(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

'Üçüncü göz'e inanıyorum

'Üçüncü göz'e inanıyorum

20 yıldır, birkaç Anadolu şehrinin nüfusu kadar lazer ameliyatı yapan Bozkurt Şener ,"Anti-aging uygulamalarıyla göz yaşlanması ertelenebilir," diyor

Onu Türkiye'de yakalamak biraz zor. Ayın bir haftasını Hollanda'daki kliniğinde geçiriyor. Daha sonra Makedonya'ya gidiyor. Geri kalan zamanlarda İstanbul'da lazer ameliyatlarında ya da kongrelerde... Bu kadar koşturmanın içinde kendi kendiyle de kalmayı seven biri Bozkurt Şener. Her sabah koşup, 20 dakika meditasyon yapıyor ve cep telefonunu saat 10'dan önce açmıyor. Hollanda'da bir gazete, başarısı kadar, yaşına rağmen gençliğini de vurgulayınca, onunla konuşmak istedim. 55 yaşında bu kadar dinamik ve sağlıklı olmayı nasıl başardığını hastaları da ona soruyormuş. Ciddiyetiyle bilinen Bozkurt Şener "Aptallık derecesinde iyimserim," deyiverdi... Bundan sonra sohbet, limonata kıvamında aktı gitti. "Peki üçüncü göz için ne diyorsunuz?" diye sorunca iyice şaşırttı beni hoca: "Üçüncü göz öğretide bir çakra olarak düşünüldüğüne göre, o çakranın da içinin pozitif enerjiyle doldurulması gerekiyor. Üçüncü gözü duygusal olarak kullandığımı biliyorum ama ne kadar kullanıyorum, işte onu bilmiyorum. Ama enerjiyle uğraşan insanlarla karşılaştığımda, pozitif ve yüksek bir enerjim olduğunu söylüyorlar."

* Üçüncü göze inanıyorum ama onu ne kadar kullandığımı bilmiyorum.
* Her sabah 20 dakika meditasyon yapıyorum.
* Göz, en hızlı yaşlanan organ. 35 yaşından itibaren göz yaşlanmasını geciktirecek A, C, E vitaminleri almak faydalı
* Kız kardeşim Gülse'nin (Birsel) bu kadar komik olduğunu bilmiyordum. Diziyle öğrendim.

- 55 yaşında gibi durmuyorsunuz. Nedir sizi bu kadar genç ve aktif tutan şey?
- Çünkü 50'li yaşlara hiç takılmıyorum. Hatta kendimle en barışık olduğum yaş diyebilirim. Eğer spor yapan biriysen, zaten eklem, kemik ve adale gücünü koruyorsun. Hatta bu gücü nasıl kullanacağını daha iyi biliyorsun. Karaciğerinde nedir seni rahatsız eden, onu biliyorsun. Nasıl uyuman lazım, kaç saat uyuman lazım, biliyorsun. Hangi spor senin için iyidir ya da seni ne strese sokar, biliyorsun. Kendini iyi tanıyorsun... Kendinden daha yaşlılardan keyif alıyorsun, çok gençlerden keyif alıyorsun, yani spektrumun daralacağına genişliyor. 70-80 yaşında çok iyi sohbet ettiğim dostlarım var... 20 yaşında da gene çok keyif aldığım, çocuklarımın arkadaşları var.
- Her organın yaşlanma süresi eşit mi? Göz çabuk mu, geç mi yaşlanır diğer organlara göre?
- Göz, en hızlı yaşlanmaya başlayan organdır. Dört yaşından itibaren yaşlanmaya başlar. Ama esas hissedilen zayıflık, 45 yaş civarındadır. Eskiden 40 civarındaydı, şimdi biraz daha geriledi. Anti-aging uygulamaları, egzersizler, spor ve dengeli beslenme gözün yaşlanmasını geciktiriyor. 45 yaşından itibaren yakından görme ile ilgili sıkıntı başlıyor. Bu, fizyolojik ve herkeste olacak bir şey...
- Yakını görememek bir yaşlanma belirtisi midir?
- Çok net bir şekilde, evet. Aynen saçın beyazlaması, cildin kırışması gibi.
- Göz yaşlanmasını geciktiren antiaging uygulamaları var mı?
- Birtakım vitamin grupları ve birtakım dikkat edeceğin şeylerle bu zamanı uzatmak mümkün... En önemlisi güneşten kaçınmak. Çocukların bile artık güneş gözlüğü takması gerekiyor. Filtreli bir gözlükle korunmak lazım. Çünkü en hızlı yaşlanma provokasyonu yapan, onu tetikleyen güneştir; ultraviyole B ışınıdır. Katarakt oluşturur ve genellikle sarı nokta hastalığını tetikler. Güneşten korunmaya ve dengeli beslenmeye dikkat etmek önemli. Yıllardır çok az tuz tüketiyorum. Günün yorgunluğu, stresi, çalışma temposunun ağırlığı... Takviye şart. Göz için illa bir şeyler yapmak istiyorsak; lüteinli, C vitaminli, A ve E vitaminli takviye yapmamız lazım.

- Yıllar önce risk alıp, 'eximer laser'i Sinan Göker birlikte ilk siz getirmişsiniz. Keşke patentini alsaydık diye bir pişmanlık yaşıyor musunuz 20 sene sonra? Türkiye'nin Steve Jobs'u olabilirdiniz...
- Tıbbi bilgimiz, satın aldığımız sistemin de çok yüksek fizik bilgisini bir araya getirdiğimizde, bunun iyi olacağını biliyorduk. Pek çok uykusuz gece geçirdiğimizi itiraf edeyim. Şunun gibi: Arabaları hepimiz biliyoruz. Dört tane tekerlek var, binip gidiyor. Oysa şimdi sen tekerleksiz, yerden 30 cm yukarıda giden bir arabayla yola çıkıyorsun ve 'Bu iyi olacak' diye düşünüyorsun. Farklı bir adımdı. Gözün yüzeyindeki çalışma sistemi, çok farklıydı. Ama dünyada bir numara haline geldi. Halen o sistem kullanılıyor.

#Sayfa#

Fazla iyimserim
4 Kongrelerde, meslektaşlarımdan ayrı bir otelde kalırım. 24 saat mesleki konularda konuşmak sıkıcı geliyor. Bu, meslek açısından da yapıcı değil. 4Aptallık derecesinde iyimserim. Her şeye, çok iyi olacak diye başlarım. Bana faydası olduğu kadar zararı da var.

Türklerin gözbebeği gece daha büyüyor

- Türk hastalarla Avrupalı hastaların göz yapısı arasında fark görüyor musunuz?
- Gece gözbebeği boyumuz farklıdır bizim. Bizimki daha geniştir Avrupa'dakilere göre. Bizim gece gözbebeğimiz 6,5-7 mm'dir, onlarda 5,5-6 mm'dir.
- Bu bizim böyle göçebe ve savaşçı olmamızdan mı kaynaklanıyor? (Gülüşmeler.)
- Göz rengi ile de ilgili biraz. Gece, gözümüzü daha çok açabilme özelliğimiz var Türkler olarak. (Gülüyor.) Lazer operasyonlar konusunda Hollandalılar avantajlı; katarakt için Türkiye avantajlı. Ama tabii şöyle bakmak lazım: Hasta olarak da avantajlıdır Hollanda'dakiler. Ameliyata karar verdikten sonra doktora artık yüzde 100 güveniyor. Kafasında hiçbir soru işareti kalmıyor.
- Bugüne kadar kaç lazer operasyonu yaptınız?
- 55 bin olmuştur sanırım. Mayıs 1992'de başladım.

Doğal olan her şeyin gücüne inanıyorum
- İlk lazer yaptığınız hastayı hatırlıyor musunuz?
- Adanalıydı. 29 yaşındaydı. Gözünün derecesi epey yüksekti. Hatırladığım kadarıyla 8 dereceydi. Tatlı bir çocuktu. Kontakt lensini kullanamıyordu. Gözlük numarası da çok yüksekti ve muhasebeciydi. Listemde ilk dört kişi kayıtlı. Mayıs 2012'de lazer operasyonunun 20. yıl kutlamasını yapalım ve onları da davet edelim, ne güzel olur.
- Gülse Birsel'in ağabeyisiniz. Korumacı bir ağabey misiniz?
- Hayır. Gülse kendine güvenen bir kızdır. Çocukluğunda da öyleydi. Ama bu kadar komik olduğunu diziyle öğrendim. Tam tersine, bir arada olduğumuzda ciddi insanlarızdır. Kardeşimin yeni dizisini sabırsızlıkla bekliyorum.
- Ofisinizde kristal taşlar var. Gücüne inanıyor musunuz?
- Evet. Doğal olan her şeyin gücüne inanırım. Taşlar da onlardan biri.
- İnançlı mısınızdır?
- Ben Allah'ın var olduğunu ve beni de sevdiğini düşünüyorum. Yani aramızda iyi bir şey olduğunu, benim kollandığımı düşünüyorum.

#Sayfa#

55 yaşımdayım, yakın gözlüğü kullanmıyorum
- Hangi yaşta anti-aging uygulamalarına başlamak lazım?
- Genellikle 35-40'lı yaşlarda başlamak lazım. Hele ki ailede bir sarı nokta hastalığı varsa. 35 yaşımdan beri anti-aging türü uygulamaları dönüştürerek kullanırım. Bunun içinde muhakkak balık yağı vardır. Muhakkak C vitamini vardır. Her gün... Alfa lipoik asit ve Koenzim Q10 alırım. Bunları aşağı yukarı 20 senedir yapıyorum. 55 yaşımdayım ve hâlâ yakın gözlüğü kullanmıyorum.
- Hiç göz probleminiz olmadı mı?
- Hafif bir miyopluk ve astigmat var ama sadece televizyon izlerken veya sinemada gözlük takıyorum. Normalde gözlüksüzüm. Genetik yapı ve aktif sporun göz sağlığına etkisi kuvvetli. Mesela balık yağını da aksatmamak lazım. Omega 3, 6 ve 9 insan bedeni için önemli antioksidanlardan; gözyaşı eksikliğine karşı da önerilir.
- Biraz önce ameliyattan çıktınız. Yanımıza mutlu geldiniz. Riskli ameliyatlarda da hep böyle gülümser bir mizacınız mı var?
- Mutlu olmak göreceli bir kavram. Çok sıkıntıda olup, çok yoğun çalışıp, çok vakitsiz olup mutlu olabilirsin. Ya da çok keyifli bir yerde oturup, mutsuz bir insan da olabilirsin. Genelde mutlu biriyim. Hatta aptallığa yakın bir optimistim. Her şeye gereğinden fazla iyimser bakarım. Zayıf noktalarımdan da biridir, kullanılır.
- Kötü bir olayda nasıl bir tutum takınıyorsunuz?
- Kendimi hemen toparlayıp normal noktaya çok hızlı çekebiliyorum.
- Kaç saat alıyor kendinizi toparlamanız?
- Saat değil, dakikalar. Çok hızla toplayabilirim kendimi. Biraz önce zor bir ameliyat yaptım. Göz tansiyonu olan yaşlı bir hanımdı. Gözünün her tarafı yapışıktı, çok zor bir vakaydı. O sırada kendine bir 'reset' atamazsan çökersin.


Yazarın Önceki Yazıları
Ben kadın gibi kadınları severim ( 11.09.2011 )
Arın bebekle hırslarımı azalttım ( 04.09.2011 )
Sponsor bulamasam da Ramazanda Caz devam edecek ( 27.08.2011 )
Yazdı, oynuyor, filme çekecek ( 20.08.2011 )
Biriktirdiğimiz öfke, sırtımızda bir küfe gibi ( 13.08.2011 )
Sakıp Sabancı'nın bana söyledikleri aklımdan çıkmadı ( 07.08.2011 )
Belki şehre bir film gelir ( 31.07.2011 )
Tarihçilere Urartuca öğretiyor ( 23.07.2011 )
Başkaldıran kadınları giydirmek istiyorum ( 16.07.2011 )
Ruhumda büyük bir harem var ( 09.07.2011 )

Diğer Cumartesi Sabah Haberleri

Motosiklete atlayıp doğuma gittim!
Aşk acısı topuklu ayakkabı giydirdi
İstinye'ye 'Cabrio' fabrikası kurdular!
Fadiş, benim hayatımın romanı
Okul, insan doğasına aykırı
İstanbul için sanat vakti!
Kendi elektriğini kendin üret
İçinden cinayet geçen filmler
İstanbul Moda Haftası'nın 'erkekleri'
A'dan Z'ye Moda
Köpek eğiticisi kadınlar
DVD ekranı
Politikacıların müzisyen sevdası
En iyi 100 Türk filmi
Meyveli kokteyllere devam
Terasta modern mey hane
www..com.tr
Facebook’un en iyi gazetesi
SABAH’ı beğen,
son dakika haberlerini kaçırma
facebook.com/Sabah
Son dakika haberlerini
Twitter’ın en iyi gazetesi
Sabah’da takip et
twitter.com/sabah
Sosyal Medya' nın En Çok Paylaşılanları
ÜCRETSİZ SABAH BÜLTEN ÜYELİĞİ

Üye olun, son dakika haberleri e-postanıza gelsin.

Adı Soyadı :
E-posta :
Üye Ol