(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

"Patrick Özdemiroğlu" hakkında bilgiler ve tüm köşe yazıları Hürriyet Yazarlar sayfasında. "Patrick Özdemiroğlu" yazısı yayınlandığında hemen haberiniz olması için Hürriyet'i takip edin.
Patrick Özdemiroğlu

Patrick Özdemiroğlu

Şarjını seven bunları yapmasın!
9 Aralık 2016

Geçen hafta bu köşede telefonlara ne kadar düşkün olduğumuzu tartmıştık. Düşündük, konuştuk, tartıştık. Yakın çevremden çıkardığım sonuç şöyle; akıllı telefon bağımlılığı buzdolabındaki soğuk su şişesini kafaya dikmeye benziyor. Herkes yapıyor ve herkes bunu yaptığı için bir diğerini eleştiriyor. O zaman bir sonraki adıma geçebiliriz. Sürekli telefonla yaşamanın kullanıcılar kadar cihazlar üzerinde de ciddi bir etkisi var. Hayran olduğumuz teknoloji harikaları, şarjlarının sonuna geldiğinde metal yığınlarına dönüşüyor. Ancak bazı dijital alışkanlıklardan uzak durarak pil ömrünü uzatmak mümkün.

 

O halde ‘şarjını seven bu 12 yanlışı yapmasın’ diyelim:

 

Ucuz şarj aleti kullanmak: Hem porta hem de pile zarar verebilirsiniz. Ayrıca kendinizi her türlü güvenlik riskine açık hale getiriyorsunuz. Ucuz şarj aleti alacak kadar zengin değiliz.

 

Parlaklığı yarınlar olmayacak gibi açmak: Bütün akıllı cihazların ortak kanayan yarası... Ekran parlaklığını yüksek seviyede kullanmak bataryayı yiyip bitiriyor. Olabildiğince kısın. Eski bir Çin atasözü der ki; “En karanlık ekran pili bitmiş telefonda olur.”

 

Otomatik kilidi başıboş bırakmak: Bakmadığınız anlarda ekranın açık olmasına gerek yok. Ekran kilidini telefon ayarınızın en düşük süresine getirin.

 

ürekli 0’dan 100’e şarj etmek: Li-ion bataryaları her seferinde tam olarak şarj etmek pili uzun vadede olumsuz etkiler. Yüzde 20’nin altına düşürmeyin, olabildiğince yüzde 40-80 aralığında tutmaya çaba gösterin. (Göstermediler)

 

Bluetooth ve WiFi’ı kullanmadığında açık tutmak: Yapmayın. Salonda TV izlerken mutfaktaki musluğu açık bırakmaktan farksız.

 

Güç tasarruf modunu kullanmamak: Hem iOS hem Android’de bu harika seçenek mevcut.

 

Sürekli uygulama kapatmak: iPhone kullanıcıları pil ve işlemciyi rahatlattığını düşündükleri için seri uygulama kapama yoluna gidebiliyor. Bunun bir faydası olmadığı gibi yeniden uygulama açmak cihazı çok yoruyor.

 

Facebook’u app’ten kullanmak: Facebook uygulamasını kaldırmanın bataryaya yüzde 15 pozitif etkisi olduğu yönünde çalışmalar mevcut. Facebook’u Safari veya Chrome’da kullanmayı bir süre deneyebilirsiniz.

 

Sürekli sesi yüksekte tutmak: Daha az bilinen bir realite: Ses düzeyi pil ömrünü önemli ölçüde olumsuz etkiliyor. Gerekli olmayan durumlarda ses seviyesini olabildiğince azaltın.

 

Adblocker kullanmamak: Telefonunuz, tarayıcı ile internette takılırken karşınıza çıkan ama görmezden geldiğiniz reklamların hepsini yüklemeye çalışırken çok enerji harcar. Yapılan testlerde 1Blocker ve Ghostery Privacy Browser gibi seçeneklerle batarya ömrünün yüzde 9 arttığı görüldü.

 

Müzikleri indirmeden dinlemek: Spotify ve Apple Müzik gibi seçenekler müzikleri cihaza indirme imkânı veriyor. Çevrimiçi şarkı dinlendiğinde yaklaşık yüzde 10 pil harcayan eylem, indirilmiş eserlerde yüzde 5 tüketiyor.

 

E-mail kölesi olmak: E-postalar, maalesef telefonun ve sizin pilinizi bitirecek kudrete sahip. Evet zor ama telefonu elinize almak sizin tercihiniz olmalı. Önünüzdeki en büyük engel ‘Verileri anında ilet’ (Push mail) opsiyonunun açık olması. Derin bir nefes alıp kapatalım.

Yazının devamı...
Akıllı telefon bağımlısı mısınız?
2 Aralık 2016

Türkiye’de 2015 sonu itibariyle 41.5 milyon akıllı telefon bulunuyor. 2021’de bu sayının 56 milyona çıkması bekleniyor. Neredeyse her iki kişiden birinin telefonu akıllı. Şimdi daha acayip verilere geçeyim: Türkiye’de kullanıcılar günde ortalama 70 kez telefonunu kontrol ediyor (İngiltere, Almanya ve Fransa’nın iki katı). Dört kişiden birinin uyandığında yaptığı ilk iş telefonuna bakmak. Yüzde 20’si ise direksiyon başında akıllı telefon kullandığını itiraf ediyor. (Veriler: Deloitte)

 

Özetle; hayatı çok kolaylaştıran akıllı telefonlar toplumsal bir cinnet halinin de,bireysel davranış bozukluklarının da parçası olabiliyor. Akıllı telefon bağımlılığı hem sağlığımızı tehdit eden hem de (zombi kıyameti hızında yayılmasından ötürü) kanıksanan bir modern çağ hastalığı haline gelmiş durumda.

 

Peki siz de akıllı telefon bağımlısı mısınız? Hayatın içinden 20 tane madde çıkardım. Birçoğu için, ‘Aaa aynı ben’ diyorsanız çanlar sizin için de çalıyor olabilir. Dikkat!

 

1-Uyandığınızda ilk iş elinizi telefona atıyorsunuz. 

 

2-Orada otururken telefonu yanınıza almayı unuttuğunuzu fark ettiğinizde dünya başınıza yıkılıyor. (Yanıt: klozet)

 

3-Telefonunuzun şarjı asla bir gün boyunca dayanmıyor.

 

4-Şarj aletlerinizin bir kısmı sizinle aynı evde yaşamıyor.

 

5- Telefonu cepte veya çantada değil çoğunlukla elinizde tutuyorsunuz, çünkü neden olmasın?

 

6- Sokakta yürürken bir anda durup kafayı sağa sola atarak selfie çekmek sizin olayınız.

 

7- En az bir kere (telefona bakarken) birine, direğe ya da ağaca çarptınız.

 

8- Arkadaşlarla bir konuda iddialaştığınızda sinsice telefondan mevzuu Google’lıyorsunuz.

 

9- Biriyle gerçek hayatta sosyalleşirken telefonla sosyalleşmeye devam ediyor, “Bu modern çağın fıtratında var” diye düşünüyorsunuz.

 

10- Aynı model telefonu olan biriyle karşılaştığınızda havadan sudan değil, telefondan konuşuyorsunuz.

 

11- Titrediği için bazen telefonu çıkarıp bakıyorsunuz ama aslında titrememiş oluyor.

 

12- Kendinizi tuhaf bir sosyal durumda bulduğunuzda (bknz. akraba ziyareti) yarınlar olmayacakmış gibi telefona gömülüyorsunuz.

 

13- Sofrada telefon karıştırılmadığında yemeğin tadı tam alınmıyor.

 

14- Telefonun ekranını kontrol etme arzusu otomobil kullanırken de sizi dürtüyor.

 

15- Araç kullanırken trafik sıkışsın, kırmızı yansın diye dua ettiğiniz oldu çünkü o Facebook yorumuna cevap vermek önemli.

 

16- Çocuğunuz sizin resminizi yapacağı zaman elinize bir iPhone tutuşturuyor.

 

17- Akıllı telefonunuzla aynı yatağı paylaşıyorsunuz.

 

18- Yattığınız yerden telefonla ilgilenirken en az bir kere telefonu suratınıza düşürdünüz.

 

19- Gece yarısı uyanıp telefonu kontrol ediyorsunuz.

 

20- Tatilleri telefonla daha fazla vakit geçirme fırsatı olarak görüyorsunuz.

 

 

BAĞIMLILIĞIN ZARARLARI

 

UYKU DÜZENSİZLİKLERİNE DİKKAT!

 

- Göz ve boyun rahatsızlıkları.

 

- Trafik kazaları. Direksiyonda mesaj yazmak çok tehlikeli.

 

- Uyku düzensizlikleri. Özellikle uykudan önce kullanımda ortaya çıkıyor.

 

- Çevrimdışı ilişki sorunları.

 

- Anksiyete. Like ve internet bağımlılığını tetikliyor.

 

KURTULMANIN YOLLARI

 

TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞINDAN TEKNOLOJİYLE KURTULUN...

 

- Kendiniz akılcı davranamadığınızda telefonu daha az akıllı yapmakla işe koyulabilirsiniz. Bildirimleri kapatın. Akıllı telefon deneyiminiz e-mail’lerle, bildirimlerle bir mücadeleye dönüşmesin.

 

- ‘Sana ulaşılmıyor çoğu zaman, ya acil bir şey olsa’ diye darlayan eş-dostun sizi bağımlılığa sürüklemesine izin vermeyin. Acil bir durumda size ulaşılır, merak etmeyin. (İki saat WhatsApp’ta çevrimiçi olmamak acil durum sayılmıyor)

 

- Hücresel ağı kapattığınız, telefonu fiziksel olarak uzağa koyduğunuz nefes alma boşlukları yaratın. Aileyle, dostlarla, sevgiliyle, doğayla yeniden sahici bağlantılar kurmak için fırsatlar yaratın.

 

- Birisiyle konuşurken gelen mesaja bakmayın, telefon çalarsa da, bırakın çalsın.

 

- Çocukların da bağımlı hale gelmemesi için bu konuda iyi bir rol modeli olmaya özen gösterin. “Telefonu artık elinden bırak” diye bağırırken bir yandan Candy Crush oynamayın mesela.

 

- Telefonu kontrol etme dürtüsü geldiğinde bunun nedeniyle ilgili özfarkındalık geliştirin. Canınız mı sıkılıyor, yalnız mı hissediyorsunuz, bir durumdan mı kaçıyorsunuz? Teşhisi koyarsanız daha rasyonel çözümler geliştirebilirsiniz.

 

- Teknoloji bağımlılığıyla mücadele ederken yine teknolojiyi kullanabilirsiniz. Android’de ‘FocusOn’ belli uygulama ve siteleri belli saat aralıklarında bloklamanızı sağlıyor. Bloku açmak çok çetrefilli. iOS’ta benzer bir hizmeti ‘Offtime app’inden almanız mümkün. Günlük telefon kullanımınızı takip edip size günlük limitler koyabilen iOS uygulaması ‘Moment’ ise ücretsiz bir opsiyon. Android için önerimse ‘BreakFree’.

 

Yazının devamı...
Telefon faturasının ağlatmadığı bir dünya mümkün!
25 Kasım 2016

SADECE ANDROİD


Chrome


Tarayıcı ayarlarında ‘Veri Tasarrufu’ seçeneğini açarsanız sayfaları sıkıştırıp veri kullanımızda yüzde 30-35’lik kazanım sağlayabilirsiniz. iOS’ta bu opsiyon yok. Nedenini Google’a sorun. (Arama yapın anlamında değil)

 

 

Opera

Çok video izleyenler için Opera tarayıcısının sıkıştırma özelliği mevcut. Ayarlardan ‘Veri Kazancı’na girdiğinizde reklamları kapatma ve foto kalitesini düşürme opsiyonları da bonus.

 
Sıkıştırıcılar

 

Android ahalisi için Opera Max tüm hücresel internet verilerini küçültüyor, iOS’ta yok. iPhone için Onavo Extend benzer bir işlevi (video hariç) görmekte.

 

SADECE IPHONE

 

 App’ler


Uygulamalardan hangisini en çok veriyi sömürdüğünü hücresel ayarlardan görebilirsiniz. Tamamen hücresel veriyi kapamak radikal kaçabilir, app’lerin birçoğunun içinde data tasarrufu seçenekleri yer alıyor.

 

 

 Wi-Fi yardımı

 

Aynı sayfanın en altındaki seçenek Wi-Fi sinyali azaldığında hücresel ağa otomatik bağlanmayı mümkün kılıyor. Bir nevi felaket reçetesi. Kapatalım.

 

 

Apple Müzik

 

‘Wi-Fi olmasa da müzik dinlerim ben’ diyorsanız en azından müzik kalitesini hücresel bağlantılarda düşürebilirsiniz. (Ayarlar>Müzik>Hücresel Veri)

 

 

HEM ANDROİD HEM IPHONE

 

 Otomatik güncelleme

 

App güncelleme dosyaları genelde çok büyüktür. ’Uygulamaları Otomatik Güncelle’ ayarını sadece kablosuz ağlarda olacak şekilde değiştirmek hayati.

 

 

Arka plan verisi

 

Bazı uygulamalar siz onları açmasanız bile arka planda kafasına göre takılıp veri harcıyor. Bu büyük oyunu bozmak için ayarlardan ‘Veri Kullanımı’na gelip arka plan sarfiyatını kapatın. (iPhone’da Ayarlar>Genel>Arka Planda Uygulama Yenile)

 

 

Müzik

 

Spotify, Apple Music, Google Play Music dinlediğiniz şarkıları cihaza indirme imkânı tanıyor. Şarkıları, Wi-Fi bulamadığınızda çevrimdışı dinleyebilirsiniz.

 

 

 Harita

 

Google Maps’te seçtiğiniz bölgeleri Wi-Fi’a bağlıyken indirip hücresel bağlantı kullanmadan yolunuzu bulabilirsiniz (Maalesef diğer çözüm, ayarlarında ‘Bilmiyorum’ opsiyonu olmayan insanımıza adres sormak).

 

 

Video

 

En büyük data düşmanlarının başında Facebook ve Twitter’da oynayan videolar geliyor. Ayarlardan sadece Wi-Fi’da otomatik oynamasını sağlamanız mümkün.

 

 

Denetim

 

En önemlisi, harcadığınız hücresel veri miktarını takip etmek. Bu hem operatör-müşteri ilişkisini denetlemenizi hem de aşırı harcamaları günlük bazda dizginlemenizi sağlayacaktır. İşletim sistemleri kifayetsiz kalmakta, ben My Data Manager app’ini kullanıyorum, çok memnunum.

 

Yazının devamı...
Koş, vatandaş koş... İpuçları ayağınıza geldi
18 Kasım 2016

WHATSAPP
6s, SE ve 7 modellerinde çekilen iPhone fotolarının kıpır kıpır olduğunu biliyoruz. Bir hoşluk olarak nitelenebilecek live foto özelliği, WhatsApp’ın yeni güncellemesiyle daha çok anlam kazandı. Paylaşacağınız fotoğrafı 3D dokunuşu yaptıktan sonra yukarı doğru iterek gif haline getirebilirsiniz. 


iPHONE

Kameraya hızlı ulaşmak için yeni işletim sistemi iOS 10’da kilitli ekranı sola kaydırın, vakit ve beğeni kaybetmeyin. Tabii ki bir süre sonra fotoğraf albümü bir okyanusa dönüşecek. Artık fotolar içinde ‘sandalye’, ‘deniz’, ‘tatil’ gibi kelime bazlı aramalar yaparak en çok kalp alacak #tbt’ye ulaşmanız mümkün. 


WINDOWS 10

Windows’un da sesle yönetilen bir dijital asistanı var. Ancak Cortana’yı önce ayarlardan ‘Hey Cortana’ diyerek aktif hale getirmeniz gerekmekte. Onu ne kadar kullanırsanız sizi o kadar fazla tanıyacak.


PLAYSTATION 4
Oyun kolunun bataryası hızlı mı tükeniyor, özellikle de tam siz gole giderken? PS butonuna basılı tutup ‘Adjust Device’ seçeneğinden parlaklık ayarını düşürebilirsiniz.

Belki fark etmediniz ama oyun kolu DualShock 4’da bir kulaklık çıkışı var, FIFA’da gol yediğinizde kulaklığı hızlıca çıkararak seyirci, rakip ve spiker seslerinden sıyrılabilirsiniz. (Rakip yanınızda oturuyorsa kulaklığı takılı tutup ters tarafa bakın)


SNAPCHAT
Aynı ‘snap’e birden fazla filtre uygulamayla ilgili karşı konulamaz bir istek duyuyorsanız; ilk filtreyi ekledikten sonra parmağınızı ekrandan çekmeden diğer parmakla kaydırma yaparak diğer filtrelere geçebilirsiniz.

Snapchat data ve pil sömürmesiyle ünlü bir mecramız. Ayarlar’da Tercihler Yönet’e gidip Seyahat modunu aktif hale getirin, artık arka planda telefonu yiyip bitirmesin.


INSTAGRAM
Eski ‘stalker’lardan kim kaldı? Instagram’da kişiye özel bildirim almak mümkün. ‘Merak ettiğiniz!’ kişinin profiline girin, sağ üst köşedeki üç noktaya dokunup gönderi bildirimlerini açın, paylaşımlar ayağınıza gelsin.

Modern insanın kaderinde olan iki hadise var: Telefonu tuvalete düşürmek ve Instagram’da bir fotoyu yanlışlıkla beğenmek. İlki için bir çözüm yok, başınıza gelecek. Ancak Instagram’da birinin duvarında uçak modunda dolaşırsanız yanlışlıkla iki kere dokunsanız da kalp gitmiyor. (Bir arkadaş denemiş)

Instagram’ı bir foto edit programı olarak da kullanabilirsiniz. “Asıl Fotoğrafları Kaydet” opsiyonu açık olmak kaydıyla uçak modunda filtre kullandığınızda fotoları Instagram’da paylaşmadan rötuşlayabilirsiniz.


FACEBOOK
Facebook Messenger mobil uygulamasında karşı tarafa basketbol topu emojisi gönderin. Topa bastığınızda sizi bir sürpriz bekliyor.
Sevgilinizle olan Facebook geçmişini görmek istiyorsanız facebook.com/us adresine gitmeniz yeterli. Facebook’ta ilişkinizi ilan etmediyseniz linke tıkladığınızda sizi kendi sayfanıza yönlendiriyor.  Facebook’un mesajı oldukça açık.

Yazının devamı...
Uçakta ağlamasınlar!
4 Kasım 2016

Uçak seyahatlerini biz yolcular için tamamlayan klasik bazı öğeler var. Pilotun “Biz hep hazırız da işte kalkış izni bekliyoruz, kısmetten ötesi olmuyor, her şeyin başı sağlık” temalı kaderci anonsları mesela. Hostesin ebeveynlere, oksijen maskesini çocuktan önce kendilerine takmasını öğütleyen iyimserliğini buna ekleyebiliriz. Ya da uçak iniş yaptığında Türkçe yapılan “Lütfen kemerlerinizi bağlı tutun” anonsunun dilimize “Hep beraber el bagajınızı almaya çalışıp kapı açılana kadar üfleyip püfleyin çünkü uçaktan ilk inene şehrin anahtarını veriyorlar” diye çevrilmesini.

 

Ancak bir öğe daha var ki havacılık dünyasında farklı bir yere oturuyor: Ağlayan çocuklar. Sık seyahat yapan biri olarak çocuk ağlamasının uçuş deneyiminin iskeletini oluşturduğunu söyleyebilirim. Wright kardeşlerin ilk denemede pırpır uçağın içine bir bebek koyduğuna emin gibiyim. Ama bu öğenin tek oyuncusu çocuklar değil. Sanki evde hiç çocuğa kızmıyormuş gibi yapan panik anne-baba, bunun izlediği en iyi doğum kontrol kamu spotu olduğunu düşünen bekâr genç, kendi çocuğu (öyle veya böyle) büyüdüğü için söz konusu ebeveynin metotlarını ‘cık cık cık’layan şahıs da bu deneyimin vazgeçilmez parçaları.

 

Günün sonunda ise durumun acı çekeni çocuklar olmakta. Basınç onların kulaklarını çok daha fazla etkiliyor, tanımadığı ortamda endişeye kapılıyor, anne-babasının aşırı anlayışlı hallerinden de işkillenip “Madem öyle, ağlayayım” diyor. Başta çocuklar, tüm uçak ahalisini bir miktar daha rahatlatmak için ne yapabiliriz?

 

EN İYİ TABLETİ BUL

 

Çocuk susturucusu olarak tabletler emziklerin pabucunu dama atmış durumda. Burada satın alım kararını yaş aralıklarına göre vermek önem kazanıyor. 3-6 yaş arasındaki çocuklar için ‘Amazon Fire’ oldukça iyi bir seçenek. ‘Fire For Kids’ uygulaması sınır koymak için birebir. Biraz daha büyük çocuklar Android ve iOS app’lerini talep edecektir. iPad Mini 2’nin fiyatı nispeten makul hale geldi.

 

HEM ÖĞRENSİN HEM SUSSUN

 

Bebekler için yaşlarına göre ‘Bubbles’, ‘Where’s Gumbo’ adlı oyunları öneriyorum. Renk ve şekilleri öğrenmesini sağlayan
‘Busy Shapes’ app’i uçak dışı için de uygun.

 

BAVUL DEĞİL VİDEO HAZIRLA

 

Online video, çocuklar için TV’den çok daha kıymetli. Kaydetme seçeneği olmayan video sitelerinde ‘Icecream’ gibi ekran kaydetme programlarını kullanıp uçakta izlenecek videoları hazır etmek mümkün.  

 

OYUN, OYUN, OYUN

 

Burada okul çağı öncesinden bahsediyoruz. Daha büyük olanlar siz yalvarsanız bile Minecraft’tan başlarını kaldırıp ses çıkarmayacaklardır. ‘Toca Dance’ 4-8 yaş arasında bir hit haline gelmiş durumda. Bazı yetişkinlerin de gizli gizli oynadığını biliyoruz. Sanal bir seyahat kurgusuyla beslenen ‘Mini Road Trip’ oyunu da hem uçağı hem geziyi çocuk için normalleştirebilir.

Yazının devamı...
iPhone 7 almalı mı, almamalı mı?
21 Ekim 2016

En son diyeceğimi baştan söyleyeyim: iPhone 7 devrimci bir cihaz değil ama devrimci bir mobil deneyim geleceği için zemin hazırlayacak bir cesaretle karşımıza çıkmış durumda. Cesaret derken; tasarımına çok dokunmamak, kulaklık standardını değiştirmek, bugüne değil inovasyon tavanı yüksek yeniliklere yatırım yapmak gibi adımlardan bahsediyorum.

 

 

 TASARIM

 

Eğer önceliğiniz yeni bir telefon aldığınızın fark edilmesiyse, iPhone 7 sizin için doğru seçim olmayabilir. Yeni cihazı masaya koymak yetmeyecek; arzuladığınız statü sıçramasını cümle içinde ‘iPhone 7’ kelimelerini kullanmadan başarmanız kolay görünmüyor. iPhone 7, simsiyah (Jet Black) seçeneği hariç 6 ve 6S modellerinden çok büyük bir görüntü farklılığı sunmuyor. Jet Black modeli, metal gövdeyle ekran arasındaki geçişi dikkatle bakmadan fark edemeyeceğiniz çok şık bir tasarıma sahip. Cihaz her an elden kayacak hissi vermiyor, dolayısıyla elinizden daha az düşecek. Ancak arka gövdenin ‘jet’ hızıyla parmak izi tablosuna dönüştüğünü eklemek gerek.

 

 

 KULAKLIK MESELESİ

 

Evet, artık kulaklık çıkışı yok. Korkmayın, kutudan çıkan aparat sayesinde şarj çıkışına takarak kablolu kulaklıkları kullanabilirsiniz. Dolayısıyla telefonu şarj etme ile müzik dinlemeyi aynı anda yapmak artık mümkün değil. Büyük pil, dokunma (taptic) motoru, su geçirmezlik ve daha iyi işlemci için küçük bir bedel.

 

Ekim ayının sonunda Apple, kablosuz AirPod kulaklıkları da piyasaya sürecek. Siri ile kontrol edilebilen, iPhone ile otomatik bağlanan Mac ve iPad’lerle senkronize kullanılan heyecan verici bir ürün. Lakin bir risk mevcut. Kablolu kulaklıklar eskiden kulağımızdan kucağımıza iniş yaparken, kablosuz torunları artık yere düşebilecek. Satış fiyatının 779 lira olması bu durumu daha da endişe verici hale getiriyor. “Kahraman vatandaş yerde bulduğu AirPod’u sahibine teslim etti” başlıklı haberleri bekleyebiliriz.

 

 

 SU GEÇİRMEZLİK

 

Duymuşsunuzdur, yeni iPhone su geçirmiyor. Ama bu özelliği doğru okumak şart. “iPhone 7 aldım, o halde sualtı fotoğraf sergisi açmalıyım” gerçekçi bir yaklaşım değil. Yağmurda konuşurken endişe etmeyecek, telefonu tuvalete düşürdüğünüzde kendinizi üzüntüden çöllere vurmayacaksınız.

 

 

KAMERA

 

Kamera, iPhone 7’yi tercih etmek için en güçlü neden olarak öne çıkıyor. Özellikle az ışık performansı sayesinde günbatımı fotoğraflarınızın artık daha fazla beğeni almasını bekleyebilirsiniz. 7 megapiksele yükselen ön kamera da selfie’lerdeki kendinizle barışmanızı sağlayacak kadar başarılı. Asıl havadisse 7 Plus modelindeki çift lensli kamerada saklı. İkinci lens telefoto özelliğiyle 10X’e kadar digital zoom imkânı veriyor. Ancak beni daha çok, eşzamanlı çalışan ve iki ayrı fotoğraf çeken lenslerin yazılım güncellemeleriyle yapabilecekleri heyecanlandırıyor.

 

 

DİĞER YENİLİKLER

 

- Yeni dokunma motoru sayesinde cihazı kullanırken bazı kilit hareketlerde telefonun titrediğini hissediyoruz. Bu teknolojideki en büyük inovasyon alanının tabii ki oyunlarda olmasını bekleyebiliriz.

 

- Telefonda artık stereo hoparlör mevcut. Ses yüksekliği 6S’e göre iki kat artmış durumda. (Buna en çok bardaklar sevindi.)

 

- Yeni işlemci A10, iPhone 7’yi 6S’e göre yüzde 40 daha güçlü yapıyor.

 

- Daha büyük bir pil, daha iyi batarya ömrü anlamına geliyor. Ancak gerçekte farkın çok büyük olmadığını söylemeliyim.

 

- Cihaz artık 32 GB’lık modelden başlıyor. Arkasından konuşmak istemiyorum ama 16 GB’lık iPhone’u hiç kimse özlemeyecek.

 

 

SONUÇ

 

Eğer yeni bir telefon alma arifesindeyseniz, kontratınız ya da eski cihazınıza sabrınız dolduysa iPhone 7 kesinlikle pazardaki en güçlü seçeneklerden biri. Özellikle fotoğraf çekme önceliği olanlar 7 Plus’ı değerlendirmeli. 6S sahipleri içinse bence kontrat sonunu beklemek daha rasyonel görünüyor.

Yazının devamı...
Sonbaharda yapraklar dökülür, app’ler iner!
14 Ekim 2016

Havuzlar bana göre değil. 15 günlük yıllık izin hayalleri kurarken deniz de pek gelmiyor aklıma. Çok soğuk olan denize karşı boş da değilim ama ‘Atlantis’ten gelen adam’ elleriyle çıkacak kadar uzun kalamadım hiç içinde. Güneş derseniz, aramız limoni. Evet, yaz insanı değilim. Sıcağın temmuz, soğuğun klimalı halinden bezmiş şekilde her yıl eylül yolları gözlüyorum. Artık yazın bitişini sonbahara uygun mobil uygulamalarla kutlamaya hazırım.

 

Ne izleyeyim?

 

Eskiden müzik zevki bir insanla ilgili önyargı geliştirmek için kullandığımız enstrümanlardan biriydi. Şimdilerde buna ‘Hangi diziyi izliyorsun?’ da eklendi. Sonbaharla birlikte birçok dizinin yeni sezonu başlıyor, çöpe gidenlerin yerine yenileri geliyor. ‘Noluyo’ app’i ile özel izleme listeleri yapılabiliyor.

 

Ne giyeyim?

 

Televizyon kanalları ‘Bugün ne giysem’ sorusu etrafında dönen yarışmalarla reyting tokuşturmakta. Çünkü söz konusu soru(n)un ‘Groundhog Day’ filminden fırlamışçasına kendisini tekrarlamak gibi bir huyu var. Yanıtı ekranda birbirini iğneleyen genç gardırop savaşçılarında aramayın diye size özel app’ler de mevcut. Mesela ClosetSpace. Kıyafetlerinizi sisteme girdikten sonra havaya ve kendi havasına göre kombinler öneriyor.

 

Nereye bakayım?

 

Sonbaharda bakacağınız manzara ayağınıza geliyor. Yapraklardan söz ediyorum. Dökülen yaprakların hangi ağaca ait olduklarını Leafsnap adlı uygulama ile anlayabiliyoruz. Yaprağın fotosunu çekmek yeterli. Ayrıca kasımda aşkın başka olma ihtimaline karşı sevgiliyle yapılacak bir yaprak turu da romantik bir seçenek olabilir.

 

Nerede yaşayayım?

 

Emlak piyasasının en hareketli olduğu döneme de denk geliyor yılın ikinci baharı. Şehrin gürültüsünden uzak, metrobüse yürüyerek beş dakika mesafede, içi sıfırlanmış, lüks, tarihi binada, deniz manzaralı evler (emlakçılara göre yeryüzündeki tüm evler) kiracılarını bekliyor. Önerim, sürekli daha iyiye giden Hürriyet Emlak app’i.

 

Ne zaman yağacak?

 

Sıklıkla bu köşede tekrarladığım bir Özer Bal dizesi var: ‘Yağmurda yürümek güzeldir/ yürümüyorsan eğer.’ Islanmayı sevmiyoruz. Bu noktada ücretsiz Weather Underground benim favorilerim arasında.

 

 

Yazının devamı...
iOS 10’un yedi harikası!
1 Ekim 2016

Sararıp dökülmeden önce kızaran yapraklar ki onlar, şan verdiler ortalığa bütün bir sonbahar” demişti Can Yücel. Evet, şanıyla birlikte geldi sonbahar. Tatilin bittiğini haber verdiği için yıllarca öğrenci sıralarında hakkını yediğimiz yılın en güzel mevsimi. Duvarda asılı cihazların tuhaf bir soğuk üflememesinden anlıyoruz geldiğini. 10 liraya 4 kişinin palamuda doymasından, kazakların naftaline vedasından, saçların parmaklarda kalmasından biliyoruz. Ve tabii ki iOS’un yeni güncellemesinin gelmesinden de anlıyoruz Eylül’de olduğumuzu. Akıllı telefonlarla ilgili her değişiklik yaşama şekillerimizi doğrudan etkiliyor. Ve havanın serinlemesi kadar hayatla ilgili bir durum artık bir mobil işletim sistemi güncellemesi. Böyle bir çağda yaşıyoruz artık.

 

iOS 10 selefine göre önemli farklar içeriyor ve hemen hemen bütün işletim sistemleri gibi küçük görünüp hayat kolaylaştıran gizli saklı özellikleri mevcut. Bu yazı da onlarla ilgili.

 

- Bay bay Borsa: Cihaza yüklü gelen ve kaldırılamadığı için genelde ‘Burayı hiç açma’ adlı klasöre hapsedilen Apple uygulamaları artık silinebiliyor. Diğer app’ler gibi titretip çarpıyla çöpe gönderebilirsiniz.

 

 - Aman hemen çekin: Günümüzde hayatın en önemli şartlarından biri, içinde olduğunuz anı ölümsüzleştirmek isterken hayatı ıskalamak. Bu yüzden fotoğraf çekme ekranını açmakla açamamak arasında geçen her saniye insan için dram anlamına geliyor. iOS 10 ile kilitli ekranı sola iterek kolayca kamera uygulamasını açıp bu israfa son verebilirsiniz.

 

- iMessage sanatları: WhatsApp’ın mavi tik’inden mağdur olup iMessage’a geçiş yapanlar iOS 10 ile mesajlarını kendi el yazılarıyla veya çizim yaparak gönderebiliyor.

 

- Kalk yerine yat: Saat uygulamasının içine ‘Yatma Zamanı’ adlı yeni bir sekme eklendi. Kaçta uyanmak, kaç saat uyumak istediğinizi giriyorsunuz, uygulama size 4 bölüm üst üste Narcos izlemenin yeterli olduğunu söyleyerek ‘Haydi yatağa’ diyor.

 

- Kim aramış: Telefon çantada ya da arka odada olduğunda isterseniz Siri kimin aradığını söylüyor (Ayarlar<Telefon<Aramaları Duyur). Siri ile Whatsapp mesajı göndermek de Uber’den taksi çağırmak da mümkün.

 

- Para para para: Ayarlar<Harita<Sürüş Navigasyon rotasında ilerleyin. İşaretlediğinizde yol tarifinde ücretli yollar dahil edilmiyor. Ülkemiz için bir nevi ‘evinde otur’ demek gibi ama olsun.

 

- Basma dur: iOS 10’un en can sıkıcı yeniliği parmak izi yerine home tuşuna basma gerekliliği. Ayarlar<Genel<Erişebilirlik

Yazının devamı...