(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

"Koray Durkal" hakkında bilgiler ve tüm köşe yazıları Hürriyet Yazarlar sayfasında. "Koray Durkal" yazısı yayınlandığında hemen haberiniz olması için Hürriyet'i takip edin.
Koray Durkal
Atan kazandı
19 Aralık 2016

İlk yarım saatte Hamza Hamzaoğlu’nun rakip analizi oldukça doğru bir sonuç verdi. Bursaspor, sanki içine Barcelona kaçmışçasına bir futbol oynamaya başladı ve skor üstünlüğünü iki farklı haneye taşımayı başardı. Gollerin şokunu ancak ilk yarının son dakikalarına doğru atabilen Antalyaspor ise, ataklarını sıklaştırdı ve aradığı golü buldu. Bu anlardan itibaren Bursa cephesinde panik, Antalya’da ise gelişigüzel ataklar başlayınca iki takım arasındaki kaotik durum hakemin ilk yarının bitiş düdüğüyle sona erdi.

İkinci devre Bursaspor rakibine oyun üstünlüğünü kabul ettirip skoru korumayı tercih ederken, kontrataklarla Antalyaspor kalesinde gol aradı. Fenerbahçe maçındaki o tempolu Antalyaspor’u ise maçın belli bölümlerinde görebildik. Makoun ve Serdar Özkan değişiklikleriyle beraberlik golünü arayan Antalyaspor önce Bursaspor savunmasını, ardından kaleci Harun’u geçemeyince sahadan mağlubiyetle ayrıldı.

Maç boyunca elinden geleni yapan ve başına aldığı darbeye rağmen golünü atan Deniz Kadah, Antalya adına en göze batan isimdi. Maçın geneline baktığımızda bulduğu fırsatları iyi değerlendiren Bursaspor sahadan galibiyetle ayrılan taraf oldu.

Yazının devamı...
Yürüyüş devam ediyor
11 Aralık 2016

Oyunu rakip alana yıkan ve çok adamla hücuma çıkan Osmanlıspor, Akhisar’ın iyi alan daraltmasıyla istediği pozisyonları bulmakta güçlük çekti.


Özellikle defansta yaptığı hazırlık paslarıyla etkili olamaya çalışan Osmanlıspor Aminu’nun son bölümdeki golüyle sahadan galibiyetle ayrılmayı bildi.

 

Osmanlı hem Avrupa’da hem ligde bu tip golleri sıkça izlettirmeye devam ediyor bizlere.

 

Hakem Alper Ulusoy’un verdiği penaltı kararı, bana göre yanlıştı, Akhisar kalecisi Bora’nın yaptığı kurtarışla maçın önüne geçmemiş oldu.

Yazının devamı...
Zengin balıkçıların diyarı: Marken-Volendam
10 Aralık 2016

Amsterdam’ın muhteşem kalabalığından sıyrılıp yaklaşık yarım saatlik bir yolculuğun ardından ilk durağım olan Marken’e geldiğimde ilk düşündüğüm, bu kasabada kimsenin yaşamadığıydı. Sanki bir kasabada değil de dünyanın en büyük film platolarından birinde geziyor gibiydim. Bu sükûnetin sebebi ise Marken’in bir zamanlar ada olmasından kaynaklanıyor. Karayla arasına kurulan yol sonrasında arabayla ulaşımın sağlanabildiği bir kasaba halini alan Marken toplumdan kopuk görüntüsünden uzaklaşarak turistik bir yere dönüşmüş.

 

Dar yolları, legoları andıran rengârenk evleri, çiçeklerle süslü pencereleri, düzenli bahçeleri ve evlerin önünden geçen küçük kanallarıyla gerçek bir masal diyarı Marken’in en önemli simgelerinden biri de tahta ayakkabılar.

AYAKKABIYA İŞLENEN AŞK…

 

Rivayete göre, sefere çıkan balıkçılar, yolculukları boyunca bu ayakkabıların üzerine motifler işler, dönüşte sevdikleri kıza hediye ederlermiş. Sadece sefere gidenler değil kasabada yaşayan gençler de sevdiği kızın kapısına bu tahta ayakkabılardan bırakırmış. Ertesi sabah eğer genç kız bu ayakkabıları giyerse ailenin de bu aşka onay verdiği anlaşılırmış. Bu bir anlamda onların geleneksel evlilik teklifleriymiş.

 

Marken’den sonra Volendam’a doğru yol alırken Hollanda’nın en meşhur peynircisi Henri Willig’e düştü yolum. Bu peynirleri Amsterdam’da hatta havaalanında bile bulabilirsiniz. Yine de otantik peynirlerin nasıl yapıldığını yerinde görmek istiyorsanız buraya da mutlaka uğrayın derim.

 

‘Denizi yendik’ diyen Hollandalıların en güzide kasabalarından biri olan Volendam ise Marken’den daha büyük ve zengin. Bu zenginlik Volendam’da yaşayanların hayatlarına da fazlasıyla yansımış. Bu kasabanın sakinleri o kadar müreffeh bir hayatın içindeler ki hemen hemen hepsinin o görkemli evlerinin yanı sıra birer yatı ya da teknesi var. Ailece denize açılan, yemeklerini teknelerinde yiyen Volendam’lılar sonsuz yaşamın şifresini de çok önceden bulmuş gibiler.

 

Burada ne yiyip ne içelim derseniz cevap basit; elbette deniz mahsulü.  Hazır bir balıkçı kasabasına gelmişken taze balık yemeden olmaz. Sahil hattı boyunca yan yana dizilmiş pek çok restoranda bu lezzetleri tadabilmek mümkün.

 

Volendam’da kadın ve erkeklerin geleneksel kıyafetleri de turistlerin cazibe merkezleri arasında. Bu kıyafetleri giyip fotoğraf çektirmek isteyenler için de farklı stüdyolar mevcut. Sevdiklerinize Hollanda’ya dair hediyeler almak istiyorsanız Volendam bu konudaki en doğru yerlerin başında geliyor.

 

VOLENDAM’DAKİ LEZZET DURAKLARI

 

-Paviljoen Smit Bokkum

 

-Fish and Chips

 

-Wafelhuis

 

-Cafe Lennon’s

 

MARKEN’DEKİ LEZZET DURAKLARI

 

-De Verkeerde Wereld

 

-Cafe-Restaurant

-Land en Zeezicht

 

-De Visscher

 

-Marken – Volendam’da

 

NEREDE KALMALI?

 

-Hotel Old Dutch

 

-Lake Land Hotel

 

-Hotel Spaande 

Yazının devamı...
SON DAKİKA MUCİZESİ
21 Kasım 2016

Önce Jantscher cezası dışından Rizespor’u öne geçiren golü attı, ardından Emre harika bir frikik golüyle skora dengeyi getirdi. Emre gerçekten de kariyerinin en olgun zamanlarını yaşıyor. G.Saray maçında yaptığı harika asistten sonra Rize karşısında da frikikten attığı golle ustalık döneminin en güzel eserlerinden birini ortaya koydu.

 

MAESTRO EMRE

 

Bu golden sonra Emre oyuna tamamen ağırlığını koydu. Başakşehir’in tüm ataklarında maestro görevi yapan Emre, hemen hemen tüm istatistiklere de adını yazdırmayı başardı. Başakşehir karşılaşma boyunca sağ kanadı kullanmayı tercih ederken, Uğur Uçar ve Visca’nın bindirmeleriyle etkili olmaya çalıştı.

 

LEICESTER GiBi

 

Özellikle ikinci yarının yarım saatlik bölümünde rakip alanda baskıyı artıran Başakşehir, aradığı golü bir türlü bulamadı. Rizespor bu baskıyı kırmayı başarınca kontrataklarla rakip sahada gol aradı. Dakikalar 90’ı gösterdiğinde ise Başakşehir’i hayata döndüren gol geldi ve Beşiktaş’la oynayacakları hayati mücadele öncesi avantajlarını korumayı başardılar. Haftalardır ne zaman Başakşehir’i yazsam Leicester mucizesinden bahsedip duruyorum. Şu bir gerçek şampiyonluk yolunda merdivenleri adım adım çıkıyorlar.

Yazının devamı...
Türkiye’nin peri masalı Başak City
8 Kasım 2016

GEÇTİĞİMİZ sezon İngiltere Premier Ligi’nde bir imkânsızı başaran Leicester City’nin öyküsü pek çok takıma ilham oldu. Bunların başında Süper Lig’in renkli takımı Medipol Başakşehir geliyor.

Rakiplerine göre düşük bütçeyle kurulmasına rağmen zirveye kurulan İstanbul temsilcisi, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray gibi devleri gerisinde bıraktı. Benzer hikâyelerden biri de Fransa’nın Nice kıyılarında yazılıyor. En son Ligue 1 şampiyonluğuna 57 yıl önce ulaşan Nice şimdilerde yeni bir tarih yazmanın eşiğinde. Hem de önündeki güçlü Rus ve Katar sermayelerine karşı.

Leipzig ise Bundesliga’da son 6 yılda ilk defa 10. haftada Bayern ile aynı puanda yer alarak şampiyonluğun en büyük adayı haline geldi.

 

İMKANSIZI BAŞARABİLECEKLER Mİ?

 

2015-16 sezonunda Premier Lig şampiyonu olan Leicester’ın başarısı halen akıllarda. İngiltere’de kimselerin şans tanımadığı bu takım, Claudio Ranieri ile birlikte imkânsızı başararak şampiyonluğuna ulaşmıştı. Futbolseverler benzer bir başarı öyküsünün tekrarlanıp tekrarlanmayacağını büyük bir merakla bekliyor. Türkiye’de Başakşehir, Fransa’da Nice, Almanya’da Leipzig gösterdikleri performansla bu benzerliği taşıyan takımlar oldular. Benzerlikler bunlarla da bitmiyor. Başakşehir’de Abdullah Avcı, Nice’te Lucien Favre ve Leipzig’de Ralph Hasenhüttl gibi deneyimli teknik adamların varlığı şampiyonluk şanslarını artıran en önemli faktörler.

 

ONLAR DA TARİH YAZDILAR

 

2010-11 sezonunda Borussia Dortmund yaşadığı tüm ekonomik çıkmazlara rağmen Bayern Münih’e kafa tutarak Almanya şampiyonluğuna ulaşmıştı. Ertesi yıl bu kez Fransa Ligi’nde Montpellier hem de tarihinde ilk kez şampiyonluğa ulaşarak büyük şaşkınlık yaratmıştı.

 

HOCA FAKTÖRÜ

 

2013-14’te ise Barcelona – Real Madrid hegemonyasını Atletico Madrid yıktı. Kısıtlı bütçelere rağmen bu takımların başarıya ulaşmasında teknik adamların büyük bir payı vardı. Dortmund’da Jürgen Klopp, Montpellier’de Rene Girard ve Atletico Madrid’de ise Diego Simeone.

 

 

Yazının devamı...
Fetih yorgunu
6 Kasım 2016

Çok değil iki hafta önce Ankara’da elinden kaçırdığı Villarreal’i, Webo ve Rusescu ile yıkan Osmanlıspor, Avrupa Ligi’nde kazandığı moralle Kayseri karşısına çıktı.

 

GOL DENGEYİ BOZDU

 

 Mustafa Reşit Akçay, Villarreal maçındaki kadroyu bozmadığı gibi uzun zamandır ligde fazla şans vermediği Adam Maher’i sahaya sürerek oldukça doğru bir iş yaptı. Hücum aksiyonlarında sorumluluk alan Maher, Umar Aminu ile birlikte tempoyu ayarlayan takımın Osmanlıspor olmasını sağladı.  Bu oyunculara ikinci yarıda Webo ve N’Diaye de katılınca hücumda daha efektif bir Osmanlı izledik. Ta ki Nakoulma’nın sürpriz golüne kadar. Bu golden sonra önce Webo’yu ardından Maher’i oyundan alan Akçay, Rusescu ve Regattin ile maça yeniden ortak olmak istedi. Ancak Osmanlı oyunu çevirmek için aradığı tempoyu bir türlü yakalayamadı.

 

Buna Avrupa dönüşü oyuncuların yorgunluğu da eklenince Akçay ve talebeleri için kazanamama serisi 6 haftaya çıktı. Mehmet Güven’in son saniyelerde attığı golle gelen 1 puan ise kötü günün karı oldu. Osmanlıspor, Avrupa’dan moralli döndüğü dönemleri Süper Lig’e iyi yansıtmayı bir türlü başaramıyor. Öğrenmeleri de biraz daha zaman alacak gibi...

Yazının devamı...
3 puanlık deja vu
5 Kasım 2016

Ancak İbrahim Üzülmez maçın başında kaçan penaltı sonrası oyun üstünlüğünü Antalyaspor’a kaptıran takımını maça döndürme konusunda bir türlü o pozitif etkiyi bir türlü yaratamadı.

 

Kaçan penaltı sonrası iki taraf karşılıklı ataklarla açık bir oyunu tercih ederken, Gençlerbirliği Deniz’in kaçırdığı fırsat sonrası oyun üstünlüğünü Antalya’ya kaptırdı.

 

Bu motivasyonla birlikte Gençlerbirliği kalesinde etkili olan Antalyaspor, tıpkı Kayseri maçında olduğu gibi Eto’o’nun penaltı golüyle devreye üstünlükle girdi.

 

ALKIŞLAR ETO’O’YA

 

İkinci devrede de gole ilk yaklaşan Gençlerbirliği oldu. Aydın’ın kaçan pozisyonu sonrası rakip kaleye ataklarını sıklaştıran Antalya önce Eto’o ardından Zeki Yıldırım’la önemli fırsatlardan yararlanamadı.

 

Burada Rıza hocaya ayrı bir parantez açmak istiyorum. Geçen hafta Kayseri karşısında özellikle son 20 dakikada yaptığı muhteşem savunmayı 90 dakikaya yayması şart.

 

Eğer bunu başarırsa Antalya ligin orta sıralarına doğru yükselişini sürdürecektir. Akdeniz ekibinin çıkışında pay sahibi olmayı devam ettiren Eto’o da tecrübesi ve liderlik özellikleriyle alkışı fazlasıyla hak ediyor.

Yazının devamı...
Pizzalar Avcı'dan!
30 Ekim 2016

 

İki takım da gol atmak için oynayınca temposu ve keyfi yüksek bir maç oldu. Başakşehir ilk 45 dakikada attığı gollerle galibiyeti koparırken ligde de zirveye kuruldu.

 

 

* * *

 

AVCI, Altınordu’dan ‘proje transfer’ olarak alınan 19 yaşındaki Cengiz Ünder’i keşfetmekle kalmadı, sürekli şans verip onu yıldıza dönüştürdü. Akhisar’a açılış golünü atan Cengiz, Visca’ya da 2 asist yaptı.

   

* * *

 

GEÇEN sezon Leicester City, İngiltere’de bir peri masalını gerçekleştirdi. Şimdi benzer öyküyü Başakşehir gerçekleştirmeye yakın. Tıpkı Ranieri gibi Abdullah Avcı da arada bir oyuncularını pizzacıya götürmeli! Malum, Ada’da şampiyonluk destanı bir pizzacıda dostluklarını pekiştiren oyuncular tarafından yazıldı.

 

Yazının devamı...