(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

"Rüştü Reçber" hakkında bilgiler ve tüm köşe yazıları Hürriyet Yazarlar sayfasında. "Rüştü Reçber" yazısı yayınlandığında hemen haberiniz olması için Hürriyet'i takip edin.
Rüştü Reçber

Rüştü Reçber

Böyle giderse seneye de şampiyon

29 Mayıs 2017

Futbolun şakasının olmadığını en iyi bilen isimlerden biridir Şenol Hoca. Takımı hazırlayışı ve motivasyonuyla ön plana çıkmasıyla ustalaşan başarılı teknik adam dün her şeyin karşılığını aldı.

Takımı maçın başından itibaren sahaya koyduğu ağırlıkla şampiyonluğu hak ettiklerini taraflı tarafsız herkese gösterdi. Antep düşmemiş olsa bile dünkü Beşiktaş’ın elinden hiçbir takım kurtulamazdı. Biraz oyundan bahsedecek olursak güçlü ve istekli bir Oğuzhan gerçekten fark yaratıyor. Kaptanlığın verdiği sorumluluğun ne demek olduğunu dün gösterdi. Her geçen gün seyir zevki artıyor.

HOCA BÜYÜK BİR USTA

Bütün futbolcuların istekli oluşu zaten en önemli noktaydı. Güç ve kalite farkı da eklenince tartışmasız bir favori olarak karşımıza çıkıyor Beşiktaş.

Burada tabii ki aslan payı Şenol Hoca’nın. Bir takımı idare etmek kolay değildir. Ama hepsini performans olarak yukarıda tutabilmek başlı başına bir teknik adamlık ustalığıdır.

Şöyle bir gözümüzü kapatıp geriden günümüze kadar bakarsak az süre bulanların, oyuna girdikten sonraki performansları, sürekli oynayanların aynı seviyede kalabilmesi ve en önemlisi hır-gür çıkmadan bu işleyişin devam etmesi Şenol Hoca ve teknik heyetin başarısıdır.

Beşiktaş taraftarının desteği, yönetimin son derece doğru ve iyi bir şekilde hareket etmesi başarısının arkasındaki diğer etkenlerdi.

Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da iddia ediyorum, doğru transfer planlaması olursa,

Yazının devamı...

Her şey güzel taraftar eksik

28 Mayıs 2017

İlk yarıda daha ön plana çıkan, alışılımış oyununun dışında bir çizgi ortaya koyan; hem top sahip hem rakip sahada çokça görünen bir Fenerbahçe vardı.

Trabzonspor ise, beşincilik için çekiştiği Antalyaspor’un Kasımpaşa’yı  yenmesinden o kadar çok etkilenmiş ki, ilk yarıda adeta yokları oynadı.

Josef’in oyuna hızlı başlaması, Hasan Ali’nin şutu ve bütün bunlara Onur’un zamanlama ve müdahale hatası eklenince ofsyattaki Sow, Fenerbahçe’nin golünü attı.

Trabzonspor’un etkili geldiği tek ataksa ilk devrenin sonundaki Dame N’Doye ile bulduğu pozisyondu. Ancak bu pozisyonda da Volkan Demirel, gole geçit vermedi. Zaten Volkan, Fenerbahçe’nin dün gece en iyisiydi.

SERİ 21 SENEYE ÇIKTI

İkinci devreyse sahada bambaşka bir Trabzonspor vardı. Soyunma odasındaki uyarıların devamında Ersun Hoca’nın sahadaki müdahaleleri, 15 dakikalık bir fırtına estirdi. Bu sürede de Bero ile Trabzonspor golü buldu. Trabzonspor, son 20 sezondur yenemediği Fenerbahçe’yi belki de yenme şansını dün akşam bir çok kez yakaladı. Gerek son vuruşlardaki beceriksizlik gerek Fenerbahçe defansının müdahaleleri ve gerekse de Volkan’ın dokunuşları sarı lacivertlilerin kaybetmeme serisini 21 sezona çıkardı.

Şundan eminim ki yukarıda yazdığım gibi bugün sahada taraftar olsaydı ortaya çıkan futbolun zevkini daha çok alacaktık. Taraftar kırgın olabilir, kızgın olabilir, takımına küskün olabilir hatta yöneticisine de küskün olabilir, ama gerçek olan şu ki iyi günde kötü günde hep takımının yanında olmalıdır.

Kadıköy

Yazının devamı...

 Futbol böyle bir şey: Acımasız ve adaletsiz

8 Mayıs 2017

İKİ takım için de stresi, baskısı ve önemi büyük bir maçtı. Önemli olan bunu sahada en iyi kavrayıp, futbol felsefesini doğru biçimde yansıtabilmekti. Ve görüldü ki, maç öncesi iki takım için de öngörüler gerçekleşti. Maçta belirleyici olacak takım Beşiktaş’tı. Siyah beyazlıların bu sınavın üstesinden nasıl geleceği merak konusuydu. Fenerbahçe ile oynanan kupa maçının Beşiktaş’a bir rehber olduğu gerçeğini dün gece gördük.

İLK 15’TEN SONRA AÇILDI

Kontrollü ve dengeli geçen ilk 15 dakika sonrasında gerçek kimliğine bürünen bir Beşiktaş takımı izlemeye başladık. Quaresma bu dakikadan sonra sazı eline aldı ve tabiri caizse çaldı! Bütün pozisyonların başlangıcında ve devamında hep onu gördük. Fenerbahçe’nin sol tarafını o kadar zorladı ki, ve nihayetinde de golü attırmayı başardı. Bu golün etkisini ikinci yarıdaki Beşiktaş oyununda gördük. Tamamen oyunun hakimiyetini ele geçiren Beşiktaş, hep ikinci golü kovaladı.

Kovalamasındaki en büyük neden de temposu düşük oyunlarda F.Bahçe’nin hiç umulmadık anlarda gol atabilme özelliğini bilmesiydi. Bu yüzden çok çabaladı ama, hem Volkan hem de F.bahçe defansının son müdahaleleri 2. gole engel oldu.

Futbolun ne kadar acımasız ve adaletsiz olduğunu dün bir kez daha gördük. Fabri ve Marcelo’nun hatasından gelen gol, tıpkı yıllar önce bir G.Saray-F.Bahçe maçında, sarı lacivertli defans ve kaleci Volkan Demirel’in hatasıyla gelen Nonda golü gibiydi.

ALKIŞLAR QUARESMA’YA

QUARESMA, şampiyonluğu ne kadar istediğini bizlere gösterdi. Maçın başından sonuna kadar Beşiktaş’ın hem sahadaki lideriydi hem de yöneten ismiydi. Ki, bu çabalarının neticesini alamamış olsa bile dünkü futbolu alkışı hak etti.

TOLGAY ATILMALIYDI

Yazının devamı...

 Sakin-Sabırlı-Hızlı

7 Mayıs 2017

BEŞİKTAŞ-F.Bahçe maçını klasik bir derbiden çok daha önemli hale getiren olay; geçen hafta siyah beyazlıları mağlup eden Başakşehir’in, dün de Antalyaspor’u yenmesi. Bu derbi Beşiktaş için gerçek bir virajı dönme maçı oldu. Eğer dönemezse lig yeniden başlar. Gelinen noktada iki büyük takımı farklı şekillerde değerlendirmek gerekiyor...

 BEŞİKTAŞ NASIL KAZANIR?

DOĞRU POZİSYON ALMALILAR

- HER şey sahada soğukkanlı olmak ve gerginlikten uzak durmakla alakalı. Bunu yapmak işin yüzde 50’si demek. Nasıl oynamaları gerektiğine gelince...

- Sabırlı ama coşkulu, agresif ama sakin olmalı. Bunların yanı sıra hızlı oyunlarına daha bir hareketlilik katmalı ve doğru pozisyon almalılar.

- Hızlı futbollarına bu dediklerimi de eklerlerse Fenerbahçe’nin takım savunmasındaki dengesini bozabilirler.

FENERBAHÇE NASIL KAZANIR?

HÜCUMA ÇABUK ÇIKMALI

Yazının devamı...

 Hedefe doğru ilerliyor

1 Mayıs 2017

Fakat 14’üncü dakikada Şener’in hatasından gelen gol, dengeleri bir anda değiştirdi. Golden sonraki 10 dakikalık süre içerisinde bocalayan taraf Fenerbahçe oldu.

Fenerbahçe, sakat ya da cezalı olan önemli oyuncularından yoksun çıktı sahaya. İlk yarı itibarıyla sahaya baktığımız zaman, Aatıf’ın hareketli ve enerjik temposu, Alper’in istekli ve dikine futbolu ile sürekli soldan bindirerek bu oyunculara eşlik eden Hasan Ali, en etkili isimlerdi Fenerbahçe adına. Fakat, ne hikmetse Fenerbahçe iyi oynadığı bu bölümde istediği pozisyonları üretemedi.

RİZE’Yİ ATEŞE İTTİ

Erken gol atan Sow’un ileri uçtaki hareketsiz oyunu, alan açılmasının önüne geçti. Ki, açılan alanları da dolduracak futbolcular dün günündeydi aslında.

Rizespor, dakikalar 66’yı gösterirken öyle bir gol kaçırdı ki bu, maçın skoru kadar Rizespor’un da ligdeki geleceğini etkileyen bir pozisyon oldu. Kweuke, kaleci Fabiano ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda, kimileri ‘Kweuke kaçırdı’ der, kimileri ‘Fabiano kurtardı’ der, neticede golü atamadı. Kaçan bu golün Rizespor adına ne kadar çok şey ifade ettiğini maç bitiminde oyuncuların yüz hallerinden gördük.

Hikmet hoca, dün son dakikada kırmızı kart gören Saadane’yi maçtan sonra soyunma odasında düzgün bir üslupla azarlamıştır. Böyle bir basit hatayla oyundan atılmanın cezasını, sadece maçın başındaki golde gördüğümüz Sow kesti. Bu gol Fenerbahçe’nin kazanma alışkanlığını devam etmesini sağlarken, Rize’yi de çıkılması güç bir ateşin içine itti.

Yazının devamı...

İnanılmaz derbi Barcelona'nın

24 Nisan 2017

REAL Madrid için dün önemli olan Barça’ya yenilmemekti. Barça’nın ise tek şansı vardı, o da kazanmak... Ki böylece şampiyonluk yarışına tekrar ortak olabilecekti. Son yılların en zevkli, en çekişmeli, belki de en mükemmel El Clasico’larından birini izledik. Heyecanın, gerilimin, stresin ama en önemlisi futbolun tavan yaptığı bir maçtı. Neymar’dan yoksun olan Barcelona beklentileri karşılaması beklenen isimler Messi ve Suarez’di. Dün Suarez gol atamadı ama gollerdeki etkili pozisyon alışları ile öne çıktı. Fakat Messi hem başladı hem devamını getirdi hem de son dakikada maçın skorunu belirledi.

REAL YiNE DE AVANTAJLI

Real Madrid 10 kişi kalmışken bile beraberliği yakaladı fakat kalan 3-4 dakikada yorgunluğun vermiş olduğu etki ile gelen Barça’nın üçüncü golüne engel olamadı. Avantajı halen devam eden Real Madrid kalan haftalarda galip geldiği müddetçe şampiyon olacaktır. Barcelona ise alınan bu galibiyetle Juventus yenilgisinin acısını unutturup kalan haftalarda hem kazanacak hem de Real’in puan kaybını bekleyecek ki mutlu sona ulaşsın.

Zidane takımını çok iyi yönetti, hamleleri çok yerindeydi, tek önüne geçemediği ise takımının yorgunluğuydu. Luis Enrique kulübesi zayıf olsa bile sahadaki futbolcularının karakterli oyunuyla 3 puanı alarak El Clasico tarihine geçti.

GOLLER

Dk.12 Casemiro 1-0
Dk. 33 Messi 1-1

Yazının devamı...

TRİBÜN BOŞ ONU ANLADIM DA...

10 Nisan 2017

Karşılaşmanın başlamasına dakikalar kala şöyle bir etrafıma baktım ve boş tribünleri içim cızladı. Halen hedefi olan F.Bahçe’nin böylesine yalnız kalmasına üzüldüm. Bir zamanlar Dereağzı’nda, durumlar kötü de iyi de olsa maç günü stattan gelen tezahürat sesleriyle uyanırdım. Ama maalesef dün sadece müzik sesi vardı. ‘Acaba neden böyle’ diye kendi kendime sordum. Son yıllardaki futbola olan ilgisizlik mi yoksa F.Bahçe’nin başarısızlığı mı?

POZİSYONSUZ DEVRE

Maçın ilk yarısına baktığımız zaman Akhisar’ın 1 puan için geldiğini ama bir taraftan da F.Bahçe’yi yenebilme umudu taşıdığını olduğunu gördük. Fenerbahçe ne hızlı bir şekilde rakip kaleye gidebiliyor ne de organize bir atak geliştirebiliyordu. Bizi heyecanlandıracak tek pozisyon yoktu. Lopes’in kornerden gelen topa müdahalesiyle gelen F.Bahçe golü ilk yarıyı sarı lacivertlilerin önde kapatmasını sağladı. Volkan kendisine her top gelişinde oyunu hızlı başlatmak için arkadaşlarına pas veriyor ama her pası bir şekilde tekrar kendisine geliyor ise o zaman F.Bahçe’de yanlış giden çok şeyler var demektir!

Volkan sağa sola pas vermektense direkt meşin yuvarlağı uzun göndersin ki bari F.Bahçe topu ileri taşımış olsun. Şunu da belirtmek gerek: sorumluluk almayan futbolcular takımda ne kadar fazla olursa Volkan’ın çabaları da hep boşa çıkar!

ORTAKLAŞA HATA

İkinci yarının başlarında Kjaer-Volkan ortaklaşa hatasından gelen Akhisar sayısı bizleri “F.Bahçe acaba nasıl gol atacak?” sorusunu sormaya itti. Oluşan bir karambol sonrası Souza’dan gelen gol ve son dakikada Lens’in sayısı F.Bahçe’ye 3 puan kazandırdı. “Önemli olan 3 puan mı yoksa oynanan oyun mu?” diye soracak olursak Advocaat elbette “3 puan” der. Çünkü bir hedefi var: Şampiyonlar Ligi’ne katılabilmek. Ancak spor sever olarak 90 dakika boyunca tribünde hiç heyecanlanmamışsam o zaman maçın başlangıcında düşünüp düşünüp bulamadığım cevabı bulurum!

 

Yazının devamı...

Kazanan da kaybeden de mutlu

9 Nisan 2017

 Biri ikinci yarının puan lideri, diğeri oynadığı futbol ile ligin lideri. İki takım da rakiplere korku veren yönleri ile maç öncesi birbirlerinde tedirginlik yaratmıştı. Maç başladığında şunu gördük: Trabzonspor ister istemez Beşiktaş’ın oyundaki hakimiyetini kabul etmiş ve oyunu geride kurmuştu. Maça adeta golle başlayan Beşiktaş’ın oyunu kontrolü Atiba-Tosic hatasıyla oluşan pozisyonda Okay’ın golüyle son buldu. O dakikadan sonra Trabzonspor’da bir değişim oldu, sanki ‘Bari oynayarak kaybedeyim’ dediler. Ve hakikaten oynayarak kaybettiler. 2-1 geriden gelip 3-2 öne geçtiler ama karşılarında iç saha-dış saha bilmeyen ve hep aynı oyunu oynamaya çalışan, bununla da rakipleri ürküten Beşiktaş vardı. Sonrası: Onur’un hatasıyla gelen Talisca golü ve arkasından gelen son dakikadaki Atiba sayısı... Bu sezon dört büyükler arasında oynanan maçların en zevklisini izledik. Sonuçta gülen taraf Beşiktaş oldu.

SAVUNMADA ZAAFİYET

Beşiktaş’taki en büyük sorun şu: Deplasmanda dört gol atıyorsunuz ama üç gol yiyorsunuz! Bu yenen gollerdeki pozisyon hatalarının dikkatle incelenmesi ve önlem alınması gerekir. ‘En kuvvetli yanı orta alanı’ dediğimiz Beşiktaş özellikle son yarım saatte büyük zaaflar verdi.

Trabzon, öne de geçtiği bir maçta kaybetmenin üzüntüsünü yaşadı, ama bordo mavili taraftarların mutlu ayrıldığını gördük. Zaten Trabzon camiası yense de yenilse de sahada böyle bir takım görmek istiyordu. Dün bu noktaya gelindiği çin maç sonu alkış tufanı vardı. Büyük avantaj yakalayan Beşiktaş, Başakşehir’in G.Saray’la oynayacağı maçı bekleyecek. Bu maçı unutup Avrupa’ya kilitlenecek çünkü tüm Türkiye’nin beklediği bir Lyon maçı var. Beşiktaş’ın bu maçta dikkat etmesi gereken tek şey dünkü defansif zaafiyetleri tekrar etmemek olacak. Eğer bu yanlışlardan kurtulmazsa Lyon’daki ilk maçta hüsran yaşayabilir.

Yazının devamı...