(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

"Özcan Çıkmaz" hakkında bilgiler ve tüm köşe yazıları Hürriyet Yazarlar sayfasında. "Özcan Çıkmaz" yazısı yayınlandığında hemen haberiniz olması için Hürriyet'i takip edin.
Özcan Çıkmaz

Özcan Çıkmaz

Beynimize Neuralink’le Uygulama İndirmek

28 Temmuz 2017

Neuralink nasıl çalışıyor?

 

Sinir dantelleri ağından oluşan Neuralink’in ürünü Neural Lace, bir çok sensörün (sinir protezleri), beyinden aldıkları sinyalleri bilgisayarlara taşıyarak, beyinle bilgisayarları birleştirmesi mantığı üzerinde çalışıyor.

 

Annelerimizin evde, her eşyanın üstüne olmazsa olmaz süsü olarak koydukları dantellerdeki her bir düğüm noktasını, birer nano sensör olduğunu düşünün!

 

Bu gözle görülemeyecek kadar küçük nano sinir dantelleri, şırıngayla aorttan enjekte edildiğinde, beynin bütün kıvrımlarını ve derinliklerini kaplayarak yerleşmektedir. Bu sayede ultra yüksek bir bant genişliğinde beyinden alınan ya da beyne iletilmesi gereken verilerin akışı başlayabiliyor.

 

Yazının devamı...

Yapay zekalar insanların anlamayacağı kendi dillerini yarattı

21 Temmuz 2017

Facebook, günlük hayatımızdaki kısıtlı fırsatlara olan ihtiyacımızın karşılanabilmesi için yapay zeka destekli pazarlık yapabilen chatbotlar geliştirmektedir.

Pazarlık bir dil ve mantık problemidir. Karşınızdakini rakip kabul ederek, hedefinize ulaşmak için ikna edici kelimeler ve mantıklama ile müzakere edersiniz.

Bu çerçevede pazarlık sadece alışverişi değil, günlük hayatımızda çiftlerin evde aynı saatte farklı program izlemek istemelerinden çocuğunuza brokoli yemeye ikna etmeye kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.

Bu botların, insanlar gibi pazarlık yapmayı, kodlarında olmamasına rağmen makine öğrenmesinin bir dalı olan Reinforcement Learning algoritmasıyla öğrendikleri belirtiliyor (daha fazla bilgi için bu konudaki yazımı okuyabilirsiniz).

Facebook, pazarlık davranışımızı chatbotlarda nasıl taklit ediyor?

İnsanlar, bazen pazarlıklarında satıcının dikkatini dağıtmak için başta asıl ürünle ilgilenmez, başka bir ürün üzerinde ise kabul edilemez bir pazarlık başlatarak sahte bir alma istekliliği gösterirler. Bu da satıcıda, alıcının lehine bir güven oluşturur. Alıcı, almak istediği gerçek ürüne yönelip yeni teklifi sunduğunda ise satıcı çoktan kabul etmiş olur.

Facebook’un verdiği örnekte, botlardan birinin asıl amacı şapka almak ancak vitrinde 2 kitap, 3 basketbol topu ve sadece bir şapka vardır. İki chatbot’a, bunları aralarında paylaşmaları istenir ancak ilk bota şapkayı mutlaka alması gerektiği anlatılır.

İlk bot, diğerinin dikkatini dağıtmak için toplarla şapkayı almak istediğini söyler ve yukarıda anlattığım taktiği uygular. Pazarlık sonucunda ise karşı tarafa 2 kitap ve bir basketbol topu vererek şapkadan daha fazlasını almayı başarır.

Yazının devamı...

Kuantum bilgisayarlarla yıldırım aşkınızın peşinde

14 Temmuz 2017

Peki ya koca İstanbul’daki herhangi bir mahalleden, başka bir ilden hatta dünyanın başka bir ülkesindense, onu nasıl bulacaksınız?

 

Normal bilgisayarlar bir bitle çalışır, yani iki olasılıktan bir tanesi geçerlidir, bu da 1 veya 0’dir. Sizin durumunuzda da, bütün insanları tek tek tarayarak karar vereceğinden, bu işlem çok uzun yıllar alabilir ve sevdanız da, bir romana sürükleyici bir konu olmaktan öteye geçemeyebilir.

 

Klasik bilgisayarların işlem hızları, içerdikleri transistörler oranında olduğundan, bize bir anda yapılmış gibi gelen işlemler, aslında birer birer yapılarak bir sonraki aşamaya geçilmektedir.

 

Ancak -273 derece soğuklukta izole edilen atomlar kullanılarak çalışan kuantum bilgisayarlarda buna artı olarak ikisinin de geçerli olduğu süper-pozisyon durumu bulunmaktadır.

 

Yazının devamı...

Simit parasına uzayın derinliklerine yolculuk

30 Haziran 2017

İnsanoğlunun diğer gezegenlerde yaşam dahil merak ettiği bir çok sorunun cevabı uzayın derinliklerinde keşfedilmeyi beklemesine rağmen, mevcut teknolojilerle bugüne kadar bu, bir hayalden öteye geçemedi.

Peki en yakın yıldız, bize ne kadar uzak?

Bize en yakın yıldız, Alpha Centauri ve İstanbul’a mesafesi de 4 ışık yılı yani 40 trilyon kilometre uzaklıkta! Öyle şu kadar futbol sahası uzaklıktayla dahi hayal edilebilecek mesafenin ötesinde! Ancak, insanoğlunun geliştirdiği en hızlı uçan hava aracıyla 30 bin sene sürdüğünü söylemek, belki mesafenin muazzamlığını anlamamızda yardımcı olabilir.

Eğer saniyede 15 km. hızla giden bir araç inşa edilseydi, Türklerin Anadolu’ya Malazgirt Zaferi’yle girişinden bugüne kadar geçen sürede hala varamamış, bir o kadar daha zamana ihtiyaç duyacaktık.

1977’de uzaya gönderilen Voyager 1 uzay aracı saatte 64.000 km. hızla yıldızlararası uzayda insanoğlunun bugüne kadar ulaştığı en uzak mesafede seyahat etmeye devam etmesine rağmen, onun bile varması 2000 yılı bulacak.

Peki ama nasıl daha hızlı gidebiliriz?

Bu konudaki ilk teorik proje Feeman Dyson tarafından ileri sürülen Orion’dı. Kimyasal yakıtın bu amacı gerçekleştirmek için yeterli olmadığını, atom bombası enerjisiyle hareket eden bir uzay aracına ihtiyaç duyulduğunu ileri sürmüştü. 300 bin nükleer bomba, uzayda birbiri ardına patlatılarak 130 yılda, dünyadan insanların, bize en yakın takım yıldızına taşınabileceğini ileri sürmüştü. Doğal olarak bu proje, günümüzde dahi bir hayalden öteye geçemedi.

Geliştirilecek kimyasal yakıtlı bir roketi, ışık hızına ulaştırabilmek için çok fazla miktarda yakıta ihtiyaç duyulmaktadır. Çok fazla derken de tüm samanyolundaki gezegenlerin ağırlığına eşit yakıt kastedilmekte!

Yazının devamı...

Yeni Başkan Adayımız Yapay Zekalar mı?

23 Haziran 2017

Devletlerden Büyük Fonların Yönetiminde Yapay Zeka

Bridgewater Associates, yönettiği 160 milyar dolarlık fonla dünyanın en büyük hedge fonudur. Şirket, yöneticilerinin duygusal oynaklıklarından dolayı yanlış kararlar vererek

zarara uğramamak için; insanları işten atmaktan yatırım kararlarına kadar bir çok yönetimsel görevi, önümüzdeki 5 yıl içinde geliştireceği yapay zekaya devredecek.

Dünyada 15 ülke hariç bütün ülkelerin merkez bankalarındaki rezervden daha büyük bir fonun, yapay zeka tarafından yönetilmeye başlanacak olması, devletlerin de yönetilebileceği öngörüsünü güçlendiriyor.

Makinelerin, GO Oyunuyla İnsanlığa Meydan Okuması

Dünyadaki toplam atom sayısı 1.33*1050 iken Go strateji oyununda yapılabilecek hamle sayısı ise 1.74×10172 ‘dir. Yani Go oyunda, dünyadaki tüm atom sayısından bile katrilyonlarca kat daha fazla olasılık var.

Bu nedenle de, satrançta, 1997’de Garry Kasparov’un IBM Deep Blue’ya yenilmesine rağmen; makineler bugüne kadar Go oyununda insanların karşısına çıkamıyordu.

Yazının devamı...

Robotların yeni evrimi, hazır mıyız?

9 Haziran 2017

Robotlar, arama kurtarma, uzay araştırmaları, sağlık, ulaşım ve daha bir çok alanda kullanılmaktadır. Bu alanda ki en önemli araştırma konularından biri de, donanımlarında bir sorun meydana geldiğinde mevcut görevlerini nasıl başarıyla tamamlayacaklarıdır!

 

Robot araştırmalarında bir devrim

 

27 Mayıs’ta Nature dergisinde yayınlanan bir makalede, Antoine Cully, Jeff Clune, Danesh Tarapore ve Jean-Baptiste Mouret isimli araştırmacılar, bir robotun bacağını kopartıp programında bulunan destekli öğrenme algoritmasıyla nasıl ilerlemeye devam ettiğini anlatan bir makale yayınladılar. Deneydeki robotları, ilk saniyelerde düşüp kalkmasına ve etrafında dönmesine rağmen; 27. saniyeden itibaren diğer bacaklarıyla, kendi kendine sıçrayarak ilerlemeyi öğreniyor. (izlemek için tıklayın)

 

Çalışma, robotik araştırmalarda büyük heyecan yarattı. Örneğin depremde, robotun bir çocuğu kurtarmaya çalışırken üstüne moloz düştüğünü ve parçalarından bir bölümünün işlevsiz kaldığını düşünün. Eğer o robotun işletim sistemine, destekli öğrenme programı entegre edilirse; meydana gelen krizde, saniyeler içinde sağlam parçalarıyla o çocuğu oradan nasıl kurtaracağını, kendi kendine öğrenerek kurtarma faaliyetine devam edebilir.

 

Yazının devamı...

Cep telefonunuza sızılıp, ah-vah etmemek için

2 Haziran 2017

Bilgisayarınızdaki bütün dosyalarınızı şifreleyerek fidye isteyen ve dünyanın bir çok ülkesinde hayatı felç eden WannaCry saldırısı, hepimize sonradan dövünmemek için şimdiden tedbir almamız gerektiğini çok güçlü bir şekilde hatırlattı.

 

NASIL BU KADAR ÇOK SALDIRI OLABİLİYOR?

 

Programların kodları yazılırken, iyi bir yazılımcının yazdığı her 1000 satırlık kodda, saldırıya açık ortalama 50 hatalı kod satırı bulunur; bu en üst düzey yazılımcılarda ise 5 civarındadır. Bugün kullandığımız bir çok programın on milyonlarca satır koddan oluştuğu düşünüldüğünde, bir hackerin tek yapması gereken, bu hatalı satırlardan sadece bir tanesini bulup sisteme sızmaktır.

 

Her 4 saniyede yeni bir saldırı türünün keşfedildiği günümüzde, bu hızla artan kötü amaçlı yazılımlara karşı, var olan siber güvenlik sistemleri, her zaman önleyici davranamıyor.

 

Yazının devamı...

Aklınız Hep Anne-Babanızda Kalıyorsa

26 Mayıs 2017

Anne-baba veya yaşlı sevdiklerimizi evde yalnız bırakıp bir yere gittiğimiz de, hepimiz farklı oranlarda pimpirikleniriz. “Acaba başına bir şey geldi mi, ya eve hırsız girdiyse, keşke şu akıllı televizyonu kullanabilseydi, …” gibi sonsuz olasılıklı tilkiler kafamızda dolanıp durur.

GOOGLE I/O 2017’DE DİKKAT ÇEKEN ÜRÜN

17-19 Mayıs’ta Google’ın Silikon Vadisindeki merkezi Mountain View’da, yeni teknolojilerini tanıttığı yazılımcı konferansı gerçekleşti. CEO’su Sundar Pichai’nin tanıtımını yaptığı ürünlerden biri de Google Home’du! Bu ürün şu anda her ne kadar İngiltere ve Amerika satılsa da, yakın zaman içinde Türkçe dil desteğiyle ülkemizde de satışı başlayacak.

Google’ın  yapay zeka destekli sesli asistanı artık evimizde bulunan neredeyse bütün cihazları kontrol etmenin yanında, 6 kişinin sesini de tanıyarak verilen komutları da yerine getirebilecek.

BİZE NE BUNDAN?

Özellikle de yaşlılar hızla gelişen teknolojiyi karmaşık buldukları ve o küçücük tuşlara basmakta zorlandıklarından, kullanmakta çok ciddi zorluklar yaşıyorlar. Annenizin oturduğu koltukta elinde belki de örgüsüyle “Google’cım şu benim facebook’u bi aç bakalım” ya da “ whatsapp’ı açta komsu Necla’ya bir mesaj atıcam”, “Klimayı biraz kısar mısın?”, “şu haberleri aç”, “Neşet Ertaş’tan bir türkü çal bakalım” gibi sonsuz isteklerde bulunabilir; sadece sesiyle internette sınırsızca dolanabilir ve okuyamadığı durumlarda asistandan okumasını dahi isteyebilir.

BUNLAR HARİKA DA, BU GÜVENLİK İŞİ NASIL OLACAK?

Yazının devamı...