Skip to main content
Çok eski geçmişe dayanan ve geniş coğrafyada gerçekleşen uzun süreli Türk-Moğol ilişkileri, bu kavimlerin dillerinde karşılıklı yoğun etkileşime yol açmıştır. Kimi araştırmacılar bunun eskiye dayanan akrabalıktan kaynaklandığını; kimileri... more
Çok eski geçmişe dayanan ve geniş coğrafyada gerçekleşen uzun süreli Türk-Moğol ilişkileri, bu kavimlerin dillerinde karşılıklı yoğun etkileşime yol açmıştır. Kimi araştırmacılar bunun eskiye dayanan akrabalıktan kaynaklandığını; kimileri ise sözcük alışverişinden ortaya çıktığını öne sürmüş; her iki görüş de destekleyenleri tarafından araştırılmaya devam etmektedir. Türkçe ve Moğolca ödünç sözcükler üzerindeki çalışmalar her iki yönde sürdürülmektedir. Özellikle Türkçedeki Moğolca alıntılar konusu ya belli bir dönem ya çeşitli eserlerdeki ya da Çağdaş Türk dillerinin birindeki Moğolca unsurların tespiti üzerinde yoğunlaşmıştır.
Uygurlar, tarihte Moğollarla yoğun, istikrarlı ve uzun süreli ilişki içinde bulunan Türk halklarından biridir. Doğu Türkistan coğrafyasında tarihte hüküm süren Moğol hakimiyetinin izleri sadece Moğolca yer isimlerinde değil bazı ağızlarda (İli, Komul, Turfan) yoğun olmak üzere Çağdaş Uygurcanın söz varlığında da kendini göstermektedir. Çağdaş Uygurcadaki Moğolca alıntılar sayıca fazladır ve bir makaleyle bitirilmesi mümkün değildir. Ben de bu yazımda, Çağdaş Uygurcadaki bazı ikilemelerin terkibinde bulunan Moğolca unsurları ele alacağım. Örnek seçerken çağdaş Uygurca ölçünlü edebî dildeki biçimler esas alınmıştır. Bunlardan bazıları şöyledir: aka-ini ~ aġa-ini, aça-sıŋıl ~ hede-sıŋıl ~ égiçe-sıŋıl, bala-çaqa ~ bala-çula ~ bala-waqa, quda-baca, aptuva-çilapça, cut-şivirġan, cudun-çapqun ~ boran-çapqun, éger-cabduq ~ éger-toqum, tavat-durdun/ tavar-torka, saman-qoġan, çuqan-süren, suway-saltaŋ.
Bu yazıda, söz konusu dijital katalogda belirtilen fragmanlardan AYS X. kitap 26. bölüme ait olan parçalar ele alınacak; St. Petersburg yazması ve Taishō’daki Çince metinle karşılaştırmalı olarak sunulacaktır. AYS’nin 26. bölümünde... more
Bu yazıda, söz konusu dijital katalogda belirtilen fragmanlardan AYS
X. kitap 26. bölüme ait olan parçalar ele alınacak; St. Petersburg yazması ve
Taishō’daki Çince metinle karşılaştırmalı olarak sunulacaktır. AYS’nin 26.
bölümünde yer alan Aç Bars hikâyesine ait Berlin metin parçaları daha önce
tarafımca çalışıldı (Gulcalı 2015: 47-74). Raschmann-Semet’in 2008 yılında yapmış olduğu çalışmasında AYS’nin X. kitap 26. bölümünde, Aç Bars
hikâyesinden önce metinde yer alması gereken ancak bugün St. Petersburg
yazmasında kayıp olan kısımlara denk gelen altı varak (12 sayfa) Berlin
metin parçası (U ve Mz) Çince metne göre sıralanarak ele alınır. Söz konusu fragmanlar (U 639, Mz 589, U 739, U 821 + U 831, Mz 494) AYS’nin X. kitabını (26.-31. bölümler) ele aldığım çalışmada Çince metinle karşılaştırılarak yeniden ele alındı (Gulcalı 2021: 32-37, 143-148).
In Turkic, hendiadys has an important place as a method that is used for the emphasis of an expression. In addition to Old Turkic inscriptions, hendiadyses, which are often used in Old Uyghur texts, still survive in contemporary Turkic... more
In Turkic, hendiadys has an important place as a method that is used for the emphasis of an expression. In addition to Old Turkic inscriptions, hendiadyses, which are often used in Old Uyghur texts, still survive in contemporary Turkic languages. In this article, the hendiadys of yogun yolpa i.e. 'unmannerly, cumbersome, rude, ugly' which appears only once (hapax legomenon) in Old Uyghur texts, and never in works from other periods, will be studied in comparison to examples from contemporary Turkic languages. The etymology of the two words yogun and yolpa which form the hendiadys will be investigated. The first element of the hendiadys, yogun, 'intense, rude, rough, ugly' has already been the subject of various studies. The other element of the hendiadys, the word yolpa, which does not appear in any other text, is analysed in this article.
Sari Uygurlar Cin Halk Cumhuriyeti’nde yasayan 55 azinligin icindeki 9 Turk halkindan biridir. Bu dokuz Turk halki Cin’in dort ayri eyaletine dagilmis olup konustuklari Turk dilleri sunlardir: Uygurca, Kazakca, Kirgizca, Salirca, Tatarca,... more
Sari Uygurlar Cin Halk Cumhuriyeti’nde yasayan 55 azinligin icindeki 9 Turk halkindan biridir. Bu dokuz Turk halki Cin’in dort ayri eyaletine dagilmis olup konustuklari Turk dilleri sunlardir: Uygurca, Kazakca, Kirgizca, Salirca, Tatarca, Tuvaca, Sari Uygurca, Ozbekce ve Fuyu Kirgizcasi. Bu dillerden bazilari hem Cin’de hem yurt disinda konusulurken (Uygurca, Kazakca, Tatarca, Tuvaca vb.); bazilari sadece Cin’de konusulur (Salirca, Sari Uygurca ve Fuyu Kirgizcasi vb.); yine bazilari ise yurt disinda daha cok konusulur (Ozbekce). Eski Uygurlarin torunlarindan biri sayilan Sari Uygurlar’in buyuk cogunlugu Cin’in Gansu eyaletinde yasamlarini surdurmektedir. 2010 yilindaki nufus sayimina gore toplam Sari Uygur nufusu 14.378 kisidir. Sari Uygurlar uc cesit dil konusurlar, bunlar Dogu Sari Uygurca (Mogolca), Bati Sari Uygurca ve Cincedir. Sari Uygurca yazi dili olmadigi icin yok olma tehlikesiyle karsi karsiyadir; ayrica resmi dil olarak Cinceyi kullandiklarindan dolayi Sari Uygurcayi kon...
Cagdas Uygurcada fiillerin cumledeki islevi cogu zaman yuklemdir; bu yuklem fiillerin sekilleri cesitlidir: bazen sahis, bazen hâl-zaman, bazen de meyil (tarz) bakimindan farklilasir. Uygurcadaki yuklem fiiller once meyil, yani cumledeki... more
Cagdas Uygurcada fiillerin cumledeki islevi cogu zaman yuklemdir; bu yuklem fiillerin sekilleri cesitlidir: bazen sahis, bazen hâl-zaman, bazen de meyil (tarz) bakimindan farklilasir. Uygurcadaki yuklem fiiller once meyil, yani cumledeki eylemin soylenis tarzina gore farklilasarak Meyil kategorisi’ni sekillendirir; bunlardan bazilari yine hâl (kip) ve zaman yonunden farklilasarak Hâl-zaman kategorisi’ni ortaya cikarir; butun bunlar yine sahislara gore ayrilarak Şahis kategorisi’ni olusturur. Uygurcada fiillerin toplam 13 cesit meyil kategorisi mevcuttur. Bunlardan sadece besi zaman kategorisi ile birleserek Hâl-zaman kategorisi’ni olusturur. Cagdas Uygurcada Gecmis zaman, Şimdiki zaman ve Gelecek zaman kavrami vardir. Bu yazida Şimdiki zamanin kipleri birer birer ele alinir ve Turkiye Turkcesindeki Şimdiki zaman ekleri ile karistirarak hangi biciminin TurkiyeTurkcesinde oldugu, hangisinin de olmadigi ortaya cikarilir.
Comparison of the meaning and form of the words which from different historical periods of Turkish language reached to Modern Turkic languages has great importance for revealing the integrity of Turkic from past to present. It is possible... more
Comparison of the meaning and form of the words which from different historical periods of Turkish language reached to Modern Turkic languages has great importance for revealing the integrity of Turkic from past to present. It is possible to see the words used thousands of years before today in both modern Turkic languages and in different dialects of Turkic languages. In particular, some words that are rare even in the oldest texts and which are not very common in modern Turkic languages or that have changed in form and semantically are indications of the oldness and continuity of Turkic. Some words in the oldest Turkic manuscripts have been evaluated by various researchers. The vocabulary of historical monuments and vocabulary of modern Turkic languages have been the subject of some comparative studies. As a result of these studies, it is tried to clarify the origin of old words in modern Turkic languages. In this study, I will try to explain that the origin of the word elley, whi...
Eski Uygurca yazmalar icinde onemli yere sahip olan Altun Yaruk Sudur’un bol kelime hazinesi ile Eski Uygurcanin soz varligina sagladigi katki tartisilmazdir. Sadece bu eserde rastlanan bazi soz ve ibareler bunu kanitlamakta ve basli... more
Eski Uygurca yazmalar icinde onemli yere sahip olan Altun Yaruk Sudur’un bol kelime hazinesi ile Eski Uygurcanin soz varligina sagladigi katki tartisilmazdir. Sadece bu eserde rastlanan bazi soz ve ibareler bunu kanitlamakta ve basli basina bir inceleme konusu olusturmaktadir. Bu makalede bir olasi cim < *cimi isim kokunden tureyen cimilas-/ cimsilas-/ cimkilas fiilleri ele alinacaktir. Bu yazida ele alinan fiiller diger kaynaklarda gecmedigi icin sozcugun yapi ve anlam bilgisi Cagdas Turk dillerinde yasayan bicimleri ile karsilastirilarak acikliga kavusturulabilir
Yaşantımızın bir parçası olan rüya, en basit ifadeyle, uyku sırasında görülen hayal dizileridir; insanın ruhu ile gördüğü ve aklı ile idrak ettiği tinsel olaydır. İnanç ve kültür yapısına bağlı olarak her dinin ve kavmin kendine has rüya... more
Yaşantımızın bir parçası olan rüya, en basit ifadeyle, uyku sırasında görülen hayal dizileridir; insanın ruhu ile gördüğü ve aklı ile idrak ettiği tinsel olaydır. İnanç ve kültür yapısına bağlı olarak her dinin ve kavmin kendine has rüya motifleri ve yorumlama gelenekleri vardır. Medeniyet tarihi boyunca rüyanın anlaşılması ve açıklanmasında dinî inançlar, dinsel hüviyet taşıyan gelenekler, mistik âdetler ve yaşam tarzları belirli roller üstlenmiştir. Bu zaman içerisinde rüyalar oluşumları, gizemli yapıları ve özellikleriyle içinde bulunduğu toplumların sanatında, folklorunda ve edebî eserlerinde işlenen önemli malzeme konumuna gelmiştir. Türk kültüründe rüyaya verilen önem edebiyatımıza da yansımıştır. Bu konudaki çalışmalar daha çok divanlardaki rüyalar, mesnevilerdeki rüyalar, âşık tarzı Türk halk şiiri ve modern edebiyattaki rüya motifleri üzerinde yoğunlaşmıştır. Rüyanın edebî öge olarak kullanılışı esas olarak İslamiyet sonrası dönemlerde sıklık kazanmıştır. İslamiyet öncesine ait rüya metinlerine gelince Türkçenin bilinen ilk yazılı belgeleri olan yazıtlarda rüya ile ilgili herhangi bir veri bulunmamakta, dolayısıyla yazılı kaynaklarımızdaki ilk rüya metinleri Eski Uygurca dönemine kadar götürülebilmektedir. Türkler tarihleri boyunca farklı dinlere girmiş nihayetinde İslam dinini kabul etmişlerdir. Benimsenen bu dinler (Budizim, Manihaizm, Hristiyanlık, Tibet Budizmi) onların edebiyatına da yansımış; Budist, Maniheist ve az sayıda Hristiyan Uygurlara ait eserler vücuda gelmiştir. Çoğunluğu Budist külliyata ait olan çeviri eserlerden oluşan Budist Uygur edebiyatını 9. yüzyıldan başlayıp 14. yüzyılın sonlarına değin tarihlendirmek mümkündür. Başlangıçta daha çok Soğdcadan, Toharcadan ve Çinceden yapılan çeviriler son dönemde yerini Çinceden ve Tibet Budizmine ait eserlerden yapılan çevirilere bırakmıştır. Türk dilinin tarihî dönemleri içinde Karahanlılar döneminden önceki/İslamiyet'ten önceki dönemler pek işlenmemiş, Kutadgu Bilig'den önceki Eski Türkçe metinlerde yer alan rüya motifleri üzerine ayrıntılı ve bütünlüklü bir çalışma henüz yapılmamıştır. Bilindiği üzere, Eski Uygurca döneminden kalan yazmaların çoğu Budist içerikli çeviri eserlerdir. Yazıda sunulan rüya metinleri ve motifleri de genel olarak bu metinlerde görülmektedir. Söz gelimi, bu yazıda Eski Türkçe döneminin ikinci evresi olan Eski Uygurca dönemi metinlerinde, özellikle de Budist Uygur edebiyatına ait metinlerde geçen rüya motifleri tespit edilen örnekleriyle birlikte sunuldu, sözü edilen eserlerde geçen rüya parçaları ve onların Türkiye Türkçesine aktarımı verildi. Tespit edilen rüya metinlerindeki motifler metindeki yorumlanışına göre 'I. Doğum kehaneti motifleri'; 'II. Buda kutsiyetine erişme motifleri'; 'III. Ölüm habercisi motifler'; 'IV. Hayırlı sona, müjdeye işaret eden motifler'; 'V. Tövbe ardından kazanılan sevaba, doğru yola delalet eden motifler'; 'VI. Kurtuluşa ermeye, günahlardan arınmaya işaret eden motifler'; 'VII. Hastalık teşhisinde kullanılan motifler' adlı kategoriler altında değerlendirildi.
Özet Atasözleri halkın ortak düşüncesini, inancını, ahlak anlayışını, millî kültürünü ve felsefesini yansıtır. Bir başka deyişle atasözleri kültürün aynasıdır; eğitici ve yönlendiricidir. Genellikle mecazi bir anlam taşıyan atasözlerinin... more
Özet Atasözleri halkın ortak düşüncesini, inancını, ahlak anlayışını, millî kültürünü ve felsefesini yansıtır. Bir başka deyişle atasözleri kültürün aynasıdır; eğitici ve yönlendiricidir. Genellikle mecazi bir anlam taşıyan atasözlerinin büyük bir kısmı sözlü olarak kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze ulaşmıştır; bazıları zaman dilimi içinde elenerek kullanımdan düşmüş, unutulmuştur; bazıları ise eski çağlardakinden farklı şekilde bize ulaşmıştır. Günümüzde atasözleri çok geniş ve çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. Atasözleri denildiğinde genellikle atalarımızın uzun gözlem ve tecrübeler sonucunda vardıkları hükümlerini hikmetli düşünce, öğüt ve örneklemeler yolu ile öğütleyen, yol gösteren ifadeler kastedilir. Fakat bazı atasözleri vardı ki âdeta bir "kötü öğüt" veya "kötü sonuç" izlenimi verir (Örneğin, Yaxşi étiŋni satquçe ataŋni sat "İyi atını satmaktansa babanı sat."; Heqni sözligen öz ecilidin burun öler "Doğruyu söyleyen ecelinden önce ölür."). Bunlardan bazıları yakın dönemlerde ortaya çıkmış olsa gerek ki bunu içinde barındıran sözcüklerden anlamak mümkündür, örneğin: Cigde yağıçi badır bolmas, déhqan balısi kadır bolmaz "İğde ağacından sütun olmaz, çiftçinin çocuğu memur ol(a)maz."; Aldi işiktin yiŋne patmaydu, arqa işiktin poyiz qatnaydu "Ön kapıdan iğne geç(e)mez, arka kapıdan (rüşvet kapısından) tren geçer." vb. gibi atasözlerinde geçen kadır "memur" ve poyiz "tren" sözcükleri ancak 20. yüzyılda Rusçadan Uygurcaya giren sözcüklerdendir. Bu tür maqal-temsilleri günümüze tatbik etmek düşüncesiyle elemek elbette yanlış olur. Selbi maqal-temsiller de atasözlerinin bir parçasıdır; dolayısıyla bu tür atasözlerine de yer vermek, araştırmaya dâhil etmek gerekir. Bu tür atasözleri üzerine şimdiye değin bir çalışma yapılmamıştır. Bu yazımda çağdaş Uygur atasözleri içindeki olumsuz anlam içeren bazı atasözleri üzerinde durulacak.
ağdaş Uygurcada fiillerin cümledeki işlevi çoğu zaman yüklemdir; bu yüklem fiillerin şekilleri çeşitlidir: bazen şahıs, bazen hâl-zaman, bazen de meyil (tarz) bakımından farklılaşır. Uygurcadaki yüklem fiiller önce meyil, yani cümledeki... more
ağdaş Uygurcada fiillerin cümledeki işlevi çoğu zaman yüklemdir; bu yüklem fiillerin şekilleri çeşitlidir: bazen şahıs, bazen hâl-zaman, bazen de meyil (tarz) bakımından farklılaşır. Uygurcadaki yüklem fiiller önce meyil, yani cümledeki eylemin söyleniş tarzına göre farklılaşarak Meyil kategorisi’ni şekillendirir; bunlardan bazıları yine hâl (kip) ve zaman yönünden farklılaşarak Hâl-zaman kategorisi’ni ortaya çıkarır; bütün bunlar yine şahıslara göre ayrılarak Şahıs kategorisi’ni oluşturur. Uygurcada fiillerin toplam 13 çeşit meyil kategorisi mevcuttur. Bunlardan sadece beşi zaman kategorisi ile birleşerek Hâl-zaman kategorisi’ni oluşturur. Çağdaş Uygurcada Geçmiş zaman, Şimdiki zaman ve Gelecek zaman kavramı vardır. Bu yazıda Şimdiki zamanın kipleri birer birer ele alınır ve Türkiye Türkçesindeki Şimdiki zaman ekleri ile karıştırarak hangi biçiminin TürkiyeTürkçesinde olduğu, hangisinin de olmadığı ortaya çıkarılır.
In Uyghur, verbs specialize to become the predicate of the sentence. There are many of predicate forms in Uyghur. The predicate forms of Uyghur verbs are firs of all differentiated in mood and produce the Mood Category. Predicate forms... more
In Uyghur, verbs specialize to become the predicate of the sentence. There are many of predicate forms in Uyghur. The predicate forms of Uyghur verbs are firs of all differentiated in mood and produce the Mood Category. Predicate forms specific to a number of constituent mood types of the Mood Category are further differentiated in state and tens and produce the State- Tense Category. All kind of State-Tense predicate forms are also differentiated with respect to person and produce the Person Category. In Modern Uyghur, threre are thireen types State-Tense Category. Only five of these combined with Tense Category produce the State-Tense Category. There has three Tens of Uyghur: The Past Tens, The Present Tens and The Future Tens. İn this article ı will examined the Past Tens types one by one and compare with the Past Tens of Turkish
Modern Uyghur has transmited so many words from the Old Turkish, especially from the Old Uyghur until today. The protective properties and changes in terms of sound, form and meaning of modern Uyghur, it has an important place for... more
Modern Uyghur has transmited so many words from the Old Turkish, especially from the Old Uyghur until today. The protective properties and changes in terms of sound, form and meaning of modern Uyghur, it has an important place for researching the characteristics of the Turkish language in historical periods. There are some differents in terms of changes in voice, form and meaning in Modern Uyghur compare with previous periods. Sound changes among these are divided into two as vowel changes and consonant changes. The nine vowels in the general Turkish are spelling with eight letters in the written language of Modern Uyghur. Each of these vowels (according to Old Turkish) exhibits different levels of change. For example: OT. A-/A- > Uyg. é/-é- (ayı < éyıq; taŋırqa- > téŋırqa-); A-/ -A- > U-/ -U- (aruq > oruq; tanu- > tonu-; teşük > töşük); -U- > -I-/-A- (beküt- > békit-; tilkü > tülke); AGU > Ay (buzağu > mozay; bilegü > biley); -ev- > -öy- (sev- > söy; evlen-> öylen-) ect. In this article, I will review the status for /ı/ vowel in Modern Uyghur according to the Old Turkish.
Özet Türk dilinin farklı tarihî dönemlerinden Çağdaş Türk dillerine ulaşan sözcüklerin anlam ve şekil bakımından karşılaştırılması Türkçenin geçmişten günümüze kadar uzanan bütünlüğünü ortaya koymak için büyük önem arz eder. Günümüzden... more
Özet Türk dilinin farklı tarihî dönemlerinden Çağdaş Türk dillerine ulaşan sözcüklerin anlam ve şekil bakımından karşılaştırılması Türkçenin geçmişten günümüze kadar uzanan bütünlüğünü ortaya koymak için büyük önem arz eder. Günümüzden binlerce yıl öncesinde kullanılan sözleri gerek çağdaş Türk dillerinde gerekse Türk dillerinin farklı ağızlarında görmek mümkündür. Özellikle, en eski metinlerde bile nadir rastlanan ve Çağdaş Türk dilleri arasında da pek yaygın olmayan veya şeklen ve anlamsal olarak değişime uğrayan kimi sözler Türkçenin eskiliğinin ve devamlılığının göstergesidir. Türkçenin en eski metinlerinde geçen bir kısım sözcükler çeşitli araştırmacılar tarafından değerlendirilmiştir; tarihî eserlerin söz varlığı ile günümüz Türk dillerinin söz varlığı bazı karşılaştırmalı çalışmalara konu olmuştur. Bu çalışmalar sonucunda günümüz Türk dillerindeki eskicil sözcüklerin kökeni aydınlatılmaya çalışılmıştır. Bu çalışmamda Çağdaş Uygurcada çok özel bir yeri olan elley sözünün kökeninin Eski Türkçe ele-filine dayandığını açıklamaya çalışacağım. ele-filinin geçtiği ilk metin VIII. yüzyıldan kalma Dongoyn Şiree yazıtı olup Uygurca Budist eserlerdeki örnekleriyle devam etmiş ve günümüz Uygurcasına kadar ulaşabilmiştir. Abstract From Old Turkic ele-to Modern Uyghur elley Comparison of the meaning and form of the words which from different historical periods of Turkish language reached to Modern Turkic languages has great importance for revealing the integrity of Turkic from past to present. It is possible to see the words used thousands of years before today in both modern Turkic languages and in different dialects of Turkic languages. In particular, some words that are rare even in the oldest texts and which are not very common in modern Turkic languages or that have changed in form and semantically are * zemire.gulcali@bilecik.edu.tr; Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi; ORCID ID: 0000-0001-8655-9726.
Özet: Eski Uygurca yazmalar içinde önemli yere sahip olan Altun Yaruk Sudur'un zengin kelime hazinesi ile Eski Uygurcanın söz varlığına sağladığı katkı tartışılmazdır. Sadece bu eserde rastlanan bazı söz ve ibareler bunu kanıtlamakta ve... more
Özet: Eski Uygurca yazmalar içinde önemli yere sahip olan Altun Yaruk Sudur'un zengin kelime hazinesi ile Eski Uygurcanın söz varlığına sağladığı katkı tartışılmazdır. Sadece bu eserde rastlanan bazı söz ve ibareler bunu kanıtlamakta ve başlı başına bir inceleme konusu oluşturmaktadır. Fakat eserde bazı yazım yanlışları da görülmektedir. Bilindiği gibi, R-.M yayınında yanlış veya eksik aktarılan kimi söz veya ibarelerin bazıları, aynı yayının söz konusu sayfasında ya da son kısmında yer alan (709-721.sayfalar) düzelti bölümünde doğru biçimleri gösterilerek düzeltilmeye çalışılmıştır. Bu düzeltilerde yer almayan kimi yanlışlıklar ve eksiklikler de Altun Yaruk X. kitabı ele aldığım doktora tezimin metin kısmında dipnotlarla gösterilmiş, açıklamalar kısmında da değinilmiştir. Bütün bunların dışında St. Petersburg yazması ve bunu takiben R-M yayınında da yanlış yazılan bazı kısımlar Berlin fragmanlarına ve Çince metne göre düzeltilmiştir. Bu yazımda hem St. Petersburg yazmasında hem R-M yayınında görülen yazım yanlışları (bunlardan bazılarının doğru şekilleri Berlin fragmanlarında korunmuşken bazıları ise eksiktir) tespit edilip düzeltilmeye çalışılacaktır. Anahtar kelimeler: Eski Uygurca, Altun Yaruk Sudur X. Kitap, yazım yanlışı. On the Miswritings in the X th Book of Altun Yaruk Sudur Abstract: Altun Yaruk Sudur (Golden Light Sūtra) which has a prominent place among the old Uighur manuscripts, contributes to the vocabulary of Old Uighur with its rich vocabulary in an unquestionable way. Some words and phrases peculiar to this work proves this point and deserves to be a study subject in itself. However, the copies are not free of spelling mistakes. In the R-M publication, some of the words or phrases conveyed incorrectly or incompletely were attempted to be corrected by showing their correct form on the same page or at the revision section (pp. 709-721) at the end of the book. Some inaccuracies and deficiencies that are not included in these corrections are indicated in the footnotes of the text section of my doctoral dissertation on Altun Yaruk X th book and are also mentioned in the explanations section. In addition, some of the misspelled parts in both the St. Petersburg 1 Dr. Öğr. Üyesi, Bilecik Şeyf Edebali Üniversitesi.
Research Interests:
Tanıtmakta olduğum çalışma Dilara İsrapil’in Çin Merkezi Milliyetler Üniversitesinde doktora tezi olarak hazırlamış olduğu çalışmasının kitaba dönüştürülmüş şeklidir. Eser adını Türkçeye “Turfan’da Bulunan Eski Uygurca Budist Metinler... more
Tanıtmakta olduğum çalışma Dilara İsrapil’in Çin Merkezi Milliyetler Üniversitesinde doktora tezi olarak hazırlamış olduğu çalışmasının kitaba dönüştürülmüş şeklidir. Eser adını Türkçeye “Turfan’da Bulunan Eski Uygurca Budist Metinler Üzerine Araştırmalar” şeklinde çevirebiliriz. Kitap Pekin Milliyetler Yayın Evi tarafından 2014 yılında neşredilmiştir.
Research Interests:
Özet: Söz varlığı açısından önemli bir kaynak olan, Eski Uygurca yazmalar içinde çok önemli bir yere sahip olan ve günümüze kadar sağlam olarak korunabilen en hacimli eserlerden biri olan Altun Yaruk Sudur, bugüne kadar birçok araştırmacı... more
Özet: Söz varlığı açısından önemli bir kaynak olan, Eski Uygurca yazmalar içinde çok önemli bir yere sahip olan ve günümüze kadar sağlam olarak korunabilen en hacimli eserlerden biri olan Altun Yaruk Sudur, bugüne kadar birçok araştırmacı tarafından ele alınmış olup, günümüzde de araştırılmaya devam etmektedir. Bütün Uygurca eserler içince sadece Altun Yaruk Sudur'da özellikle de X. kitapta geçen bazı sözcükler, ibareler, ikilemeler ve de birleşikler ile Eski Uygurcanın söz varlığına sağladığı katkı tartışılmazdır. Eser, Türk dilinin tarihî gelişimi, en önemlisi de söz varlığı ve ifade şekli açısından ayrı bir yere sahiptir. Sadece bu eserde rastlanan bazı söz ve ibareler bunu kanıtlamakta ve başlı başına bir inceleme konusu oluşturmaktadır. Bu makalede Eski Uygurca tälmir-fiili ele alınacaktır. Yeri geldiğinde sözcüğün yapı ve anlam bilgisi çağdaş Türk dillerinde yaşayan biçimleri ile de karşılaştırılarak çözümlenmeye çalışılacaktır. Anahtar kelimeler: Eski Uygurca, Altun Yaruk Sudur X. Kitap, tälmir-. Abstract: The Golden Light Sutra is a important resource of its vocabulary in the Old Uighur writings. It is also one of the most voluminous works can be preserved as intact until today. However, it is discussed by many researchers to date in all aspects and continues to be explored today. This work has a different position with historical development of Turkish language, most important of all that its vocabulary and form of expression. Among the all Uighur texts espicially in the Sūtra of the Golden Light X th Book, it is indisputable that it has a huge contribution with many different words, phrases, handiadyoins and combined words. Some words and phrases can only be found in this book, and it also proves  Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, zemireuygur@gmail.com.
Research Interests:
Özet: Eski Uygurca yazmalar içinde önemli yere sahip olan Altun Yaruk Sudur'un bol kelime hazinesi ile Eski Uygurcanın söz varlığına sağladığı katkı tartışılmazdır. Sadece bu eserde rastlanan bazı söz ve ibareler bunu kanıtlamakta ve... more
Özet: Eski Uygurca yazmalar içinde önemli yere sahip olan Altun Yaruk Sudur'un bol kelime hazinesi ile Eski Uygurcanın söz varlığına sağladığı katkı tartışılmazdır. Sadece bu eserde rastlanan bazı söz ve ibareler bunu kanıtlamakta ve başlı başına bir inceleme konusu oluşturmaktadır. Bu makalede bir olası çım < *çımı isim kökünden türeyen çımılaş-/ çımşılaş-/ çımkılaş fiilleri ele alınacaktır. Bu yazıda ele alınan fiiller diğer kaynaklarda geçmediği için sözcüğün yapı ve anlam bilgisi Çağdaş Türk dillerinde yaşayan biçimleri ile karşılaştırılarak açıklığa kavuşturulabilir. Anahtar kelimeler: Eski Uygurca, Altun Yaruk Sudur X. Kitap, çımılaş-, çımşılaş-, çımkılaş, çım, *çımı. On Old Uighur Verbs " çımılaş-/çımşılaş-/çımkılaş-" Abstract: The Sūtra of the Golden Light, is a very important basic book among the other Old Uighur work. The main importance of the book comes from its glossary. It is indisputable that it prevents many different words to the vocabulary of the Old Uighur language. Some words and phrases can only be found in this book, and it also proves its significance in this study field. This article analyses the verb " çımılaş-/ çımşılaş-/ çımkılaş " which is possibly derived from the root of " çım < *çımı. " Since the word is not exist in other Old Turkish work, we looked to Modern Turkic Languages, and compared the living forms of the word to clarify the structe of this word.
Research Interests: