Skip to main content
ÖZ Kamu diplomasisi faaliyetleri ülke imajlarının yükseltilmesi açısından rekabetçi bir yapıya dayanmakta ve her ülkenin ülke çıkarlarının başka ülkeler nezdinde elde edilmesine yönelik yürüttüğü faaliyetleri içermektedir. Küresel düzenin... more
ÖZ Kamu diplomasisi faaliyetleri ülke imajlarının yükseltilmesi açısından rekabetçi bir yapıya dayanmakta ve her ülkenin ülke çıkarlarının başka ülkeler nezdinde elde edilmesine yönelik yürüttüğü faaliyetleri içermektedir. Küresel düzenin bir takım teknik ve politik nedenelere bağlı olarak dönüşümü, sorun ve çözümlerin küreselleşmesi kamu diplomasisini kaçınılmaz olarak küresel işbirliğine yöneltmektedir. Dünyanın farklı bölgelerinden 26 ülkenin kültür diplomasisi kurumlarının oluşturduğu Küresel Kamu Diplomasisi Ağı (GPD Net) kültür diplomasi faaliyetlerinde çoklu işbirliğinin iyi bir örneğidir. Bu çalışma özelde kamu diplomasisi genelde ise kültür diplomasi faaliyetlerinde uluslararası ve kültürlerarası işbirliğinin imkân ve sınırlarını Küresel Kamu Diplomasisi Ağı (GPDNet) üzerinden analiz etmektedir. Bu amaçla GPDNet’in kurumsal yapısı; eylemler, kapasite geliştirme, kültürel ağ ve bilgi değişimi bağlamında değerlendirilmiştir. Küresel işbirliği söylemini analiz etmek amacıyla i...
Kamu diplomasisi faaliyetleri, ulusal çıkarların elde edilmesi açısından rekabetçi bir yapıya dayanmaktadır. Ancak küresel bağlamda değişen koşullar uluslararası işbirliğini gerektirmektedir. Birçok ülke kamu diplomasisi faaliyetlerini... more
Kamu diplomasisi faaliyetleri, ulusal çıkarların elde edilmesi açısından rekabetçi bir yapıya dayanmaktadır. Ancak küresel bağlamda değişen koşullar uluslararası işbirliğini gerektirmektedir. Birçok ülke kamu diplomasisi faaliyetlerini küresel iş birliği anlayışı doğrultusunda yeniden şekillendirmektedir. 26 ülkenin kültür diplomasisi kurumu tarafından oluşturulan Küresel Kamu Diplomasisi Ağı, kültürel diplomasi faaliyetlerinde ulus üstü işbirliğinin iyi bir örneğini oluşturmaktadır. Bu çalışma, genelde kamu diplomasisi özelde ise kültür diplomasisi faaliyetlerinde uluslararası ve kültürlerarası işbirliğinin imkân ve sınırlarını Küresel Kamu Diplomasisi Ağı üzerinden analiz etmektedir. Bu amaçla Küresel Kamu Diplomasisi Ağı'nın kurumsal yapısı eylemler, kapasite geliştirme, kültürel ağ ve bilgi değişimi kategorileri üzerinden analiz edilmiştir. Küresel Kamu Diplomasisi Ağı'nın işbirliği söylemi ise dijital içerikleri üzerinden ele alınmıştır. Söz konusu dijital gönderiler kategorize edilerek nicel içerik analizine tabi tutulmuştur.
Bilimsel yöntem ve deneyin esas alındığı yeni bilim anlayışında bilginin sosyal yapı ve kurumlarla ilişkisi değişmektedir. Dijital çağ olarak tanımlanan yeni dönemde akıllı makineler bilgi üretim sürecinin yeni aktörlerinden birisi olmaya... more
Bilimsel yöntem ve deneyin esas alındığı yeni bilim anlayışında bilginin sosyal yapı ve kurumlarla ilişkisi değişmektedir. Dijital çağ olarak tanımlanan yeni dönemde akıllı makineler bilgi üretim sürecinin yeni aktörlerinden birisi olmaya başlamıştır. Bilgi üretim sürecinde insanın aktif, yapıcı (özne) rolü yapay zeka özelliklerine sahip üstün makinelerin sürece dahil olmalarıyla birlikte azalmaktadır. Algılayan, öğrenen, üreten ve aktaran makineler bilgi üretimini, dağıtımını ve erişimini yeni bir forma sokmaktadır. Bu durum bilginin üretim ve iktidar ilişkileri açısından yeniden ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Bu çalışmada bilginin tarihsel dönüşümü ve bu dönüşümün oluşturduğu yeni bilgi ve iktidar ilişkileri tartışılmaktadır. Çalışmada ayrıca yeni bir bilgi üretim formu olarak konuşma robotu ChatGPT değerlendirilmiştir. Çalışma dijital çağın başat unsuru olan yapay zeka teknolojilerinin yeni bir bilgi formu ve iktidar ilişkisi ürettiğini iddia etmektedir.
The concept of mass society is generally considered as an emphasis on the loss of the individual in society. Gustave Le Bon defines mass society as mindless, motivated masses. Today, it is assumed that the individual in the society can... more
The concept of mass society is generally considered as an emphasis on the loss of the individual in society. Gustave Le Bon defines mass society as mindless, motivated masses. Today, it is assumed that the individual in the society can think independently, be rational and question. The network society approach is based on the idea of an independent and organized individual. According to Jan Van Dijk and Manuel Castells, with the help of technology and globalization, the way of production and communication has taken the form of a more organized and complex network. The network approach in public diplomacy (Metzl, 2001; Hocking, 2005; Zaharna R. , 2007; 2010) is accepted as an effective approach of public diplomacy. The approach, which is planned around volunteerism, synergy and team belonging, is based on the production of messages and the continuous circulation of the message within the system. In this study, the activities regarding the network society approach in public diplomacy ...
In this article I discuss relationship between soft power and country branding.   The term ‘soft power’ was coined in 1990 by Professor Joseph Nye to explain how modern states can use positive attraction and persuasion to achieve global... more
In this article I discuss relationship between soft power and country branding.   The term ‘soft power’ was coined in 1990 by Professor Joseph Nye to explain how modern states can use positive attraction and persuasion to achieve global influence. Soft Power is a new type and face of Power. That is based on persuasion, seduction and engages. If you want to affect foreign countries, you must have a good image in foreign audience. In this way you can get some economic and political interest on other countries. Some scholars argue that nation branding and country branding as a new type of public diplomacy. According to resent research, (Soft Power 30 A Global Ranking of Soft Power, Portland Communication 2015; Anholt-GfK Nation Brands Index 2015; 2016; 2017) Ranking of Soft Power and Nation Branding show similar results. Countries with soft power are higher in national brand value. I discuss new soft power strategy some country like China, India, Russia that they called ‘new powers of ...
The concept of mass society is generally considered as an emphasis on the loss of the individual in society. Gustave Le Bon defines mass society as mindless, motivated masses. Today, it is assumed that the individual in the society can... more
The concept of mass society is generally considered as an emphasis on the loss of the individual in society. Gustave Le Bon defines mass society as mindless, motivated masses. Today, it is assumed that the individual in the society can think independently, be rational and question. The network society approach is based on the idea of an independent and organized individual. According to Jan Van Dijk and Manuel Castells, with the help of technology and globalization, the way of production and communication has taken the form of a more organized and complex network. The network approach in public diplomacy (Metzl, 2001; Hocking, 2005; Zaharna R. , 2007; 2010) is accepted as an effective approach of public diplomacy. The approach, which is planned around volunteerism, synergy and team belonging, is based on the production of messages and the continuous circulation of the message within the system. In this study, the activities regarding the network society approach in public diplomacy is discussed through a critical perspective. The concepts of 'volunteering', 'synergy', 'team belonging', 'flexibility` and 'horizontal participation', which constitute the basic principles of the network approach, were analyzed on the basis of the mass society approach. Purpose of the study: To critically consider the network-based public diplomacy approach and to analyze the concept of network society according to the principles of the mass society approach.
Public diplomacy activities, whose practitioner and target audience are human, have turned into a machine-centered system. The main focus of machine-centered public diplomacy is based on artificial intelligence technology. The use of... more
Public diplomacy activities, whose practitioner and target audience are human, have turned into a machine-centered system. The main focus of machine-centered public diplomacy is based on artificial intelligence technology. The use of artificial intelligence in public diplomacy      activities, as in other fields, includes the discussion of impact and ethics. Literature reviews show that studies in the field of public diplomacy mostly analyze concepts, institutions, actors and actions. In this article, the use of artificial intelligence in public diplomacy activities are analyzed within the framework of ethical and impact problematic. Public diplomacy literature has been classified in the context of human communication. The analysis is shaped on two pillars. first, the "control", "audit", "security", and "ethical context" that is at the center of the AI discussions. second, in the context of the "effect of action", which is the subject of debate in public diplomacy studies. As a result of the research, it is seen that the use of artificial intelligence in public  diplomacy actions includes problems such as lack of legal and intellectual infrastructure, audit and control dilemma. Another result is the uncertainty of the source and target audience, and the emergence of the problem of technological determinism.
ÖZ Görsel ve kurgusal bir sanat olan sinema kendi imkânları içinde doğayı yeniden ve farklı boyutlarıyla üreterek izleyiciye sunmaktadır. Bu sunuş tarzının en iyi örneklerinden biri de Avatar (2009) filmidir. Avatar filmi kullandığı özel... more
ÖZ Görsel ve kurgusal bir sanat olan sinema kendi imkânları içinde doğayı yeniden ve farklı boyutlarıyla üreterek izleyiciye sunmaktadır. Bu sunuş tarzının en iyi örneklerinden biri de Avatar (2009) filmidir. Avatar filmi kullandığı özel efektler, taşıdığı politik ve dini temalar bakımından bir kült film olarak nitelenebilir. Sinemanın teknik imkanları ve teorilerinden faydalanan yönetmen mekanların kurgulanışı, sahneler, söylemler ve efektler üzerinden insan zihnine ulaşarak sinema üzerinden insan doğa ilişkisi üzerine seyircide bir deneyim oluşturmayı amaçlamıştır. Çalışma insanın doğayla ilişkisini/iletişimini, bu ilişkiyi şekillendiren düşünsel ve pratik altyapıyı Avatar filmi üzerinden analiz etmektir. Bu amaçla insanın doğa tasavvurundaki tarihsel dönüşüm ele alınmış, ayrıca insanın doğayı algılama ve onunla iletişime geçme biçiminde teknolojinin yerini vurgulamak amacıyla teknoloji yoğunluklu ve bağımlısı insan ile teknoloji yoksunu Na'vi halkının doğa ile iletişimlerinin karşılaştırması sunulmuştur. Çalışmada filmin mekan kurgusu ile filmde kullanılan temalardaki kültürel ve inançsal etkiler irdelenmiştir. İnsanların ve Na'vilerin iletişim süreçleri 'iletişime geçme biçimleri', 'iletişimde kullanılan araçlar' ve 'referans çerçevesi' kategorileri esas alınarak değerlendirilmiştir.

Extended Abstract: The cinema, which is a visual and fictional art, presents the nature to its audience by reproducing nature and producing it in different dimensions. One of the best examples of this presentation style is the film Avatar (2009). The Avatar film can be considered a cult film in terms of the special effects it uses, and the political and religious themes it carries. Using the technical possibilities and theories of cinema, the director aims to create an experience in the audience about the relationship between human nature and cinema by reaching the human mind through scenes, discourses and effects. This study analyses the relationship / communication between men and nature, and the intellectual and practical infrastructure that shapes this relationship through the Avatar film. To this end, the historical transformation of men's imagination of nature is discussed. In addition, in order to emphasize the role of technology in men's perception of nature and communication with it, a comparison of communication with nature of technology intensive and addict human and technology-deprived Na'vi people has been presented. In this study, cultural and religious effects of themes used in the film and the venue setting of the film are examined.
Research Interests:
In this article I discuss relationship between soft power and country branding. The term ‘soft power’ was coined in 1990 by Professor Joseph Nye to explain how modern states can use positive attraction and persuasion to achieve global... more
In this article I discuss relationship between soft power and country branding.  The term ‘soft power’ was coined in 1990 by Professor Joseph Nye to explain how modern states can use positive attraction and persuasion to achieve global influence. Soft Power is a new type and face of Power. That is based on persuasion, seduction and engages. If you want to affect foreign countries, you must have a good image in foreign audience. In this way you can get some economic and political interest on other countries. Some scholars argue that nation branding and country branding as a new type of public diplomacy. According to resent research, (Soft Power 30 A Global Ranking of Soft Power, Portland Communication 2015; Anholt-GfK Nation Brands Index 2015; 2016; 2017) Ranking of Soft Power and Nation Branding show similar results. Countries with soft power are higher in national brand value.  I discuss new soft power strategy some country like Chına, India, Russia that they called ‘new powers of world order’, ‘rising powers’ or ‘alternative Powers’. And the other perception I will discuss some developed and developing countries. . They want to build ‘attractive country image’ with cultural heritage for tourism and economic growth.  And I want to discuss USA an EU that they have a good strategy on soft power and national branding. Keywords: Country Branding, Soft Power, Smart Power, Soft Power Strategy
Research Interests:
ÖZET Amerika Birleşik Devletleri kamu diplomasisi ABD'nin küresel politikalarıyla uyumlu bir şekilde ilerlemiştir. Küresel bir güç olarak dünyayı her anlamda etkilemek amacında olan ABD bu bağlamda kamu diplomasisini etkili bir araç... more
ÖZET

Amerika Birleşik Devletleri kamu diplomasisi ABD'nin küresel politikalarıyla uyumlu bir şekilde ilerlemiştir. Küresel bir güç olarak dünyayı her anlamda etkilemek amacında olan ABD bu bağlamda kamu diplomasisini etkili bir araç olarak kullanmıştır. Progpaganda ve bilgilendirme faaliyeti olarak başlayan ABD Kamu diplomasisi proaktif ve agresif bir yaklaşımla kamu diplomasisinin her alanında etkili olmaya çalışmıştır. Son dönem kamu diplomasisi ise özellikle de stratejik iletişim yaklaşımına evrilmiştir. Bu makalede Amerikan kamu diplomasisinin tarihsel süreç içindeki kurumsal dönüşümü, eylem, söylem ve araçlarındaki değişim ele alınmaktadır. Anahtar Kelimeler: Amerikan Kamu Diplomasisi, Stratejik İletişim, Terörle Savaş, Amerika'nın Sesi Radyosu.

ABSTRACT

History of American public diplomacy is coordinated with American foreig policy. United state use public diplomacy as a affective tools for its global effect and aim. The United States is trying to be effective in all areas of public diplomacy. In recently public diplomacy has evolved into strategic communication approach. This article deals with the change in the institutional transformation, action, discourse and means of American public diplomacy in the historical process.
Research Interests:
Düşünce kuruluşları ve araştırma merkezleri, pratik ve amaca yönelik bilgi üreterek sosyo - konomik ve askeri süreçleri doğrudan etkilemekte, politika yapıcıları yönlendirmektedirler. Üretilen bilginin niteliği, üretim yöntemi, hedef... more
Düşünce kuruluşları ve araştırma merkezleri, pratik ve amaca yönelik bilgi üreterek sosyo - konomik ve askeri süreçleri doğrudan etkilemekte, politika yapıcıları yönlendirmektedirler. Üretilen bilginin niteliği, üretim yöntemi, hedef kitleye arz şekli, sosyal, ekonomik, siyasal etki ve ağlantıları itibariyle farklı bir bilgi iktidar kavramsallaştırması oluşturmaktadırlar. Bu merkezler aynı zamanda bilgi üretim yöntemleri ve sosyo-politik ilişkileri itibariyle bilgi sağlayıcısı geleneksel kurumlar olan üniversite, medya, aile ve kamu kurumlarından farklılık arz etmektedirler. Araştırmada özellikle 2011 Global Go To Think Tanks Index Report
(McGann, 2012), 2014 Global Go To Think Tanks Index Report (MacGann, 2015), University of Notre Dame, Poverty Studies (2015), gibi kuruluşların yaptığı etki ve indeks araştırmalarında politik etkileri ve araşıtırma alanları itibariyle dünyanın en önemli düşünce kuruluşları arasında gösterilen RAND Corporation, Carnegie Endowment for International
Peace, Rockefeeller Vakfı, Urban Institute’te gibi ABD merkezli düşünce kuruluşu ve vakıflara odaklanmaktadır. Ayrıca yeni dünya düzeninin önemli bilgi sağlayıcısı kurumlarından PEW ve Gallups gibi küresel kamuoyu araştırma şirketlerine değinilecektir. Araştırmada ilgili merkezler bilgi iktidar ilişkisi ve küresel enformasyon ve düşünce pazarı bağlamında analiz edilecektir.

Anahtar Kavramlar: Düşünce Kuruluşları, Bilgi İktidar ilişkileri, Küresel Düşünce Pazarı, Hegemonya
Research Interests:
İletişim ve enformasyon ağları, siyasal ve kültürel egemenliğin önemli araçlarındandır. Dünya tarihinin en büyük imparatorluklarından olan Roma imparatorluğu bu bağlamda oluşturduğu mükemmel yol ve haberleşme ağıyla askeri gücünü tahkim... more
İletişim ve enformasyon ağları, siyasal ve kültürel egemenliğin önemli araçlarındandır.  Dünya tarihinin en büyük imparatorluklarından olan Roma imparatorluğu bu bağlamda oluşturduğu mükemmel yol ve haberleşme ağıyla askeri gücünü tahkim etmiş, egemenliğini genişletmiş bu sistemi ticaret ve ulaşım amaçlı kullanmıştır. Roma İmparatorluğu’ndan günümüze ulaşım ve iletişim unsurları güç ve egemenlik bağlamında ilerlemektedir. Benzer bir süreç günümüzde daha açık ve derin bir etkiyle sürmektedir. İletişim ve ulaşım ağlarına sahip yapılar bu gücü merkezileştirerek askeri, siyasal ve sosyal amaçlar için kullanmaktadır. Günümüzün iletişim ve küreselleşme fenomeni internet ilk başlarda Amerika Birleşik Devletleri tarafından askeri amaçlar için tasarlandı. Fakat daha sonra ekonomik ve sosyal alanın bütününe etki edecek ölçüde genişleyip fonksiyon geliştirildi. Amerika Birleşik Devletleri bilgi ve iletişim teknolojilerinin en büyük üreticisidir. Aynı zamanda internet gibi bilgi ve iletişim teknolojisine dayalı mecralarda bilgi üretmekte ve bu bilgiyi küresel ölçekte yaymaktadır. Bu durum da ABD’nin ekonomik ve siyasal gücünün küresel düzlemde derinleşip yayılmasına katkı sunmaktadır. Bu makalede enformasyon ve bilgi sistemlerinin tarihsel gelişimi Roma İmparatorluğu’ndan günümüze ele alınmıştır. Bu unsurların ne tür bir askeri, politik, ekonomik ve kültürel etki ortaya çıkardığı Roma İmparatorluğu ve Amerika Birleşik Devletleri örneği üzerinden analiz edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Roma Yolları, Enformasyon, Haberleşme,  Amerika Birleşik Devletleri, Merkezi Güç
Research Interests:
Özet Arap Ülkelerindeki kitle iletişim hareketliliği küreselleşme sürecinden önemli oranda etkilenmiştir. 1990'lı yıllarda uydu yayıncılığı ile başlayan ve 1996 yılında El-Cezire kanalının kurulması ile devam eden süreçte bölgenin... more
Özet

Arap Ülkelerindeki kitle iletişim hareketliliği küreselleşme sürecinden önemli oranda etkilenmiştir. 1990'lı yıllarda uydu yayıncılığı ile başlayan ve 1996 yılında El-Cezire kanalının kurulması ile devam eden süreçte bölgenin geleneksel iletişim düzeni önemli ölçüde değişime uğramıştır. Medya ve enformasyon ağlarının güçlenmesi ve internetin yaygınlaşması ile birlikte Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinin bilgi edinme ve mobilizasyon süreci hızlanmıştır. Eski iletişim düzeni değişime uğramış, politik tabular kamusal alanda tartışılmaya başlanmıştır. Yeni medya ile birlikte, uydu televizyon, cep telefonları, internet, hükümetlerin bilgi akışı üzerindeki egemen kontrollerini zayıflatmıştır. Uydu yayıncılığı ile başlayıp internet düzleminde devam eden bu süreç şaşırtıcı bir hızla ilerlemiş ve Arap Ülkelerindeki iletişim düzeni 'hipermedya' olarak tarif edilen bir boyuta ulaşmıştır. İnternet ve sosyal medyanın Arap Baharı sürecindeki rolü birçok akademik ve siyasal tartışmanın odağında yer almıştır. Bu bağlamda yeni iletişim düzleminin ortaya çıkardığı toplumsal ve politik etkiler tartışmaya açık bir konumdadır. Bu çalışmada Arap dünyasındaki medya düzenin değişimi tarihsel seyri içinde ele alınacaktır. Ayrıca bu değişimin ortaya çıkardığı sosyal, siyasal ve ekonomik etkilere değinilecektir.

  Abstract

Mass media movements in Arab countries are dramatically affected by the globalization process. The process, started by satellite broadcasting in 1990's and carried on with the establishment of Al Jazeera Channel, traditional communication order of the region underwent on implement change. Globalization has increased access to information and mobilization. Former communications orders evolved and political taboos are being debated in the public arena. The control of government on information flow has weakened with the new media. Media orders in Arab countries have reached a level of hypermedia. The role of internet and social media in Arab Spring has been discussed in many academic and political debates. In this context, social and political impacts posed by new communications order should be discussed. This study will examine the changes in the Arab media together with the historical process. It will discuss the social and political effects of the media revolution
Research Interests:
Bu çalışmanın iki temel amacı vardır. Birincisi dijital diplomasinin genel olarak ne olduğunu açıklamaya çalışmak, ikincisi ise, dijitalleşme kavramının etki alanı olarak dijital diplomasinin diplomatik pratiklere etkisini incelemek,... more
Bu çalışmanın iki temel amacı vardır. Birincisi dijital diplomasinin
genel olarak ne olduğunu açıklamaya çalışmak, ikincisi
ise, dijitalleşme kavramının etki alanı olarak dijital diplomasinin
diplomatik pratiklere etkisini incelemek, imkân ve fırsatlarını
tartışmaktır. Literatürde farklı bağlamlarda ve adlandırmalarla
yer almasına karşın tartışma Manor’un (2017) kavramsal
yaklaşım olan ‘diplomasinin dijitalleşmesi’ tanımlaması bağlamında
yürütülecektir.
Yeni istihdam türleri haber üretim süreçlerini etkilemekte ve gazetecilerin haber üretimindeki özerkliğini ve editöryal sistemdeki kontrol denklemini tartışılır kılmaktadır. Gazetecinin haber yazım süreçlerini gazetenin genel yayın... more
Yeni istihdam türleri haber üretim süreçlerini etkilemekte ve gazetecilerin haber üretimindeki özerkliğini ve editöryal sistemdeki kontrol denklemini tartışılır kılmaktadır. Gazetecinin haber yazım süreçlerini gazetenin genel yayın politikası, habercinin sosyo ekonomik ve bireysel statüsü ve tutumu, eşik bekçiliği kurumunun etkisi ve gazetecinin istihdam biçimi gibi birçok faktör etkilenmektedir (Girgin, 2008; Tokgöz, 2019) Türkiye’de ise serbest gazeteciliğin ekonomik bağlamdaki etkileri literatürde çeşitli açılardan ele alınarak tartışılmakta fakat bu modelin haber yapım süreçlerine etkisi tartışılmamaktadır. Bu çalışmanın amacı gazetecilikteki yeni istihdam türlerinin haber yapım süreçlerine etkisini özerklik ve editöryal denetim ilişkisi içinde ele almaktır. Böylelikle bu modelin bir gazetecilik pratiği olarak fırsat ve risklerini analiz etmek ve gelecek çalışmalar ve uygulamalar için kurumsal ve pratik bağlamda kaynak oluşturmaktır