Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki
Uygulamaları
Arş. Gör. Musa Osman KARATOSUN
Atıf / ©- Karatosun, M.O. (2016). Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki Uygulamaları, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 16 (2), 277-308.
Öz- Kehanet, aşkın bir yardım veya içkin bir feyezan ile bazen bir takım edevat vasıtasıyla ya da yalın olarak iç-görü sayesinde belli bazı işaretlerin yorumlanarak geleceğin gizemli perdesini veya geçmişin bilinmeyen sırlarını ifşa
etmeye teşebbüstür. Bu yorumlarda bulunan kişilere ise kâhin denir. Kehanet
türleri tabiî ve sunî olmak üzere iki ana kısma ayrılmaktadır. Kadim kültürlerin
hemen hemen hepsinde belli bir çeşit kehanet yöntemine rastlanılmaktadır.
Bu makalede altı adet ana kategoriye ayrılan toplam on sekiz adet kehanet
yöntemi tanımlanmış ve Mısır, Mezopotamya, Kadim İsrail, Roma, Çin ve
Tibet gibi kadim kültürlerin kullandıkları kehanet yöntemlerine örnekler verilmiştir. Ayrıca çalışma boyunca edinilen bilgiler kullanılarak bir kehanette bulunulmuştur ki bu, çalışmaya pratik bir veçhe katmaya matuftur.
Anahtar sözcükler- Kehanet, fal, kâhin, kadim kültürler, Yìjīng (İ-Ching)
§§§
I. Kavramsal Çerçeve: Kehânetin Tanımı ve Türleri
Kehanetin Tanımı
Arapçada كهنfiilinden türemiş olup ‘gayb ile ilgili haber vermek’ anlamlarına gelir ve buradan hareketle ‘kâhin’, kâinat ve gelecek zaman ile ilgili
1
bilgi veren, sırların bilgisini çağıran kişi olarak tanımlanır. Kehanet kelimesi
esasen Grekçe αθεῖ (mathein, öğrenmekẓ anlamına gelen ve bugün İngilizcede –mancy sonekinin arkaik kökenini teşkil eden bir fiilden türemiştir. Latin-
1
Makalenin gelişi 15.06.2016; Yayına kabul tarihi: 13.12.2016
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı, e-posta:
karatosunm@gmail.com
İbn Manzur, Lisanu’l-Arab, ‘ ’ك نmd., c.5, s.3949. Kahire.
278 | Musa Osman Karatosun
cede ise divinatio Ẓilahi bilgiẓ şeklinde isim olarak kullanılmaktadır. Divinatio
kelimesi, divus ẒTanrıẓ isminin, divinus ẒTanrıya dair, Tanrıyla ilişkili, Tanrısal
olanẓ şeklinde türeyişinden müteşekkil olan divino Ẓgeleceği görmek, kehanette bulunmak) fiilinin isim halidir (Joseph F. Charles ve Marchant, 1904, s.
179). O halde anlaşılacağı üzere bu kelime bünyesinde tanrısal bir bilgiyi de
içermektedir.
Kehanet kelimesinin kökenine dair bu izahlar ortak bir anlayışa, yani
sırlarla bürülü geleceğin keşfine işaret etmektedir. Bununla beraber, Latin ve
Grek köklerinin üzerinde durmak ayrıca önemlidir. Zira Latincedeki kehanet
daha çok ilahî bir bilgiyi veya ilahî bir yardım ile edinilen bilgiyi ifade etmesine
rağmen, Grekçe kökten gelen kehanet, bilginin daha geniş kapsamlı edinimini
ifade eder. Bu da mesela belli bir araç kullanılarak edinilen gelecek hakkındaki bilgi edinimi olabileceği gibi, kişinin sadece kendi ilhamına ve kişisel özelliklerine dayanarak yapabileceği kehaneti de niteler. Kelime köklerinin bu farkı,
başlı başına kehanet ile ilgili yapılan iki önemli ayrımı ifade eden önemli bir
detaydır:
Kehanet; tabiî Ẓveya ilhamîẓ ve sunî olmak üzere iki ana bölüme ayrılır
(Davies, 1915). Sunî kehanet, belirli bir ayetin / işaretin okunarak gelecek
hakkında öngörülerde bulunma sanatıdır. Örneğin, kuşların uçuş düzenine
bakılarak belli öngörülerde bulunma bilgisi Ẓaugury) bu kategoride yer alır.
Sunî kehanette, bu işaretleri okuma bilgisi konuya hâkim herkes bulunabilir.
Yani sunî kehanet hem antik dönemde hem de günümüzde bilinen ve uygulanan pek çok kehanet yöntemini barındıran geniş bir kategoridir. Çalışmamızın
büyük kısmını bu kategorideki kehanet yöntemleri oluşturacaktır.
Romalılarda Ẓyani Latince konuşan halktaẓ neredeyse sadece sunî
kehanetin türleri görülmekteydi. Açıkçası bu durum pek anlaşılabilir değildir,
çünkü yukarıda da belirttiğimiz gibi Latince kehanet kelimesi, ilahî bir yardımı
ve doğaüstü bir gücün desteğini yansıtan bir kelimedir. Tam tersi, Yunanlılarda ẒGrekçe konuşan halktaẓ ise daha çok tabiî kehanet mevcuttu. Bu kehanet
türü de, özel güçlere sahip bir insanın, herhangi başka bir işarete, alamete
veya yardıma ihtiyaç duymadan belli kehanetlerde bulunmasıyla gerçekleşir.
Ünlü Romalı yazar Cicero, kehanetlere dair kitabında ẒCicero, De Divinatione,
i. 18) Greklerin bu kehanetlerini, esrime halinde görülen rüya hali olarak nitelendirerek; modern psikoloji kuramlarının yapacağı şekilde muhtemel bir açıklama getirmiştir (Davies, 1915). O halde tabiî kehanetlerle sunî kehanetler
arasındaki en önemli fark ortaya çıkmış olmaktadır. Tabiî kehanetlerde kişisel
özellikler Ẓşaman, kâhin, bakıcı veya cadı doktoru gibi bir din adamı sınıfına
ait olmak) ön planda olup, bir esrime / cezbe hali söz konusudur. Bu hale
ÇÜİFȂ, 2016, ciltμ 16, sayıμ 2, ss. 277-308
Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki Uygulamaları | 279
girmek için belli bir riyazet veya diyet yapılabilir. Sunî kehanette ise böyle
pratiklere veya belli gruplara aidiyete gerek olmadığı açıktır.
Bu noktada kehanet ile ilgili Türkçede kullanılan bir diğer kavram olan
fal hakkında biraz açıklama yapmak yerinde olacaktır. Açıkçası bazı Türk
akademisyenler fal ile kehaneti birbirinden ayırarak, falın çeşitli araç veya
teknikler kullanılarak gerçekleştirilmesini onu farklı kılan etmen olarak değerlendirmiştir ẒAydın, 1995ẓ. Yukarıdaki bilgiler ışığında değerlendirildiğimizde
biz bu kanaate katılmıyoruz. Zira belli araç veya gereçler ile yapılan kehanetler ile çeşitli durumların yorumlanmasının hepsi ‘fal’ denilen ayrı bir kategoriyi
değil, sunî kehanet dediğimiz, kehanetin bir alt kategorisini oluşturur. O halde
falı, sunî kehanet olarak tanımlamakta bir beis görünmemektedir. Bu tür sunî
kehanet yöntemlerini fal şeklinde Türkçeye çevirmek belki doğru olabilir ancak
bunların başka bir ilimmiş gibi sınıflandırılması doğru değildir. Örneğin, gelecek ile ilgili kaygıların kutsal metinlere danışılarak yorumlanması bilgisini ifade
eden bibliomancy için kitaplara başvurularak yapılan kehanet şeklindeki tanıma-benzeyen uzunca ifadeler yerine kitap falı tabiri, ya da augurymancy için
kuşların uçuş düzenini yorumlayarak kehanette bulunmak demek yerine kuş
falı denilebilir. Fakat bunların ayrı şeyler olmadığı belirtilmelidir.
O halde kehanet özetle, daha ulvî güçlerin veya doğaüstü varlıkların
yardımını talep ederek sıradan insanın anlayışının ötesindeki sorulara cevap
bulma girişimidir. Bu sorular gelecekte gerçekleşecek olaylarla ilgili olabileceği
gibi, nedeni bilinmeyen geçmiş felaketlerle de ilgili olabilir. Görünmeyeni keşfetmek, önemli bir durumda nasıl davranılacağını tespit etmek, dini bir tapınmanın en doğru şekilde nasıl icra edileceği hakkında bilgi sahibi olmak veya
önemli bir görev için kimin seçileceğine karar vermek için kehanetlerde bulunulur. Kadim zamanlarda, dünyanın neredeyse bütün bölgelerinde icra edilen
kehanetlerin ana temaları bu şekildedir (Loewe ve Blacker, 1981, s. 1).
1.1. Kehanet Türleri
Fizikî ve beşerî dünyada görülen bir takım işaretlerin, alametlerin veya belirtilerin dikkatli bir şekilde incelenmesi ve bunların doğaüstü bir takım
güçlerin iradelerinin tezahürü olabileceği ya da gelecekte gerçekleşecek olayların istikametini belirleyebileceği inancı, kadim kültürlerin hepsinde hiç şüphesiz çok önemliydi (Annus, 2010, s. 1). Her kültürün kehanet yöntemi zaman
zaman birbirinden farklılık göstermektedir. Bu nedenle öncelikle kehanet türleri hakkında genel bilgiler vermek gereklidir.
ÇÜİFȂ, 2016, cilt: 16, sayıμ 2, ss. 277-308
280 | Musa Osman Karatosun
1.1.1. Kitap Kehaneti Yöntemleri (Bibliomancy)
Kutsal kabul edilen metinlerin karakteristik özellikleri hakkında özetle
şunlar söylenebilir. Bu tür metinler anıldıkları gibi ‘kutsal’ kabul edilirler. Bazen
kutsallıkları Kuran’da olduğu gibi ‘Allah şöyle buyuruyor:’ şeklinde başlayan
ibareler ile doğrudan bir yaratıcı ilhamına atfedilerek gösterilir. Bazen de
Sutra’larda Rişi’lerin Ẓvahiy yazarlarınınẓ: ‘Çünkü ben böyle duydum:’ diyerek
aynı kaynağa vurgu yaptıklarını görmekteyiz. Kutsal metinler genellikle yaratıcı bir kuvvetin ilhamıyla yazıldığına inanıldığı için, onları okumanın veya sözlü
bir şekilde dile getirmenin de büyüsel güçleri açığa çıkaracağına inanılır. Özellikle İslam, Yahudi, Sih geleneklerinde bu durum ağırlık kazanır. Kutsal metinlerin ayrıca cemaat ile birlikte yapılan ibadetlerde kullanılmaları yaygındır.
Zerdüşt Gathaları, Veda mantraları buna örnek olabilir. Kutsal metinler bireysel ibadetlerin veya maneviyatın da esin kaynaklarıdır. Örneğin Theravada
Budizm’inde kutsal metinlerin huşu ile okunmasının kişiye manevi mertebe kat
etmesinde muhakkak faydalı olacağına inanılır (Graham, 2005, ss. 8197 8200).
Kutsal metinlerin büyüsel güçlerinin olduklarına dair inançlar pek çok
kültürde yer alır. Bu inanç da kutsal metinlerin kullanılarak kehanetlerde bulunulmasını doğurmuştur. Herhangi bir soruya cevap, yaşanılan bir sıkıntıya
deva veya zor durumlarda rehberlik için genellikle kutsal metinler kullanılır. Bu
tür durumlar şu şekillerde tezahür edebilir: Hasta bir çocuğun yatağına İncil
koymak, küçücük Kuranları üzerinde taşıyarak nazar, zarar veya belalara
karşı koruyucu bir tılsım şeklinde kullanmak, gelecek hakkındaki bir takım
soruları kutsal metinleri kullanarak cevaplamaya çalışmak ya da en basitinden
kutsal metinlerin yazılı olduğu kâğıtları suya batırarak o suyu şifa niyetine
içmek gibi eylemler kutsal metinlerin değişik amaçlarla kullanılmalarına birer
örnektir (Graham, 2005, s. 8200).
Bunlardan konumuzla ilgili olan kutsal metinlerin rastgele açılarak
karşılaşılan ilk metnin gelecek ile ilgili bir olayı yorumlamakta kullanılması
diyebileceğimiz kutsal kitap falı temelde şansa dayalı bir pratiktir. Şans, Latince fatum kökünden türeyen bir isimdir. Fatum da söylenilen şey anlamına
gelir. Şans veya rastgele bir seçim net olarak bilinemeyeceği için, bilinmeyenin keşfi için ideal bir yöntemdir (Yusa, 2005, s. 1528). Bu kehanette bulunmak için yapılması gereken akılda bir soru tutulup kutsal metinden rastgele bir
sayfa açıp ilgili sayfadan da rastgele bir metin seçilmeli ve bu metin bahsi
geçen soruyla ilişkilendirilerek yorumlanmalıdır. kitap falı yöntemine örneklik
teşkil etmesi açısından dört farklı metin ele alınacaktır.
ÇÜİFȂ, 2016, ciltμ 16, sayıμ 2, ss. 277-308
Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki Uygulamaları | 281
1.1.1.1. Yìjīng (İ-Ching)
Bunlardan ilki hiç şüphesiz Yìjīng’dir. Antik Çin klasiklerinin en eskilerinden üçüncüsüdür. Tarihler Kitabı en eski klasik olarak kabul edilirken, ikinci
sırayı Shījīng ẒEzgiler Kitabıẓ alır (Legge, 1882, s.7). Yìjīng, kehanetlerde
kullanılan çizgiler ve yorumlarına dair yazılan bir eserdir. Bu çizgiler, Yáng’ı
temsil eden sağlam Ẓ
ẓ çizgi ve Yīn’i temsil eden kırık Ẓ
) çizgi olmak
üzere iki gruptur. Bu iki grup çizginin alttan başlayarak, üst üste üç adet yerleştirilmesiyle bir trigram Ẓüçlü-çizgi-grubuẓ oluşturulur. Toplam sekiz adet
trigram mevcuttur. Bu sekiz adet trigramın, tanrı Fúxī tarafından keşfedildiğine
inanılır. Sekiz adet trigram da kendi aralarında yine üst üste yerleştirilerek bir
hexagram (altılı-çizgi-grubuẓ oluşturulur. Toplam 64 adet hexagram vardır.
İşte, Yìjīng, bu 64 adet hexagramın kehanetlerde kullanılışına ve bunların
derin anlamlarına dair bir kitaptır.
Normalde bu kehanette bulunmak için fal çubukları çekilir. Çekilen bu
fal çubuklarının uzun ya da kısa olmalarına göre başvurulacak şekil belirlenir.
Modern dönemde bu yöntem Çin’de daha yaygınken batı ülkeleri madenî para
atarak aynı uygulamayı gerçekleştirmektedirler. Bu işlem şöyle gerçekleşir:
Önce 1 TL madenî Türk lirası alınır. Havaya doğru fırlatılarak yere
düşmesi sağlanır. Yazı ya da tura olarak gelen tarafı bir kağıda not edilir. Bu
işlem üç kere gerçekleştirilir.
Önce yukarıdaki şekilde görüldüğü üzere 1 numaralı yani en alttaki
çizgiden başlanır. Sırasıyla 2, 3, 4, 5 ve 6’ya kadar şekiller belirlenir. Atılan
madenî paranın düşeceği durumlara göre şekiller şöyle belirlenir:
-
0 tura 3 yazı gelirse: Yīn olur Ẓkırık çizgiẓ ve bu şekil ikinci
hexagramı tetikler
-
1 tura 2 yazı gelirse: Yáng olur (uzun çizgi)
-
2 tura 1 yazı gelirse: Yīn olur Ẓkırık çizgiẓ
-
3 tura 0 yazı gelirse: Yáng olur Ẓuzun çizgiẓ ve bu şekil ikinci
hexagramı tetikler.
ÇÜİFȂ, 2016, cilt: 16, sayıμ 2, ss. 277-308
282 | Musa Osman Karatosun
İkinci hexagramı tetiklemek ne demektir? Normalde Yìjīng’de tek bir
anlam ve tek bir hexagram belirlenmesi esastır. Fakat şans yüzünüze defalarca gülerse Ẓ3 kere tura veya 3 kere yazı gelirseẓ bir enerji taşması olur ve bu
fazla enerjiyi dengelemek için ikinci bir hexagram oluşturulmalıdır. Yani hakkında kehanette bulunmak istediğiniz konuya ikinci bir hexagram ile yorum
yapılmalıdır. Bu ikinci yorum ilk yorumdan bağımsız değil, onu geliştiren bir
yorum olmalıdır. Bu konunun daha detaylı hâli ve uygulanışı aşağıdaki sayfalarda ele alınmıştır.
1.1.1.2. Kutsal Kitap
Esasen Eski Ahitte her türlü kehanet yöntemi şu pasajlarla yasaklanır:
Aranızda oğlunu ya da kızını ateşte kurban eden, falcı, büyücü, muskacı,
medyum, ruh çağıran ya da ölülerin ruhlarına danışan kimse olmasın. Çünkü
RAB bunları yapanlardan tiksinir. Tanrınız RAB, bu iğrenç töreleri yüzünden
bu ulusları önünüzden kovacaktır (Yas., 18:10-12). Bunun yanı sıra bir başka
yerde kohen sınıfına kehanette bulunma hakkı şu pasajlarla verilir: Bana kâhinlik etmeleri için İsrailliler arasından ağabeyin Harun’u, oğulları Nadav,
Avihu, ȃlazar ve İtamar’ı yanına al ẒÇıkış, 28:1ẓ. Kohenler tapınakta, Urim ve
Thummim isimli kitapları Yahova’nın özellikle kurban sunuları esnasındaki
iradesini öğrenmek için kullanırlardı. Ayrıca Eski Ahitte kehanet ile ilgili yöntemlere, Nuh’un bedduası, Yakup’un Mısır’a göçü, Samuel’in kral olarak seçilmesi gibi olaylar örnek olarak verilebilir. (Mccurry, 2012, böl 1: 'Divination in
the Bible').
1.1.1.3. Kur’an
Kur’an’ın tamamen vahiy unsuru oluşu inancı içinde her soruya ve soruna çözüm içerdiği kanaatini doğurmuştur. Özellikle gelenekteki ‘kitaplara
iman’ maddesinin en uç noktadaki yozlaşmış haliyle kullanımı, onun fal niyetiyle kullanılmasıdır. Hatta bazı araştırmacılar İslam kültürü ile animizmi kıyaslayarak şu ifadeleri kullanır:
“Birisi Kur’an’ın melek, cin, iblis, kader, kısmet gibi tabirleri nasıl kullandığına, ya da dünyanın, evrenin ve ruhun nasıl yaratıldığı ile ilgili ibarelere
baksa, bunların hiç de animizmden farklı olmadığını görür. Hem halk dindarlığında geçtiği şekliyle büyü, tılsım, efsun, muska, kutsal ağaçlar gibi nesnelerde hem de bizatihi kutsal metinlerde özellikle animizmin izlerini görmekteyiz.
Hatta çok uzağa gitmeye gerek yoktur. İmanın altı maddesinin ilk üçü dahi
animizm izleri taşır. Bunlardan Allah’a İman maddesi, onun isimlerinin veya
sıfatlarının büyüsel güçlere sahip olduğu inancını da zımnen barındırır. MelekÇÜİFȂ, 2016, ciltμ 16, sayıμ 2, ss. 277-308
Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki Uygulamaları | 283
lere iman maddesi, içerisinde cinlere, iblislere ve diğer kötücül varlıklarla
inancı ve onlardan korkuyu zımnen barındırır ki bu tam bir paganizmdir. Kitaplara iman maddesi ise halk dindarlığında kitap falına kadar düşen bir uygulamaya dönüşmüştür. Zaten Mısırlı Fellahlar da Buhari’ye yemin etmiyorlar mı?
(Zwemer, 1920, s. 21)
Gerçi bu eser Hıristiyan İlmini Yüceltme Cemiyeti (Society for
Promoting Christian Knowledge) isimli bir kurumun Merkezî Misyoner Kurulu
(Central Board of Missions) isimli misyoner teşkilatı için yazdırdığı bir eser
olduğu için içeriğin objektifliği tartışılabilir, ancak yine de ilgili inançları bu şekilde yorumlaması yaşanılan durumdan çok da uzak değildir. İslam kültüründe
gerek Kur’an’ın gerek Sahih-i Buhari gibi saygın kabul edilen bir takım kitapların belli efsunlar içerdiği ve geleceği öğrenmede faydalı olabileceği inancı
feth-u’l kitap tabiriyle izah edilir (Walker, 2005, s. 128b).
1.1.1.4. Vergil’in Şiir Kitabı
Bu kehanet yöntemine rhapsodomancy Ẓrhapsody, şiir demektirẓ de
denilir. Sortes Vergilianae veya Sortes Homericae olarak adlandırılan eserlerin kullanılmasıdır. Bunlar Romalı şairler olan Vergil ve Homer’in şiir kitaplarıdır. Bu kitaplar rastgele açılmadan önce genel kaideye uygun olarak bir soruya ya da probleme yoğunlaşılır. Bu işlem şöyle gerçekleşirdi: Mümkünse (saflığın ve günahsızlığın sembolü olarakẓ küçük yaştaki bir çocuktan önceden
belirlenmiş bir tabletten bir harf seçmesi istenirdi. Daha sonra kişi, seçtiği harfe göre belirlenen başka bir tabletten de Vergil, Homer veya Hesiod gibi ünlü
şairlerin şiirlerinin dizelerinden seçmelerin bulunduğu başka bir tablete yönlendirilirdi. Fakat sonraki yüzyıllarda bu kitapların kopyaları çoğalınca doğrudan kitapların kullanımı arttı. Bu eserlerden en çok kullanılanı ise Vergil’e ait
Aeneid isimli şiir külliyatıdır. Hatta anlatıldığına göre Hadrian, Vergil’in eserine
bu şekilde müracaat ederek 6. Kitap 808 ilâ 812’inci beyitlere rastlamış ve bu
beyitleri Trajan’ın kendisine çok büyük iyilik edeceği ve hatta onun varisi olacağı şeklinde yorumlamıştır. Tarihen de vaki olduğu üzere imparator
Trajan’dan sonra yerine –evlatlığı– Hadrian gelmiştir (Mcguire, 2003b, s.
328).
İlgili beyitler şöyledir:
“Quis procul ille autem ramis insignis olivae
sacra ferens? Nosco crines incanaque menta
regis Romani, primus qui legibus urbem
ÇÜİFȂ, 2016, cilt: 16, sayıμ 2, ss. 277-308
284 | Musa Osman Karatosun
fundabit, Curibus parvis et paupere terra”
“Bakın! Uzaktan gördüğüm o kişi de kim?
Başında zeytin dalından taç, elinde kutsal buhurdanlık
Kırlaşmış sakalları, kutsal yadigârları
Getirir geri o kadim düşünceyi: işte o Roma’nın asil kralı” (url:1)
Yukarıda tercümesini verdiğimiz beyitleri yorumlayan Hadrian kendisinin gelecekteki asil kral olacağı şeklinde bir anlam çıkarmıştır.
1.1.2. Görü / Bakı Kehaneti Yöntemleri (Scrying)
Bu kehanet yöntemlerinin temelinde görü yeteneği bulunmaktadır. Bu
tür kehanetlerde kişi tam bir konsantrasyon ile belli bir nesneye bakarak ondan çeşitli anlamlar çıkarmaya çalışır. Bakılan nesneye göre çeşitli türleri olmakla birlikte en temel gereksinim hipnoza yakın bir duru görü seviyesine
ulaşmaktır.
1.1.2.1. Kristal Küre Kehaneti (Crystallomancy)
Bu yöntemde kullanılan araç genelde oval ya da yuvarlak şeklindeki,
yarıçapı 5 cm olan ve hakiki minerallerden mamul kürelerdir. Bu kristal; beyaz,
mavi, mor, sarı, yeşil, rengârenk ya da şeffaf olabilir. Antik dönemde kristal
küreye bakmadan önce bir takım törensel hazırlıklar yapılır ve bakı esnasında
da ruhlar yardıma çağrılırdı. Kristal kürenin durduğu ayaklık, bakının yapıldığı
odanın zemini gibi yerlere kutsal kelimeler, harfler veya semboller yazılır. Bakıcı, beklenildiği gibi sıradan birisi değildir aksine bakıyı yapacağı günün öncesinde ve sonrasında sıkı riyazet, oruç ve ibadetlerde bulunan dindar bir
kişilik olmalıdır. Bakının seçildiği zaman ve saat ise göksel varlıkların özel
konumlarına göre seçilmelidir. Özellikle ayın yükseldiği dönemler bakı için en
ideal zamanlardır. Ayrıca bakıda kullanılacak her türlü alet –kılıç, sopa, pusula
vs.- bu dönemde ateş ile temizlenmelidir (“Crystal Gazing (or
Crystallomancy),” 2001, s. 363). Kristal küreye bakarken genellikle siyah zemine konuşlandırılan bir küre kullanılır. Tam konsantrasyon hali, ortamın hafif
aydınlatılması da bakıcının yoğunlaşmasını etkileyen faktörlerdendir.
1.1.2.2. Su Kehaneti (Hydromancy)
ÇÜİFȂ, 2016, ciltμ 16, sayıμ 2, ss. 277-308
Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki Uygulamaları | 285
Görü yöntemiyle kehanette bulunma sanatında kullanılan bir başka
araç da sudur. Bu yöntemde bakıcı benzer bir yoğunlaşmayla suya yönelir ve
suyun üzerindeki dalgalanmalara veya durgunluğuna bakarak durum hakkında yorum yapar. Bazen de kutsal kabul edilen su veya çeşmelere fırlatılan
sunu ile ilgili yorum yapılır. Eğer bu sunu batmazsa durum kötüye hamledilir
(Mcguire, 2003a).
1.1.2.3. Ayna Kehaneti (Catoptromancy)
Tıpkı düşler gibi aynalar da parıl parıl ışıltılarıyla görünmeyeni açığa
çıkaran büyülü olduğuna inanılan nesnelerdendir. Aynaya bakarak kehanette
bulunma yöntemi aslen İran’da ortaya çıkmıştır. Buradan Avrupa kıtasına
yayılan bu yöntemde genellikle bir kişinin uzun ömürlü olup olmayacağı sorgulanırdı. Bu yöntem Orta Asya’daki Şamanist uygulamalarda da görülmektedir.
Aynaların sihirli güçlere sahip oldukları inancının temelinde bu parlak yüzeylere yansıyan görüntülerin aslında kişinin ruhsal ikizi olduğu inancı yatmaktadır.
Bu ruhsal ikiz, kadim insanlar için ruh kavramının açıklanmasında sıklıkla
vurgu yapılan bir örnek olmuştur. Hatta Avrupa halk inançlarında bir kişi öldükten sonra evdeki aynaların kapatılması uygulaması vardır, çünkü kişinin
ruhunun bu aynalara hapsolabileceği ve dünyadan hiçbir zaman kurtulamayacağına inanılırdı. Bu aynı şekilde kişinin resminin yapılmasından duyduğu
şiddetli rahatsızlığı da açıklayan önemli bir inançtır. Buna göre eğer birisinin
resmi yapılırsa, resim, kişinin ruhunu temsil ettiğine inanıldığı için, kişinin ruhu
alıkonulabilir, hapsedilebilir ya da daha beteri şer büyülere alet veya nesne
olabilir. Bu nedenle kişinin resminin yapılması antik dünyada neredeyse bütün
kültürlerde korkulan ve reddedilen bir davranıştır (Bonnet, 2005, s. 6064).
1.1.3. Hayvanların Kullanıldığı Kehanet Yöntemleri
(Theriomancy)
Grekçe vahşi hayvan anlamına gelen thēr kelimesinden türeyen bir
isimdir (Partridge, 2006, s. 4189). Bu kehanet yönteminde doğada serbest
dolaşan vahşi hayvanların ayak izleri, göç şekilleri ya da doğal davranışları
izlenerek bunlardan anlamlar çıkarılması, sorulara cevaplar üretilmesi veya
gelecek hakkında yorumda bulunulması şeklinde tezahür eder.
1.1.3.1. Kedi Kehaneti (Ailuromancy)
Grekçe Ailouros, kedi demektir. Bu kehanet yönteminde de kedilerin
davranışları gözlenerek belli çıkarımlarda bulunulur. Örneğin yolunuzdan geçen kara bir kedi Amerika ve Almanya’da kötü şans getirdiğine inanılırken,
ÇÜİFȂ, 2016, cilt: 16, sayıμ 2, ss. 277-308
286 | Musa Osman Karatosun
İngiltere’de iyi şans manasına gelir. Yüzünü veya kulağını bir su birikintisinde
yıkayan kedinin ise yağmura delalet ettiğine inanılır. Kedilere kötü davranmanın veya öldürmenin korkunç felaketler doğuracağına inanç oldukça yaygındır.
Muhtemelen bu da kadim dinî geleneklerde kedinin kutsal bir hayvan olduğuna duyulan inançtan ileri gelir (“Ailuromancy,” 2001, s. 18).
1.1.3.2. Horoz Kehaneti (Alectryomancy)
Bu kehanet yönteminde ise horoz kullanılır. Kehanet yapılmadan önce yere bir daire çizilir ve alfabedeki harfler sayısınca bu daire eşit aralıklı
parçalara bölünür Ẓmesela 29 dilimeẓ. Sonra her bir dilime ‘A’ harfinden başlayarak birer darı konulur. Beyaz bir horoz alınarak bu daire ortasına yerleştirilir
ve horoz dikkatlice takip edilir. Horozun yediği darılar anında yenilenir ve ilgili
harfler bir kâğıda not edilir. Sonra bu işlem horoz doyana veya artık yemeyinceye kadar yapılır. Elde edilen harflerden sorulan soruya uygun bir cevap
üretilir (“Alectromancy (or Alectryomancy),” 2001, s. 21).
1.1.3.3. Kuş Kehaneti (Augurymancy)
Kuşların uçuş düzeninin yorumlanmasıyla yapılan kehanettir. Bu kehanet türü Roma resmî tapımının bir parçasıydı. Hatta Başkentte bu kehaneti
yapan kâhin için ayrılan özel bir yerden kuşların uçuş düzeni izlenirdi. Hatta
bu kâhinler savaşlara katılarak düşmanla çatışmaya girmeden önce kuşları
gözetleyerek savaş ile ilgili yorumlar yaparlardı.
1.1.4. Kura Çekimini Kullanan Kehanet Yöntemleri
(Cleromancy)
Grekçe kura çekmek anlamına gelen klēros kelimesinden türemiştir.
Arapça istiqsām kelimesiyle ile de ifade edilir (“Arabian Religions,” 2006, s.
70). Bu kehanet yönteminde belli cevaplar içeren çubuklar, zarlar, taşlar veya
bunun gibi malzemeler belli bir kap, kaçak ve kutu içinden rastgele çekilir. Bu
kehanet yöntemi antik dünyada en yaygın yöntemlerden birisidir ve içerisinde
pek çok alt kategoriyi barındırır.
1.1.4.1. Ifá Kehanet Yöntemi
Bu yöntem güney doğu Nijeryalı bir kabile olan Yoruba halkının kullandığı bir kehanet sistemidir. 12 ilâ 15 milyon mensubu bulunan bu halk Batı
Afrika’nın en kadim kültürel geleneğini temsil eder. Yoruba halkının mitolojilerinde, orişa denilen ve sayıları 401’i bulan, her biri cennete giden bir yolu temsil eden, ermişler de vardır. Bunlar aslen insandılar fakat hayatları boyunca
ÇÜİFȂ, 2016, ciltμ 16, sayıμ 2, ss. 277-308
Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki Uygulamaları | 287
çok iyi yaşadıkları için ölürken başkalarına da yol göstermek için orişa seviyesine çıkmışlardır. Orunmila isimli bir orişa, kurban törenlerinin kendisine yöneltildiği ve ezeli ilme sahip olduğuna inanılan bir orişadır. Bu orişa, Ifa şiirini
ilham etmiş ve bunları odu olarak bilinen 256 ayrı bölümde düzenlemiştir.
Böylece Yoruba kültürel kimliğinin bir parçasını teşkil eden bu 256 bölümlük
şiir külliyatı tarihî süreçte kehanetlerde bulunmak için de kullanılır olmuştur.
Özellikle, babalawo denilen Ifa rahipleri bu kehanet işini üstlenirler. Daha çok
bu kehanetler hangi kurbanın sunulacağına yönelik yapılmaktadır. Rastgele
bir dizenin seçildiği bir kehanet yöntemidir (Pemberton III, 1987).
1.1.4.2. Rune Taşlarıyla Kehanet Yöntemi
Rune, kadim Alman (Germanic) kültürünün alfabesidir. Bu alfabe bilinen bütün İskandinav ve Alman dillerinin en erken yazılı şeklini ifade eder. MS
200’lü yıllara tekabül eden tarihlendirilmesiyle de dikkat çekmektedir. Rune
alfabesinin iletişim için kullanıldığı bilinmekle beraber bazı harflerin büyüsel
anlamları olduğuna da inanılmaktır. Toplam 24 harften oluşan bu alfabenin ilk
etapta Danimarka’da ortaya çıktığı ve oradan kuzey Norveç, İsveç, Kuzey
Almanya, Polonya Ẓo dönemki adı Rozwadowẓ, Ukrayna ẒKowel) ve son olarak Macaristan (Szabadbattyan) ve Romanya’ya kadar yayıldığı bilinmektedir.
Daha sonra da İngiltere’ye geçerek keşiş ve rahiplerin ilgi alanına giren bir
yazı şekli olmuştur.
Esasen üç kısımda ele alınan bu 24 harfin ilki futhark denilen bir harftir. Sonraki yüzyıllarda özellikle Viking Çağında, MS 800’lü yıllarda 16 harfe
indirgenmişti. Bu karakterlerin ilk şekilleri mızrak uçları, kalkanlar, kolyeler,
boynuzlar gibi küçük nesneler üzerinde tahminen bu nesnelerin kime ait olduğunu belirlemek için kazınmış halde bulunmaktadır. Daha sonra büyük taşlara
işlenerek birer anı ve hatıra işlevi görmüşlerdir. 1100’lü yıllarda Latincenin
yayılmasıyla yavaş yavaş kullanımdan kalkmıştır. Şuan bilinen beş bine yakın
rune yazılarının çoğu İsveççedir.
Zamanla Hıristiyanlık yayıldıkça rune alfabesine ait olan bu harflerin
bir kısmı özellikle Hıristiyanlıkla ilgili sembollerle birleştirilerek kiliselerin tezyininde kullanılmıştır. Örneğin yılanın dolandırıldığı haç şekline benzeyen harfler sık sık kullanılan şekillerdendir. Daha enteresan eserler ise Dream of the
Rood (Haçın Rüyası) ve Jelling Stone olarak bilinen kalıntılardır. Bunlardan
Dream of the Rood, tam bir haç üzerine işlenen evanjelik semboller ve runik
harfleri barındırır. Jelling Stone (Pelte Taşı) ise Danimarka kralı Harald
Bluetooth adına dikilen ve onun Danimarka’yı Hıristiyanlaştırdığını anlatan ve
ÇÜİFȂ, 2016, cilt: 16, sayıμ 2, ss. 277-308
288 | Musa Osman Karatosun
tamamen runik yazı ile yazılmış bir taştır (Wahlgren, 1987). Aşağıda bunların
resimleri verilmiştir:
Jelling Stone (url:3)
Dream of the Rood (url:2)
Ayrıca şu da enteresandır ki, bugün bilinen Bluetooth teknolojisi, Kral
Harald’ın anısına, yani onun Norveç ve Danimarka’yı Hıristiyanlaştırarak birleştirmesi anısına, cep telefonları ve bilgisayarların ‘birleştirilmesi’ için kullanılan bir semboldür. Bu sembol de runik harflerden olan Haglaz (ᚼ) ve
Berkanan (ᛒẓ’ın birleşimidir. Yani Kral Harald Bluetooth’un adının baş harfleri
olan H ve B harflerine tekabül eden runik harflerin sembollerinin birleştirilmiş
halidir.
Rune yazısının kehanetlerde kullanılması ise antik çağdan beri devam edegelen bir ritüelin son şeklini yansıtır. Özel olarak tek boy, tek tip olarak ayarlanmış rune taşları vardır.
ÇÜİFȂ, 2016, ciltμ 16, sayıμ 2, ss. 277-308
Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki Uygulamaları | 289
Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi standart bir biçimde bu rune harfleri
mevcuttur. 24 harften oluşan bu antik rune harflerini içeren setin yanında bir
de kullanım kılavuzu verilmektedir (url:4). Bu kılavuza göre kehanet şöyle
uygulanabilir:
Beşli rune taşı kehaneti en sık kullanılan kehanet türü olduğu için
bunu ele alacağız. Öncelikle yukarıdaki rune taşları kapalı bir torbaya konularak onun içerisinden rastgele bir taş çekilir. Sonra bir soru ya da problem
veya yapılıp yapılmaması gereken bir iş için konsantre olunur. Önce SAĞ
yazan tarafa konulmak üzere bir taş çekilir. Bu taş ilgili durumun geçmiş his,
düşünce ve bilgileri yansıtacak şekilde yorumlanmasında kullanılır. Bu esnada taşların düz veya ters çıkmaları da önemlidir. Her taşın bir düz, bir de ters
anlamı vardır. Buna göre yorumları değişmektedir (url:4).
Daha sonra, MERKEZ noktaya konulmak üzere bir taş daha çekilir.
Bu taş da ilgili durumun şimdiki zamanla ilgili yorumunda kullanılır. Sonra SOL
tarafa konulmak üzere üçüncü bir taş çekilir. Bu taş ilgili durumun gelecekte
alacağı şekille ilgili yorumlarda bulunmak için kullanılır. Dördüncü olarak
AŞAĞI yani rune kehanetinde bulunan kişiye yakın olan tarafa konulmak üzere bir taş çekilir. Bu taş da konunun tasvirinde, meselenin nasıl çözülebileceği
gibi hususlarla yorumlanır.
Son olarak, rune kehanetinde bulunan kişiye uzak olan YUKARI tarafa konulmak üzere bir taş çekilir. Bu taş da konunun çözüldüğünde karşılaşılabilecek muhtemel sonuçları belirtecek şekilde yorumlanır. Özetle bu kehanet yönteminde çekilen her rune taşının belli bir manası vardır ve konulduğu
ÇÜİFȂ, 2016, cilt: 16, sayıμ 2, ss. 277-308
290 | Musa Osman Karatosun
noktaya göre ilgili duruma yönelik olarak çeşitli şekillerde yorumlanır. Mesela
rune taşlarından birisine örnek olarak şu verilebilir:
Gebo isimli rune taşı Ẓurl:5ẓ
Gebo’nun anlamı, aşk, ilişki, affetmek, hediye, yetenek, beceri veya
eğilimdir. Gebo, iyi şans alametidir. Yapılması düşünülen iş, verilmesi düşünülen hediye, ortaya çıkarılması istenen yeteneği sembolize eder. Bazen de iyi
bir ortaklık veya aşk ilişkisine delalet eder. Baskın elementi hava, ilgili tanrıları
ise Odin ve Gefn’dir. Burcu ise balık burcudur.
1.1.4.3. Eklem Kemiği Falları (Astragalomancy)
Kura ile kehanette bulunma yöntemi çok çeşittir ve genellikle şöyle
sorular sorulur ‘Şöyle şöyle yapmalı mı yapmamalı mıyım?’ veya ‘Şöyle şöyle
yapsak daha iyi olur mu?’ gibi ibareler en sık karşılaşılan ibarelerdir.
Astragalomancy ise bu yöntemlerden eklem kemiğinin kullanıldığı kehanet
türüdür. Bu yöntemde kemiklerin uç köşelerine rakamlar kazınır ve kişiden
rastgele bu kemiklerden beş – altı tane seçmesi istenir. Seçilen kemikler üzerindeki rakamlar bir yere not edilir ve toplanır. Oluşan nihai rakam önceden
belirlenmiş şiir dizeleri veya kehanet metinlerine atfen belirtilen rakamlardır.
Böylece kişinin hakkında soru sorduğu konuyla ilgili bilgi edinilmiş olur.
Örneğin Pythian, Apollo tapınağına sorulan bir soruya verilen yanıtta
çekilen kemik rakamları 6+6+6+3+3 olarak toplam 24 etmiştir ve 24. beyit
tapınağın duvarında şu şekilde geçmektedir (Aune, 1987, s. 6833):
“Bekle ve bir şey yapma, fakat Phoebus’un kehanetine kulak ver.
Başka bir fırsatı kolla, şimdilik sessizce çek git.
Yakında bütün endişelerin son bulacak ve huzura ereceksin.”
1.1.5. Uzuvlara Bakılarak Kehanette Bulunma Yöntemleri
(Somatomancy)
ÇÜİFȂ, 2016, ciltμ 16, sayıμ 2, ss. 277-308
Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki Uygulamaları | 291
Grekçe Soma, beden anlamına gelir. Kehanet türlerinden birisi olan
Somatomancy ise insanın vücut yapısına, uzuvlarına veya genel görünümüne
bakarak o kişiyle ilgili bilgiler verme sanatıdır. Kadim Çin’de özellikle bu kehanet türünün yaygın olduğu belirtilir. Özellikle Ming hanedanlığı Ẓ1367 - 1458)
dönemine rastlayan Shenxiang Quanbian isimli bir eser tamamen bu konuyla
ilgilidir. Beden dilinin okunması aynı zamanda physiognomy olarak da adlandırılır. Chu Chien-p’ing isimli bir tabibin biyografisinin anlatıldığı bir eserde
dönemin Wei Dükü (M.S. 155-220), Chien-p’ing’i sarayına çağırtarak ondan
kendisinin ve misafirlerinin beden dilini okumasını istemiş. Böylece Chienp’ing, şu kehanetlerde bulunmuş: “Komutanım, ömrünüzün seksen yıl olduğunu tahmin ediyorum fakat kırk yaşınıza geldiğinizde küçük bir kriz dönemi
geçireceksiniz. Lütfen kendinize dikkat ediniz”. Ayrıca misafiri Hsia-hou Wei
için ise “Siz de yerel vali olacaksınız. Kırk dokuz yaşına geldiğinizde siz de bir
kriz ile karşılaşacaksınız ancak bunu atlatabilirseniz yetmiş yaşına kadar yaşayacak ve üst tabakadan bir kişi olacaksınız”. Biyografinin belirttiğine göre
bu kehanetlerin hepsi gerçekleşmiştir (Böck, 2010, s. 217).
Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetnâme isimli eseri de benzer bir
yöntemi uygulayan İslam kültürüne ait bir kitaptır. Bu eserde de kişinin dış
görünüşü ile huyu arasında değişik ilişkiler kurulmaktadır. Bu kehanet türünün
değişik alt kategorileri vardır.
Kişinin avuç içi çizgilerini yorumlayarak geleceği hakkında bilgiler
verme türüne cheriomancy denilir. Grekçe el anlamına gelen cheir kelimesinden türemiştir (“Chirognomy,” 2001, s. 283). İlaveten ağız, ayaklar, cinsel
organlar ve göğüslerin şekillerine göre değişik kehanetlerde bulunulur. Bu
türden kehanetlere ilerleyen sayfalarda Mezopotamya kültüründen örnekler
verilmiştir.
1.1.6.
Diğer Kehanet Türleri
İnsanın bilinmeyene duyduğu merak ve onu keşfetme arzusu yukarıda saydığımız pek çok kadim kehanet türünü doğurmuştur. Bunlardan bazıları
günümüzde dahi devam etmekteyken bazıları geçmişte kalmış yöntemlerdir.
Örneğin kadim Roma’da olduğu gibi, artık kuşların uçuş düzenini kontrol eden
ve bunlardan anlamlar çıkaran bir sosyal sınıf yoktur. Fakat bunlara ilaveten
farklı türden kehanet yöntemleri günümüzde kullanılmaktadır ve bunların çoğu
‘fal’ olarak bilinir. Fakat her birinin kadim kültürde izleri mutlaka vardır.
1.1.6.1. Astroloji
ÇÜİFȂ, 2016, cilt: 16, sayıμ 2, ss. 277-308
292 | Musa Osman Karatosun
Bunlardan en önemlisi belki de Astroloji konusudur. Başlı başına pek
çok sözlük ve ansiklopedi maddelerine (Aydüz, 2006; Culianu, 2005; Fehd,
2000), kitap bölümlerine ve dinler tarihiyle ilgili pek çok yazına (KochWestenholz, 1995) konu olan bu sistemi bütün detaylarıyla ele almak bizim bu
çalışmamızın sınırları dışında kalmaktadır. Yine de genel hatlarıyla ele alındığında şu sonuçlardan bahsedilebilir:
İki sistemin -yıldızların hareket sistemi ve yeryüzünün varoluş sistemiçakışması olarak astroloji, Mezopotamya ve Mısır’dan gelir. Geleceğin bilgisine, nedenbilime (etiologyẓ ve tıbbî düzenleme bilgisine, evrensel ve kişisel
kehanetlerde bulunmaya kadar pek çok hususla ilgilenen bir bilimdir. Gerçi
Rönesans’tan sonra bilim statüsünü kaybetmiştir ama antik dünyada Helen
kültüründen neşet ederek I. yüzyıl ilâ III. yüzyıla kadar Hindistan’a ve ardından
2
VI. yüzyılda ise İran’a kadar ulaşır (Eliade ve Culianu, 1997, s. 114) .
İlm-i ahkâm-ı nücûmun (astroloji) matematiksel ilimlerden astronomiyle farkı, yıldızların konum ve hareketlerinin bir işaret sistemi oluşturduğuna
ve bu sistem sayesinde gelecek, şimdiki durum ve geçmişe dair bilgi elde
etmenin mümkün olduğuna inanılmasıdır. Bu anlamda astroloji, astronominin
metafiziğidir. İlmi-i ahkâm-ı nücûmun en önemli ve en gelişmiş dalı ahkâm
astrolojisidir. Bu konudaki literatür ‘mevalîd’ ve ‘ihtiyârât’ olmak üzere iki ana
gruba ayrılır. Mevalîd literatürü bir insanın doğumu sırasında yıldızların bulunduğu yere bakarak kehanet yapmayla ilgilidir. İhtiyarat ilmi ise Batı dilinde
‘menoloji’ olarak bilinir ve belirli bir işi uğurlu ve uğursuz olduğuna inanılan
vakitlerde yapıp yapmamayı mümkün kılan takvimler hazırlamaktan ibarettir.
1.1.6.2. Tarot
Önceden belirlenmiş bir deste kart ile kehanette bulunma yöntemi
Carthomancy olarak bilinir. Bu tür kartlar günümüzde oyun kartlarına dönüşmüş olsa da, kadim zamanlarda ilk etapta kehanetlerde bulunmak için kullanıldığı bilinmektedir. Kartların okunarak kehanetlerde bulunma yöntemini daha
çok çingeneler uygulamaktaydı. Her ne kadar bu çingenelerin Hindistan kökenli olup, İran üzerinden Avrupa’ya geldikleri tahmin edilse de onlar kendilerinin Mısır kökenli olduklarını iddia etmekteydiler. O zamanlar İran’da meşhur
olan atouts denilen bazı resimli kartlarla kehanetlerde bulunurlardı, daha son-
2
Eliade’ın yakın arkadaşı önemli bir dinler tarihi profesörü oIan Petru Culianu’nun
adı bu çeviri kitabın başlığında ve içinde ‘Couliano’ olarak yanlış bir şekilde
belirtilmiştir. Muhtemelen baskı hatasından kaynaklı bu küçük hatayı belirtmekte
fayda vardır.
ÇÜİFȂ, 2016, ciltμ 16, sayıμ 2, ss. 277-308
Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki Uygulamaları | 293
ra Avrupa’da belli bir değişime uğrayan bu kartlar tarot olarak anılır oldu
(“Cartomancy / Tarot,” 2003, s. 128).
Tarot kartlarının kökenlerine dair yapılan bir diğer izaha göre ise, bu
kartlar aslında Gnostikler tarafından Güney Avrupa’ya tanıtılmıştır. Avrupa’nın
zulmünden kaçmak ve dinlerinin özünü korumak için yeraltına inmek zorunda
kaldıklarında, öğretilerini muhafaza edebilmek için temel inançlarını 22 adet
levhaya resimli bir şekilde nakşetmişlerdi. Bu levhalardaki resimler de nefsin
mükemmele erişmesi yolundaki tekâmülünü temsil eden 22 adet basamağın
izdüşümleriydi (“Cartomancy / Tarot,” 2003, s. 128).
Başka bir izaha göre ise tarot kartlarının ruhanî atası, ezoterik hikmet
bilgisi ile İbranî harf sisteminin birleşiminden oluşan ve felsefesini Kabbala
öğretisinden alan bir yapıydı. Böylece her bir İbranice harfe Ẓtoplam 22 harf)
bir alegorik resim karşılık gelmekteydi. İlerleyen yüzyıllarda bu kartlar kendi
aralarında Major Arcanum (Büyük Arkana) ve Minor Arcanum (Küçük Arkana)
olmak üzere iki temel gruba ayrılarak günümüzdeki şeklini aldı. Tarot açılması
yöntemleri de birbirinden oldukça farklıdır. Bazı bakıcılara göre yuvarlak şekilde açılması, bazılarına göre haç şeklinde, bazılarına göre de sırayla açılması
yöntemleri kullanılmaktadır (“Cartomancy / Tarot,” 2003, s. 129).
Tarot kartları da rune taşlarında olduğu gibi hem düz hem ters açılmalarına göre olumlu/olumsuz anlamlar ihtiva eder. Her bir tarot kartının farklı bir
anlamı vardır. Major Arcanum grubunda 22 adet tarot kartı vardır. Bunlar sıfırdan başlamak üzere şöyledir: Joker, Büyücü, Azize, İmparatoriçe, İmparator,
Aziz, Aşıklar, Araba, Adalet, Ermiş, Kader Çarkı, Güç, Asılan Adam, Ölüm,
Denge, Şeytan, Kule, Yıldız, Ay, Güneş, Hüküm ve Dünya. Minor Arcanum
serisi ise dört seride ele alınır: Değnek, Kılıç, Kupa ve Para serileri. Bunların
ortaçağ dünyasının dört temel insan sınıfının bir temsili olduğu düşünülür.
Bunlardan değnek sınıfındaki kartlar çiftçileri temsil eder ve zamanla bu kartlar kişinin maddi durumu ile ilgili öngörülerde bulunmak üzere kullanılagelmiştir. Para serisi ise tüccar sınıfını temsil eder ve kişinin dünyevi ihtiras veya
teşebbüslerini sembolize eder. Kupa serisi ise din adamları sınıfını temsil eder
ve kişinin mutluluk, sevgi ve aşk ilişkilerini sembolize eder. Kılıç serisi ise asil
tebaayı temsil eder ve kişinin nefret, öfke veya bahtsızlık gibi durumlarına
yönelik yorumlar yapmak için kullanılır. Her bir seride bir adet kral, bir adet
kraliçe, şövalye ve vale olmak üzere mutlaka birer kart yer alır. Bunlar tarot
okumalarında değişik anlamlarda kullanılır. Örneğin kral, güçlü bir eril şahsiyeti mesela babayı, patronu vs. temsil eder (“Cartomancy / Tarot,” 2003, ss.
129-133).
ÇÜİFȂ, 2016, cilt: 16, sayıμ 2, ss. 277-308
294 | Musa Osman Karatosun
II. Kadim Kültürlerde Kehanet Yöntemleri
Yukarıda kehanet yöntemlerinden en sık görülenleri belirttik. Bunlar
dışında kadim kültürlerde görülen başka kehanet yöntemleri de mevcuttur.
Kehanette bulunan kişiler genelde görü yeteneğine sahip seçkin kişilerdir
veya rahip sınıfı üyelerindendir. Fakat özellikle yukarıda belirttiğimiz yöntemlerin tekniği bilindikçe herkesin yapabileceği kehanetlerdir. Kadim kültürlerde
hangi kehanet yöntemlerinin uygulandığını kısaca gözden geçirelim.
2.1. Mezopotamya’da Kehanet Yöntemleri
Mezopotamya terimi Sümerliler, Akkadlılar, Asurlular ve Babilliler olmak üzere çevre halkları tanımlayan bir ibaredir (Foster, 2007, s. 161). Politeist bir inanç sergileyen bu kadim halklar tanrıları değişik özelliklerine göre
gruplandırmışlardı. Kehanet yöntemlerinden ise Shamash ve Adad olarak
bilinen tanrılar sorumluydu (Foster, 2007, s. 174). Shamash, güneş ve savaş
tanrısıydı. Aynı zamanda ticaretin, ekonominin, adaletin ve verilen sözlerin
bekçisiydi (Foster, 2007, s. 176). Bu iki tanrıya sunulan kurbanlar kesilerek iç
organlarındaki, özellikle safra kesesi ve ciğerleri incelenirdi (Foster, 2007, s.
198).
Mezopotamya’da bilinen kehanet yöntemlerinin en detaylısı
somatomancy türünden kehanetlerdir. Yani kişinin fiziksel özelliklerinin onun
geleceğini veya karakterini şekillendirdiğine duyulan inançlar bu gruba girer.
Belli organların şekilsel özelliklerine göre yorumlar şu şekildedir:
Ağız: Eğer kişinin dudağının üstünde bir ben varsa, Tanrı o kişiye bol
bol rızık verir.
Ayak: Eğer kişinin ayağının sağ veya sol topuğunda bir ben varsa,
başarıya giden yolu takip edecektir.
Cinsel organ: Erkeğin organı kalın ve uzunsa, oğulları olur.
Cinsel organ: Erkeğin organının sağ tarafında ben varsa, az oğlu olur.
Göbek: Eğer kadının karnı yumuşaksa, kolay doğum yapar, sertse
doğumu sancılı olur (Böck, 2010).
Hititlerde tanrıların iradesinin bilinmeye çalışılmasına yönelik bir adamın şu duası genel olarak onlarda uygulanan kehanet yöntemlerini belirtmeye
yeterlidir:
“Arzu ettiğim şeyi, ya rüyamda göster! Ya kehanet yöntemlerinden biriyle açığa çıksın, ya din adamları tarafından belirlensin ya da bütün rahiplere
o şey ilham olsun” (Ray, 1981).
ÇÜİFȂ, 2016, ciltμ 16, sayıμ 2, ss. 277-308
Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki Uygulamaları | 295
Mezopotamya’daki kehanet türleri ise oldukça çeşitlidir. Bunlardan,
göksel cisimlerin devinimlerinin yorumlanmasıyla ilgili astrolojik kehanetler ve
hayvan davranışlarının yorumlanmasıyla ilgili kehanetler ilk sıralarda gelir.
İlaveten insanın yaşamında başına gelen tuhaf durumlar veya küçük kazalar
da mutlaka belli bir manaya hamledilirdi. Ya da saydam nesnelerin duru görü
vasıtasıyla incelenmesi de uygulanan yöntemlerdendi (Foster, 2007, s. 205).
Hayvan iç organlarının nasıl yorumlandığıyla ilgili şu bilgiler enteresandır:
Eğer ciğerde iki ‘yol/çizgi’ varsa, seyahate çıkacak kişi amacına ulaşacaktır.
Eğer ciğerin sağ tarafında iki tane ‘parmağa benzeyen işaretler’ varsa, bu düşman anlamına gelir (Ray, 1981, s. 148).
2.2. Kadim İsrail’de Kehanet Yöntemleri
3
Kadim İsrail’de görülen kehanet yöntemleri hiç şüphesiz çevresindeki
halklardan bağımsız, farklı veya özgün değildi. Çevresel kültürlerin uyguladığı
kehanet yöntemleri özellikle Hezekiel Kitabında belirtilmektedir. Burada Babil
Kralının yaptığı kehanet şu ifadelerle yer alır:
Çünkü Babil Kralı iki yolun ayrıldığı, yolların çatallaştığı yerde fala
bakmak için duracak. Okları silkeleyecek, aile putlarına danışacak, kurban
edilen bir hayvanın ciğerine bakacak. Kütük yerleştirmek, öldür buyruğunu
vermek, savaş naraları atmak, kapılara kütük yerleştirmek, toprak rampalar
oluşturmak, kuşatma duvarları yapmak için sağ elinde Yeruşalim’i gösteren
(fal) ok(u) olacak.(Hezekiel 21:21-22)
O halde fal oklarıyla kehanette bulunma, hayvan iç organlarına bakarak kehanette bulunma ve putlara danışma yöntemleri o dönemde bilinen ve
uygulanan yöntemlerdi.
Ayrıca yukarıda Yasa’nın Tekrarı bölümünden alıntıladığımız metinde
de (Yas., 18:10-12ẓ pek çok kehanet yöntemi bildirilerek bunlar şiddetle yasaklanmıştı. Bir şeyin yasaklanması da doğal olarak o şeyin toplumda reel bir
karşılığının olduğuna delalet eder.
Burada sıralanan yöntemlere ilaveten Kadim İsrail’de görü de önemli
bir mefhumdu. Görü yeteneğine sahip kişilerin yaptığı kehanetler ‘hozeh’ ve
‘roeh’ fiilleriyle ifade edilirdi. Her iki fiil de görmekten türer. Bu görü yeteneğiy-
3
Bu bölüm, (Porter, 1981, ss. 191-214)’ten özetlenmiştir.
ÇÜİFȂ, 2016, cilt: 16, sayıμ 2, ss. 277-308
296 | Musa Osman Karatosun
le ilgili Çölde Sayım 24:3-9’da geçtiği şekliyle Balam’ın görüsü örnek verilebilir:
Beor oğlu Balam,
Gözü açılmış olan,
Tanrı’nın sözlerini duyan,
Her şeye Gücü Yeten’in görümlerini gören,
Yere Kapanan, Tanrı’nın gözlerini açtığı kişi bildiriyor:
Bundan sonra gelen kısımlar kehanetin gerçek metnini içermektedir:
Ey Yakup soyu, çadırların,
Ey İsrail, konutların ne güzel
Yayılıyorlar vadiler gibi,
Irmak kıyısında bahçeler gibi,
Rab’bin diktiği öd ağaçları gibi
Su kıyısındaki sedir ağaçları gibi.
Bu kehanet yöntemlerine ilaveten Yahve’den başka bir üstün güce
dua edilerek onun bilgi açınlamasını istemek de şiddetle eleştirilmiştir. Kadim
İsrail’de ölülerin ruhlarına danışılarak da kehanette bulunma yöntemi olan
necromancy’nin izlerini görmekteyiz. Özellikle 1. Samuel 28’de Endor isimli bir
kadının bu yöntemi uyguladığına dair bilgiler yer alır.
2.3. Kadim Roma’da Kehanet Yöntemleri
4
Roma’daki kehanetler hakkında bize en çok bilgi veren Cicero’dur.
‘Kehanetler Üzerine’ isimli kitabında o, özellikle filozoflardan Sokrat, Platon ve
Aristo’nun kehanetlere inandığını bildirmektedir. Bir dönem kendisi de augur
Ẓkuş kehanetinde bulunan kişiẓ olduğu için özellikle bu kehanet türünün Roma
şehir devletinde itibarlı mesleklerden olduğunu bildirir. Fakat bundan başka
diğer tüm kehanet türlerini reddeden bir yaklaşımı vardır.
Roma’da ayrıca ölen kişilerin ruhlarına danışmanın Ẓnecromancy) da
uygulandığına dair rivayetler vardır. Hatta 5.yy’da Aristophanes isimli bir kişinin kendisinin bir psuchagogos (necromancerẓ yani ruh çağıran olduğunu
iddia ederek, bir süre önce savaşta ölen ve kalbi sökülen Peisander isimli bir
4
Bu bölüm, (Morrison, 1981, ss. 87-144)’ten özetlenmiştir.
ÇÜİFȂ, 2016, ciltμ 16, sayıμ 2, ss. 277-308
Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki Uygulamaları | 297
kişinin kendisini ziyaret ettiğini ve sökülen kalbi yerine bir devenin kurban
edilerek kalbinin tanrılara adak olarak sunulmasını istediğini belirtir.
Roma’da değişik kehanet yöntemleri uygulanmaktaydı. Bir takım kurbanların sunularak iç organlarını inceleyen ve çeşitli kehanetlerde bulunan
kişilere hiereus denilirdi. Rüyalar da kehanetlerde bulunmak için vazgeçilmez
araçlardı. Rüya yorumcularına ise oneiropolos denilirdi. Son olarak bir de
ikinci göz sahibi olduğuna inanılan kişiler de vardı. Bunlar olur olmadık zamanlarda bir cezbeye kapılarak herhangi bir konuda bir kehanette bulunurlardı.
Bu kehanetler belli bazı merkezlerde yapılırdı. Her yer ve herkes kehanette bulunmaya layık değildi. Dodona ve Delphi şehri başlıca iki kült merkeziydi.
2.4. Kadim Çin’de Kehanet Yöntemleri
5
Çin’de temel olarak en çok kullanılan üç adet kehanet yöntemi görmekteyiz. Bunlardan ilki kemik kehaneti dediğimiz yöntemdir. Bu yöntemde
belli hayvanların iskeletlerinin bir parçası, mesela leğen kemiği, ya da kaplumbağaların kabuğu alınıp ısıtılır ve çatlamaları sağlanır ve bu çatlaklar yorumlanır. İkinci yöntem ise yukarıda da değindiğimiz Yìjīng ile yapılan kutsal
kitap kehanetidir. Bu kehanetin yapılışını bir sonraki bölümde ele alacağımız
için burada değinmeyeceğiz. Üçüncü yöntem olarak belli bir toprağın şekilsel
özelliklerinin incelenerek orada iyi veya kötü ruhlardan hangilerinin olduğunun
tespitine yönelik icra edilen bir sistemdir. Bu sistem daha sonra feng-shui
olarak bilinen enerji akımının düzenlenmesi prensibine dönüşmüştür.
Bu sistemlerden en eskisi kemik kehanetidir (scapulimancy olarak bilinirẓ. Tahminen M.Ö. 3500 yıllarına kadar geri giden arkeolojik bulgular sayesinde bu yöntemden haberdarız. Kehanet kemikleri yöntemi ilerleyen yüzyıllarda da özellikle Shang hanedanlığı sarayında ve muhtemelen bizzat imparator tarafından düzenlenen bir yöntemdi. Bu yöntemde belirli bir soruya yoğunlaşarak, leğen kemiği, kürek kemiği veya kaplumbağa kabuğu ısıtılır ve üzerinde çatlaklar oluşması sağlanırdı. Sonra da bu çatlaklar çeşitli şekillerde
yorumlanırdı. Özellikle kaplumbağa kullanılması manidardır zira kaplumbağa
bir inanışa göre uzun ömrü ve ölümsüzlüğü temsil eder. İnsanın bilmek istediği şey de kendi ömrünün çok ötesine uzandığı için bu kadar uzun yaşayan bir
hayvanın ‘bilginin’ bedenlenmiş formu olduğu inancı vardır.
5
Bu bölüm, (Leowe, 1981, ss. 38-63)’ten özetlenmiştir.
ÇÜİFȂ, 2016, cilt: 16, sayıμ 2, ss. 277-308
298 | Musa Osman Karatosun
Feng-shui ise Çin’in en genç kehanet yöntemidir. Feng, Çince’de hava, Shui ise su anlamına gelir. Yani hava-su anlamındaki bu yöntemde asıl
hedeflenen belirli bir arazinin hangi amaç için daha elverişli olduğunun tespitidir. Örneğin bir şehir kurmak, tarım yapmak, ev inşa etmek veya mezar kazmak bu amaçlardan sayılabilir. Bu yöntem modern dönemdeki pusulaların
icadına kadar değişik buluşların arkaik atası sayılabilir.
2.5. Kadim Tibet’te Kehanet Yöntemleri
6
Tibet’te kehanet konuları çok çeşitlidir. Kiminle evlenileceği, çocukların olup olmayacağı, yolculuğa çıkma veya iş kurmanın şans getirip getirmeyeceği, ya da mesela bir evin en iyi nereye inşa edileceği, hastaların nasıl
tedavi edileceği, kanunî bir durumun nasıl çözüleceği, kayıp eşyaların bulunmasıyla ilgili sorular ve bunun gibi daha pek çok soruya cevap için kehanetlerde bulunulurdu.
Tibet’teki hayatın her aşamasını şekillendiren en önemli unsur şüphesiz Budizm’dir. Özellikle lamalar ve tulkular Tibet’teki kehanet uygulamalarının
çoğunu yaparlardı. Tulku ise, hem mevcut hayatında ve hem de bir önceki
hayatında lama olan kişiye verilen isimdir. Yani ikiden fazla yaşamında lama
olan kişiler ruhanî olarak daha ileri noktada olduklarına inanılırdı. Bu yüzden
onlar özellikle kehanet yöntemlerinde en üstün otorite olarak kabul edilirdi.
Tibet’te en sık uygulanan kehanet yöntemi ise astroloji idi. Özellikle
yılın bütün gün ve ayları dikkatli bir matematik bilgisiyle hesaplanır; belirli işlerin hangi günlerde yapılmasının daha uygun olacağı ortaya konulurdu. Evlilik
ve yolculuk gibi işler için uğurlu günler belirlenirdi. Tibet’te uygulanan diğer
kehanet yöntemleri ise şöyle sıralanabilir:
Pra (Tra) – duru görü yöntemi
Bu yöntem ayna, cam, parlak metal veya su gibi yansıtıcı yüzeylere
bakarak oradaki sembol ve işaretlerin okunması yöntemidir. Tibet’te astrolojiden sonra en sık görülen kehanet yöntemidir. Hatta bu kehanet, bir Lama
öldükten sonra onun yerine inkarne Ẓyeniden doğacakẓ olacak olan diğer Lama’nın kimliğinin tespitinde kullanılırdı. Bunun için de özellikle kutsal kabul
edilen bir göl kenarına gidilip gölün yüzeyindeki işaret ve semboller yorumlanırdı.
Md-Mo – fal oklarıyla kehanette bulunma
6
Bu bölüm, (Rinpoche, 1981, ss. 3-37)’den özetlenmiştir.
ÇÜİFȂ, 2016, ciltμ 16, sayıμ 2, ss. 277-308
Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki Uygulamaları | 299
Bu kehanet yönteminde de iki ok kullanılır. Birisi siyah, diğeri beyaz
olan bu oklar ışık ve karanlığı, olumlu ve olumsuzu, iyiyi ve kötüyü temsil
eder. Bu kehanetin uygulanması ise şöyledir: Düz bir masaya yün bir sergi
serilir, üzerine de biraz arpa dökülür ve bu oklar düzgün bir şekilde yan yana
konulur. Sonra kehanette bulunacak kişi, lama veya tulku, derin bir konsantrasyon haline girer ve sonra bu oklara odaklanır. Oklar görünür bir sebep
olmadan oynarsa, oynayan ok hangisiyse ona göre yorumlarda bulunulur.
Phren-ba – tespih taneleriyle kehanette bulunma
Mala denilen ve 108 taneden oluşan tespihler bu kehanet yönteminin
araçlarıdır. Kehanette bulunacak kişi aldığı bu tespihi derin bir tefekkür ve
duru bir zihin sürecinden sonra belli mantralar okuyarak herhangi bir yerinden
tutarak ikiye ayırır. Böylece sağ ve sol olmak üzere ikiye ayrılan kısımda kalan
taneleri dörder dörder sayar. Geriye kalan dörtten az olan rakamı bir yere not
eder ve bu işlemi üç kere tekrarlar. Böylece elde ettiği üç rakamı da şu şekilde
yorumlar:
Eğer son kalan rakam 1 ise: iyi talihe işaret eder fakat bu biraz zaman
alacaktır.
Eğer son kalan rakam 2 ise: kötü şansa delalet eder.
Eğer son kalan rakam 3 ise: ne olacaksa, ister iyi ister kötü, hemen
olacaktır. Eğer son kalan rakam 4 ise: biraz zorluklarla beraber sonuçta iyi bir
iş olacaktır.
Diyelim ki kehanet sonucunda kişi 1, 1 ve 1 rakamlarını buldu, o zaman şöyle yorumlar: mutlaka iyi bir şey olacak ama epey geç sürecek. Ya da
diyelim ki 1, 3 ve 3 rakamlarını buldu, o zaman da iyi bir şey çok çabuk gerçekleşecek demektir.
So-Mo – zar ile kehanette bulunma
Bu yöntemde üç adet zar atılır ve bulunan her rakam bir yere ayrı ayrı
kaydedilir. Toplamda 3 ilâ 18 arası bir sayı oluşur. Yani, diyelim ki 1, 2 ve 5
attı. Bunlara ilaveten toplamı 8 olmak üzere bu dört rakam için belirlenmiş
kehanet tabletlerine müracaat edilir. Yani, 1, 2, 5 ve 8 rakamları için ilgili duruma yönelik bir kehanette bulunur.
Mar-me-tag-pa - Kandil alevi ile kehanette bulunma
Bu yöntemde de yanan bir kandilin alevine derin bir konsantrasyon
hali ile bakılır ve bu esnada bir takım mantralar okunur. Bu kehanette bulunmak için belli bir zaman vardır. Ayın sekizinci ve onuncu günlerinde veya yarım ay veya dolunay zamanlarında bu kehanet gerçekleştirilir. Küçük bir çıra
ÇÜİFȂ, 2016, cilt: 16, sayıμ 2, ss. 277-308
300 | Musa Osman Karatosun
parçası, yapraklı bir köknar dalıyla birlikte tereyağına bulanarak yakılır ve
alevi izlenir. Şu şekillerde yorumlanabilir:
Eğer ateş yarım ay şekline bürünürse, huzur ve rahata ereceksin.
Eğer ateş siyah duman çıkarırsa, görüşünün bulanık olduğuna delalet
eder.
Eğer ateş koyu kırmızı ve siyah ile karışıksa duygusal bir çatışma içerisindesin.
Eğer tereyağı taşar ve ateşi söndürürse, yapacağın işte başarısız olacaksın.
Bya-rog Kyi-skad Brtag-pa – kuş davranışlarının yorumlanarak kehanette bulunulması
Pek çok kadim kültürde olduğu gibi Tibet’te de kuşlar kehanette bulunmak için bir araçtı. Tibet’te daha çok kargaların kullanıldığını görüyoruz.
Kargaların uçuş düzenlerine ek olarak çıkardıkları sesler de değişik şekillerde
yorumlanmıştır:
Eğer bir karga, güney tarafından ötüyorsa, bir dost ziyarete gelecek
Eğer bir karga, doğu tarafından ötüyorsa, isteklerin gerçekleşecek
Eğer bir karga, güneydoğu tarafından ötüyorsa, düşman gelecek
Eğer bir karga, batı tarafından ötüyorsa, büyük bir rüzgar gelecek gibi
anlamlara geldiğine inanılırdı.
2.6. Kadim Mısır’da Kehanet Yöntemleri
7
Antik zamanlarda Romalı çağdaşları dahi Mısırlılar ve onların dinleri,
tanrıları ve tapınakları hakkında fazla bir şey bilmiyorlardı. Günümüzde de
ancak belli ölçüde bu sır perdesini aralamış bulunmaktayız. Ayrıca çöl toprakları olduğundan ne yazık ki arkeoloji namına çok fakir bir ülkedir. Neredeyse
çanak-çömlek veya papirüslerden hiç iz kalmamıştır. Elimizdeki kısıtlı bilgiler
piramit ve mezar yazıtlarından gelmektedir. Fakat bu yazıtlarda da kullanılan
kehanet yöntemleriyle ilgili kayda değer bir bilgi yoktur.
Mısır, politeist bir devlet olduğu için tanrılar ile iletişim yolları elbette
tarihleri boyunca önemli olmuştur. Bu iletişim de iki türlü sağlanırdı: kurbanlar
ve rüyalar. Kurbanların tanrıları teskin ettiğine inanılırdı ve yalnızca kurban
takdimeleri devam ettiği müddetçe tanrıların evrenin devamına rıza göstere7
Bu bölüm, (Ray, 1981, ss. 174-190)’dan özetlenmiştir.
ÇÜİFȂ, 2016, ciltμ 16, sayıμ 2, ss. 277-308
Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki Uygulamaları | 301
ceği fikri yaygındı. Tanrıların iradelerinin rüyalar vasıtasıyla gösterildiğine
inanç vardı dolayısıyla rüya yorumu bir nevi kehanet şekliydi. Zira, Tevrat
ẒYaratılış, 41:1-7ẓ ve Kur’an’dan (Yusuf, 12:43) bildiğimiz üzere de kadim Mısır’da rüyaların yorumlarına özel önem verilmekteydi.
Başka bir kehanet türü ise şu şekildeydi: Tanrı heykellerinin huzuruna
çıkan bir adam evet-hayır cevaplı bir soru sorardı. Eğer tanrı heykeli öne doğru eğilir veya herhangi bir şekilde sallanırsa yanıtının ‘evet’ olduğu, hiçbir hareket yapmazsa yanıtının ‘hayır’ olduğu anlaşılırdı. Yine de kanıtlar ekseninde
duruma bakacak olursak, kadim Mısır kültürü için özgün bir kehanet türü olduğunu söylemek mümkün görünmemektedir. Pek çok durumda kadim Mısırlının yaptığı gibi, kehanet konusunda da çevre halklardan bazı uygulamaları
bünyesine katarak ‘Mısırlılaştırdığı’ iddia edilebilir.
III.
Uygulamalı Bir Kehanet
Buraya kadar kehanet türlerinin neler olduğunu kısaca ele aldıktan
sonra genel hatlarıyla kadim uygarlıkların uyguladıkları kehanetlerden bahsettik. Arkaik insan, temelde bilinmeyene duyduğu merak nedeniyle hayatında
karşılaştığı hemen her olayın üstün bir gücün vasıtasıyla gerçekleştiği şeklinde yorumlamıştır. Böylece bu üstün gücün bilgisini keşfederek kendisini gelecekte nelerin beklediğini bulmaya çabalamıştır.
Bu bilgiler ışığında modern insanın da aynı hislerden yoksun olduğunu söylemek mümkün görünmemektedir. Yöntemler farklılaşsa da gaye her
zaman aynı kalmıştır: Geleceği görebilmek! İşte bu nedenlerle çalışmamızın
bu bölümünde yukarıdaki teorik bilgileri pratiğe dökmeye çalışacağız. Cevap
aranan sorular ‘Şu kişiyle evlenecek miyim, zengin olacak mıyım, yolculuğa
çıkmam bana faydalı olacak mı’ gibi dar kapsamlı olabileceği gibi ‘savaş çıkacak mı, kıtlık olacak mı, ekonomik kriz olacak mı’ gibi daha geniş kapsamlı da
olabilir. Çalışmamızda örnek olarak bibliomancy kehanet yöntemlerinden birisi
olan Yìjīng’e başvurma yöntemini kullanacağız.
Yìjīng’e başvurarak kehanette bulunmak için madeni bir para alınır.
Bu para üç kere havaya atılır ve çıkan sonuçlar yazılır. Bu işlem altı kere tekrarlanır. Yani, toplamda on sekiz kere madeni para atılır. Bu esnasında yoğun
bir konsantrasyon hali ile merak edilen soruya odaklanılır.
1. Atışta şu sonuçların çıktığını varsayalım: Yazı + tura + yazı.
İki yazı bir tura gelen bu kombinasyonda oluşacak hexagramın 1 numaralı satırı sağlam çizgi ẒYáng’ı temsil ederẓ olarak belirlenir.
2. Atışta şu sonuçların çıktığını varsayalım: Tura + yazı + tura
ÇÜİFȂ, 2016, cilt: 16, sayıμ 2, ss. 277-308
302 | Musa Osman Karatosun
İki tura bir yazı gelen bu kombinasyonda oluşacak hexagramın 2 numaralı satırı kırık çizgi ẒYīn’i temsil ederẓ olarak belirlenir.
3. Atışta şu sonuçların çıktığını varsayalım: Yazı + yazı + yazı
Üç adet yazı gelen bu özel durum ikinci bir hexagramı tetikleyecektir,
çünkü şans üç kere aynı şekilde tezahür etmiştir. Nihai durumda, iki adet
hexagram üzerinden kehanet yorumu yapılmalıdır. Bu durumda, ilk
hexagramın 3. satırı kırık çizgi ve ikinci hexagramın 3. satırı sağlam çizgi olarak belirlenir. Yīn-Yáng dengesini tesis etmek için bu ikinci hexagram oluşturulmalıdır.
4. Atışta şu sonuçların çıktığını varsayalım: Yazı + yazı + tura
İki yazı bir tura gelen bu kombinasyonda oluşacak hexagramların 4
numaralı satırları sağlam çizgi olarak belirlenir. İkinci hexagramı etkileyen bir
enerji taşması olmadığı için ikinci hexagram için de aynı şekil kullanılır.
5. Atışta şu sonuçların çıktığını varsayalım: Yazı + tura + yazı
İki yazı bir tura gelen bu kombinasyonda oluşacak hexagramların 5
numaralı satırları sağlam çizgi olarak belirlenir. İkinci hexagramı etkileyen bir
enerji taşması olmadığı için ikinci hexagram için de aynı şekil kullanılır.
6. Atışta şu sonuçların çıktığını varsayalım: Tura + tura + yazı
İki tura bir yazı gelen bu kombinasyonda oluşacak hexagramların 6
numaralı satırları kırık çizgi olarak belirlenir. İkinci hexagramı etkileyen bir
enerji taşması olmadığı için ikinci hexagram için de aynı şekil kullanılır. O
halde ortaya çıkan hexagramlar şu şekildedir:
Soldaki, Yìjīng’deki 17. Hexagrama tekabül etmektedir. Sağdaki ise
onun enerjisini dengelemek için 49. Hexagrama dönüşmüş halidir. Yorumlarken her iki şekli de esas almak gerekmektedir. James Legge tarafından tercüme edilen Yìjīng, Max Müller’in editörlüğünü üstlendiği 50 ciltlik ‘Sacred
Books of the East’ isimli külliyatın 16. cildi olarak yayınlanmıştır. İlgili eserde
bu hexagramlar için yapılan yorumlar şöyledir:
Sui
Ko
(17. Hexagram)
(49. Hexagram)
Sui hexagramı, kayda değer bir ilerleme-
Ko hexagramı ile belirtilen şeyler, sa-
ÇÜİFȂ, 2016, ciltμ 16, sayıμ 2, ss. 277-308
Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki Uygulamaları | 303
nin ve başarının alametidir. Yine de sağ-
dece durumun nihayete erdikten sonra-
lam ve doğru davranmakta fayda vardır.
ki süreci ile ilgili olduğuna inanılır. Kay-
Böylece hataya düşülmez
da değer bir ilerlemenin ve başarının
1. Birinci çizgi sağlam çizgidir. Kişinin
alametidir. Yine de sağlam ve doğru
peşinde koştuğu nesnenin değişiklik
davranmakta fayda vardır. Böylece
göstereceğini ifade eder. Eğer kişi sağ-
pişman olunmaz.
lam adımlarla ilerler ve dürüst olursa,
1. Birinci çizgi sağlam çizgidir. Kişinin
herhangi bir hataya düşmeyecektir. Ken-
bir tür değişim geçireceğini sembolize
dini aşıp, etrafındakilerden destek alırsa,
eder, tıpkı sarı öküzün derisinin değişti-
çok büyük iyiliklere ulaşacaktır.
ği gibi.
2. İkinci çizgi kırıktır. Kişinin çocukluk
2. İkinci çizgi kırıktır. Kişinin belli bir
hülyalarına kapıldığını ve erişkinlik dene-
zaman sonra bazı değişiklikler yapaca-
yimlerini görmezden geldiğini sembolize
ğını / geçireceğini sembolize eder.
eder.
Yapılacak iş talihli bir sonuç doğuracak-
3. Üçüncü çizgi kırıktır. Kişinin erişkinlik
tır. Hataya düşülmeyecektir.
deneyimlerine daha çok önem verdiğini
3. Üçüncü çizgi sağlamdır. Kişinin ya-
ve çocukluk hülyalarını geride bıraktığını
pacağı işin kötü bir sonuç doğuracağını
sembolize eder. Böylesi birbirini takip
sembolize eder. Sağlam ve dürüst olsa
eden bir silsileye (çocukluktan-
dahi, durumu vahimdir. Yapmayı dü-
yetişkinliğeẓ sahip kişi, elbette nihayetin-
şündüğü değişimi oturup üç kez daha
de hedefine ulaşır.
detaylıca düşünürse, kendisine inanıla-
4. Dördüncü çizgi sağlamdır. Kişinin
caktır.
taraftar bulmasını sembolize eder. Fakat
4. Dördüncü çizgi sağlamdır. Pişmanlık
sağlam ve dürüst olunsa bile kötülüğe
alametlerinin dağılacağını sembolize
maruz kalınabilir. Yine de samimi bir kişi,
eder. Kişi mevcut düzenini değiştirse
hangi hataya düşebilir?
dahi, iyi bir neticeyle karşılaşacaktır.
5. Beşinci çizgi sağlamdır. Hükümdarın
5. Beşinci çizgi sağlamdır. Üstün kişi-
tebaasına samimi olduğu müddetçe her
nin, bir kaplanın vücudundaki şeritlerin
daim iyi talih ile mükafatlandırılacağını
değişmesi gibi, işlerinin değişeceğini
gösterir.
ama yine de bu değişimin iyi talihle
6. En yukarıdaki çizgi kırıktır. Burada
neticeye ereceğini sembolize eder.
Hükümdarın Batı dağlarındaki tanrılara
6. Altıncı çizgi kırıktır. Yüce insanın, bir
kurban sunarken, sağlamlığa tutunduğu-
leopar gibi beneklerinin değiştireceğini,
nu ve samimiyete sarıldığını görüyoruz.
alçak insanın ise itaatini göstermek için
(“The I Ching,” ss. 93-94)
yüzünü değiştireceğini sembolize eder.
Şuan için bir atılım yapmak kötülükle
sonuçlanır, ancak sağlam, dürüst, ve
sabırlı olmakta fayda vardır. (“The I
ÇÜİFȂ, 2016, cilt: 16, sayıμ 2, ss. 277-308
304 | Musa Osman Karatosun
Ching,” ss. 167-168)
Yìjīng kitabında geçtiği üzere bu hexagramlar, hakkında yanıt aranan
konu ile ilgili fazla aceleci olmamak, verilecek kararlarda dürüst olmak, sağlam
adımlarla ilerlemek ve etraftaki kişilerden yardım ve fikir almak gibi anlamlara
gelmektedir. Oldukça geniş anlamlara gelebilecek bu ibareler, kadim dönemlerde saray kâhinleri tarafından titiz bir şekilde yorumlanırdı.
Sonuç
Kehanetlerdeki sembollerin yorumlanması bizim gibi sanayi toplumlarında doğan insanlara anlaması oldukça zor, sıradan, gereksiz, ilkel, mantıksız ve yabancı gelmektedir. Fakat böyle bir eleştiriyi yapmadan önce, bilimin
yeterince gelişmediği o dönemleri düşünmek zaruridir. Zira bilinmeyene duyulan merak her çağda insanoğlunu celbeden bir ihtiras olmuştur. Kadim insanlar da geleceklerini merak ettiklerinden birbirinden çeşitli kehanet yöntemleri
uygulamışlardır. Bu kehanet yöntemleri incelendiğinde ortak bir bilinç olduğu
görülmektedir. Buna göre kimi toplumlarda hayvanlar, tanrısal bilginin yeryüzündeki önemli bir tezahürü sayılarak, onların ayak izleri dikkatlice incelenmiş
ve anlamlar çıkarılmaya çalışılmıştır. Kuşların uçuş düzeni veya çıkardıkları
seslerin de gaipten bilgiler içerdiğine inanılmıştır. Kurban edildikten sonra,
kurbanın iç organlarının incelenmesi ise hemen hemen her kültürde vardır.
Bunlara ilaveten parlak cisimler, aynalar veya su gibi yansıtıcı yüzeyler de kehanetlerde bulunmak için önemli birer nesne konumunda algılanmıştır. Bu nesnelerde görülen değişik siluetler çeşitli biçimlerde yorumlanarak
geleceği ifşa etmek amaçlanmıştır. Kura yöntemine dayalı kehanet türleri de
geçmişte olduğu gibi günümüzde de oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bunların temelinde belli manalar taşıdığına inanılan bazı özel kartların,
taşların veya harflerin, rastgele bir şekilde seçilerek bilinmeyenin sırlı perdesini aralayabileceğine duyulan inanç yatmaktadır. Çoğu zaman da kutsal kitaplar benzer şekilde kullanılmıştır. Zira onlar, doğrudan tanrısal bir esin kaynağı
olduğu için her türlü bilgiyi içinde barındırdığına inanılmış ve bu da onların
büyüsel güçlerinin olduğu inancını doğurmuştur.
Bu çalışma sonucunda biz de yeni öğrendiğimiz bir tekniği değişik sorular eşliğinde kullanarak ilgili yöntemi bir nevi test ettik. Sonuçlara bakıldığında, bazen anlaması oldukça zor yorumların yapıldığını, bazen de herkesin
söyleyebileceği sıradan yorumların yapıldığını müşahede ettik. Bu gibi kehanet yöntemlerinin hakikat ile bağını tespit edememekle beraber, psikolojik
destek için faydalı olabileceği kanaatindeyiz.
ÇÜİFȂ, 2016, ciltμ 16, sayıμ 2, ss. 277-308
Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki Uygulamaları | 305
Kaynakça
Ailuromancy. (2001) Encyclopedia of Occultism & Parapsychology içinde. (5th
ed., C. I). United States of America: Gale Group.
Alectromancy (or Alectryomancy). (2001) Encyclopedia of Occultism &
Parapsychology içinde. (5th ed., C. I). United States of America: Gale
Group.
Annus, A. (2010). On the Beginnings and Continuities of Omen Sciences in
the Ancient World. A. Annus (Ed.), Divination and Interpretation of
Signs in the Ancient World içinde (ss. 1 - 19). Chicago: The University
of Chicago.
Arabian Religions. (2006) Britannica Encyclopedia of World Religions içinde.
(ss. 70-71). Singapore: Encyclopaedia Britannica, Inc.
Aune, D. E. (1987). Oracles. Encyclopedia of Religion içinde. (2nd ed., C. 10,
ss. 6831 - 6838). United States of America: Thomson Gale.
Aydın, M. Ẓ1995ẓ. Fal. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi içinde. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı.
Aydüz, S. Ẓ2006ẓ. Müneccimbaşı. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi
içinde. (C. 31, ss. 2-4ẓ. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı.
Bonnet, S. M. (2005). Mirrors. Encyclopedia of Religion içinde. (2nd ed., C. 9).
United States of America: Thomson Gale.
Böck, B. (2010). Physiognomy in Ancient Mesopotamia and Beyond: From
Practice to Handbook. A. Annus (Ed.), Divination and Interpretation of
Signs in the Ancient World içinde (ss. 199 - 224). Chicago: The
University of Chicago.
Cartomancy / Tarot. (2003) Gale Encyclopedia of the Unusual and
Unexplained içinde. (C. 2, ss. 128-136). USA: Gale.
Chirognomy. (2001) Encyclopedia of Occultism & Parapsychology içinde. (5th
ed., C. I). United States of America: Gale Group.
Crystal Gazing (or Crystallomancy). (2001) Encyclopedia of Occultism &
Parapsychology içinde. (5th ed., C. I). United States of America: Gale
Group.
Culianu, I. P. (2005). Astrology. Encyclopedia of Religion içinde. (2nd ed., C.
1). United States of America: Thomson Gale.
Davies, T. W. (1915). Augury. The International Standard Bible Encyclopaedia
içinde. (C. 2). Chicago: The Howard-Severance Company.
ÇÜİFȂ, 2016, cilt: 16, sayıμ 2, ss. 277-308
306 | Musa Osman Karatosun
Eliade, M. ve Culianu, I. P. Ẓ1997ẓ. Dinler Tarihi Sözlüğü ẒA. Erbaş, Çev. İ.
Taşpınar Ed.ẓ. İstanbul: İnsan Yayınları.
Fehd, T. Ẓ2000ẓ. İlm-i Ahkâm-ı Nücûm. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi içinde. (C. 22, ss. 124-126ẓ. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı.
Foster, B. R. (2007). Mesopotamia. J. R. Hinnels (Ed.), A Handbook of
Ancient Religions içinde (ss. 161-213). Cambridge: Cambridge
University Press.
Graham, W. A. (2005). Scripture. Encyclopedia of Religion içinde. (2nd ed., C.
12, ss. 8194 - 8205). United States of America: Thomson Gale.
The I Ching. (J. Legge, Trans.). F. M. Müller (Ed.) içinde, The Sacred Books
of the East (Second Edition ed., C. XVI). New York: Dover Publications,
Inc. .
Joseph F. Charles ve Marchant, J. R. V. (1904). Cassell's Latin Dictionary
içinde. London, Paris, New York & Melbourne: Cassell and Company,
Limited. .
Koch-Westenholz, U. (1995). Mesopotamian Astrology: An Introduction to
Babylonian and Assyrian Celestial Divination. Denmark: Museum
Tusculanum Press.
Leowe, M. (1981). China. M. Loewe ve C. Blacker (Eds.), Divination and
Oracles içinde (ss. 38-63). London: George Allen & Unwin.
Mcguire, M. R. P. (2003a). Divination. New Catholic Encyclopedia içinde. (2nd
ed., C. 4, ss. 784 - 786). Washington, D. C.: Thomson Gale.
Mcguire, M. R. P. (2003b). Sortes Homericae, Vergilianae, Biblicae. New
Catholic Encyclopedia içinde. (2nd ed., C. 13). Washington, D. C.:
Thomson Gale.
Morrison, J. S. (1981). The Classical World. M. Loewe ve C. Blacker (Eds.),
Divination and Oracles içinde (ss. 87-114). London: George Allen &
Unwin.
Partridge, E. (2006). -there. E. Partridge (Ed.) Origins: A Short Etymological
Dictionary of Modern English içinde. Tylor & Francis e-Library ed.
London and New York: Routledge: Tylor & Francis Group.
Pemberton III, J. (1987). Yoruba Religion. Encyclopedia of Religion içinde.
(2nd ed., C. 14, ss. 9909 - 9912). United States of America: Thomson
Gale.
Porter, J. R. (1981). Ancient Israel. M. Loewe ve C. Blacker (Eds.), Divination
and Oracles içinde (ss. 191-214). London: George Allen & Unwin.
ÇÜİFȂ, 2016, ciltμ 16, sayıμ 2, ss. 277-308
Kehanet Türleri ve Kadim Kültürlerdeki Uygulamaları | 307
Ray, J. D. (1981). Ancient Egypt. M. Loewe ve C. Blacker (Eds.), Divination
and Oracles içinde (ss. 174-190). London: George Allen & Unwin.
Rinpoche, L. C. R. (1981). Tibet. M. Loewe ve C. Blacker (Eds.), Divination
and Oracles içinde (ss. 3-37). London: George Allen & Unwin.
Wahlgren, E. (1987). Runes [First Edition]. Encyclopedia of Religion içinde.
(2nd ed., C. 12, ss. 7938 - 7940 ). United States of America: Thomson
Gale.
Walker, J. (2005). Nûrî. The Encyclopaedia of Islam içinde. (New ed., C. 8, ss.
138 - 140). The Netherlands: E. J. Brill.
Yusa, M. (2005). Chance. (L. Jones, Ed.) Encyclopedia of Religion. ABD:
Thomson Gale.
Zwemer, S. M. (1920). The Influence of Animism on Islam: An Account of
Popular Superstitions. London: The Macmillan Company.
İnternet Erişimleri ẒSon Erişim Tarihi 29.03.2016ẓ
Url 1: Aşağıdaki web sayfasına girildiğinde sağ taraftan Vergil seçildikten sonra sol tarafa yeni menüler gelmektedir. Oradan 6. Kitap 801-853 kısımlı
bölüme tıklandığında ilgili beyit numaraları İngilizce – Latince çevirileri
ile beraber yer almaktadır.
http://www.perseus.tufts.edu/hopper
Url 2: Dream of the Rood resminin alındığı kaynak için:
http://employees.oneonta.edu/farberas/arth/arth212/liturgical_objects/dr
eam_of_the_rood.html
Url 3: Jelling Stone resminin alındığı kaynak için:
http://www.megalithic.co.uk/article.php?sid=17683
Url 4: Rune taşları ile ilgili görsellerin, açıklamaların ve anlamlarının tümü için:
http://www.runemaker.com/
Url 5: Rune taşlarından gebo’nun anlamları için:
http://www.runemaker.com/futhark/gebo.shtml
Url 6: Aşağıdaki web sayfasına tıklayarak soldaki menüde yer alan ‘Rune
Meanings’ isimli sekmede 24 rune taşının da ayrı ayrı anlamları yer almaktadır.
http://www.runemaker.com/futhark/reading.shtml
ÇÜİFȂ, 2016, cilt: 16, sayıμ 2, ss. 277-308
Types of Divinations and Their Practice in Ancient Cultures
Citation / ©- Karatosun, M.O. (2016). Types of Divinations and
Their Practice in Ancient Cultures, Çukurova University Journal
of Faculty of Divinity, 16 (2), 277-308.
Abstract- Divination is the attempt to elicit the mysterious veil
of future or unknown secrets of past by interpreting the signs
with some transcendent help or intrinsic nature by means of
some tools or with a pure clairvoyance. Those who interpret
these signs are called oracles. Types of divinations consist of
two main categories: indigenous and artificial. We encounter
some type of divination methods almost in every ancient culture. This paper defines eighteen divination methods which are
categorized into six main themes and gives examples of divination methods that can be seen in ancient cultures of Egypt,
Mesopotamia, Israel, Rome, China and Tibet. Moreover, in the
light of data accumulated in this paper, the researcher has conducted a divination, which aims to make a practical approach to
the study.
Keywords- Divination, augury, oracle, ancient cultures, Yìjīng
(I-Ching)