرفته بود. با دوام حکمرانانی مسلمانان در هندوستان، این زبان به اوج پیشرفت خود رسید و حتی هندوان به آموزش زبان فارسی روی آوردند. در طول این زمان کتاب های متنوع زیادی به زبان فارسی ترجمه و یا تألیف شد. اگرچه پس از استعمار؛ انگلیسی‌ها درسال ۱۸۳۲ با زور زبان انگلیسی را جایگزین فارسی کردند، اما هنوز هم زبان فارسی از محبوبیت خاصی در هندوستان برخورد دار است و فارسی دادان هندوستان زیاد هستند.
پژوهش ما بررسی دوران زبان فارسی در هندوستان بعد از اسلام، اینکه آن در چه وضعی قرار داست، شگوفایی و دوران طلایی آن و هم چنین افول آن با آمدن انگلیس ها است.
واژگان کلیدی: خدمات ترکان به فارسی، فارسی در هندوستان، تاریخ گسترش فارسی، علت محبوبیت فارسی، زبان فارسی


HİNT ALT KITASINDA FARSÇANIN YÜKSELİŞ VE ÇÖKÜŞÜ

ÖZET:
Türk idareciler tarafından Hindistan’a götürülen ve sekiz yüz yıla yakın bir süre Hindistan’da kullanılan Farsça, Hintli Müslümanlar tarafından sevilen bir dil olmuştur. Farsça Müslüman yöneticilerin yönetimleri sırasında ise en parlak dönemine ulaşmıştır. Hatta Hindular arasında da öğrenilmek istenilen bir dil olmuştur. Bu süre zarfında çok sayıda kitap Farsçaya çevrilmiş ya da doğrudan Farsça kaleme alınmıştır. İngilizlerin 1382’de Hindistan’ı işgalinden sonra baskılar sonucu İngilizce, Farsçanın yerini almasına rağmen Farsça günümüzde dahi Hintlilerin gönlünde özel bir yere sahip, sevilen bir dildir.
Çalışmamız Farsçanın Hindistan’daki İslâm sonrası dönemde geçirdiği evreleri, durumu, gelişimi, altın çağı ve İngilizlerin gelişiyle birlikte çöküşünü ele almaktadır.
ANAHTAR KELİMELER: Türklerin Farsçaya olan hizmeti, Hindistan’da Farsça, Farsçanın tarihi gelişimi, Farsçanın sevilme sebepleri, Fars dili
Research Interests:
روابطِ فرهنگی ایران و هند برنا کارا گوز اوغلو استادیار بخش زبانوادبیات فارسی دانشگاه ابراهیم چچن آغری چکیده: ایران و هند از زمان قدیم در صحنه تاریخ دو دولت دوست بوده اند و این دو ملت از نگاه، نژاد فرهنگ، دین و زبان از دیرباز به این سو... more
روابطِ فرهنگی ایران و هند
برنا کارا گوز اوغلو
استادیار بخش زبانوادبیات فارسی دانشگاه ابراهیم چچن آغری



چکیده:
ایران و هند از زمان قدیم در صحنه تاریخ دو دولت دوست بوده اند و این دو ملت از نگاه، نژاد فرهنگ، دین و زبان از دیرباز به این سو نقطه مشترک با هم داشته اند. روابط ایران و هند قبل از میلاد حتی در زمان داریوش و کوروش هم صمیانه بوده و این ارتباط میان دو کشور که از زمان مادها و هخامنشی ها خود را نمایان نموده بود، تا بعد از دوره اسلام رو به گسترش و قوی تر شدن بوده است.  این شباهت ها، پژوهشگرانی را که در زمینه دین، فرهنگ، زبان و ادب، مشغول تحقیق بوده اند شگفت زده نموده است. این سرزمینی که دانشمندان مهم، متصوف ها، تاریخ دانان و اهل ادب را در خود پرورش داده است با میراث فرهنگ غنی خود، پژوهشگرانی را که در هر زمینه برای تحقیق قدم برداشته اند پذیرایی نموده است. در این پژوهش که بیشتر در موضوع قبل از اسلام پرداخته ایم، بیانگر ارتباط قوی این دو ملت است.
کلمات کلیدی:
ایران، هندوستان، رابطه هند و ایران قبل از اسلام، رابطه هند و ایران، فرهنگ مشترک ایران و هند




HİNT – İRAN KÜLTÜREL İLİŞKİLERİ
İran ve Hindistan asırlardır tarih sahnesinde yer almış iki dost ülkedir. Ari ırkına bağlı bu iki milletin kültür, dil ve din bakımından ortak noktaları oldukça fazladır. Medler ve Hahameniş döneminde kendini göstermeye başlayan bu iki ülke arasındaki ilişki İslam sonrası döneme değin güçlenerek devam etmiştir. Hindistan’ın önemli eserleri olan Mahabarata ve Ramayan’a destanları, Avesta metinleri ile gerek sözcük yapısı gerekse içerik bakımından bazı bölümlerde benzerlik göstermektedir. Bu benzerlik dil, folklör, edebiyat ve dini alanlarda çalışma yapan araştırmacıları bilhassa etkilemiştir. Önemli bilim insanlarının, mutasavvıfların, tarihçilerin ve edebiyatçıların yetiştiği coğrafya zengin kültür mirasıyla çeşitli alanlarda çalışmalar yapacak araştırmacılara evsahipliği yapmaktadır.
İslâm öncesi döneme dair bilgilerin İslam sonrası döneme göre daha yoğun olarak aktarıldığı çalışmamız, bu iki milletin tarihi bağının gücünü ve etkisini ortaya koymak adına yapılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: İran, Hindistan, Farsça, İslâm öncesi ve sonrası İran-Hindistan İlişkileri
Research Interests:
Research Interests:
Research Interests:
BARZAH AMMA BAHESHT /

BERZAH AMA CENNET

AUTHOR: NAZI SAFAVI

TRANSLATED BY BERNA KARAGÖZOĞLU
Research Interests:
İran Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Yazarları
Research Interests: