(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

"Ayşe Arman" hakkında bilgiler ve tüm köşe yazıları Hürriyet Yazarlar sayfasında. "Ayşe Arman" yazısı yayınlandığında hemen haberiniz olması için Hürriyet'i takip edin.
Ayşe Arman

Bu hayattaki görevini bul gerekeni yap, yola devam et…

29 Ağustos 2017

Adına aldanmayın, karanlık bir kitap değil. New York’tan yurda getirilen bir cenazenin ekseninde gelişen olaylarda, bir diğerinin hayatının bilmeden, bir meteor çarpmışçasına birbirine etkileyen bir dizi insanın öyküsü…

Film gibi. Anlatım da sinematografik. Birbirlerinin hayatlarına dokundukça uyanıyorlar, uyandıkça birbirlerine dokunuyorlar. İncecik bir şey, 118 sayfa, birbirine bağlı 9 öykü, çok da kolay okunuyor.

Hindistan’da yaşadığımız otel-eve sarı bir zarf içinde geldi. Merakımdan okumaya başladım. Ve daha ilk andan itibaren büyüledi kitap beni.

Yazarı Pınar Eğilmez’i tanımıyorum, hiç karşılaşmadım. Hayatında ilk kez roman yazmış. Ve kendi imkânlarıyla bastırmış. Onu aradım, Katar- Doha’da buldum…

Ve sordum…

“An’a ve tam an”da yapman gerekene sadakat, kendi tasarımına sadakattir. Kendine iman etmeden Tanrı’ya iman edemezsin…

Kimsin, nesin? Nereden çıktın?

- Ben Pınar. Pınar Eğilmez. 42 yaşındayım. Hacettepe mezunuyum. İngilizce mütercim tercümanım. Ama mesleğimi yaptığım söylenemez. Bir adama âşık oldum. Sonra o adam eşim oldu. Bir mühendis. Yurtdışı projelerinde çalışıyor. Ben de kızımızla birlikte onun peşinden ülke ülke dolaşıyorum. Şimdi 4. ülkemizdeyiz, yani Katar’da…

Yazının devamı...

- Gençlik ne ister? -Gerçeği, önce gerçeği!

27 Ağustos 2017

Dünyanın 60 ülkesinde araştırmalar yapan bir organizasyonun parçası. Milyonlarca gence ulaşan çok kapsamlı bir araştırma modelleri var. 54 bin gençle, 2017 Türkiye’si gençliği için yapılan araştırma yeni sonuçlandı. Ben de teybimi kaptım, karşısına geçtim.

Sonuçlar bence vahim.

Tahmin ediyordum ama bu kadarını beklemiyordum.

Çok açık ki, gençlerini sevmeyen ve onlara sahip çıkmayan bir ülkeyiz. Türk gençleri 2017 Türkiye’sinde sıkışıp kalmış durumdalar. Umutsuzlar, mutsuzlar ve geleceğe son derece endişeyle bakıyorlar. E işte, ne ekersek onu biçiyoruz. Buyrun buradan okuyun...

2017 Türkiyesi’nde gençlerimiz genel olarak mutlu mu, mutsuz mu?

- Mutsuzlar! Her ne kadar resmi istatistik kurumumuz TÜİK’e göre, mutlu olduğunu beyan edenlerin oranı yüzde 56.6 olsa da ben, gençlerin işsizlik, değersizlik, belirsizlik gibi unsurlardan kaynaklı olarak endişelerinin ve güven ihtiyaçlarının geçen yıla göre arttığını düşünüyorum. Bu yıl Türkiye araştırmamızda, 44 bin 260 öğrenci ve 10 binin üzerinde çalışma hayatına girmiş gençle çalıştık. Fark ettik ki; iş güvencesinden endişe duydukları için kamuda çalışma talebi hem önceki yıllara göre hem de diğer ülkelere kıyasla artmış! Kapağı devlete atarak, kendini güvence altına almak istiyorlar.

VASATA RAZI GELİYORUZ!

Peki gençlerin mutsuzluk sebeplerinden en, en, en üst sırada ne yer alıyor?

Yazının devamı...

Kalp krizini haber veren tişört tasarladılar

25 Ağustos 2017

Bugün ilham veren iki kadınla daha huzurlarınızdayım...

Ezra ve Tuba.

Tekstille uğraşan bir anne-babanın kızları. Kumaşlar ve eskizlerin arasında büyüyorlar. İkisi de güzel sanatlar okuyor, 2006’da güçlerini birleştirip ‘ezra+tuba’yı kuruyorlar. Tüm dünyadaki moda haftalarına katıldılar, New York Times’ta haklarında şahane yazılar çıktı. 2012’den sonra ise giyilebilir teknolojiye yöneldiler. Yüzyılın 100 keşfi arasına giren “Kelebek Elbise”leri tüm dünyada sükse yarattı, şimdi ise kalp krizinin risklerini gösteren bir tişörtle karşımızdalar...

Türkiye’de “Giyilebilir teknoloji” denince, akla siz geliyorsunuz. Tasarladığınız “Kelebek Elbise” yüzyılın 100 keşfi arasına girdi! Bu size nasıl bir gurur veriyor?

Tuba: Çooook. Ülkemizin adını, yaratıcı bir alanda dünyada duyurmak müthiş onur veriyor. Giyilebilir teknoloji, dünyada gözlük ve saat gibi aksesuarla konuşulmaya başladı. Ama bu kavramın tekstil ürünlerine sıçraması zaman aldı. Çünkü zor bir işti. Biz ise kafayı taktık, 2015’te Kelebek Elbise’yle tüm dünyanın huzurundaydık...

Özelliği neydi bu Kelebek Elbise’nin?

Tuba: Bir gelinlik aslında. Gelin, sevdiği adama “Evet” derken, gelinliğin üzerindeki kelebekler uçuyor... Gelinliğin içine yerleştirilen çipler sayesinde. Tabii müthiş ilgi gördü. Teknolojiye duygu da katmış olduk.

Şahaneymiş...

Yazının devamı...

Adana’da apartman yöneticisinin kat görevlisinin kızına TACİZİ

24 Ağustos 2017

Üç yıl boyunca.

Kız 15 yaşında.

Adam ise 60.

Kızın dedesi yaşında!!!

Kıza, sarkmaya- yavşamaya başladığında, kız henüz 12 yaşında.

Çüşünüz ya!

Bu nedir ya!

Bu apartman yötecisinin  işi gücü yok, torunu yaşındaki çocuğun peşinde. İkide bir küçük kızı orada burada sıkıştırıyor ya da “

Yazının devamı...

Rahmim yok diye beni Polis Akademisi’nden attılar!

23 Ağustos 2017

Ben, bütün gelecek umutları sönmüş genç bir kadınla konuştum. 24 yaşında. Bütün hayali polis olmak. Üstelik Polis Akademisi’nde başarılı bir öğrenci. Küt diye kapının önüne konuluveriliyor...

Sen bizden değilsin deniliyor.

Çıkar o üniformayı, yakışmıyor deniliyor. Neden? Rahmi yok diye! Bakın, G.K. başına gelenleri nasıl anlatıyor...

Seni tanıyabilir miyiz?

- Adım G.K. Ankaralıyım. 24 yaşındayım. Memur bir ailenin kızıyım. Hayatım boyunca polis olmak istedim. Polis Akademisi’ne girdim. Çok da iyi öğrenciydim. Mezun olmak üzereyken beni attılar! Bunları hak etmedim. Onurum zedelendi. Ayrıca yapılan şey insan haklarına da aykırı. Dava açtım ama kaybettim. Olsun, pes etmeyeceğim...

Bir dakika... Başına gelen nedir?

- Doğuştan rahmim ve vajinamın üçte ikisi yok. İşte bu yüzden beni Polis Akademisi’nden attılar!

İyi de ne alaka? Rahmin ve vajinanla, Polis Akademisi’nin alakası ne? Ben bir bağlantı kuramıyorum...

Yazının devamı...

Giyom Tell kadar iyiyim! Kafadaki elmayı vurabilirim ama kimseye o korkuyu yaşatmak istemem...

22 Ağustos 2017

Okçuluğa nasıl başladın?

- Tamamen tesadüf eseri! Bu sporun varlığından haberim bile yoktu. Okçulukla ilgilenen birkaç arkadaşım vardı, ben de izlemek için yanlarına gittim. ‘Sen de denesene, birlikte başlayalım!’ dediler, ‘İşim olmaz!’ dediysem de birden kendimi yay çekerken buldum....

Arkadaşların zoruyla başladığın bu spora, nasıl bu kadar tutkuyla nasıl bağlandın?

- İlk okumu attığım an, kendimi çok farklı hissettim. Nasıl desem, özgür his. ‘İşte bu!’ dedim. Sanki hayatım bir yapbozdu ve okçuluk, o eksik parçaydı. İnsanlar bana ‘Yapamazsın!’ dedikçe, ben daha büyük bir tutkuyla bağlandım.

2011’de Muğla’da başlıyorsun. 6 sene sonra nasıl dünya ikincisi oluyorsun?

- (Gülüyor) Cevabı basit: Azim, hırs ve çok çalışmak. Milli Takım’a girmeden önceki yaz, sabah evden çıkıyordum, akşama kadar antrenman yapıyordum. Ne kadar çalışılabilirse, o kadar çalışıyordum. Evde de işin mental kısmıyla ilgileniyordum. Ailem delirdiğimi düşündü! Bu kadar çok sevmek birtakım fedakârlıkları da beraberinde getirdi tabii. Ben ‘Bu sporu bırak!’ diyen babama karşı çıktım. Gelecek hayallerimi değiştirdim. Arkadaşlarım gezerken ben hep antrenman yaptım. İyi ki de yapmışım.

Ne zaman iyi okçu oldun?

- Atış çizgisine geçtiğimde kafamın içinde konuşan o çılgın sesleri susturduğum gün iyi okçu oldum. Ok atarken bir şeyler düşünmek garip bir şekilde okun gideceği yeri değiştiriyor. Bazen yine konuşuyor o sesler. Mesela ne zaman ‘9 puan atsam yeter!’ diye düşünsem, 8 puan atıyorum. Böyle de garip yönleri var.

Yazının devamı...

Hayat öyle bir şey ki, ne yaparsan yap, yetmiyor; Doyamadım yaşamaya

20 Ağustos 2017

Katman katman bir kadın.

Tatlı, komik ve alçakgönüllü.

Kendisiyle sonuna kadar dalga geçebilen...

Kahkahası metrelerce öteden duyulan efsane hoca, Oya Başak.

Boğaziçi Üniversitesi’nin simge profesörlerinden.

Hayranlık duyduğum kadınlardan biri.

Çünkü gerçekten sıradışı.

O kadar çok genç onun sağladığı destekler ve burslar sayesinde okudu ki...

Yazının devamı...

Türkiye’nin ilk ‘Akıllı Köy’ünü kuran kadın Tülin Akın

18 Ağustos 2017

Üniversite öğrencisiyken, çiftçilerin bilgiye erişiminin zorluğunu fark ediyor, Türkiye’nin ilk tarımsal iletişim ve e-ticaret sitesini kuruyor.

Çiftçilerin bilgi alabilecekleri ve ürünlerini satabilecekleri bir web sayfası bu...

Sonra başka ihtiyaçlarını da fark ediyor. Çiftçiye uygun kredi kartı, SMS ile bilgilendirme...

Bilgiye ve teknolojik araçlara erişimi kolaylaştıran projeler gerçekleştiriyor.

Evet, doğru tahmin ettiniz, hepsi alanında ilk kez uygulanıyor. Haliyle Türkiye’de ve dünyada birçok ödüle layık görülüyor.

Ödüllerin hepsini yazsam bu köşe dolar!

Hadi bazılarını yazayım...

2012 Anita Borg Dünya Sosyal Etki Ödülü, 2013’de JCI Dünyanın En Başarılı 10 Genç Girişimcisi Ödülü, 2013 KAGİDER Yılın Kadın Girişimcisi Ödülü, yine aynı yıl ‘Barış için iş’ dalında NOBEL adaylığı...

Yazının devamı...