(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

"Sıtkı Şükürer" hakkında bilgiler ve tüm köşe yazıları Hürriyet Yazarlar sayfasında. "Sıtkı Şükürer" yazısı yayınlandığında hemen haberiniz olması için Hürriyet'i takip edin.
Sıtkı Şükürer

Sıtkı Şükürer

Yürüyüş

25 Haziran 2017

"Adalet” arayışı içinde olduklarını söylüyorlar.

Sorumlu gördükleri, başta iktidar olmak üzere devletin organları.
Yasama, Yürütme ve Yargıya dair tepkisel bir eylem koyuyorlar.
Kılıçdaroğlu “pasif mücadele” yöntemi uyguluyor.
Evrensel demokratik ilkelere işaret ediyor.
Herhangi bir etnisik, mezhebi, dini gerekçeye yaslanmıyor.
Kitlesi; yoksul, ezilen halk değil.

Yazının devamı...

Çok genç ve yakışıklı başkan

18 Haziran 2017

Çalışkan, dürüst, becerikli, mütevazı, atom karınca gibi olsun, hizmetleri ile ön plana çıksın, beldesini iyi tanısın, geçmişini, tarihini hissetsin, insanlara dokunsun...

Böylesi bir yerel yönetici zaten çok geçmeden müthiş bir takdir görmeye başlar.
Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’la ilgili maalesef hayal kırıklığımızı paylaşmak istiyoruz.
Seçilmesinden büyük bir mutluluk duyduğumuz genç sayılabilecek bir politikacıydı.
Esasında çok hızlı bir giriş yapmıştı.
Ancak son dönemlerde çok eleştiriler almaya başladı.
İlki, Karşıyaka’nın sembollerinden olan “anıt”ı yıkması.

Yazının devamı...

Tebrikler Göztepe

11 Haziran 2017

Hepimiz, tüm İzmir “bahtiyar”dır.
Göztepe 1925 yılında kurulmuştur.
Ancak kalbimizi tutuşturduğu yıllar 1960’ların sonlarıdır.
Fuar Şehirleri Kupası’nda yarı finalle zirveye ulaşan efsane kadro o dönemde herkesi “Göz Göz” yapmıştı.
Adnan Süvari’nin teknik direktörlüğünde, Kestane Gürsel, Bombacı Halil, Buldozer Fevzi, İngiliz Nevzat, Ertan, Çağlayan, Ali Artuner, Hüseyin... Sadece İzmir’in değil Türkiye’nin kahramanlarıydı.
Esasında Göztepe bir semt takımıdır.
Semt takımı olmak onu değerli kılan bir özelliktir.

Yazının devamı...

Ramazan herkesindir

4 Haziran 2017

Oysa 10 yıl öncesi bambaşka bir heyecan vardı.
AK Parti iktidarının ilk yıllarıydı.
Askeri vesayete direnen iktidar eşzamanlı kendileriyle ilgili tedirginlikleri azaltmak için çaba gösteriyordu.
Açıkça, gerek uluslararası toplum, gerekse ülkenin tüm demokratları nezdinde çok büyük “avans” elde etmişlerdi.
Bu pozitif iklim herkesi etkiliyordu.
İnsanlar birbirlerinin değerlerine içtenlikle sahipleniyor, farklılıkların ortak bir kültür zenginliği olarak yaşanmasına çaba gösteriyorlardı.
Şimdi, bu hoşgörünün toplum genelinde kan kaybettiği gözleniyor.

Yazının devamı...

Trump idoldür

29 Mayıs 2017

Müesses düzen Trump’ı hiç istemedi.
Şimdilerde onu görevden almaya çabalıyor.
Becerebilirler mi?
Zannetmiyoruz. Zira Trump ilk örnek değil.
1700’li yıllardan itibaren, 1. Sanayi Devrimi ile serbest piyasa mekanizmasının yüceltildiği ve bu esasa göre oluşturulan ahlak ve hukuk normlarının toplumsal değerler manzumesine dönüştürülerek kitlelere zerk edildiği bir 300 yıl yaşanmıştır.
Bu mitos; herkesin önünün açık olduğu, çalışkanlığın, dürüstlüğün, girişimciliğin mutlaka ödüllendirileceği bir düzen vaat ediyordu.
Bunun bir “koca yalan” olduğu giderek anlaşıldı.

Yazının devamı...

Zamanın ruhu radikallerden yana

21 Mayıs 2017

Zira Fransa’da “gidişat” iyi değil...

Tunç Soyer, biliyorsunuz Seferihisar ilçesinin Belediye Başkanı.
Tunç Bey, sıradan siyasetçilerden farklı niteliklere sahip bir entelektüeldir. Bu nedenle; kente, partiye, ülkeye lider arayanların hep “radarında” olmuştur.
Sayın Başkan’la geçenlerde bir araya geldiğimizde, Macron’un seçimi kazanmasını kalıcı bir zafer olarak değerlendirmenin yanlışlığına işaret ediyordu.
Sanki, biraz ABD, biraz Hollanda, Avusturya, bir çalım da Türkiye’yi ima ederek, milliyetçi muhafazakar oyların önlenemez yükselişinin benzer şekilde Fransa’yı da etkisi altına aldığını belirtiyor ve halkından yüzde 34’e yakın oy alan ırkçı partinin önünün kesilmesinin kolay olmayacağını ifade ediyordu.
Başkan; Le’pen gibilerin 1970’lerde yüzde 1’in altında oy alırken, son seçimde ışığı gördüklerini ve “mazbut sağ popülist parti” rolüne bürünmek için kolları sıvamaya başladıklarını belirtiyor.
Siyaset oyunu, üç aşağı beş yukarı dünyanın her yerinden benzer esaslara göre oynanıyor.

Yazının devamı...

Patron

14 Mayıs 2017

Her büyük organizasyon bir takım kademelerle şekillenmek zorundadır.

Bu çerçevede, kritik konularda daima bir nihai karar vericinin varlığına gerek vardır.
Aktif konumunda kalmayı tercih eden “patron” daha ötesine talip olmamalıdır.
Bu makamı yönetim şemasının bir parçası olarak görmek, onu değersiz kılmak değildir.
Aksine bu konum “en kritik post”tur.
Bu sebepten, işletmenin menfaatleri gereği “açık yıpranmaya” karşı dikkatli bir şekilde korunmalıdır.
Patron’nun “adil” bir imajının olması iyidir.

Yazının devamı...

Kendimizi abartmayalım

7 Mayıs 2017

Yani, “dikkat” diyoruz.

Efendim, simite “gevrek”, domatese “domat” demek; şaşılası, aklı başından alıcı, müthiş bir ayrıcalık falan değildir.
​Tamam, İzmirliyiz, Ege’de yaşıyoruz, mutluyuz, kendimizi özel hissediyoruz.
​Ama bu hissiyatı apayrı bir “zümreyiz” seviyesine yükseltmemizin de bir alemi yok.
​Burası “Özgürlükler Ülkesi” de diğer yerler sanki hepten karanlıklar içinde mi?
Dört milyon İzmirli bir yana, kalan 75 milyon diğer yana mıdır?
​Yaşam sevinci, demokrasi, sadece bizim mi iliklerimize işlemiştir?

Yazının devamı...