(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

Genç Parti ya da geçilecek parti olma yolunda Yeniden Refah Partisi

İdris Cevahir/ Yazar
16.05.2024

AK Parti'den giden oyların yönünü Sayın Erdoğan'a yakınlık belirliyor. Yani oyların sahibi hala Sayın Erdoğan. Bu iddiamızın en önemli delili ise 10 ay önce yapılan Genel Seçimlerin sonuçlarıdır. Yeniden Refah Partisi'nin muhafazakâr Genç Parti olmaması şaşırtıcı, olması ise kuvvetle muhtemel görünüyor.


Genç Parti ya da geçilecek parti olma yolunda Yeniden Refah Partisi

İdris Cevahir/ Yazar

Kuşkusuz son seçimlerin en sürpriz partisi Yeniden Refah Partisi oldu. Aldığı oy oranı, kazandığı belediyeler ve siyasi stratejileri Yeniden Refah Partisi'ni liderinin ifadesi ile seçimin "yıldız" partisi yaptı. Sayın Erbakan yıldız kavramını kasti mahsusla mı kullandı bilinmez ancak yıldız olmak yeterince "parlamamayı", "uzaklarda olup ışığını henüz dünyaya ulaştıramamayı" içerir. Ayrıca yıldızlar "karanlık zamanlarda" görünür. Ve son olarak yıldızların bazıları doğar doğmaz "yok olmaya" mahkumdur.

Bu yazının konusu "yıldız felsefesi" yapmak değil, zaten Yeniden Refah Partisi de yıldız değil.

Öyle ise bu yazının konusu seçim sonrasında Yeniden Refah Partisi'nin doğru anlaşılabilmesine katkı sunmaktır.

Doğru ama eksik strateji

Yeniden Refah Partisi cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'ı destekleyip, Erdoğan seçmeni ile bir gönül köprüsü kurmayı başardı. Akabinde Erdoğan ile arasında bir açı oluşturup muhalefetine devam etti. Sonrasında bütün baskılara rağmen dik durup seçime tek başına girdi ve bütün kazanımlarından azade Millî Görüş Hareketi'nin doğal varisi olma hakkını Saadet Partisi'nin elinden alarak varlık kaynağını ele geçirdi.

Bu strateji doğru ancak eksik yönleri barındırıyor. Örneğin Yeniden Refah Partisi son yerel seçimde İzmir ve İstanbul'da kendi kararları ile çekilmiş olsa idi, sandıkta kendisini gösteren AK Parti'ye tepki oylarının yanında teşekkür oylarını da alacak belki de yüzde 10 bandına çıkabilecekti. Bu aynı zamanda cumhurbaşkanlığı seçiminde ortaya konulan strateji ile uyumlu bir şekilde muhafazakâr camiada Erdoğan'a rağmen siyaset yapmanın imkansızlığı gerçeğinin kavranması anlamına gelecekti.

Miting-sandık farkı

Yeniden Refah Partisi son seçimde 2.8 milyonu aşkın oy aldı. Bu oyların kabaca 800 bin civarının aday oyu olduğu düşünüldüğünde partinin oyunun ilk başta 2 milyon olduğu söylenebilir. Kanaatimizce bu veri biraz daha tahkik edilmeli. Neden bu verinin tahkike ihtiyaç duyduğunu bir örnek üzerinden açıklayalım.

Örneğimiz muhafazakâr siyasetin de önemli bir merkezi olan Konya... Hatırlanacağı üzere Konya'da miting yapan Yeniden Refah Partisi şok yaşamış ve 500 kişi ile mitingi tamamlamak zorunda kalmıştı. Ancak bizce parti asıl şoku Konya seçimlerinde yaşadı ve AK Parti'nin yarısı kadar yani 258 bin civarı bir oyla 6 belediye kazandı.

Bu veriyi dikkatlice irdelememiz gerekmektedir. Sorumuz çok net, Genel Başkan Sayın Fatih Erbakan'ın -ki Erbakan soyadı Konya'da en az 10 binler demektir- katıldığı bir mitinge 500 kişi gelirken nasıl oluyor da bir hafta sonra yapılan seçimde Erbakan'ın partisi 280 bin oy alabiliyordu?

Yazıyı okuyan Yeniden Refah Partililerin bıyık altından "Bereket" dediğini duyar gibiyim diyeceğim de bu satırların yazarı olarak 280 bin oyun 8 bininin dahi Yeniden Refah Partili olmadığı gerçeğini bu kardeşlerimize hatırlatarak gülümsemelerini sabote etmiş olayım.

Örneğimize döner isek!

Peki, Konya'da ne oldu?

Esasında Konya'da olan şey ülkenin hemen hemen her yerinde olan şeyle aynı. Özetle AK Parti'ye tepkisi olan seçmenlerin büyük kısmı sandığa gitmezken (Konya özelinde dörtte bir) gidenlerin hatırı sayılır kısmı Yeniden Refah Partisi'ne oy vermeyi tercih etti.

Yani Konya ve Türkiye'de AK Parti seçmeni ya sandığa gitmedi yahut gittiğinde tepki olarak Yeniden Refah Partisi'ni tercih etti.

Bu tercih iki ihtimale hamildir. Birincisi; tabiri caizse seçmenin eli alışır ve seçmen bundan sonraki siyasi hayatını Yeniden Refah Partisi merkezli şekillendirir.

Bu ihtimal iki nedenden dolayı zayıf görünüyor.

Kadro zaafı

Birincisi; Yeniden Refah Partisi seçmeni kuşatacak ve seçmene yeni bir ufuk kazandıracak hiçbir proje ortaya koymayı henüz başaramadı. İkincisi ise; parti yönetiminin aile şirketi minvalinde olması. Bu bağlamda parti üst yönetiminde belirgin olan kadro zaafı ve teşkilatların neredeyse yok hükmünde oluşu seçmenin bundan sonraki seçimlerde de Yeniden Refah Partisi'ni tercih etmesinin önünde engel olarak durmaktadır.

Bu tercihin hamil olduğu ikinci ihtimal ise; giden seçmenin fazlası ile geldiği yere dönmesidir. Bu satırların yazarı olarak bu ihtimali kuvvetle muhtemel görmekteyiz. Konya mitinginde olduğu üzere seçmen kesinlikle ve kesinlikle kendisini Yeniden Refah Partili olarak görmemekte ve ötesinde görünmek istememektedir. Anlaşılan seçmen için, karşı tarafın ne olduğu, kim olduğu yahut ne anlam ifade ettiği önemli değildir. Seçmen için önemli olan tek şey tepkisidir ve bu tepki en yakın partiye giderek vücut bulmuştur.

Oyların sahibi hala Erdoğan

Örneğin, Saadet Partisi, Millet İttifakına hiç bulaşmamış, hatta hiç siyaset üretmemiş, hatta hiç medyada görünmemiş olsa idi bu seçimde ne kadar parlak olurdu bilinmez ama bir yıldız parti olabilirdi. Aynı şekilde bu seçim bir genel seçim olsa idi Yeniden Refah Partisi'ne giden oyların ekseriyeti MHP'ye gidecekti.

Bu durum göstermektedir ki AK Parti'den giden oyların yönünü Sayın Erdoğan'a yakınlık belirliyor. Yani oyların sahibi hala Sayın Erdoğan. Bu iddiamızın en önemli delili ise 10 ay önce yapılan Genel Seçimlerin sonuçlarıdır.

Yeniden Refah Partisi'nin muhafazakâr Genç Parti olmaması şaşırtıcı, olması ise kuvvetle muhtemel görünüyor. Zaman yanılanı gösterecektir ancak öngörmek aklın önemli bir melekesidir.

Bir sonra ki yazıda "Geri Dönüşüm Kutusuna Düşenleri yani Deva ve Gelecek Partilerini" ele alacağız.