Yabancı Basın

THE LIFE AND ACTIVITIES OF SALİH MÜNİR PASHA (ÇORLU) (1857-
1939), OTTOMAN AMBASSADOR TO PARIS
Born in 1857 in Vefa, Istanbul, Salih Munir Pasha was a member of Çorluluzade
family that served in the Ottoman bureaucracy for two centuries. He was one of the
first students of the “Lycée Impérial” that was a significant element of a Tanzimat
project aiming at creating select subjects for the Empire. Benefiting from the
experiences of the leading statesmen of the period, Salih Munir met with Prince
Abdulhamid Effendi in a considerably young age. When the latter came to power,
Munir got under his auspices. In this study his life and activities during his public
service as secretary general of the Turkish Ministry of Foreign Affairs, Inspector for
the Foreign Press and as an ambassador to Paris are treated. Examining all the
activities and correspondences we get the chance to see how to make an Ottoman
diplomat, by what ways Abdulhamid II tried to put pressure on the Ministry of
Foreign Affairs and the press, and the true portrait of a Turkish bureaucrat firmly
bound to the Palace. Within the framework created out of the activities of a Turkish
diplomat working in Paris, i.e., the heart of the European diplomacy, we put forth the
patterns of intervention by Abdulhamid II in the pressing occasions of the time. And
at the same time the life of Munir, stretching from empire to the republic, his fall
from favor following the Constitution, and his personal affairs have been tried to
shed some light upon

Ankara’da Akıncı Üssü’nde üst üste yapılan toplantılarda
askeri kararlar değil, hain planlar yapıldığını
Türkiye ancak 15 Temmuz gecesi öğrendi. Türk Silahlı
Kuvvetleri (TSK) içinde bir grup hükümeti düşürmek,
anayasal düzeni değiştirmek, devletin yönetim kademesini
illegal yollarla devirmek üzere harekete geçti.
Boğaziçi (meşum geceden sonra adı 15 Temmuz Şehitler
Köprüsü olarak değişti.) ve Fatih Sultan Mehmet
köprüleri askeri araçlarla trafiğe kapatıldı, stratejik
tüm kurumlara silahlı askerler, tanklar, jetler konuşlandırıldı,
medya kuruluşları susturulmaya çalışıldı,
ülke tehdit edildi. TBMM bombalandı. Özel eğitimli
askerler cumhurun başkanını, Recep Tayyip Erdoğan’ı
ailesiyle birlikte öldürmek üzere yola çıktı. Vatandaş
tüm bunları fark edince, idarecilerin çağrılarına uyarak
sokaklara döküldü. Demokrasisine, ülkenin geleceğine,
Cumhurbaşkanına sahip çıkmak, düzen bozuculara
direnmek üzere canını ortaya koydu.
Muhtemelen kimsenin aklına gelmeyen şey oldu ve
daha önceki hiçbir darbeye benzemeyen bir sertlik,
şiddet, kanasusayıcılıkla karşı karşıya kaldı. Sabaha
kadar ateşler, bombalar altına öldükçe direndi ve hainler
durdurulana kadar mevziisini terk etmedi halk.
Tüm bu hainliğin arkasından Fetullahçı Terör Örgütü
(FETÖ) - Paralel Devlet Yapılanması (PDY) örgütü
çıktı. Darbeciler gecenin sonunda kadın, yaşlı, çocuk,
asker, polis ayırmadan 244 kişiyi şehit ederken, binlerce
insanın da yaralanmasına sebep oldular.
Yaşananları Türk medyası hakkını vererek kamuoyuyla
paylaşırken, dünya basını olaya farklı yaklaşımlar
sergiledi. Öyle ki içeride adeta savaş gibi bir
darbe girişimi yaşayan Türkiye, daha yarası sıcakken,
aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan üzerinden yurtdışı basını ve medyası yoluyla
yürütülen algı savaşının da içinde buldu kendini.
Darbe girişiminde Türk medyasını ve yurt dışı basınının
tutumlarını inceleyerek, uzmanlara sorarak
sizlerle paylaştık.

Atatürk Türkiye'sinin Fransız basınında nasıl karşılandığı üzerine hazırlamış olduğum çalışma Ege Üniversitesi Yayınları tarafından yayınlanmıştır. Çalışmada, Atatürk döneminde hayata geçirilen inkılaplar, siyasi hayat ve Atatürk'ün ölümünün Fransız basınına yansımaları kronolojik olarak ele alınmıştır.

ÖZET " Alman Basınında İnşa Edilen Türk Kadını İmajı " başlıklı çalışmada, Alman basınındaki Türk kadını imgesinin küreselleşen dünyada nasıl inşa edildiğinin anlaşılabilmesi amacıyla, Spiegel Online International (Almanya) gazetesi, 2011 yılının " temmuz, ağustos, eylül, ekim, kasım ve aralık " ayları boyunca " Türk kadını imajı " açısından ve " makro ve mikro yapı " şeklinde iki temel çözümleme üzerine kurulmuş olan Van Dijk'in söylem analizi kuramına dayalı olarak değerlendirilmektedir. Bu şekilde, bu çalışmada, Alman basınında Türk kadını imgesi aktarılırken, sahip olunan " ideolojik yapının " ne tür mesajlar aracılığıyla iletildiği ve bu mesajların iletisinde kullanılan " söylem ve imgelerin " nasıl seçildiği ve bu aktarım sonucunda, incelenen gazete metinlerinin okurunun bu olayı algılama şeklinin ne yönde olduğu anlaşılabilmektedir. Ayrıca, bu değerlendirme, imgebilim, çeviribilim gibi farklı alanlardan faydalanılarak yapılmış ve bu tutumla, çalışmaya disiplinler arası bir boyut kazandırılmıştır. ABSTRACT In the study of " Turkish Woman Image In German Press " , it is aimed to evaulate the Turkish woman image that is constructed in the globalized world in German Press, by analyzing Spiegel Online International (Germany) in terms of " Turkish woman image " , during six months (june, august, september, october, november, december) in 2011, with Van Dijk's discourse analysis approach that is based on two main principle, as macro and micro analysis. Therefore, we are able to understand how Turkish woman image is established and what kinds of images, expressions are used by German press and their approach to Turkish woman identity with this evaluation. In Addition, this analysis is done, by using some various studying areas, such as image and translation studies and it acquires an interdisciplinary qualification.

This chapter is aimed to put the matter of how is a country image able to be constructed in hand through the medium of the online press, by evaluating The New York Times (USA), The Daily Express (England), Spiegel Online International (Germany), and Le Monde Diplomatique (France) in terms of "Turkish image and identity" throughout four months (January-April) in 2019. The author uses Van Dijk's discourse analysis approach that is based on two main principles, macro and micro discourse analysis, and the content analysis technique. It is possible with this evaluation to determine how Turkish image and identity is established and what kinds of images, expressions, and representations are used by the foreign press, as well as their approach to Turkish identity.