(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

"Mustafa Çulcu" hakkında bilgiler ve tüm köşe yazıları Hürriyet Yazarlar sayfasında. "Mustafa Çulcu" yazısı yayınlandığında hemen haberiniz olması için Hürriyet'i takip edin.
Mustafa Çulcu

Mustafa Çulcu

Hakeme saygı duymak lazım
19 Aralık 2016

Zeminin sertlik oranına ve oynayıp oynanamayacağına hakem karar verir. Hüseyin Göçek de demek ki o zemini futbol oynamaya elverişli olarak gördü ve maçı oynattı. Hakemin kararına saygı duymak lazım. Ülke genelindeki bazı kentlerde bazı sahaların kış şartlarında zemininin sertleşmesi durumu tabii ki görülüyor. Bunun uzun vadeli çözümünü TFF ve Kulüpler Birliği yapmalıdır.

Nasıl Sivas’ta ısıtmalı saha var, bunu tüm illere yaymak lazım. Rusya’da da daha sert sahalarda takımlar oyun oynayabiliyorlar. Top sekiyorsa, kontrolü mümkünse hakemler ona bakar ve maçı oynatır. Ben de zamanında soğuk yerlerde pek çok maç yönettim.

Yazının devamı...
Kural hatası var!
18 Aralık 2016

 14. dakikada Konyasporlu Bajic, kaleci ile karşı karşıya kaldı; tam vuracağı anda tribünden bir düdük sesi geldi. Bütün futbolcular durdu. Ama hakem devam ettirdi. Bajic, Rangelov’a çıkardı, o da golü attı.

 

Futbol Oyun Kuralları’nda Kural 5 bölümünün 47. sayfasındaki “Hakem” başlıklı  3. maddesi şöyle diyor:

 

HAKEM ATIŞI GEREKİRDİ

 

“Bir seyirci oyunu etkileyen bir düdük çalarsa oyun durdurulur ve hakem atışıyla tekrar başlatılır.”

 

Dünkü olay tam da budur. Alper Ulusoy’un oyunu durdurup “hakem atışı” ile başlatması gerekirdi ama yapmadı. Karabük kural hatası itirazında bulunursa, maçın tekrar söz konusu olur.

Yazının devamı...
MHK’ye de hakemlere de güven yerle bir
15 Aralık 2016

UEFA da lobimiz olmadığı için hakemlerimiz Avrupa da maç alamıyor diye uzun yıllar dert yandık. 2006 yılında UEFA Hakem Konvansiyonu’na üye olduk. Hakemlerimizin önü açıldı. Düne kadar Hollandalı Jaap Uılenberg, bugün için İtalyan Roberto Rosetti hakemlerimize UEFA standartlarında eğitim veriyorlar. TFF hakemliğe ciddi yatırım yapıyor.

 

Geçen sezon “reklam arası gibi” bir sezonluğuna görev yapan Kuddusi Müftüoğlu MHK’sını bir kenara koyarsak 3. kez göreve gelen MHK Başkanı Yusuf Namoğlu hakemliğimizin son 5 yılına damga vurdu.

 

SOW’UN GOLÜNDE HASSASİYET YOK?

 

Şu an gelinen noktaya baktığımızda ise bunca yatırım ve desteğe rağmen “Damga değil de darbe vurdu” dersek daha doğru söylemiş oluruz. Hakem skandallarını konuşmadan geçen günümüz, haftamız yok. Bir derbi maçı oluyor, yönetebilecek iki ismi söyleyemiyor, sahaya çıkacak bir hakemi zor buluyoruz.

 

Bu hafta ile birlikte Süper Lig de 135 maçın 111 tanesinde 12 hakem görevlendirilmiş. Kalan 24 maçta ise 8 hakem görev alırken, 2 hakem hiç maç alamamış. Yani MHK ligi 12-13 hakem ile götürmeye çalışıyor.

 

Bu hafta Fenerbahçeli Sow’un Antalya’ya attığı ve faul gerekçesi ile iptal edilen röveşata golü tartışılıyor. Daha uzun zaman da tartışılacak gibi... MHK Başkanı, “Bu gol faul” diyor. Sayın başkan, Bursa kalecisi Harun’un bacağına acımasızca basan Beşiktaşlı Marcelo’ya kırmızı yerine sarı kart çıkaran hakemi ne yapacaksınız, merak ediyorum?

 

Ligin 8. haftasında oynanan Beşiktaş-Antalya maçında çok tartışılan Tosic’in pozisyonunu daha o gece Rosetti’ye sorup bu pozisyonda faul olmadığını basına servis eden MHK, neden Moussa Sow’un pozisyonunda aynı hassasiyeti göstermiyor?

 

YABANCI HAKEME VURMAK KOLAY...

 

Dinamo Kiev-Beşiktaş maçından sonra hakem Thomson’u ve UEFA yapısını topa tutan MHK Başkanı, benzer hataları yapan kendi hakemlerine, hiç bir şey olmamış gibi her hafta maç vermeye nasıl devam eder?

 

Geçen hafta Beşiktaş ve Fenerbahçe maçlarında üst düzey iki hakem izledik. Gündemden hala düşmeyen pozisyonlara rağmen her iki hakemin bu hafta yine maçı var. Hakemlere, sisteme ve MHK ya olan güven yerle bir. Şimdi neye, kime inanacağız?

 

ALAY MI EDİYORSUNUZ?

 

Skandal hatalara rağmen aynı hakemler, aynı gözlemciler her hafta görev yapacaklarsa, iyi ile kötü, yetenekli ile yeteneksiz, korkak ile cesur fark etmiyor ve ayırt edilmiyorsa, bunca yatırıma ne gerek var? Mahalle aralarında topa biraz vurmasını bilenlere düdüğü teslim edelim, ancak bu kadar hata yaparlar.

 

Allah aşkına, siz içinde bulunduğunuz futbol ekonomisinin ve yaptığınız işin ciddiyeti ve büyüklüğünün  farkında değil misiniz? Yoksa 80’li yıllarda yapıldığı gibi ‘’Ben yaparım, olur’’ diyecek kadar işi hafife alıp bizimle alay mı ediyorsunuz?

 

Böyle devam ederseniz bilesiniz ki siz de altında kalacaksınız!.. Az kaldı.

Yazının devamı...
Böyle rezalet görmedim
6 Aralık 2016

BEŞİKTAŞ’ın çöküşüne neden olan penaltı pozisyonunda Gonzalez ile Beck, ceza alanına doğru giderken top için mücade ediyor. Gonzalez, Beck’e aşırı güç uygulayarak (nizami olmayan şarj) onu düşürüyor. Yere düşen Beck’in üzerinden atlamaya çalışan Gonzalez, Beck’i geçtikten sonra bir yarım, bir de tam adım atıyor ve kendini yere bırakıyor.

 

FAUL BECK’İN LEHİNE

 

Burada hakemin, Beck’in lehine faul vermesi gerekir. Yok eğer illa penaltı verecekse de, kartın rengi kırmızı değil sarı olmalıdır. Çünkü değişen bariz gol şansı kriterleri ve yorumlarında artık, “Top için mücadele yapılan pozisyonlarda kartın rengi sarı olmalıdır” deniyor.

 

DARMADAĞIN OLDU

 

Beck’in ayakları rakibe temas etmiş gibi gözüküyor olsa bile bu bir takılmadır. Verilen karar rezalet ve skandal bir karardır.

 

Orta hakem Thomson tamamen verdiği kırmızı kart kararın etkisinde kalıp darmadağın oldu. Maç kontrolünü kaybetti. Sahada ruh gibi dolaştı. Maçı ilave yardımcılar ve yardımcılar idare etti.

 

Dinamo Kiev’in son golündeki ofsaytı  da vermediler.

 

Diğer kırmızı kartta ise Aboubakar faulden sonra tepki olarak topa vurdu. Bu tepkiye karşılık 2. sarıdan atıldı, doğru karar. 

Yazının devamı...
HAKEM ‘OFSAYTTASINIZ’ DiYE UYARMALIYDI
29 Kasım 2016

Lakin bu frikikte Bursaspor’un kurduğu barajın hemen 1 metre gerisinde 3 Galatasaraylı oyuncunun kaleci Harun’un görüşünü kapatan blok baraj kurmaları kafaları karıştırdı! Galatasaraylı oyuncular rakip kale çizgisine toptan ve rakip oyunculardan daha yakındı. Yani şeklen ofsayttı. Harun solundan atılan gol öncesi topu görebilmek için daha fazla sağda kalıyor dolayısıyla topa hamle yapmakta, uzanmakta gecikiyor.

Galatasaraylı oyuncuların taktik olarak yaptıkları bu 3 kişilik blok-baraj işe yaramış ve sonuç alınmış oluyor.

“GOL OLURSA İPTAL EDERİM”

2014-2015 sezonunu 21. hafta... İstanbul’da 1-1 biten Kasımpaşa-Trabzonspor maçında 44. dakikada Malki’nin faulü sonrası Trabzonspor Mehmet Ekici ile frikik atacak. Trabzonsporlu Oscar Cardozo rakip kalecinin önünde ofsaytta tek başına duruyor, ara ara zıplayarak Kasımpaşa kalecisinin dikkatini çekiyor, görüşünü engelliyor.

Hakem Cüneyt Çakır geliyor ve Cardozo’ya, “Burada, bu şekilde durup kalecinin görüşünü engelliyor, dikkatini çekiyorsun. Şayet vuruş gol olursa ofsayt gerekçesiyle golü iptal ederim” diyor. Bunun üzerine Cardozo oradan ayrılıyor, öne geliyor ofsayttan çıkıyor. Vuruş gol oluyor.

Sonra Kasımpaşa teknik direktörü Şota Arveladze, “Niye ikaz ediyorsun? Cardozo oradan çıkmasaydı şimdi bu gol ofsayt diye iptal edilecekti” diyerek Çakır’ı eleştiriyor.


Kasımpaşa deplasmanında Trabzon’un kazandığı frikikte kalecinin önünde duran Cardozo, Cüneyt Çakır’ın uyarısıyla barajın önüne geçti. Mehmet’in vuruşu da böylece gol değeri kazandı. 

 

ÇAKIR’DAN ÖRNEK DAVRANIŞ

Oysa bilinmeyen şuydu; FIFA ve UEFA frikiklerde rakip kalecilerin dikkatini çekmek, görüşlerini engellemek için bu şekilde duruş ve blok oluşturmaları son zamanlarda fazlalaştığı için hakemlere bu tür davranış ve uygulamalarda bulunan oyuncuları ikaz etmelerini talimat olarak vermişti. 

Yani Çakır doğru ve örnek bir uygulama yapmıştı. Bu talimattan ve oyun kurallarının derinliğinden yola çıkarsak, Sneijder’in frikik vuruşundan önce şeklen ofsayt konumunda bulunan 3 kişilik blok barajı hakemin ikaz etmesi gerekiyordu. Oyuncular, “Biz duruyor, çekilmiyoruz” diyebilirler ki durdular zaten. Bu durumda kaleci Harun’un görüşünü etkiliyor topa hamle yapmasını geciktiriyor diyerek hakem de golü ofsayt gerekçesi ile iptal etmeliydi. Sorulması gereken soru şu, “3 kişilik o blok baraj oraya niye yapıldı?” Hakem Barış Şimşek ve yardımcısı Samet Çavuş bırakın oyuncuları ikaz etmeyi olayın farkında bile değiller. Bilmem eğitim departmanı ve hakemlerimizin en tepesi MHK olayın farkında mı?

DERBİDE  GÖÇEK’E MECBURLAR

ÜLKEMİZDE derbi maçları yönetecek hakem sayısı zaten çok kısıtlı. Mevcut MHK, daha önce göreve geldiğinde yaptığı gibi yine yaptıkları hatalara rağmen aynı isimlerle ligi götürmeye çalışıyor. Önceki hafta Fenerbahçe-Galatasaray, geçtiğimiz hafta Beşiktaş-Başakşehir maçlarını Cüneyt Çakır, Rize-Fenerbahçe maçını Ali Palabıyık yönettiği için derbiye veremezler.

AYDINUS FORMSUZ

Halis Özkahya 11 haftadır sakattı maç yönetmedi.

Beşiktaş-Trabzonspor maçındaki skandal yönetiminden dolayı Mete Kalkavan hiç olmaz.

Bülent Yıldırım’ın ayağında3 cm’lik yırtık var.

Fırat Aydınus, Tolga Özkalfa, Barış Şimşek hafta sonu yönettikleri müsabakalarda iyi performans gösteremediler.

Alper Ulusoy kupada Beşiktaş maçında, yenilerden H. Umut Meler kupada Fenerbahçe maçında. Derbi için henüz çok deneyimsiz ve şu an için uygun değiller.

Listede bulunan diğerlerine ben değil, MHK’nın kendisi güvenmiyor. Böylece ellerinde tek seçenek olarak Hüseyin Göçek kalıyor.

 

Yazının devamı...
Batsın sizin devriminiz
15 Kasım 2016

Öyle ki Süper Lig gözlemcilerini bile ilk defa merkezi seminere tabi tuttu. Hakem ve gözlemcilere her geçen gün giderek kaybolan güveni yeniden tesis etme ve işi toparlama çabasına girdi.

 

Eğitim işi tamam. Ya uygulamalar!


Şu unutulmamalı ki hakem ve gözlemcilerde verilen eğitimden daha fazla MHK’nın yaptığı atama ve uygulamalar etki yaratır.

 

Tıpkı seminerde MHK’nın etkili isminin hakemlere “Korkmayın” dediğinde, Süper Lig hakemlerini geçtim bir alttan, yani PTT 1. Lig’den bir hakemin çıkıp, “Biz korkmuyoruz, yeter ki siz korkmayın” dediği gibi...

 

Eğer siz sezon başındaki atletik testlerde herkes koşarken üst düzey bir hakeme daha kafadan tolerans tanıyıp iki gün sonra nerede ve nasıl koştuğu bilinmeyen bir uygulama yaparsanız...

 

Hakem performanslarını direkt etkileyen gözlemcileri sezon başında bunca değişen oyun kurallarına rağmen merkezi seminere almak yerine bölgesel seminerlere tabi tutup sıradanlaştırır ve itibarsızlaştırırsanız...

 

Skandal hatalarına rağmen aynı hakemlere arka arkaya maç verip 10 hafta gibi kısa bir sürede onları bu derece yıpratıp ve tartışılır konuma getirirseniz... Hakem ve gözlemcilerin güven duymadığı hatta bazı hakemlerin oyuncağı konumuna düşen bir MHK olur, başlamadan bitersiniz. Geldiğimiz noktada hakemlerimizdeki temel sorun eğitim değil, MHK’nın güven duyulmayan uygulamalarıdır.

 

BU KAFAYLA OLMAZ!

 

Eğer hakemler kendilerini yönetenlere güven duymuyorlarsa ve bir de, “Böyle giderseniz profesyonel hakemlikten vazgeçilebilir. Elinizdekileri kaybedersiniz’’ tehdidi ile karşılaşıyorlarsa o hakemlerden sahada adaletli, korkusuz düdük çalmalarını ve başarılı olmalarını beklemek hayalden öteye gidemez!Gözlemcilere bir takım eşofman vermeyi iş bitirme başarısı gibi gösterip, “Bakın biz olmasaydık bunu bile bulamayacaktınız” diyen kafaların artık günümüz futbolunda yeri yok. Naklen yayın ihalesinden futbolumuza akacak 600-650 milyon dolarlardan bahsedilirken hakem ve gözlemcilerimizi günümüz futbol ekonomisine bu kafalar bu anlayışlar hazırlayamaz!

 

iNGiLTERE’Yi ROL MODEL ALDIK

 

Seminer sonrası yayıncı kuruluşa çıkıp kamuoyunu bilgilendirmek tabii ki güzel. Lakin pozisyonları ve hakemliği ifade etmek, dersini iyi çalışmakla mümkündür. Fransız Bastien’e, Alman Felix derseniz olmaz. İzlanda-Finlandiya maçında oyuncunun davranışına kırmızı yerine sarı çıkaran Norveçli hakem Oddver Moen için, “UEFA kategori düşürecektir” söylemini ancak, Galatasaray-Başakşehir maçında benzer fiziki ve sözlü tepkiye maruz kalan Ali Palabıyık’a da uygulayabilecekseniz eğer, örnek vermelisiniz. Yoksa yarınlarda kargaşa kaçınılmaz olur!İngiliz hakemliğini rol model aldık. Süper Lig hakem kadrosunu 22 hakeme düşürdük. “Hakemlikte devrim yaptık” diye algı oluşturup caf caflı süslü laflar eden ancak çaresizlik, tıkanış ve tükeniş içinde olanlar bu hafta sonu oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray derbisini yönetecek Cüneyt Çakır’dan başka hakem çıkaramıyorsa, batsın o günü kurtarma siyasetleri ve devrimleri...

Yazının devamı...
Biz şimdi kime inanacağız?
10 Kasım 2016

Anlı şanlı FIFA hakemi Mete Kalkavan hala daha havadaki topa bakıyor, aşağıda Atiba'nın yaptığı penaltıyı kaçırıyorsa, Quaresma'nın hareketine kırmızı yerine sarı kart çıkarıyorsa hakemlerimizde büyük sıkıntı var demektir. 

 

Pozisyonun doğruluğuna yanlışlığına bakmanın ötesinde, hakemin verdiği penaltı ile kırmızı yerine çıkardığı sarı kart esnasındaki vücut diline bakmak lazım. 

 

İlginç olan ise sanki dünya tersine döndü. Hakemleri bağlı olduğu kurumlar değil de kulüpler korumaya başladı. Kulüplerimize teşekkür ediyoruz da sanki bu işte bir tuhaflık var!

 

Beşiktaş-Antalyaspor maçında Tosic'in kayarak gelip aldığı topa İtalyan eğitmen Roberto Rosetti "Faul yok" diyor. Bu cevap anında bazı özel yorumculara MHK başkanı tarafından servis ediliyor. 

 

ÖZEL YORUMCULARA SERVİS!
Sayın Rosetti şu an Türkiye'de. Bakalım bu haftaki pozisyonlarla ilgili yorumları da o özel yorumculara servis edilecek mi? Madem başlattınız, kurumsal saygınlık adına bari devam edin. Edin ki kamuoyu aydınlansın.

 

Rosetti, geçen ayki seminerde İzlanda-Finlandiya maçında İzlanda'nın attığı 3. golden sonra ensesinden çekilip çevrilen Norveçli hakem Oddvar Moen'in pozisyonunu gösterip, "Bizim bu şekilde hata yapan hakemlerle yolumuza devam etmemiz mümkün değil" diyerek hakemlerin dikkatini çekmişti.

 

'En çok gelişim gösteren hakem' diye işaret ettiği Ali Palabıyık bu hafta saha içinde M.Başakşehirli Emre'den resmen sözle dayak yedi. Bakalım aynı Rosetti bu pozisyona ne diyecek? 

 

Kalesinden çıkıp 50 metre ilerideki yardımcı hakeme itiraza gelen Muslera'ya çıkmayan sarı karta ve olayı görmezlikten, duymazlıktan gelen yardımcı Hakan Yemişken'e ne diyecek?

 

22 HAKEMİN ÜÇÜ HİÇ MAÇ ALAMADI
Profesyonel 22 kişilik kadroda bulunmalarına rağmen üç hakem (biri sakat) şu ana kadar hiç maç alamadı. 

 

Üç hakem ancak 1'er maç, iki hakem ise 2'şer maç yönetebildi. Ama skandal hatalarına rağmen 10-12 hakem her hafta maç yönetmeye devam ediyor. Deniz Ateş Bitnel "Geçen sezonki Galatasaray-Trabzonspor maçında beni yardımcılarım yaktı" diyor. O yardımcılardan Ceyhun Sesigüzel bu demeçten bir hafta sonra Beşiktaş-Trabzon maçında yine yardımcı hakem! 

 

Volkan Bayarslan şu ana kadar ligde 2 maç yönetti. İkisi de Gaziantepspor'un maçları. Şaka gibi...

 

Evet, hakemler hatalı ve kötü gidiyorlar. Peki hakemleri bu duruma düşüren, hatalı atamalarla 10 hafta gibi kısa bir sürede bu derece yıpratan hakem yöneticilerinin hiç mi günahı yok?

 

İŞİMİZE GELİNCE UEFA, İŞİMİZE GELMEYİNCE YERLİ MALI...
UEFA hakemliğinin en tepesi Collina, "Bir oyuncu kayarak geliyorsa, ceza alanı içinde eline koluna dikkat edecek" diyor. Bizimkilerin yorumları ise Collina'nın anlatımlarına değil de esen rüzgarın yönüne göre değişiyor. Biz şimdi kime inanacağız?

 

İşimize gelince UEFA, işimize gelmeyince yerli malı olmaz...

 

20 Ekim 1991'deki genel seçim için rahmetli Süleyman Demirel meydanlara çıktığında, "Seçildiğimde her aileye üç anahtar vereceğim. Ev, iş, araba anahtarları bunlar" der. Oyların yüzde 27 sini alarak 20 Kasım 1991'de SHP ile bir koalisyon hükümeti kurar. İktidara gelen rahmetli Demirel anahtarları vermeyince sorular yağmaya başlar. O da, "Seçim öncesi böyle vaatlerde bulunulur. Söz verdik yerine getiremedik n'apalım" der. Bu sefer gazeteci, "Bu yalana, kandırmacaya girmez mi?" diye sorduğunda, "Fazla ileriye gitme ben bir Başbakanım" der.

MHK Başkanımız da eski bir siyasetçi, ben de rahmetli Demirel'e soru soran gazeteci gibi daha fazla ileriye gitmeyeyim. Ama şimdilik...

Yazının devamı...
UEFA ile ülkede yapılan hakemlik farklı mı?
25 Ekim 2016

Buna rağmen bu hafta Galatasaray-Trabzonspor maçına verildi! Bu kez maçın 34.dakikasında kendince yeni bir kural icat etti.Yere düşen Tolga Ciğerci'nin sırtı ile yer arasında kalan topu N'Doye ve Semih almaya çalışırken zııırt ilahi bir düdük.

Futbolcular ne olduğunun şaşkınlığı içinde. Basketbol de bile paylaşılamayan topta hava atışı kalkmışken bizim Fırat Aydınus iki kolu havada geliyor ve hakem atışı ile oyunu başlatıyor. Geçen sezon Trabzon-Fenerbahçe maçında top kendisine çarptı diye oyunu durduran hakem Bülent Yıldırım da benzer icatta bulunmuş hakem atışı yapmıştı.
Şaka gibiler...

Beşiktaş-Antalya maçın ilk yarısında uzatma dakikaları Tosic -Charles pozisyonunda hakem oyunu devam ettiriyor ve Aboubakar ile Beşiktaş ilk golü buluyor. Ortalık karışıyor. İtirazlar sarılar, kırmızılar havada uçuşuyor.

Hakemlerin dikkat ettiği kriterlerden biri de topun yön değiştirip değiştirmediği. Bu pozisyonda hakem kayarak gelen Tosic'in rakibinden önce topa müdahale ettiğini düşünüyor. Oysa Charles'in dürttüğü top son anda Tosic'e çarparak yön değiştiriyor. Pozisyona biraz dikkatli baktığımızda ise oyuncuların kontak anında 18 numaralı Beşiktaşlı Tolgay hakemin önünü net kapatıyor. Yani hakem pozisyonu görmüyor. Fal açıyor!

UEFA, kayarak yapılan müdahalelerde oyuncunun açısı, hız ve şiddet, ayakların yerden yüksekliği ve konumu dikkat edilmesi gereken kriterler diye son 2-3 yıldır üstüne basa basa hakemlere anlatıyor. Tam görmediğin pozisyonda diğerlerini pas geçip sadece topun yön değişikliğini baz almak fal açmak değildir de nedir Barış kardeşim? UEFA ile ülkemizde yapılan hakemlik farklı mı? Takım, isim, forma fark ediyor mu?

UEFA'nın bir diğer hakem değerlendirmesi bakışını da söylemek zorundayız. Beşiktaş kalesine 30 metrede olan pozisyon ayrı,rakip kaleye 70-75 metre sonra atılan gol ayrı pozisyon. Tosic-Charles pozisyonunda hakemi hatalı buluyoruz. Ama ya sonrası ...

Tesadüf bu ya aradan 24 saat geçiyor. Konyaspor-Fenerbahçe maçının 28.dakikasında Skrtel kayarak geliyor ve Rangelov'un önündeki topu alıyor. Kayarak geldiği mesafe açı, hız şiddet, ayakların konumu bir gece önceki pozisyona göre çok daha yumuşak, nizami ve topu oynuyor. Ancak hakem Bülent Yıldırım hem faul veriyor hem Skrtel'e sarı kart gösteriyor!

İkisi de eski FİFA ve ülkemizin üst düzey hakemi, aynı eğitimi alıyorlar, aynı lisanı konuşuyorlar ama benzer iki pozisyonda 24 saat ara ile farklı yorum ve uygulama yapıyorlar.
Peki, doğru hangisi?
Sadece 3 maçta yaşanan skandalları yazmaktan Anadolu maçlarını yazmaya yerimiz kalmıyor. Göztepe-Eskişehir maçı başlı başına yazı konusu. Gelinen nokta öyle vahim ki hakemler maç nasıl tatil edilir onu dahi doğru uygulayamıyorlar.
Allah aşkına siz eğitimlerde kendi hakemlik dönemlerinizin hikayelerini anlatıyor taç, korner, autlarla mı uğraşıyorsunuz?Unutmayın ki futbolun ruhu 12.kural Faul ve fena hareketler de gizlidir...

Yazının devamı...
Mustafa Çulcu Kimdir?

Mustafa Çulcu