(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

"İsmail Er" hakkında bilgiler ve tüm köşe yazıları Hürriyet Yazarlar sayfasında. "İsmail Er" yazısı yayınlandığında hemen haberiniz olması için Hürriyet'i takip edin.
İsmail Er
Kartal'ın lideri yok!
7 Temmuz 2014

Geçen yıl son maçlarda oynatılan Kerim, Gökhan Töre’yi aratmadı. Ancak Biliç yeni dönemde asıl sıkıntıyı defansta yaşayacak gibi...
Biliç’in ‘Sivok takıntısı’ tehlikeli... Defansta ciddi bir stoper ihtiyacı göze batıyor.

Orta alanda oyun kurucu, lider oyuncu yok. İleride, Mustafa’ya yardım edecek güçlü bir golcü gerek. Kadro şu an için yetersiz. Fernandes ve Almedia’nın boşluğu doldurulmalı.

Yazının devamı...
Kırkpınar güreşleri ruhunu teslim ediyor
23 Haziran 2014

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ile Türkiye Finans desteği olmasaydı Tarihi Kırkpınar Güreşlerinin adı duyulmazdı. Dünya tarihinde örnek gösterilecek organizasyon arasında bulunan Kırkpınar Güreşlerinde geçmiş yıllardaki gibi heyecan fırtınası esmedi.

Protokolde Edirne Valisi Dursun Ali Şahin, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu , Beşiktaş eski Asbaşkanı Levent Erdoğan'ın olması Kırkpınar'a katılanları ve izleyenleri bir nebze olsun heyecanlandırdı.

İLK 8'DE NEFESLER KESİLDİ

Kırkpınar'da ilk 8 güreşçi arasında Osman Aynur, Abdullah Güngör, Orhan Okullu, Serhat Balcı, Recep Kara, İbrahim Şoraman, İsmail Balaban ve Fatih Atlı final için unanılmaz bir gayret sarfettiler. Çeyrek finalin favorisi gösterilen Mehmet Yeşil Yeşil'in İsmail Balaban ile olan karşılaşması izleyenlerin adrenalini arttırdı. Recep Kara çok savaştı, Osman Aynur mücadele etti, Serhat Balcı'nın taktiği ter attı, İbrahim Şoraman'ın atakları nefesleri kesti. z

ÖDÜL OLARAK KİSPET VERİLDİ

Türkiye’nin öncü katılım bankası Türkiye Finans desteğiyle bu yıl 653. kez düzenlenen tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde galibiyeti göğüsleyen Fatih Atlı, Baş Pehlivan unvanının sahibi oldu. Olimpiyatlardan sonra dünyanın en uzun geçmişe sahip spor etkinliklerinden biri olan tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde Altın Kemer’e layık görülen Fatih Atlı’’nın yanı sıra İsmail Balaban ikinci, Recep Kara ve Abdullah Güngör ise üçüncü oldu. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’ne desteğini sürdüren Türkiye Finans, bu yıl 14 kategoride dereceye giren pehlivanlara kispet hediye etti.

GÜREŞ FEDERASYONU SINIFTA KALDI

Osmanlı'dan kalan tek ata sporu mirası Kırkpınar güreşlerinde Güreş Federasyonu sınıfta kaldı. Çünkü sponsorlar arasında vizyon olarak silindi. Çünkü Güreş Federasyonunu yöneten Hamza Yerlikaya ile kurulları tamamen minder güreşinden gelmişti. Minder ve salon sporu ile Kırkpınar Güreşleri arasındaki genler tamamen oynanmış. Kırkpınar'a puanlama sustemi getirilmesi hem izleyenleri hemde mücadele edenlerin ruhunu sıktı. Karkpınar'ı salonlara çekme zihniyetinde olan Güreş Federasyonu bu kararından acilen vazgeçmeli ve Osmanlı tarihinin kültür ve spor mirasını gerçek şekline döndürmeli.

EFSANELER ÇAYIRDIŞINA

Kırkpınar'ı minder güreşçisi zihniyeti ile yönetenler tarihi organizasyonda bugüne kadan yer alan tüm eski güreşçileri silmişler, İlgiyi bırakın bir bilet vermeyi bile önemsememişler. Er meydanında bir çok zaferlere imza atanlar sokak sokak bilet aramaya mecbur bırakılmışlar. Güreş Federasyonunun böylesi efsane oyunculara sahip çıkması gerekirken başıboş bırakması genç güreşçiler arasında tepkiye neden oldu.

İYİKİ EDİRNE BELEDİYESİ VAR

Edirde Belediye Başkanı geçmiş dönemden içi boşaltılmış bir kurum aldığından kısıtlı imkanlarla tarihi Kırkpınar'a elinden geldiğince destek oldu. Şartlar ne olursa olsun Osmanlı eserlerine sahip çıkan Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan'a gösterdiği misafirperverlikten dolayı teşekkür ederken Spor Bakanlığının, Güreş Federasyonunun ata yadigarı spora olan ilgisizliğinide soruşturması gerekir. Geçmişte Spor Bakanı Suat Kılıç'ın gösterdiği performansı maalesef yeni Spor Bakanı gerçekleştiremedi ya araştırmadan yada bilgisizlikten Kırkpınar'da sınıfta kaldı.Gelecekte Edirne Belediyesi ve sporsor Türkiye Finans olmazsa ata sporu ruhunu teslim eder. Benden söylemesi. Ya Başkanımız R.Tayyip Erdoğan bu işe el atmalı yada bu işi gerçek Kırkpınar güreşçilerinin eline bırakmalı.

Yazının devamı...
Sivok tehlikesi!
27 Temmuz 2013

Ama son dakikalarda geçen yılın sabıkalı savunmacısı Sivok’un yaptığı bireysel hatalar zincirinden dolayı kalesinde goller gördü.
Dünkü maçta hiç bir oyun felsefesi yok. Yeni kaptan Fernandes dahil, topu kapan gidiyor. Sağ ve sol bekler yerinden kımıldamıyor. Forvette yardımlaşma yok. Orta alanda üst üste üç pas yapan oyuncu olmayınca mağlubiyet kaçınılmaz oldu.

Genç oyuncu aşkı...

Siyah beyazlılar, başka bir açıdan ise geçen yıldan farksız. Gökhan Töre’nin kaçıncı maçı, yaratıcı hiç bir şey yok. Zaten 5 milyon Euro’ya alınan oyuncuyu daha ikinci yılda kiraya vermezler. 100. yılda defansın yıldızı Ronaldo’ya benzerliği ile dikkat çeken Franco için sabretmek gerek.
Hırvat hocanın yaptığı tek önemli katkı Muhammed’e verdiği şanstı. Zor maçta oynayan Muhammed Demirci çalımları ve oyun zekasını golle süsledi. Tek hatası son dakikada Veli’ye verdiği geri pastı! Beşiktaş, Teknik Direktör Biliç’in oyun felsefesi ile yeni sezonda geçen yılki gibi fazla gol yemez. Ama ısrarla dağınık oynayan Sivok’u takımda tutulması Biliç’in hesaplarını alt üst edebilir.

Yazının devamı...
Dentinho ve Muhammed
25 Temmuz 2013

Brezilyalı yıldız, sol kanatta defansif ve ofansif anlamda çalımları ve asistleri ile devleşirken attığı golle de alkışlandı. Kaptan İbrahim Toraman defanstan Franco ile oyun kurarken Gökhan Töre, Muhammed Demirci futbol zekaları ile hazır olduklarını gösterdiler.
Teknik direktör Biliç’in özellikle sağ kanatta Muhammed sol kanatta Dentinho konusunda ısrarcı olması dikkat çekti. Beşiktaşlı oyuncular özellikle ikinci yarıda Fernandes ve Almeida’nın oyuna girmesi ile güçlenirken takımı kamçılayacak lider oyuncu arandı. Beşiktaş’ın yeni sezon öncesi yaptığı 4’ncü hazırlık maçına attığı gol ve Almeida’ya attırdığı golle Dentinho damgasını vururken maçı kenarda izleyen yönetici Erdal Torunoğulları ve koordinatör Önder Özen’in keyfi yerindeydi.

Yazının devamı...
Pektemek'siz olmaz!
21 Temmuz 2013

İlk 45 dakika ile ikinci 45 dakika da sahada yer alan oyuncuların performansları canlı ve heyecanlı olmasına rağmen gol atacak forvet eksikliği hissedilirken Mustafa Pektemek’in kulübede atıl olarak oturtulmasına anlam vermedim.
Beşiktaş, ilk 45 dakika geçen yıldan farklı, daha dinamik, daha tempolu oynadı. İlk 9 dakikada Gökhan Töre ve Veli’nin şutları Schalke kalesinde tehlike oluşturdu. Kartal ilk korneri 20’nci dakikada kazandı. Yıldızı olmayan, sürekli oyuncu deneyen teknik direktör Bilic kafasındaki sistemi oturtmak için çabalıyor. Karşılaşmanın en güzel tablosunu Beşiktaş adına geçen yıl kayıp olan Almeida oluşturdu, koştu, savaştı, arkadaşlarını doğru toplarla buluşturdu. 22’nci dakikada sol kanattan yaptığı ortayı sağ kanatta bulunan Gökhan Töre’ye uzattı. Bu oyuncunun ceza alanı içine yaptığı asiste yükseldi. Pozisyonu değerlendiremedi.
Schalke ise ilk yarıda üç kez geldiği Beşiktaş kalesinde Cenk devleşti. Üç şutu da direğin yanından auta çıkarken defansta Escude’nin Sivok ile anlaşmazlığı dikkatlerden kaçmadı. İlk 45 dakikada Almeida dışında koşan yoktu. Almeida’nın Olcay Şahan’a al da at dercesine verdiği pas izleyenleri büyüledi.
İkinci yarıda ise kornerden Fernandes’in ortasında oluşan karambolde yeni transfer Franco beraberlik golü attı. Bu arada Bilic’in kafasındaki olumsuzluklar oynayanlar kadar izleyenler tarafından da hissedildi.X

SORUNLAR:

Orta sahada yaratıcı yıldız oyuncu şart. Defansta Escude, Sivok, Ersan uyum sorunu yaşıyor.
Sol kanatta sorun devam ediyor. Schalke’nin tüm atakları sol kanattan gelişirken defans çaresiz kaldı.

OLUMLU YÖNLER:

Beşiktaş geçen yıldan farklı. Toplu halde defans ve toplu halde hücum uygulaması dikkat çekti. Cenk geçen yıldan çok farklı.
Bilic rakibe göre oyun sistemini uygulatmaya başladı. Sistemli oynayan Schalke karşısında ilk 45 dakikada 6 gol pozisyonu gerçekleşti.

Yazının devamı...
Önder Özen formülü süper
18 Haziran 2013

Ülkem insanı yapılan işleri beğenmez, ancak bunların değişmesine veya değiştirilmesine de en çok itiraz eden odur. Biz yanlışı konuşmayı seviyoruz galiba.

Futbolda bilinen ve değiştirilmesi gereken yanlışlardan birinin, esas işi para saymak olan yöneticilerin futbol takımı üzerindeki karar vericiliğidir. Bütün, büyük ve sportif başarıları çok fazla olan kulüplerde bu yanlış yıllar önce terk edilmiştir.

O yüzden de bu kulüplerin kendi içinde oluşturdukları futbol kültürü, felsefesi ve aklı, başkan, teknik direktör, oyuncu değişimlerinde aksamadan devam etmektedir. Beşiktaş Futbol Direktörlüğü uygulamasına geçerken bir kavram kargaşasını da düzeltti. Sportif değil Futbol Direktörlüğü. Öyle ya bu kulübün spor olarak farklı branşları da var, örneğin yarın ayrı bir şirket haline getirilmesi düşünülen Basketbol branşının başına getireceğiniz kişiye ne diyecektiniz. Öncelikle Futbol Direktörlüğü makamının oluşturulmasını çok ama çok doğru bir hamle olarak görüyorum.

Dünya bu uygulamaya yıllar önce geçti dedik. Yanlış hatırlamıyorsam Real madrid'in Futbol Direktörleri uzun süre Valdano ve Butragueno idi. Sanırım şimdide Zidane, Barcelona'da ise Zubizarreta. Bu kişiler gözden uzak, sessiz sedasız çalışırlar.

ÖNDER ÖZEN TERCİHİ

Konuya Önder Özen çerçevesinden baktığımızda, Futbol kariyeri başarıları ile pek öne çıkmadığını görüyoruz. Benim de çoğumuzun olduğu gibi TV yorumculuğu sırasında dikkatimi çekti. TV yorumcularına genel anlamda ön yargılı olduğum için Önder Özen’e de öyle baktım. Ancak zaman içinde gerçekten doğru ve içi dolu cümleler kurduğunu, yaptığı analiz ve eleştirilerin yapıcı ve tutarlı olduğunu gördüm. Alışa gelmediğimiz şekilde taraf olmaksızın yaptığı, belagatı ve görünüşü düzgün bu kişinin, genelde isimlerden çok, sistem ve ilkelerden bahsetmesi bende farkındalık yarattı.

Önder Özen olmasa kim olurdu diyebileceğimiz, belki bir iki kişi daha çıkar. O halde Önder Özen benim açımdan doğru kişidir. Futbol Direktörlüğü makamının ve Önder Özen’in başarılı olması için hangi faktörler gerekir ve kriterler nedir?

ÖNDER ÖZEN'İN AVANTAJLARI;

1) Aykut - Daum modelinde olduğu gibi, kulübün içinden gelen biri olmaması.
2) Türkiye Liglerinde antrenörlük yapmamış olması.
Bunlar ne anlama geliyor? Böylece Futbol Direktörünün Teknik Direktörün yerinde gözü olmaz, Teknik Direktörün üzerinde de acaba benim yerime gelir mi baskısı olmaz. Böylece birbirlerinin alternatifi değil, destekçileri olur.
3- Uyumlu çalışacağı bir Teknik Direktörü kendi seçme şansı var. Hatırlarsanız Aykut, Daum varken gelmişti.
4- Beşiktaş’ın içinde bulunduğu mali durum, idari, mali ve sportif anlamdaki yenileşme ve değişim hareketinin vermiş olduğu kredi.

TÜRKİYE'DE VE BEŞİKTAŞ'TA FUTBOL DİREKTÖRLÜĞÜNÜN DEVZAVANTAJLARI
 
Örneğin Fatih Terim gibi baskın karakterde bir teknik direktörün var ise, Futbol direktörü bir adım geride durabilmeli.
Seçeceği Teknik Direktörün Türk olacağını zannetmiyorum. Klasik Türk anlayışıyla bizim hocalarımız, ben kimseden emir almam mantığıyla, üstünde kimse istemeyeceklerdir. Birlikte çalışmak yerine çatışmayı tercih eden Türk Teknik Direktör yerine, yabancı Teknik Direktörün seçimi isabetli olacaktır.

Bir başka dezavantaj ise, Hem Önder Özen’in bu işi daha önce profesyonelce yapmamış olması, hem de Türk Futbol kültüründe bu yapının Fenerbahçe – Aykut örneğinde olduğu gibi doğru sonuç alamadan sonlandırılması.
Belki de en önemli handikap ise işleri sadece eleştirmek ve yıpratmak olan medya, yönetici ve camiaların karşısında olması.

Futbol Direktörünün başarı kriteri ne olmalı?
Futbol Direktörlüğü içi çok dolu ama çok da dinamik bir makam olmalı. Her kulübün kendi dinamiklerine, oyuncu yapısına ve Teknik Direktörüne göre esnek olmalı.
Futbol Direktörünün başarı çizgisi, şampiyonluk, kupa ve derecelerle ilişkilendirilmemeli.
Futbol Direktörünün başarı kriteri, altyapının, görücü (scaud) sisteminin düzgün çalışması olması. Uzun vadede kulübe giren, çıkan oyuncu dengesinde kulüp lehine değişkenliği sağlaması.
Özetle Futbol Direktörlüğü sistemine  geçiş bence çok olumlu bir adım oldu. Önder Özen'de doğru seçim, zaten çok fazla değiller. Ancak bu işin sürdürülebilirliği ve başarısı Önder Özen'in dışında bir çok parametreye bağlı. Yönetimlerde istikrar, Feda saçmalıklarının olmaması, hedef ve görev tanımlarının doğru yapılması gibi.

BU SİSTEMLE;

Başkan ve Yönetim Kurulu bu iki yıllık süreçte bütün enerjisini kulübün tüm branşlarında idari, mali değişime, stat yenilenmesine, taraftar ilişkilerinin revize edilmesine, gelirlerin arttırılmasına, rasyonel yönetime odaklanır.
Teknik Direktör birinci dereceden sorumlu olarak sadece A takıma konsantre olur. Altyapı, tesis sorunu, futbolcu sorunları ve gelecek planlamasıyla ilgilenmez, sadece başarıya endeksli çalışır.
SON SÖZ: Futbol Direktörlüğü makamı ile ilgili beklentilerim ve düşüncelerim yukarıdaki gibi seyrederse, Önder Özen televizyonda konuştuğu gibi, eylem ve icraatlerinde ve kararlarında isabetli olursa güzel ve aydınlık dolu  günler biz Beşiktaşlıları bekliyor olacaktır. Olası bir olumsuzluk durumunda sistemi değil, sistemin içindekileri değiştirmek ve yenilemek daha doğru olacaktır.

Yazının devamı...
İbrahim Yazıcı eserleri ile anılacak
7 Mayıs 2013
Her hafta dertleşir ve kulübün sorunları ile ilgili olarak fikir alış verişinde bulunurduk. Kendisine "Bursaspor'u bugüne kadar çalıştıran teknik adamların getirdiği oyuncuların istikrarlı olmadığını ve kendisinin bulup getirdiği Batalla'nın dünya çapında yıldız olduğunu belirttiğimde gülümserken "Biz hizmet ettik. Ey iyisini getirdiğimize inanıyoruz. teknik adamlarımızında hataları olabilir onlarda iyi niyetli" diyerek teknik adamlarına söz söyletmezdi.

KUTLAMA YERİNE NEZARETE ATTILAR

 Bir hafta önce konuştuğumuzda "Bursaspor'a Süper lig Kupası kazandırdım. Şampiyonlar Liginde oynattım. Bundan büyük mutluluk bundan büyük heyecan ve zafer yaşanırmı. Yılmayacağım. bu sahnelerin devamını getireceğim ama beni düşündüren olaylar var.. Çünkü başarı ve zaferler takdir edileceğine eleştiri ve dedikodulara yerini bırakıyor. Beni bezdirdi. Şampiyonluk kutlamasını nezarethanede yaptırdılar. Bu ızdırap, kahır unutulur mu. Bursaspor sayesinde reklamlarını yapanlar şimdide kazandığımız zaferleri hazmedemiyorlar." ifadeleriydi. Ardından da ekliyordu "Kimseye pabiç bırakmam Bursaspor yine hakettiği değeri ve başarılı sürdürecektir. Kulübü kurumsallaştırıyoruz. Bundan böyle kulüp kendi imkanları ile yoluna gidecektir." derken yeşil beyazlı kulübe bugüne kadar toplu iğne kadar faydaları olmayanların seslerine tepkiliydi. Yakın dostu Beşiktaş Asbaşkanı Levent Erdoğan sürekli uyarıyordu "İbrahim biraz kendinle ilgilen. Dinler. Yoksa cenazene geleceğiz" diyerek dikkatli olmasını istiyordu. Yazıcı'nın yüreğindeki Bursapor sevgisi ise hiç bir şey dinlemiyordu. Orduspor maçına gitmemesi gerekirken kimseyi dinlemedi. Orduspor karşısında kazanılan zaferden mutlu olmuştu. Kültürparkta dostları ile zaferi kutlarken UEFA Kupasına katılma düşüncelerini paylaşıp sevdiği tavla oyununu gece saat 03.00'lere kadar sürdürdü. Belkide vakit buraya kadardı. Herşeyin bahanesi bulunur!.Sanki dostlarıyla vedalaşmıştı.

SAĞLAM'IN YERİ BAŞKA

Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam'a görevi teslim ederken gözlerindeki pırıltı hala beynimde. Yazıcı "İyi ki Ertuğrul Sağlam gibi önemli bir ismi getirdim. Disiplinli, hırslı ve heyecanlı.Bursaspor'u beraber şahlandırdık" yorumları unutulmaz.

HAYRİ YAZICI İLE YÜREKLERİNİ KOYDULAR

Bursaspor'a ağabeyi Hayri Yazıcı ile büyük katkılar sağlayan İbrahim Yazıcı Vakıfköy Tesislerindeki katkısının yanısıra yeni stadyumun yapımında başlatığı organizasyon asla unutulmaz. Bursaspor gibi kuruma liderlik yaparak kenti ayaklandıran ve Şampiyonlar Liginde yeşil beyazlı kulübün tanıtımını sağlayan Yazıcı ve ekibi asla unutulmayacak. Varını yoğunu Bursaspor menfaatlerine ayıran İbrahim Yazıcı'nın geride bıraktığı hoş bir seda ve eser var. Süper Lig Şampiyonluğu, ve Şampiyonlar Ligine katılım. İşte bu iki muhteşem zaferi yaşatan Başkan İbrahim Yazıcı gelecek nesiller tarafından alkışlarla ve gururla anılacak. Allah rahmet eylesin büyük başkan.
Yazının devamı...
30 milyon dolara dokunmayın!
13 Aralık 2012

Beşiktaş Türkiye Kupasında Antalyaspor’a elendi. Herkes Beşiktaş’ın sistemsizliğinden bahsetti. Kimse çıkıp da ekonomik imkansızlıklar içinde hedefe yürüyen Antalyaspor’un mimarlarından bahsetmedi.

Ömer Şişmanoğlu gibi önemli bir oyuncu zirve yarışında savaşan Beşiktaş gibi önemli takımın defansını allak bullak etti. Isaac ve Emrah siyah beyazlı takımın kanatlarındaki zaafları çok iyi değerlendirdi. İskeleti Beşiktaş’ta oluşan Teknik Direktör Mehmet Özdilek, Şenol Fidan’dan kurulu  Antalyaspor kurmayları ülkem futbolunda kısıtlı imkanlarla nasıl başarıya koşulur konulu ders verdiler.

Ziraat Türkiye Kupası başladığından bu zamana kadar Niğde, Ofspor, Ankaragücü ile oynadığı karşılaşmalarda taraftarlara kahır mektubu yazdıran Beşiktaş futbol takımının teknik patronu gerekli planlarını açıklamalı. Bir takıma sistem yerleştirmek o kadar mı zor. Madem zor, bu oyuncular hangi yüzle yönetimle masaya oturarak bu kadar astronomik paraları talep ediyor, bir bilen varsa anlatsın!.

Büyük takımların her zaman büyük oyuncuları sahne alır. Alt yapı ve gençlik masalları gelip geçicidir. Maçlar ve turnuvalar bittiğinde herkesin gözü tabeladaki sonuçları arar. Tercrübe en iyi ilaçtır. Bu nedenle Beşiktaş yönetimi başarıya ulaşmanın yollarının büyük takımların büyük oyuncularından geçtiğine inanmalı. Çok eleştirilen Quaresma’nın geçen yıl yaşattığı heyecanı benim gibi kimse unutmadı!..

Nene yada başka bir isim alınacaksa, Fernandes, Almeida, Holosko’nun biri mutlaka Quaresma gibi yollanacak ve başarısızlık havası sürecek. O zaman kimse Başkan Fikret Orman’ın kılı kırk yararak bankadan çektiği 30 milyon dolarlık krediye dokunup borçları çoğaltmasın!. Beşiktaş A2 takımı A takımından daha sistematik ve tempolu oynuyor. Hiç olmazsa ruhları var. Benden söylemesi!..

 

Yazının devamı...