Address
:
(Go:
>> BACK <<
-|-
>> HOME <<
)
Include Form
Remove Scripts
Accept Cookies
Show Images
Show Referer
Rotate13
Base64
Strip Meta
Strip Title
Session Cookies
Gündem
Dünya
Ekonomi
Spor Arena
Video
Seyahat
Kelebek
Son Dakika
Yazarlar
Ara
MENÜ
Üye Girişi
Haber Ara
SERVİSLER
TV Rehberi
Arşiv
Yol Durumu
Hava Durumu
Okur Temsilcisi
Reklam Ver
Son Dakika
Namaz Vakitleri
Hürriyet Ekonomi Zirvesi
GE Dijital Sanayi
Vitrin
365 Gün İyi Yaşam
Bir Karede İstanbul
Vodafone Red İle Dünya Avucunuzda
İÇERİKLER
Avrupa
Foto Galeri
Seyahat
Teknoloji
Sinema
Sağlık
Eğitim
Ankara
Yerel Haberler
IK/Yeni Ekonomi
Referandum 2017
PORTALLER
E-Gazete
Hürriyet TV
Bigpara
Hürriyet Aile
Mahmure
Daily News
Hürriyet Kampüs
Kitap Sanat
Hürriyet Oto
SERİ İLANLAR
Hürriyet Emlak
Yenibiriş
Yakala.co
Gazete Seri İlan
Haberler
>
Kitap Sanat
56 tarihi esere 'hafiye' takibi
Bienali 440 bin kişi gezdi
Şanlıurfa'da mozaik çalıştayı
Zeid portresine 1 milyon 200 bin TL
'Korsanlar!’ ve tüm nesillerin ortak paydası absürt
Bu kare tam 500 bin dolar
Aytaç Yalman'dan 10 Kasım önerisi
Fazıl Say'dan kelimeler senfonisi
Atölyeden içimin sıkıntısı boşalmış olarak çıktım
Varoluşun, tutkuların ve sözcüklerin ağırlığı
Atwood’un Mona Lisa’sı: Nam-ı Diğer Grace
Lisa Ekdahl: Kalbimden söylüyorum
Yamalı pankart!
Her yüz bir öykü yazar
Tuhaf zamanlarda yaşamak...
Ödüller veriliyor
Operanın Elvis'i Hvorostovsky hayatını kaybetti
Mısır tarihi eserlerini geri alıyor
Polisiyeye katkı ödülü
7 bin yıllık höyük tescilsizmiş
Kitap Sanat Haberleri
‘Korkunç olaylar sırasında tanıyoruz kendimizi’
Doğu Yücel’in yeni romanı ‘Kimdir Bu Mitat Karaman?’ bir adamın nevrozundan apartman ahalisine, oradan da yurt sathına yayılan bir trajikomedi. Aynı zamanda bir kara roman parodisi. Gelecekte ‘Post 15 Temmuz romanları’ araştırması yapanlar muhtemelen önce Mitat’a ve onun çok tuhaf soruşturmasına rastlayacaklar. Okurken çok zevk aldım ama itiraf edeyim, Mitat’ı sevsem mi dövsem mi bilemedim... Sonunda okur olmanın verdiği yetkiye dayanarak romancıyı gözaltına aldım ve sorularımı sıraladım...
Küfürbaz, asi, provokatif ve nihilist bir klasik
Louis-Ferdinand Céline’in geleneksel edebiyatı tersyüz ettiği ‘Taksitle Ölüm’ küfürbaz, asi, provokatif, müptezel, haz düşkünü, sınır ihlali yapan kaotik bir roman.
‘An’ı donduracak, bağımsızlık yapacak bir festival
İstanbul Tiyatro Festivali pazartesi akşamı 21’inci kez başlıyor. Beşi yabancı, 13’ü yerli birbirinden iddialı oyunlar eşliğinde biz seyirciler de sahneyle aynı anda nefes alıp verecek, heyecanlanacak, üzülecek, sevinecek, yer yer gerileceğiz. Fransız yıldız koreograf Angelin Preljocaj ve topluluğu Preljocaj Balesi de baş döndürücü bir koreografiyle, bir masaldan yarattıkları dans gösterisi ‘Fresk’ ile festivalin konukları arasında. Bu etkileyici gösteriden önce, kural tanımayan koreografa kulak verdik...
‘Çimento’yu iyi verirsen tutar!
Çimento fabrikasının işler hale getirilmesi hiç de kolay olmayacak. Fabrikayı çalıştırma mücadelesi Gleb’in kendi içsel devrimini gerçekleştirmesini de sağlayacak.
Var mı bizden çirkini ormanda!
Parlak yeleleriyle ihtişamlı aslanlar, narin kuğular, sevimli koalalar falan dururken; nereden çıktı bu, dünyaya bezgin gözlerle bakan, yüzlerinden siğiller fışkıran, kemikleri sayılan gıdıları buruş buruş sarkmış bu tuhaf mahlukat?
Mişima okumak...
Mişima ya da Marguerite Yourcenar gibi yazarlar/romancılar, hep kırgın okurları gereksinirler. Mişima neredeyse bütün yazdıklarında ‘şiddet’ teması üzerinde durmuştur. Alabildiğine bir duygunluk da eşlik eder yazara... Tıpkı ‘Altın Köşk Tapınağı’nda olduğu gibi...
Elli yıl ‘Evvel’
Sanatını uzun yıllar Berlin-İstanbul hattında sürdüren Hanefi Yeter’in 50 yıllık sanat yaşamıyla, retrospektif sergi ‘Evvel’de tanışmaya hazırlanın. Bu sergi aynı zamanda son elli yılda Türkiye ve Avrupa’nın yaşadığı politik ve sosyal dönüşümün de bir özeti...
Çapkınım hovardayım!
'Hovardanın Sonu' Süreyya Opera Sahnesi’nde seyirciyle buluşuyor.
Bilecik’e deniz gelmiş
Bora Abdo ilk romanı ‘Balık Boğulması’nda deniz kıyısına konuşlandırdığı Bilecik’te, birbirinden yaralı insanlar arasında gelişen, hazmı zor bir hikâye anlatıyor. Klostrofobik mekânları, tuhaf karakterleri, yer yer irkilten hatta tiksindiren sahneleriyle gerçekten de bir rüyanın daha doğrusu bir karabasanın içindeymiş duygusu yaratıyor ‘Balık Boğulması’. Mutlaka okuyun...
‘Hayat romanlardan daha tuhaf’
Selçuk Altun, “Ustalık romanım” dediği ‘Ardıç Ağacının Altında’da babalar ve oğulların ilişkilerine odaklanıyor. Kurgu ve gerçek karakterlerin iç içe geçtiği romanla ilgili Altun, “Gerçek ile kurmacanın düello edeceği bir roman yazmayı yıllardır planlıyordum. Kitabımın teması, ‘Hayat romanlardan daha tuhaf’tır” diyor.
‘Yazdıklarımın üzerinde her zaman kara bir bayrak dalgalanır’
Öfkeli bir yazar Ebru Ojen. Öfkeli çünkü kendi deyimiyle cin gibi: “Her şeyin farkındayım! Bizi öldürenlerin, sürenlerin, görmezden gelenlerin, asimile edenlerin adlarını biliyorum. Bu yüzden öfkeliyim. İnsanların kendi türüyle beraber doğadaki bütün türlere karşı bu kadar zalim olmasına karşı öfkeliyim.” Yeni romanı ‘Et Yiyenler Birbirini Öldürsün’ üzerine konuştuk...
Yitirilmiş masumiyetin peşinde
Nina Sadowsky imzalı ‘Kuşku’ işlenen cinayetler, kaçırılan çocuklar, şiddet gören çiftlerin yanı sıra sokakta yaşamak zorunda kalan kahramanın maruz kaldığı sertlikleri de içeren sert; iç içe geçen kurgusuyla çarpıcı bir roman.
Lafın tamamı deliye söylenir!
Şermin Yaşar, ‘Tarihi Hoşça Kal Lokantası’nda uzatmadan, tadını kaçırmadan okuru içine alan ve etkilendiği yerde hikâyenin devamıyla onu baş başa bırakıp, anlatmak istediği bir sonraki kahramanın sözlerine başlayan öyküler anlatıyor.
Hapisteki yazarlar için adalet çağrısı
ULUSLARARASI PEN’in hapisteki yazarların durumuna dikkat çekmek için belirlediği ‘15 Kasım Hapisteki Yazarlar Günü’nde PEN Türkiye Merkezi, Türkiye Yazarlar Sendikası, Türkiye Yayıncılar Birliği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası ortak basın toplantısı düzenledi.
Gençlerin ‘tarafını tutan’ bir edebiyat önemli...
Mine Soysal son romanı ‘Daralan’da kıyıda köşede kalmış yaşamlara odaklanıyor; gençlere ‘çıkışsızlık’tan kurtulmanın yollarını gösteriyor. “Gençlik edebiyatının; gençlere yalnız olmadıklarını, her şeyin bir çaresi ya da çözümü olabileceğini duyumsatan bir işlevi olmalı” diyen Soysal ile ‘Daralan’ı konuştuk.
Dayanışma en değerli can varlığımız
Müzisyen ve eğitim psikoloğu Banu Kanıbelli’nin İzmir’de Sıtkı Amca’nın dükkânında başlayan müzik yolculuğu ‘Yer Gök’ albümüyle devam ediyor. Daha önce, Gezi olayları sırasında başından yaralanarak uzun bir hayat mücadelesini kazanan Lobna Allami için yazdığı ‘Lobna’nın Şarkısı’yla ismini geniş kitleye duyuran Kanıbelli’yle ‘Yer Gök’ ve diğer şeyler hakkında konuştuk.
Ben bir şairim, bu kitap da bir şairin romanı
Türkçede Doğan Egmont etiketiyle yayımlanan ‘Gümüş Somon’un Büyük Yolculuğu’ sadece Güney Kore’de 1 milyonun üzerinde satmış bir kitap. Yumurtlamak ve neslini devam ettirmek üzere ölümcül bir yolculuğa çıkan ve doğduğu dere yatağında ölen somonların alegorik hikâyesinde Ahn Do-Hyun aslında politik bir metne de imza atıyor. 36’ıncı TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nın konukları arasında olan yazarla kitabı üzerine konuştuk.
Geçmişin hayaletleri peşimizi bırakmaz mı?
‘Öyle Güzel Bir Yer ki’de dünün hikâyelerinin günümüzü nasıl yarattığını görüyoruz. Bu değişime İstanbul da eşlik edince hem şehrin hem de kahramanların hikâyeleri katman katman gelişip içinde pek çok duyguyu barındıran bir kitaba dönüşüveriyor. Söz, yazarı Murat Gülsoy’da...