Skip to main content
  • Burdur-Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi

AHMET SAĞLAM

Osmanlı nüfus ve temettüat defterleri, yerel tarih çalışmaları yanında birçok bilim dalı için zengin malzeme kaynağıdır. 19. Yüzyıl köy ve kentlerin nüfus bilgileri, etnik ve dini yapıları, sosyo-ekonomik hayatları bu defterlerde... more
Osmanlı nüfus ve temettüat defterleri, yerel tarih çalışmaları yanında birçok bilim dalı için zengin malzeme kaynağıdır. 19. Yüzyıl köy ve kentlerin nüfus bilgileri, etnik ve dini yapıları, sosyo-ekonomik hayatları bu defterlerde kayıtlıdır. İmparatorlukların ulusal devletlere dönüşüm sürecinin yaşandığı bir yüzyıl olması, arşiv kayıtlarını daha da değerli kılmaktadır. Makalemizde, Kütahya sancağı Simav kazası İğdiş karyesi nüfus ve temettüat defterleri ışığında günümüz Kütahya-Gediz-Yeşilova Köyü’nün 1856 yılı nüfus defteri ve 1844/45 yılı temettüat defterine göre köy sakinlerinin sosyo-ekonomik hayatlarını ele alacağız. Önceki adı “İğdiş” olan, 1970-Gediz depremi sonrası yeni yerleşim merkezi ile adı “Yeşilova” olan köy tarihine dair 1500’lere değin Osmanlı arşivlerinde kayıtlara ulaşmak ve köy hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür. Nüfus ve temettüat defterlerine göre yaklaşık 200 kişilik bir nüfusa sahip olan köy, kuru tarım ve hayvancılığa elverişli toprakların yanı sıra, zengi...
Osmanlı nüfus ve temettüat defterleri, yerel tarih çalışmaları yanında birçok bilim dalı için zengin malzeme kaynağıdır. 19. Yüzyılda köy ve kentlerin nüfus bilgileri, etnik ve dini yapıları, sosyo-ekonomik hayatlarına dair önemli... more
Osmanlı nüfus ve temettüat defterleri, yerel tarih çalışmaları yanında birçok bilim dalı için zengin malzeme kaynağıdır. 19. Yüzyılda köy ve kentlerin nüfus bilgileri, etnik ve dini yapıları, sosyo-ekonomik hayatlarına dair önemli istatistiki bilgiler bu defterlerde kayıtlıdır.Makalemizde, Kütahya sancağı Simav kazası nüfus ve temettüat defterleri ışığında günümüz Kütahya-Gediz-Saruhanlar Köyü’nün 1840 yılı nüfus defteri ve 1844/45 yılı temettüat defterine göre köy sakinlerinin sosyo-ekonomik hayatlarını ele alacağız. Nüfus ve temettüat defterlerine göre 200 kişilik bir nüfusa sahip olan köyün geçim kaynakları kuru ve sulu tarım, hayvancılık, bahçecilik, arıcılık özellikle de sepetçilik işleridir. Köy sakinleri arasında ırgat olanlar ve muhtaç kimselerin kayıtları vardır. Köy kurulduğu 1600’lerden günümüze Saruhanlar adı ile anılmıştır. Günümüzde köy sakinlerinin önemli bir uğraşı yöreye özgü gürgen ağacından imal ettikleri kaşıkçılıktır. Saruhanlar sakinlerinin geçmişte sepetçilik ...
Tarih boyunca devletlerarası ilişkilerde diplomasi daima belirleyici bir unsur olmuştur. Savaşlar ve barışlar da diplomatik gelişmelerin seyrine göre neticelenmiştir. Bu bağlamda tarihte devletlerin varlık mücadelesi ve amaçları gibi... more
Tarih boyunca devletlerarası ilişkilerde diplomasi daima belirleyici bir unsur olmuştur. Savaşlar ve barışlar da diplomatik gelişmelerin seyrine göre neticelenmiştir. Bu bağlamda tarihte devletlerin varlık mücadelesi ve amaçları gibi hususları takip ve tespit etmenin en önemli aracı diplomatik vesikalardır. Günümüzde Ortadoğu olarak isimlendirilen bölgede hâkimiyet mücadelesi vermiş İlhanlılar ve Memlûkler Hazar'dan Nil'e Karadeniz'den Yemen'e geniş bir bölgenin kaderini bir dönem belirlemiş iki devlettir. İslâm dünyası Haçlı işgalleri ve Moğol istilâlarıyla sarsılırken gelişmeler Mısır ve Suriye'de hanedanın yönetmediği kuvvet ve kudret sahibi güçlü ve nüfuzlu emirlerin sultan olabildiği siyasi bir yapının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bir tarafta İlhanlılar Cengiz Han'ın varisi sıfatıyla tehdit ve korkutmaya dayalı geleneksel Moğol diplomasisini sürdürürken diğer tarafta Memlûkler Müslümanları himaye politikası temelinde hilafet kurumunu yeniden tesis edere...
Depremler diger dogal afetler gibi insanoglunun tarih boyunca karsilastigi ve savaslar kadar olumsuz etkilendigi felâketlerdir. Şehirleri enkaz yiginina donustururken gundelik hayati sekteye ugratir. Sonucta da yeni sehirler insa edilerek... more
Depremler diger dogal afetler gibi insanoglunun tarih boyunca karsilastigi ve savaslar kadar olumsuz etkilendigi felâketlerdir. Şehirleri enkaz yiginina donustururken gundelik hayati sekteye ugratir. Sonucta da yeni sehirler insa edilerek yeni yasam alanlari kurulur. Misir’da 23 Zilhicce 703/27 Temmuz 1304 Persembe gunu sabahleyin erken saatlerde meydana gelen deprem basta Kahire olmak uzere Misir ve Suriye’de etkili olmustur. Soz konusu depremi bolgenin on yil icinde yasadigi dogal afetlerin yani sira siyasi ve askeri gelismeler icerisinde ele alip degerlendirmelerde bulunacagiz.
Sultan Zeyneddin Ketboga Memluk sultanlari icerisinde cok ozel bir kimlige sahiptir. Mogol-Ilhanli ordusunda asker iken esir olarak geldigi Misir-Kahire’de memluk nizâminda yetiserek emirlige hatta sartlar elverince de el- Meliku’l-Âdil... more
Sultan Zeyneddin Ketboga Memluk sultanlari icerisinde cok ozel bir kimlige sahiptir. Mogol-Ilhanli ordusunda asker iken esir olarak geldigi Misir-Kahire’de memluk nizâminda yetiserek emirlige hatta sartlar elverince de el- Meliku’l-Âdil unvaniyla sultanliga kadar yukselmistir. Turk Devleti’nin Mogol asilli bir sultanidir. Saltanat donemi kurakliktan kaynakli kitliklarin, vebanin Misir ve Suriye halkini kirip gecirdigi felaket gunleridir. Bunun yaninda Ilhanli taht mucadelesinden kacan soydaslarina kol kanat gerip ulke topraklarinda iskân etmesi nefretleri uzerine cekmistir. Memluklerini de ust duzey mevkilere atamasi kendisini iktidara tasiyan husdâslarinin bu kez kendisini tahttan indirmeleriyle sonuclanmistir. Ancak o, hal´ edildikten sonra hastalanarak eceliyle olunceye kadar nâib olarak hayatini idame ettirmistir. Ilhanli Hukumdari Gâzan’in Suriye’yi isgali sirasinda Hama nâibi olarak askerlerinin basinda ulkesine sadakatle hizmet etmistir. Makalemizde Sultan Ketboga’yi ele alir...
Musluman olup Mahmud adini alan ve Islâmiyet’i devletin resmi dini olarak kabul eden Ilhanli Hukumdari Gazan Han (1295-1304) saltanat donemi boyunca Suriye’ye uc kez sefer duzenlemistir. Ibn Teymiyye (o.728/1328) bu seferler sirasinda... more
Musluman olup Mahmud adini alan ve Islâmiyet’i devletin resmi dini olarak kabul eden Ilhanli Hukumdari Gazan Han (1295-1304) saltanat donemi boyunca Suriye’ye uc kez sefer duzenlemistir. Ibn Teymiyye (o.728/1328) bu seferler sirasinda Ilhanlilara karsi Memluk-Turk Devleti saflarinda kilici ve kalemi ile mucadele etmistir. Gazan Han’in Islâm ile Cengiz yasasini birlikte uygulamasini sahte Muslumanlik oldugunu ileri surerek fetvalar vermistir. Gunumuzde selefi dusunceleriyle taninan ancak yasadigi donemde Hanbeli mezhebine mensup bir âlim olarak one cikan Ibn Teymiyye, Ilhanlilarin 100 (yuz) gunluk Suriye isgaline karsi direnmistir. Verdigi fetvalarla halki direnise cagirirken Ilhanlilarla savasmaktan cekinen askeri tesci ederek onlari cesaretlendirmistir. Hatta Suriye’ye dogru Misir ordusu ile ilerlemekte olan Memluk Sultani Nâsir Muhammed b. Kalavun’u geri donme dusuncesinden vazgecirerek savasmaya ikna ettigi nakledilmistir.
Abbasilerden itibaren İslâm tarihi kaynaklarında sıkça rastladığımız sözcüklerden birisi “memlûk" kelimesidir. Sözcük “mâlikin mülkü” anlamına gelen basit anlamından evrilerek “özel birlikte muvazzaf asker” anlamında kullanılmıştır.... more
Abbasilerden itibaren İslâm tarihi kaynaklarında sıkça rastladığımız sözcüklerden birisi “memlûk" kelimesidir. Sözcük “mâlikin mülkü” anlamına gelen basit anlamından evrilerek “özel birlikte muvazzaf asker” anlamında kullanılmıştır. Memlûk Türk Devleti (1250-1517) döneminde seçkin bir sınıfın üyesi olarak önem kazanmış, bu dönem memlûk askeri sınıfı toplumun seçkin sınıfı olmuştur. Memlûk kökenli askerlerin idari ve askeri mevkilerde söz sahibi olmasından dolayı devletin adı da bu sözcük ile anılmıştır. Diplomaside üst mevkideki statüsüne atfen muhatabını tazim-hürmet anlamında bir hitap sözcüğü olarak önem kazanmış, böylece “memlûk” sözcüğü basit anlamından uzaklaşıp siyasi terim olarak kullanılmıştır. Makalemizde sözcüğün basit anlamının yanı sıra askeri bir kavram olmasından ve diplomaside siyasi bir terime dönüşmesinden bahsedeceğiz. Çalışmamız Memlûk tarihi kaynaklarındaki kayıtlar dikkate alınarak hazırlanmıştır.
Memlûk Sultanı Kalavun (1279-1290), Suriye’ye Moğollarla savaşmak üzere ordusuyla hareket ettiğinde Mısır’da olağan üstü bir yönetim ilan edilir. Kalavun’un oğlu Sâlih Ali, Mısır’da veliaht olarak saltanat nâibi Zeyneddin Ketboğa’ya savaş... more
Memlûk Sultanı Kalavun (1279-1290), Suriye’ye Moğollarla savaşmak üzere ordusuyla hareket ettiğinde Mısır’da olağan üstü bir yönetim ilan edilir. Kalavun’un oğlu Sâlih Ali, Mısır’da veliaht olarak saltanat nâibi Zeyneddin Ketboğa’ya savaş hâli kararlarını içeren Nisan-1281 tarihli bir tezkire yayınlar. Tezkire devlet-emniyet-hizmet bağlamında devlet yöneticilerinin görev ve sorumluluklarından bahsediyor. Bu kararlar yargı, hukuk, adalet, güvenlik, ulaşım, hizmet, ticaret, toprak, adil vergi düzeni, memurların ve devlet işlerinin denetimi gibi günlük hayatın akışında önemli devlet işleridir. Ayrıca tezkirede tutukluların sağlıklı yaşam koşulları, kilise ve hamam gibi ihtiyaçlarının karşılanması gibi konular yer alır. Savaş zamanında Mısır’da olası bir istikrarsızlığa yol açmadan günlük hayatın akışını sağlamayı amaçlayan tezkire kararları devlet düzeni ve toplumsal refahı amaçlayan her zaman geçerli devlet politikalarıdır. Makalemizde İbnü’l-Furât (ö. 1405) ile Kalkaşendî (ö. 1418)’n...
Mogol bakiyesi Ilhanlilara dair Memluk kaynaklarinda pek cok malumat vardir. Karatay el-Izzi el-Haznedâri (o. 708/1308)’nin Târihu Mecmu΄i’n-Nevâdiri adli eseri bu kaynaklardan birisidir. Zeki Velidi Togan’in Ilhanli tarihine dair onemine... more
Mogol bakiyesi Ilhanlilara dair Memluk kaynaklarinda pek cok malumat vardir. Karatay el-Izzi el-Haznedâri (o. 708/1308)’nin Târihu Mecmu΄i’n-Nevâdiri adli eseri bu kaynaklardan birisidir. Zeki Velidi Togan’in Ilhanli tarihine dair onemine atifta bulundugu bu eser, Sârim Ozbek adli bir memluk askerinin hatiralarina genisce yer verir. Halep kusatmasi sirasinda Hulagu’nun maiyetine katilan Sârim Ozbek, gordugu, duydugu ve Hulâgu ile yaptigi konusmalar eserde yer alir. Bu bilgiler, Mogol istilâlarinin basarili olmasinda ve Mogol siyasi-askeri stratejilerine dair bircok soruya cevap mâhiyetindedir. Ayrica, Mogol ilerleyisini durduran Ayn Câlut Savasi (1260)’nda icra edilen askeri stratejiye dair de bilgiler verir. Sârim Ozbek’in hatiralarindan bahisle Mogol siyasi, askeri ve toplumsal yapisina dair bazi tespitler cikarmak mumkundur. Dogrusu bu hatiralar tarihi dizilere, belgesellere, filmlere konu olabilecek mâhiyette dikkat cekici kayitlardir.
Sultan Nasır Muhammed'in üç dönemini özellikle üçüncü dönem tesis edilen siyasi yapıyı mufassal olarak çok farklı konular merkezinde ele alan bir çalışmadır.
Moğol bakiyesi İlhanlılara dair Memlûk kaynaklarında pek çok malumat vardır. Karatay el-Izzî el-Haznedârî (ö. 708/1308)'nin Târîhu Mecmû΄ı'n-Nevâdiri adlı eseri bu kaynaklardan birisidir. Zeki Velidi Togan'ın İlhanlı tarihine dair önemine... more
Moğol bakiyesi İlhanlılara dair Memlûk kaynaklarında pek çok malumat vardır. Karatay el-Izzî el-Haznedârî (ö. 708/1308)'nin Târîhu Mecmû΄ı'n-Nevâdiri adlı eseri bu kaynaklardan birisidir. Zeki Velidi Togan'ın İlhanlı tarihine dair önemine atıfta bulunduğu bu eser, Sârim Özbek adlı bir memlûk askerinin hatıralarına genişçe yer verir. Halep kuşatması sırasında Hülagû'nun maiyetine katılan Sârim Özbek, gördüğü, duyduğu ve Hülâgû ile yaptığı konuşmalar eserde yer alır. Bu bilgiler, Moğol istilâlarının başarılı olmasında ve Moğol siyasî-askerî stratejilerine dair birçok soruya cevap mâhiyetindedir. Ayrıca, Moğol ilerleyişini durduran Ayn Câlut Savaşı (1260)'nda icra edilen askerî stratejiye dair de bilgiler verir. Sârim Özbek'in hatıralarından bahisle Moğol siyasî, askerî ve toplumsal yapısına dair bazı tespitler çıkarmak mümkündür. Doğrusu bu hatıralar tarihi dizilere, belgesellere, filmlere konu olabilecek mâhiyette dikkat çekici kayıtlardır.
Osmanlı nüfus ve temettüat defterleri, yerel tarih çalışmaları yanında birçok bilim dalı için zengin malzeme kaynağıdır. 19. Yüzyılda köy ve kentlerin nüfus bilgileri, etnik ve dini yapıları, sosyo-ekonomik hayatlarına dair istatistiki... more
Osmanlı nüfus ve temettüat defterleri, yerel tarih çalışmaları yanında birçok bilim dalı için zengin malzeme kaynağıdır. 19. Yüzyılda köy ve kentlerin nüfus bilgileri, etnik ve dini yapıları, sosyo-ekonomik hayatlarına dair istatistiki bilgiler bu defterlerde kayıtlıdır. İmparatorlukların ulusal devletlere dönüşüm sürecinin yaşandığı bir yüzyıl olması, arşiv kayıtlarını daha da değerli kılmaktadır. Makalemizde, Kütahya sancağı Simav kazası İğdiş karyesi nüfus ve temettüat defterleri ışığında günümüz Kütahya-Gediz-Yeşilova Köyü'nün 1840 yılı nüfus defteri ve 1844/45 yılı temettüat defterine göre köy sakinlerinin sosyoekonomik hayatlarını ele alacağız. Önceki adı "İğdiş" olan, 1970-Gediz depremi sonrası yeni yerleşim merkezi ile adı "Yeşilova" olan köy tarihine dair 1500'lere değin Osmanlı arşivlerinde kayıtlara ulaşmak ve köy hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür. Nüfus ve temettüat defterlerine göre yaklaşık 200 kişilik bir nüfusa sahip olan köy, kuru tarım ve hayvancılığa elverişli toprakların yanı sıra, zengin orman kaynaklarına sahiptir. Bu noktada temettüat defterine göre tarım, hayvancılık ve arıcılık temel geçim kaynaklarıdır. Sanayi öncesi toplum yapısını dikkate aldığımızda, özellikle orta Anadolu köylerine kıyasla geçim kaynakları bakımından iyi bir konumda olduğunu söylemek mümkündür.
Kütahya Gediz Kayaköy tarihini Osmanlı arşiv belgeleri ışığında anlatan bir kitap
Memlukler devri askeri ikta düzenini konu alır.
Memluk ikta düzenini konu alan çalışmamız, Memlukler dönemi Mısır ve Suriye'de tatbik edilen askeri ikta nizamını anlatır.
Öz Anadolu Selçuklu Devleti'nin 1243-Kösedağ Savaşını kaybetmesiyle Anadolu'da Moğol istilâsı başlar. Zamanla Moğol-İlhanlı hâkimiyetinin tesis edilmeye çalışıldığı Anadolu'da Selçuklularının inkırazıyla beylikler kendi bölgelerinde... more
Öz Anadolu Selçuklu Devleti'nin 1243-Kösedağ Savaşını kaybetmesiyle Anadolu'da Moğol istilâsı başlar. Zamanla Moğol-İlhanlı hâkimiyetinin tesis edilmeye çalışıldığı Anadolu'da Selçuklularının inkırazıyla beylikler kendi bölgelerinde istiklal mücadelesine girişirler. Bunların yanında İlhanlı merkezine karşı Anadolu'da İlhanlı devlet adamlarının giriştikleri isyan hareketleri Anadolu'da İlhanlı otoritesini sık sık sekteye uğratır. Bu isyanlardan birisi Sülemiş isyanıdır. Memlûkler, Karamanoğullarının aracılığıyla isyanı destekler. Gelişmeler sonucu Memlûk-İlhanlı ilişkilerindeki hasmane tutum çığırından çıkar. Sonunda da Humus'ta İlhanlı ve Memlûk orduları karşılaşarak Vâdî Hazindâr Savaşı (28 Rabiulevvel 699 / 23 Aralık 1299) vuku bulur. Sülemiş isyanı hakkında daha fazla malumat veren Memlûk kaynakları temelinde çalışmamızı ele alacağız. Abstract After the Battle of Kösedağ-1243, Anotolia opens to the Mongol invasion. Principalities input in their own neighbourdhood to independence struggle. Besides, Mongol-Ilkhanid rule was attept in Anatolia, to try to establish Rule of İlhanid. But, Mongol-Ilkhanid rule often interrupted with rebellion of statesmen of the Ilkhanid. One of these revolts was Sülemiş's revolt. Mamluks support the rebellion. Eventually, hostile relations betwen the two states was out the control.
Özet Ortaçağ Türk-İslam devletleri hanedanlar tarafından yönetilirken Memlûk Türk Devleti'nde farklı bir siyasi yapı karşımıza çıkar. Haçlıların işgali sonrasında Moğolların istilâsına maruz kalan Türk-İslam coğrafyasında XIII. yüzyılda... more
Özet Ortaçağ Türk-İslam devletleri hanedanlar tarafından yönetilirken Memlûk Türk Devleti'nde farklı bir siyasi yapı karşımıza çıkar. Haçlıların işgali sonrasında Moğolların istilâsına maruz kalan Türk-İslam coğrafyasında XIII. yüzyılda yaşanan siyasi ve askeri gelişmeler güçlü ve nüfuzlu emirlerin Memlûk Türk Devleti'nde sultan olmasını sağlamış ve bu sultanlar Mısır, Suriye ve Hicaz bölgesini üç asra yakın yönetmişlerdir. Zaman zaman irsiyet bağlılığıyla sultanlar tahta otursalar da devlete hükmetmeleri hanedan mensubu olmalarından ziyade güçleri, nüfuzları ve idaredeki ustalıklarıyla alakalıdır. Devletin kuruluşundan sükûtuna değin (648-923/1250-1517) değişmeyen bu teamüller döneme ve bölgeye mahsus bir saltanat yapısını doğurmuştur. Çalışmamızda Memlûk Türk Devleti'nin saltanat yapısının şekillenme süreci olan ilk yüzyılında yaşanan saltanat değişiklikleri bağlamında devletin saltanat yapısını ortaya koymaya çalışacağız. Abstract Medieval Turkish-Islamic states were being governed by dynasties, we face a different political structure of the Mamluk Turkish State. The political and military developments in the XIII. century in the Turkish-Islamic geography exposed to invasion of Mongol after invasion of the Crusaders, ensured the powerful and influential commander to be sultan in the Mamluk Turkish State. And those sultans have almost ruled Egypt, Syria and Hijaz region for three centuries. Even if they ascended the throne with their hereditary from time to time, it was related with their mastery, power and influence in the management of the state rather than being member of the dynasty. These practices not changing from establishing of the state to the end of the state have formed a reign of structure peculiar to the period and region. We will reveal the state's reign structure in terms of changes of reign taking place in the first century of Mamluk State's reign structure formation.
Öz Memlûk Türk Devleti'nde Memlûk nizâmından yetişmiş her emîr'e saltanat yolu açık olmuştur. Askeri, siyasi güç ve nüfuz sahibi her emîr şartlar oluştuğunda politik maharetini kullanarak saltanat makamına oturmuştur. Memlûk nizamından... more
Öz Memlûk Türk Devleti'nde Memlûk nizâmından yetişmiş her emîr'e saltanat yolu açık olmuştur. Askeri, siyasi güç ve nüfuz sahibi her emîr şartlar oluştuğunda politik maharetini kullanarak saltanat makamına oturmuştur. Memlûk nizamından yetişen Hüsameddin Lâçîn sırayla emîrlik, eyalet nâibliği, saltanat nâibliği yapmış sonunda da Sultan olmuştur. O, Sultan Eşref Halil (689-693/1290-1293) suikastı sonrası başlayan fetret dönemi Sultanlarındandır. Ancak Lâçîn seleflerinden farklı olarak kendisine biat eden üst düzey emîrlere danışmadan karar almayacağına dair söz vererek tahta oturmuştur. Ne var ki O, sözünde durmayarak kendi otoritesinin tesis etme yönündeki hamleleri sarayda üst düzey emîrlerin tertip ettiği bir suikast ile karşılık bularak öldürülmüştür. Anahtar Kelimeler: Memlûk Saltanatı, Hüsameddin Lâçîn, emîr, nâib, Sultan Abstract Hüsameddin Lâçin and His Sultanate (696-698/1296-1299) The way to Sultanate is open to each amir that was educated from Mameluke system in Mamluk Turkish State. This is the characteristic of Mameluke Sultanate structure. When the conditions are ready, each amir that has power and prestige can be a Sultan by using his political skills. Hüsameddin Lâçîn, who he was educated in Mamluk system, he became an amir and when the conditions were available he became sultan. He, once reached up to the position of provincial regency from amirate, then to Sultanate regency and finally to Sultanate. He is a Sultan of the fetret period which started after the assassination of Sultan Eşref Halil (689-693 / 1290-1293) in the reign of Mamluk. However, unlike his successors, Lachin has promised that he will not make decisions without consulting the superiors of the allegiance to him. So what, Hence the hasty attitude of Laçin towards establishing his own Sultanate, caused him to be the victim of a political murder in his own position in the palace. In the article while we are examining Sultan Lachin we are going to discuss an important issue which brought victory to Mamluks against the Mongols and Crusaders. Namely, how different races were brought together, educated, served for same ideal; how they reached up to position of sultanate by their sagacity, courage and talents and their loyal services.
Özet Sultan Zeyneddin Ketboğa Memlûk sultanları içerisinde çok özel bir kimliğe sahiptir. Moğol-İlhanlı ordusun-da asker iken esir olarak geldiği Mısır-Kahire'de memlûk nizâmında yetişerek emirliğe hatta şartlar elverince de... more
Özet Sultan Zeyneddin Ketboğa Memlûk sultanları içerisinde çok özel bir kimliğe sahiptir. Moğol-İlhanlı ordusun-da asker iken esir olarak geldiği Mısır-Kahire'de memlûk nizâmında yetişerek emirliğe hatta şartlar elverince de el-Melikü'l-Âdil unvanıyla sultanlığa kadar yükselmiştir. Türk Devleti'nin Moğol asıllı bir sultanıdır. Saltanat dönemi kuraklıktan kaynaklı kıtlıkların, vebanın Mısır ve Suriye halkını kırıp geçirdiği felaket günleridir. Bunun yanında İlhanlı taht mücadelesinden kaçan soydaşlarına kol kanat gerip ülke topraklarında iskân etmesi nefretleri üzerine çekmiştir. Memlûklerini de üst düzey mevkilere ataması kendisini iktidara taşıyan hûşdâşlarının bu kez kendisini tahttan indirmeleriyle sonuçlanmıştır. Ancak o, halédildikten sonra hastalanarak eceliyle ölünceye kadar nâib olarak hayatını idame ettirmiştir. İlhanlı Hükümdarı Gâzan'ın Suriye'yi işgali sırasında Hama nâibi olarak askerlerinin başın-da ülkesine sadakatle hizmet etmiştir. Makalemizde Sultan Ketboğa'yı ele alırken bir yerde Moğollar ve Haçlılar karşısında Memlûkleri zafere taşıyan önemli bir hususu yani farklı ırkların bir merkezde toplanıp eğitilerek aynı ülkü uğruna nasıl hizmet ettiklerini, di-rayet, cesaret ve yetenekleri sayesinde sultanlığa kadar yükselebildiklerini hatta tahttan indirilen birisinin yaşamının sonuna kadar sadakatle hizmetini ele alacağız. Abstract Sultan Zayn al-Din Ketbogha has a very special identity among the Mamluks sultans. In Cairo-Egypt, where he was brought as a mamluk when he was an ordinary soldier in Mongolian-İlhanlı army, he was educated in Mamluk system, he became an amr and when the conditions were available he became sultan with the title of al-Malik al-Adil. As a Mongolian origin sultan, his sultanate period was the catastrophic days of famines caused by drought, plague ravaged the people of Egypt and Syria. In addition to this, since he protected his descents who escaped from Ilhanlı throne struggle and allowed them to reside in the lands of his country he attracted the rage of the others on him. Providing high position for Mamluks made his khushdash uncomfortable and they dethroned him. However, after having dethroned, he continued his life as regent until his death as a result of an illness. During the invasion of Syria by Gazan, Ilkhanids ruler, he served to his country loyally as commander of his soldiers with title of Regent of Hama. In the article while we are examining Sultan Ketbogha, we are going to discuss an important issue which brought victory to Mamluks against the Mongols and Crusaders. Namely, how different races were brought together, educated, served for same ideal; how they reached up to position of sultanate by their sagacity, courage and talents and their loyal services.
Özet Depremler diğer doğal afetler gibi insanoğlunun tarih boyunca karşılaştığı ve savaşlar kadar olumsuz etkilendiği felâketlerdir. Şehirleri enkaz yığınına dönüştürürken gündelik hayatı sekteye uğratır. Sonuçta da yeni şehirler inşa... more
Özet Depremler diğer doğal afetler gibi insanoğlunun tarih boyunca karşılaştığı ve savaşlar kadar olumsuz etkilendiği felâketlerdir. Şehirleri enkaz yığınına dönüştürürken gündelik hayatı sekteye uğratır. Sonuçta da yeni şehirler inşa edilerek yeni yaşam alanları kurulur. Mısır'da 23 Zilhicce 703/27 Temmuz 1304 Perşembe günü sabahleyin erken saatlerde meydana gelen deprem başta Kahire olmak üzere Mısır ve Suriye'de etkili olmuştur. Söz konusu depremi bölgenin on yıl içinde yaşadığı doğal afetlerin yanı sıra siyasi ve askeri gelişmeler içerisinde ele alıp değerlendirmelerde bulunacağız. Abstract Natural diseases including earthquakes are the realities that humankind has faced throughout the history. On the one hand it converting cities to the wreckage on the other hand it brings to a standstill to the daily life. As a result, new cities are built and new living areas are established. The earthquake which was experienced in Egypt 23 Zilhicce 703/27 July 1304 Thursday morning were highly effective in Cairo and following Egypt, Syria and even in East Mediterranean Region. We will analyze the subject-matter earthquake in the chain of successively over the past decade occurred incidents including natural diseases and political-military developments.
Özet: Bu makale İlhanlı hükümdarı Gazan Han'ın 1299, 1301 ve 1303 yıllarında Suriye'ye düzenledigi seferlere katılan Çukurova bölgesindeki Ermeni kıralı ve askerlerinin faaliyetlerini inceleyerek, bu seferlerde faal görev alan Ermeni... more
Özet: Bu makale İlhanlı hükümdarı Gazan Han'ın 1299, 1301 ve 1303 yıllarında Suriye'ye düzenledigi seferlere katılan Çukurova bölgesindeki Ermeni kıralı ve askerlerinin faaliyetlerini inceleyerek, bu seferlerde faal görev alan Ermeni güçlerinin İlhanlılarla birlikte bölgeyi yakıp yıktıklarını tespit etmektedir. Anahtar kelimeler: Gazan, Ermeniler, Suriye, istilalar Abstract:This article examines the role of Cilicia Armenian King and his soldiers in the 1299, 1301, and 1303 Syria campaigns of Ilkhanid ruler Ghazan Khan (r.1295-1304) and presents that these campaigns created an opportunity for the Cilician king to plunder Syria with the Ilkhanids.
Kütahya Simav Kestel köyü tarihi ve kültürü hakkında arşiv belgelerine göre hazırlanmıştır. Köyde metfun Hacı Hasan Efendi ile köyde kıymetli emanetler al ve yeşil sancaklar hakkında bilgi verir. Tanınmayan saklı tarihi gün yüzüne çıkaran... more
Kütahya Simav Kestel köyü tarihi ve kültürü hakkında arşiv belgelerine göre hazırlanmıştır. Köyde metfun Hacı Hasan Efendi ile köyde kıymetli emanetler al ve yeşil sancaklar hakkında bilgi verir. Tanınmayan saklı tarihi gün yüzüne çıkaran bir çalışmadır. Yöre ve bölge tarihine katkı sunacak 1400-2000 yılları arası ulaşılan ve erişilen belgelere göre tanzim edilmiştir. Usul, üslup ve içerik tanzimi açısından örnek köy tarihi çalışmasıdır. Ülkemizde bu çalışma türü olarak ilkler arasındadır.