(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

"Osman Müftüoğlu" hakkında bilgiler ve tüm köşe yazıları Hürriyet Yazarlar sayfasında. "Osman Müftüoğlu" yazısı yayınlandığında hemen haberiniz olması için Hürriyet'i takip edin.
Osman Müftüoğlu

Osman Müftüoğlu

Koşmaya izin mi çıktı?

7 Haziran 2017

KOŞUNUN UZUNU NEDEN SORUNLU

Koşmak genetik hafıza kaydımızda sadece “kısa süreli” faaliyetlerimiz için var. Koşmak genetik hafıza kaydımızda sadece “kısa süreli” faaliyetlerimiz için var. 

Bir şeyden kaçarken, birini kovalarken, ulaşacağımız yere ulaşmada zaman sıkıntısı çekerken kısa süreli koşuları insanlık tarihi boyunca hep yaptık. 

Bu koşular için de bize sadece kaslarımız, kirişlerimiz ve mitokondrilerimiz yardımcı olmadı. Her seferinde böbreküstü bezlerimiz de anında devreye girdi. 

Bize daha fazla “gaz verebilmek”, bizi daha fazla “motive” edip güçlendirmek için “stres reaksiyonlarını” devreye soktu, sistemlerimize kortizol ve adrenerjik hormon pompaladı.

Bu tür kısa süreli kortizol banyolarından zarar gördüğümüz söylenemez ama koşuyu uzatırsak, yani bu kısa süreli hormonal duşları “kortizol yağmurları” haline getirirsek, bedenimizde iyi şeyler olmaz. 

Yazının devamı...

Tansiyonum neden sık sık oynuyor?

6 Haziran 2017

 Kan basıncı ölçümlerinin taşınabilir tansiyon aletleri sayesinde kolaylaşması, tansiyon takibini sizin için de, bizim için de oldukça rahat hale getirdi.
Bu basit ve ucuz cihazlar sayesinde herkes kendi kan basıncını evinde kendi ölçebiliyor.
Bu iyi de arada bir “kafa karıştırıcı” durumlar da ortaya çıkabiliyor. Bunlardan biri de aynı gün içinde yapılan ölçümlerin bile farklılık göstermesi.
Aslında bu normal bir durum. Kan basıncımız bir günden diğer güne, hatta aynı gün içinde bile oynamalar gösterebiliyor. Bu oynamalar büyük tansiyon için (sistolik) 3-4, küçük tansiyon için (diasitolik) 2-3 cm/Hg civarında dahi olabiliyor.
Peki neden? Buyurun...
* Ayakta ve konuşurken yaptığınız ölçümlerde tansiyonunuzu daha yüksek bulabilirsiniz.
* Dinlenip uzanırken yapılan ölçümler ise daha düşük çıkar.

Yazının devamı...

Öksürmek kalp krizini önler mi?

5 Haziran 2017

Sağlığınızı bu bilgilerle yönetmeye de kalkmayın! Yoksa başınız fena halde belaya girebilir. Çünkü bu bilgilerin çoğu eksik, hatalı ya da çakma (!) şeyler. Önemli bir ayrıntı da şu: Bu öneriler “acil durumda yapılacaklar”dan biriyse daha da tedbirli olun. “İnternet doktoru” ile sorunlarına çare ararken, sağlık problemleri “Google Amca, Yahoo Teyze veya Yandex Bey”ile çözerken sağlığı daha da bozulan pek çok insan var. Bu gibi riskli internet önerilerinden biri bugünlerde pek gündemde. Herkesin birbirine gönderdiği o mesajda önce “Kalp krizine karşı nasıl önlem alırsınız?” diye soruluyor. Sonra da ardına ‘kısa bir hikâye’ eklenip önünüze dikkat çekici bir ‘çözüm’ konuluyor. Çözüm şu: Kalp krizine karşı öksürük! Bu mesaj Ertuğrul Özkök’e de ulaşmış. Birkaç gün önce beni aradı ve sordu: “Hocam, bu mesaj doğru mu?” Detaylar için buyurunuz…

ÖN BİLGİ

O MESAJDA NE YAZIYOR?

Önce mesajı bir gözden geçirelim…

“Diyelim ki saat 18.15 ve zorlu bir iş gününden sonra arabanızla (yalnız başınıza) eve dönüyorsunuz. Gerçekten yorulduğunuz, sıkıldığınız ve çileden çıktığınız bir gününüzdesiniz. Birden göğsünüzde başlayıp kolunuza ve çenenize doğru ilerleyen şiddetli bir ağrı. Evinize en yakın hastaneden sadece 10 km uzaklıktasınız, fakat o mesafeye bile ulaşıp ulaşamayacağınızdan emin değilsiniz. Ne yapabilirsiniz? Kalp masajı konusunda belki eğitim de almıştınız ama size öğreten şahıs, muhtemelen bu masajı kendi kendinize nasıl yapabileceğinizi öğretmedi… Son zamanlarda bir sürü insan kalp krizine yalnız başınayken yakalanmaktadır. Yardım olmaksızın, normal kalp atışı bozkardeş ve baygınlık hisseden bir insanın bilincini yitirmeden önce sadece 10 saniyesi vardır. Bu durumda kalan şahıslar kendilerine, devamlı ve şiddetli bir şekilde öksürerek yardımcı olabilirler. Her öksürükten önce derin bir nefes alınmalı ve öksürük sanki göğüs derinliğinden balgam çıkarmak istercesine derin ve uzun olmalıdır. Derin nefes alma ve öksürük, yardım gelene ya da kalp normal ritmine geri dönene kadar, durmaksızın her iki saniyede bir olacak şekilde devam etmelidir. Derin nefes alma akciğerlere oksijen ulaştırırken, öksürük hareketi kalbi sıkıştırarak kanın dolaşımını sürdürür. Kalp üzerindeki sıkıştırma hareketi aynı zamanda kalbin normal ritmine dönmesine de yardımcı olur. Bu şekilde, kalp krizine maruz kalan kişi, kendisini bir hastaneye ulaştırabilir.”

DOĞRU BİLGİ

KRİZDE ÖKSÜRMEK HAYATA DÖNDÜRÜR MÜ YOKSA ÖLDÜRÜR MÜ?

Ertuğrul Özkök’ten gelen mesajı alınca önce Kardiyolog Dr. Murat Kınıkoğlu’nu aradım. Dr. Kınıkoğlu özetle şunları anlattı: “Öksürürken göğüs boşluğu içindeki basınç artar, bu da beyne giden kanın bir-iki saniye süreyle artmasına neden olur. Aynı şekilde hastada bir ritim bozukluğu varsa (fibrilasyon veya taşikardi) öksürmek –küçük bir ihtimalle- ritmi düzeltebilir. Ancak öksürmenin olumsuz etkileri olumlu etkisinden fazladır. Bir kere “öksürük senkopu” dediğimiz bir şey vardır, öksürmek bizatihi kendisi bayılmaya neden olabilir. Kalp krizi nedeniyle tansiyonu zaten düşme eğiliminde olan bir kişiyi daha da riske sokmak demektir. Daha önemlisi öksürme çabası bir efor gerektirir. Kalp krizi geçiren bir kişide kalbin yükünü azaltmak gerekirken gereksiz yere öksürmeye zorlamak yangına benzin dökmek olur. Bu tip konularda internette ahkâm kesmeden önce saygın bilimsel kuruluşların ne dediğine bakmak gerekir.

Yazının devamı...

Üzüm çekirdeği mi zerdeçal mı

3 Haziran 2017

 Üzüm çekirdeği çok güçlü bir antioksidan. Mükemmel bir damar dostu. Damar yaşlanmasının etkili frenlerinden biri. Bu sayede kalp krizi ve felç olasılığını önemli ölçüde azaltıyor.
Ayrıca mükemmel bir cilt dostu. Kolajen üretimini destekliyor, cilt yaşlanmasına karşı da adeta bir el freni görevi üstleniyor.
Zerdeçala gelince... Onun marifetlerini sanırım hepimiz çoktan öğrendik. Özellikle iltihap baskılayıcı gücünün farkına çoktan vardık. Damar dostu, bellek destekleyici ve eklem yaşlanmasını engelleyici güçlerini de çoktan öğrendik.
Peki ne yapmalı?
Aktara gidip taze üzüm çekirdeği ve zerdeçal alıp evde üzüm çekirdeği ve zerdeçal tozu üretmeli (blender veya kahve değirmeni işinize yarayabilir). Yarım bardak yoğurda bir çay kaşığı üzüm çekirdeği, bir tatlı kaşığı toz zerdeçal ve bir tutam karabiber ilave edip üzerine bir çay kaşığı kadar sızma zeytinyağı ilave ettikten sonra karıştırıp her gün afiyetle yemeli. 

Uzamış keder hasta eder

Hepimiz can sıkıcı sorunlar, üzücü problemler, kayıplarla karşılaşabiliyoruz. Bu süreçler ruhsal dünyamıza “keder” duygusu olarak yansıyor.

Yazının devamı...

ilaç kullanmanın da bir adabı var

2 Haziran 2017

Peki bu iş nasıl yönetilmeli?
“Minimum zarar, maksimum yarar” ilkesi ilaç konusunda nasıl sürdürülmeli?
Daha önce de yazdım: İlaçlar iki tarafı keskin bıçaklar.
Faydaları da var, yan etkileri, hatta zararları da.
Eğer “dikkatli” kullanılırlarsa genelde ciddi bir sorun ortaya çıkmıyor.
Prensip olarak da ilaç kullanmak zorunda kalan herkesin ve o ilacı yazan her doktorun bu süreci ciddiye alması gerekiyor. Bu ciddiyet öncelikle bilgilenmekten yani o ilacı usulüne göre kullanmaktan geçiyor.
“Peki, nedir o usuller, o adaplar?” diyorsanız buyurun...

10 maddede ilaç kullanma kılavuzu

Yazının devamı...

Zeytin mi hurma mı?

1 Haziran 2017

 Her ramazan tekrarladığımız bir yanlış var. Bu güzel ayı her yıl bir “yeme içme festivali” haline getiriyoruz. Oysa onun kendi ritüelleri, yüzlerce yıllık gelenek ve görenekleri içinde böyle bir şey yok.
Tam tersine merkeze “nefis terbiyesi” konulduğundan “daha çok”a değil, “daha az”a odaklanmanın hedeflendiği, bedeni değil ruhu beslemenin öncelendiği bir zaman dilimi bu ay.
Bu yıl da “beden ve ruhu iyileştirme” konusunu bir kenara bırakıp yine aynı telden çalmaya, “ne yiyelim içelim” tartışmaları yapmaya başladık.
Bu yıl gündemimizde pide, hurma ve zeytin var. Önce pideden başlayalım.
Eğer insülin direnci, obezite, şeker hastalığı, glüten intoleransı veya glüten alerjisi gibi ciddi bir sağlık probleminiz yoksa orucunuzu bir parça sıcacık pide ile açmanızda herhangi bir sakınca olmayacağı kesindir.
Hurma ile oruç açmamak gerektiği iddiasına gelince...
Doğrudur, hurma glisemik yükü güçlü bir besindir.

Yazının devamı...

Çikolata ömrü uzatıyor mu?

31 Mayıs 2017

 Bilindiği gibi yüzde 70’in üzerinde kakao içeren bitter çikolatalar daha çok antioksidan, proantisiyanidin ve bol bol polifenol içeriyor. Yüzde 80-90’lık bir bitter çikolatanın 25-30 gramında bir fincan yeşil çaydan 2-3 kat daha fazla antioksidan güç var.
İşte bu antioksidan güç kanserleri önlemede, iltihabi süreçleri frenlemede oldukça etkili.
Kısacası maharet çikolatada değil, çikolatanın içindeki kakaonun yoğunluğunda.
Aklınızda olsun: Çikolata bitter olunca kalorisi de düşüyor, tok tutucu ve iştah kesici etkisi ise zirveye çıkıyor.
Ama siz yine de şunu sakın unutmayın: Çikolatanın süt ile karıştırılması, içine palmiye yağı, şeker vb. eklemelerin yapılması bu gücü sıfıra indirebiliyor.
Hatta onu zararlı besinler kategorisine bile sokuyor.
Peki ne yapmalı?

Yazının devamı...

Meyve karşıtı kampanya

30 Mayıs 2017

 Früktoz tartışmaları mısır nişastasından elde edilen “çakma früktoz”un yani “nişasta bazlı früktoz”un zararları anlaşıldıktan sonra başladı.
Tamam, bazı meyvelerde fazlaca früktoz var. Tamam, früktozun fazlası karaciğerimizi yağlandırıyor. Tamam, früktozdan zengin beslenme kanda şeker, insülin dengesini bozarak bize kilo aldırabiliyor.
Ama sadece içindeki doğal früktoz nedeniyle meyvelerden vazgeçmemiz de gerekmiyor.
Ayrıca meyvelerin yoğun posa yapısı sayesinde içlerindeki früktozun kana daha yavaş ve daha kontrollü karıştığı da kesin.
Peki ne yapmalıyız? Yanıtları aşağıdaki kutuda özetledim.

Meyve yemek için8 mühim sebep

◊ Meyveler tıka basa vitamin ve mineral yüklü. Özellikle C vitamininin, B vitaminlerinin ve potasyum, magnezyum gibi minerallerin en zengin kaynakları meyveler.

Yazının devamı...