- Bunları sormayayım mı?
Sorun.
Her gün sorun.
Ama kontrollü darbe demeyin.
*
Kontrollü darbe şöyle olur.
Hükümet, bir kısım komutanla anlaşır.
Ve roller paylaşılır.
İngiliz dostlarımıza Türkiye’den tavsiye: (Tecrübe konuşuyor)
- Eve kapanmayın, sokağa çıkın, daha çok çıkın, normal hayatınızı yaşayın.
Aksi halde teröre teslim olmuş olursunuz ki, zaten istenen budur.
*
İtalya’daki paniğe ne dersiniz? İnsanlar bir patlama sesi duyunca kaçışırken birbirini ezmişler. Binbeş yüz yaralı var.
- Tecrübesizlik işte.
Bu durumlarda ne yapılması gerektiğini, Avrupalı bilmez... Bilmiyor.
Belki bunu öğretecek uzmanları da yok.
Adam - mesela - Milliyetçidir ama demokrat değildir.
Demokrattır ama sosyal değildir.
Sosyaldir ama adaletçi değildir.
Adaletçidir ama mesela Cumhuriyetçi değildir. Cumhuriyetçilik de yetmez, acaba laiklik yanlısı mıdır?
****
Kimin ne olduğu, neci olduğu, alnında yazmıyor. Zaten merak eden de yok. Siyasi tercihler kalkmış, sağ-sol duvarı yıkılmış, siyasi yelpaze dümdüz bir çizgiye dönüşmüştür.
Bütün mesele:
- Ya bizdensin, ya onlardan.
.........
Onların yüzünden onbinlerce insan perişan. Onların yüzünden binlerce insan şaibe altında. Onların yüzünden sayılarını bilmediğimiz kadar gazeteci, hukukçu, eğitimci, siyasetçi tutuklu, bir o kadarı da kaçak olarak gurbette.
Ayrıca 250 şehit, binlerce de gazi.
***
Siz nasıl insanlarsınız?
Savaşa girmiş olsaydık, sizlere güvenerek mi girecektik?
Tek merakınız, meğer darbecilik’miş ama onu bile beceremediniz.
.........
Yani bu baldırı çıplaklar, savaş sanayii’nde uzmanlaşmış kapital sahipleri mi? Hayır.
Silahların nerelerden geldiği belli.
***
Sadece Kato ve Cudi Dağı hattındaki malzeme bile, bir orduyu donatacak kadar.
Buna bir de Suriye-Irak hattını ekleyin.
Zaten gizli kapaklı ne kaldı?
ABD “Sevkiyat başlamıştır” diye davul zurna çalıyor.
Ne başlaması?
Bu devirde kölelik olur mu? Hem de âzad kabul etmez kölelik?
*
Terbiye ve saygı başka, emir kulluğu başka...
Hiyerarşi başka, uşaklık başka.
Mevki farkı başka, şahsiyetsizlik başka...
İtaat bile yasal bir çerçeveye dayanır. Biat ise insanı yerlerde süründürür.
*
Nereden aklıma geldi?
Böylece tecrübeyle dinamizmi sürekli birleştirirler.
15 yıllık genç bir parti olan AK Parti bile aynı yolu benimsiyor, metal yorgunluğu diyerek kendini yenilemeye çalışıyor. Taze bir başlangıç yapmak istiyor.
***
Peki, 90 yıllık CHP, bu ihtiyacı hissetmiyor mu?
Türkiye’nin ezici çoğunluğu Atatürkçü’dür.
Buna rağmen Atatürk’ün partisi niye yüzde 25’lere takılıp kalmıştır?
Niye?
Merak eden yok mudur?
Kontrol böyle mi olur?
***
Zaten duruşmalara baksanız, sanırsınız ki darbe girişimi diye bir şey olmadı.
Biz 15 Temmuz gecesi rüya gördük.
Rütbeli bütün sanıklar, koro halinde masum olduklarını iddia ediyorlar: “Fetö de neymiş bu ismi ilk defa duyuyorlarmış.”
Haklılar.
Ben de olsam öyle konuşurum.
Nasılsa arkamda
