(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

"Uğur Cebeci" hakkında bilgiler ve tüm köşe yazıları Hürriyet Yazarlar sayfasında. "Uğur Cebeci" yazısı yayınlandığında hemen haberiniz olması için Hürriyet'i takip edin.
Uğur Cebeci
Havayolları kabini sıkıştırıyor
17 Aralık 2016

ABD’de yapılan araştırmada uçakların ortalama yolcu kapasitesinin 142’ye yükseldiği ortaya çıktı. İki yıl önce uçak başına koltuk ortalaması 137’ydi. Bu sürede havayolu filolarına ortalamayı değiştirecek kadar farklı uçak modelleri girmedi. Ama şirketler gelirlerini artırmak için koltuk kapasitelerini yükseltme yoluna gitti. Yoğun rekabet nedeniyle bilet fiyatları geçmiş yıllara göre pek fazla artırılamıyor. Büyük havayolları, düşük maliyetli şirketlerin kısa-orta mesafeden sonra uzun menzile de girmeye başlamasıyla fiyat baskısını enselerinde hissediyor. Havayolları, konfordan kısıp bilet fiyatını aşağıya çekmenin yolunu arıyor. Bu konuda şirketlerin elini kolunu havacılık otoritelerinin sınırlamaları bağlıyor.

 

 

KAPASİTE NASIL ARTIRILIYOR?

 

İNCE KOLTUKLAR: Koltuk aralığından 3 santimetrelik feragat, tek koridorlu bir uçakta neredeyse iki sıra yani 12 koltuk daha eklenmesine olanak sunuyor. Şirketler ince tasarımlı koltuklar sayesinde diz mesafesinden kısmadan bunu yapabiliyor. Havayolu da o uçuşta cirosunu yüzde 7 gibi bir oranda yükseltebiliyor. Havacılıkta maksimum kâr marjının yüzde 5 olduğu düşünüldüğünde bu ciddi bir miktar.

 

KORİDOR DARALIYOR: Koltuk aralığı kadar koltuk eni de önemli. Ortalama kiloların arttığı günümüzde tasarımda koridordan çalınıyor. Koltuklara ekleniyor.

 

SIKIŞIK TUVALET: Giderek tuvalet alanları daralıyor. Tuvalet sayısı da en aza indiriliyor. Bazı düşük maliyetli havayolları uçakta ikramı sattığı için minimal mutfak seçiyor. Bu alanlar kabine ekleniyor.

 

Subhas Menon

 

SİNGAPUR A350 İLE UÇMAK İSTİYOR

 

Türkiye’de gelecek yıl 30’uncu yılını kutlamaya hazırlanan Singapur Havayolları, Singapur-İstanbul Atatürk Havalimanı uçuşlarında Airbus A350XWB uçaklarını kullanmayı planlıyor. Yaşanan zorluklara rağmen Türkiye’den memnun olduklarını söyleyen Avrupa’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Subhas Menon, “İstanbul bizim için çok önemli. Burada THY ile ortak uçuşlarımız başarı bir işbirliği olarak devam ediyor. Türkiye’ye yeni kabin konsepti sunduğumuz A350XWB ile uçmak istiyoruz. Bundan sonraki hedefimiz ise 3. Havalimanı’na iki katlı Airbus A380’le gelebilmek” dedi.

 

2017’DE KABİN YATIRIMI

 

Singapur Havayolları’nın 10 yıla yakın süredir A380 kullandığını belirten Menon, “Önümüzdeki yıl uçakları 10 yıllık bakıma alırken kabini de yenileyeceğiz. Yolcularımıza sürpriz yapmayı planlıyoruz. Dünyada ‘first class’ talebi düşüyor. Business’ta büyük bir artış var. Ekonomideyse yolcular farklı hizmetler bekliyor. Bu nedenle reklam yıldızlarına değil personele ve teknolojiye yatırım yapıyoruz” diyor.

 

GÖKYÜZÜNDE 17 SAAT

 

Toplam 65 adet A350XWB siparişi veren havayolu, geçen ekim ayı sonunda Singapur – San Francisco seferlerine başladı. Bu uçuşun dönüşü 16 saat 55 dakika sürüyor. Airbus’a ayrıca A350 ailesinin ultra uzun menzilli 900 modelinden de sipariş veren şirket, 2018’de 19 saat sürecek Singapur-New York seferlerine de başlayacak. Bu uçuş çift motorlu uçakla gerçekleştirilecek en uzun havayolu seferi olacak.

Yazının devamı...
Havalimanı stresine karşı ne yapmalı?
15 Aralık 2016

Uçağını bekleyen kadın yolcunun gözü, önünde oturan yolcunun okuduğu gazeteye takıldı. Kendi fotoğrafı manşette ‘Şüpheli kaçıyor’ başlığı verilmişti! Şaşkınlığıyla birlikte ‘Neler oluyor’ diye söylenmeye başladı. Sonra gözü haber kanalına takıldı. Ekranda aynı fotoğraf vardı. Spiker şüpheli yolcunun kaçtığını söylüyordu. Etrafındaki diğer yolcular ona bakmaya başlamıştı... Yüzü kızardı. İstemsiz olarak dudaklarından ‘Ben yapmadım’ sözleri çıkmaya başladı. Tabi ki bu bir kamera şakasıydı. Bir kozmetik şirketinin 2013’te hazırlayıp sosyal medya üzerinden ‘stres testi’ adıyla yayılan video, izlenme rekoru kırdı. Bu aynı zamanda insanların beklenmedik anlarda nasıl strese gireceklerini gösteren bir testti. Çekimlerin havalimanında yapılmasının nedeni, birçok kişinin uçuş beklerken stres oranının hızla yükselmesiydi...

 

HAVALİMANI STRESİ

 

Birçok yolcu, uçuş korkusu olmamasına rağmen havalimanında büyük stres yaşıyor. Uçağa geç kalmaktan korkuyor. Uzun sıralarda zaman kaybına dayanamıyor. Pasaport sıraları veya gümrükten geçerken stres katsayısı hızla tırmanıyor. Veya beklemediği anda yaşadığı rötar onu altüst ediyor. Ne yapacağını şaşırıyor. Elde olmayan nedenleri bir kenara bırakırsak alacağınız önlemler ile stresinizi yönetebilirsiniz.

 

NE YAPMALI

 

1. HAVALİMANINA ERKEN GİDİN: Stresi azaltmanın ilk yolu zaman yönetimi. Türkiye’de havayolları uçuştan iç hatlar için en az 1 saat, dış hatlar için de en az 3 saat önce gelmenizi istiyor. Ekstra 30 dakika hatta yoğun dönemlerde bir saat daha erken havalimanına gidin.

 

2.ELEKTRONİK CHECK-IN YAPIN: Uçuş öncesinde hem koltuğunuzu seçin hem de kargoya verilecek bavulunuz yoksa sıra beklememek için elektronik check-in işlemini yapın.

 

3. GÜVENLİK İÇİN HAZIR OLUN: Stres oranı, güvenlik noktalarına gelindiğinde en yükseğe çıkıyor. Kimliğinizi, pasaportunuzu elinize alın, çantanızdan çıkaracağınız dizüstü bilgisayar veya tabletinizi çantadan hazırlayın.

 

4. GÜN ORTASINI TERCİH EDİN: Havalimanlarının en yoğun saatleri sabah ve akşam. Gün ortasında daha az uçuş nedeniyle check-in kontuarlarında ve güvenlikte daha az sıra bekleyeceğinizi unutmayın.

 

5. HAZIRLIKLI OLUN: Havacılıkta bazen beklenmedik gelişmeler sizin havalimanında kalacağınız saatleri uzatabilir. Uzun bir rötarda okuyacağınız bir kitap zamanın su gibi akıp gitmesini sağlayabilir. Veya kulaklığınızı takıp cep telefonunuzdan şarkı dinleyebilirsiniz.

 

6. ÜCRETSIZ WIFI: Birçok havalimanında ücretsiz kablosuz internet bağlantısı veriliyor. WIFI bağlantısını yakalayıp internete zaman harcayabilirsiniz. Cep telefonunuzun bataryası hızla bitebilir. Bunun için yanınızdan şarj aletinizi ayırmayın.

 

7. NEREDE BEKLEYECEKSİNİZ: Hazırlıklardan biri de rötar olduğunda terminalde bekleyeceğiniz veya zaman harcayabileceğiniz noktaları belirlemek. Havalimanına gitmeden bunu yapabileceğiniz gibi uçağa binmeden önce de alışveriş yapacağınız mağazaları veya yemek yiyeceğiniz restoranı gözünüze kestirebilirsiniz.

 

8. SPOR YAPIN, STRESİ AZALTIN: Havalimanına gitmek için yola çıkmadan önce yapacağınız kısa bir spor gününüzün daha iyi geçmesini sağlayabilir. Veya havalimanında beklerken eğer terminal büyükse kısa yürüyüşler yapabilirsiniz. Son yıllarda havalimanında yoga giderek popüler hale geliyor. Hatta özel yoga noktaları açılıyor.

 

TERAPİ DOMUZU

 

ABD’deki birçok havalimanında ‘terapi köpekleri’ görev yapıyor. Günün belirli saatlerinde özel eğitimli köpekler bakıcılarıyla birlikte yolcular arasında dolaşıyor. Hatta terminal işletmecilerinin bu iş için kadrolu köpekleri bile var.

 

Birçok yolcu köpekleri seviyor. Onlarla oynuyor. Çocuklar köpeklere büyük ilgi gösteriyor. Dikkatleri hemen dağılıyor. Yapılan bilimsel araştırmalar terapi köpeklerinin stresi azaltmakta büyük bir katkıya sahip olduğuna dikkat çekiyor.

 

SAN FRANCISCO HAVALİMANI’NDA BİR İLK

 

San Francisco Havalimanı işletmecisi, köpeklerle birlikte kedi ve tavşan da kullanıyor. Ama bu hayvanlara geçen gün bir domuz katıldı. LiLou adı verilen dişi domuz, mavi tül etekliği ile terminalde dolaşmaya başladı. Plastik mini piyano da çalabilen domuz, yolcuların çıkardığı bazı sesleri de taklit edebiliyor. Müslüman yolcular domuza mesafeli. Ancak havalimanı yetkilileri ilgiden memnun.

Yazının devamı...
Havalimanı stresine karşı ne yapmalı?
12 Aralık 2016

Uçağını bekleyen kadın yolcunun gözü önünde oturan yolcunun okuduğu gazete takıldı. Kendi fotoğrafı manşette ‘Şüpheli kaçıyor’ başlığı ile verilmişti! Şaşkınlığı ile birlikte ‘Neler oluyor’ diye söylenmeye başladı. Sonra gözü haber kanalına takıldı. Ekranda aynı fotoğraf vardı. Spiker şüpheli yolcunun kaçtığını söylüyordu. Etrafındaki diğer yolcular ona bakmaya başlamıştı… Yüzü kızardı. İstemsiz olarak dudaklarından ‘Ben yapmadım’ sözleri çıkmaya başladı.

Tabi ki bu bir kamera şakasıydı. Bir kozmetik şirketinin 2013’te hazırlayıp sosyal medya üzerinden ‘stres testi’ adıyla yayılan video, izlenme rekoru kırdı. Bu aynı zamanda insanların beklenmedik anlarda nasıl strese gireceklerini gösteren bir testti. Çekimlerin havalimanında yapılmasının nedeni, birçok kişinin uçuş beklerken stres oranının hızla yükselmesiydi…

HAVALİMANI STRESİ

Birçok yolcunun uçuş korkusu olmamasına rağmen havalimanında büyük stres yaşıyor. Uçağa geç kalmaktan korkuyor. Uzun sıralarda zaman kaybına dayanamıyor. Pasaport sıraları veya gümrükten geçerken stres katsayısı hızla tırmanıyor. Veya beklemediği anda yaşadığı rötar onu altüst ediyor. Ne yapacağını şaşırıyor.
Elde olmayan nedenleri bir kenara alırsak alacağınız önlemler ile stresinizi yönetebilirsiniz.

NE YAPMALI
1. HAVALİMANINA ERKEN GELİN: Stresi azaltmanın ilk yolu zaman yönetimi. Türkiye’de havayolları uçuştan iç hatlar için en az 1 saat, dış hatlar için de en az 3 saat önce gelmenizi istiyor. Ekstra 30 dakika hatta yoğun dönemlerde bir saat daha erken havalimanına gelin.

2. ELEKTRONİK CHECK-IN YAPIN: Uçuş öncesinde hem koltuğunuzu seçin, hem de kargoya verilecek bavulunuz yoksa sıra beklememek için elektronik check-in işlemini yapın.

3. GÜVENLİK İÇİN HAZIR OLUN: Stres oranı, güvenlik noktalarına gelindiğinde en yükseğe çıkıyor. Kimliğinizi, pasaportunuzu elinize alın, çantanızdan çıkartacağınız dizüstü bilgisayar veya tabletinizi çantadan çıkartın.

4. GÜN ORTASINI TERCİH EDİN: Havalimanlarının en yoğun saatleri sabah ve akşam. Gün ortasında daha az uçuş nedeniyle check-in kontuarlarında ve güvenlikte daha az sıra bekleyeceğinizi unutmayın.

5. HAZIRLIKLI OLUN: Havacılıkta bazen beklenmedik gelişmeler sizin havalimanında kalacağınız saatleri uzatabilir. Uzun bir rötarda okuyacağınız bir kitap zamanın su gibi akıp gitmesini sağlayabilir. Veya kulaklığınızı takıp cep telefonunuzdan şarkı dinleyebilirsiniz.

6. ÜCRETSIZ WIFI: Birçok havalimanında ücretsiz kablosuz internet bağlantısı veriliyor. WIFI bağlantısını yakalayıp internete zaman harcayabilirsiniz. Cep telefonunuzun bataryasının hızla bitebilir. Bunun için yanınızdan şarj aletinizi ayırmayın.

7. NEREDE BEKLEYECEKSİNİZ: Hazırlıklardan biri de rötar olduğunda terminalde bekleyeceğiniz veya zaman harcayabileceğiniz noktaları belirlemek. Havalimanına gitmeden bunu yapabileceğiniz gibi uçağa binmeden önce de alışveriş yapacağınız mağazaları veya yemek yiyeceğiniz restoranı gözünüze kestirebilirsiniz.

8. SPOR YAPIN STRESİ AZALTIN: Havalimanına gitmek için yola çıkmadan önce yapacağınız kısa bir spor gününüzün daha iyi geçmesini sağlayabilir. Veya havalimanında beklerken eğer terminal büyükse kısa yürüyüşler yapabilirsiniz. Son yıllarda havalimanında yoga giderek popüler hale geliyor. Hatta özel yoga noktaları açılıyor.

Terapi domuzu

ABD’deki bir çok havalimanında ‘terapi köpekleri’ görev yapıyor. Günün belirli saatlerinde özel eğitimli köpekler bakıcıları ile birlikte yolcular arasında dolaşıyor. Hatta terminal işletmecilerinin bu iş için kadrolu köpekleri bile var.

Birçok yolcu köpekleri seviyor. Onlarla oynuyor. Çocuklar köpeklere büyük ilgi gösteriyor. Dikkatleri hemen dağılıyor. Yapılan bilimsel araştırmalar terapi köpeklerinin stresi azaltmakta büyük bir katkıya sahip olduğuna dikkat çekiyor.

SAN FRANCİSCO HAVALİMANI’NDA BİR İLK!

San Francisco Havalimanı işletmecisi, köpeklerle birlikte kedi ve tavşan da kullanıyor. Ama bu hayvanlara geçtiğimiz gün bir domuz katıldı. LiLou adı verilen dişi domuz, mavi tül etekliği ile terminalde dolaşmaya başladı. Plastik mini piyano da çalabilen domuz, yolcuların çıkardığı bazı sesleri de taklit edebiliyor. Müslüman yolcular domuza mesafeli. Ancak havalimanı yetkilileri ilgiden memnun.

Yazının devamı...
Biletler bedava mı olacak?
9 Aralık 2016

Kim bedava uçmak istemez ki? Düşünün havayolunun  internet sitesine girip rezervasyon yaptırır gibi bedavaya biletinizi ayırtıyorsunuz. Sonrasında uçuş tarihiniz gelince havalimanına gidiyorsunuz ve uçağa biniyorsunuz...

 

‘Ücretli uçak tuvaleti’, ‘Ayakta yolcu alımı’ gibi ilginç fikirleri ortaya atıp tartışılmasını sağlayan Ryanair’in patronu Michael O’Leary şimdi de ‘bedava bilet’ kavramıyla sektörü altüst etmeye hazırlanıyor. Londra’da gerçekleştirilen Havalimanı İşletmecileri Birliği’nin toplantısında konuşan O’Leary, 5 yıl içinde ciddi sayıda ‘bedava bilet’ vereceklerini iddia etti.

 

PEKİ NASIL PARA KAZANACAK?

 

Havayolu şirketleri bilet fiyatını çekebildiği kadar aşağıya indiriyor. Ama bir yandan da ekstra hizmetleri ücretli yapıyor. Yani bavulunuz ağır mı, cam kenarında mı oturmak istiyorsunuz veya uçakta ikram mı istiyorsunuz? Hemen ekstra ücretler devreye giriyor. Durum bazen öyle bir hal alıyor ki, bilet fiyatından daha fazla ek ücretlere ödüyorsunuz. Sadece düşük maliyetli değil artık tüm havayolları tarafından uygulanan bu politikaya yolcular da alışmış durumda.

 

RYANAİR’IN İLGİNÇ TAKTİĞİ

 

İrlanda merkezli havayolu son yıllarda özellikle Avrupa’da artan havalimanı vergilerine takmış durumda. Devletlerin fazla vergi aldığını iddia eden O’Leary, havalimanı işletmecilerine ‘birlikte para kazanalım’ diyor:

 

“Yolcuyu ben getiriyorum ama parayı havalimanı kazanıyor. Yolcu, uçağını beklerken alışveriş yapıyor. Restoranda yemek yiyor. Artık havalimanı işletmecileri, yolcudan terminalde kazandığı parayı havayolları ile paylaşmak zorunda...”

 

Şirket buradan elde edilecek gelirle uçaktaki bazı biletleri ‘ücretsiz’ hale getirmek istiyor. Bu durumun nasıl olacağı merakla bekleniyor.

 

GARANTİLİ YOLCU

 

Ryanair, 2015’te Hırvatistan’daki Zadar Havalimanı ile ilginç bir anlaşma yaptı. İki yılda Ryanair bölgeye gelen turist sayısını en az yüzde 20 artırma sözü verdi. Şirket, uygun fiyatlı uçuşlarla bölgede önemli bir hareketlilik oluşturacağını belirtti. Bunun karşılığında da 612 bin Euro’luk indirim aldı. Benzer anlaşmaları yapmak için bazı havalimanlarının Ryanair ile pazarlık ettiği de gelen haberler arasında.

 

YENİ PARA KAZANMA YOLU

 

Yapılan araştırmalar geçen yıl havayolu şirketlerinin bilet satışı dışında elde ettiği gelirin 59.2 milyar dolara ulaştığına dikkat çekiyor. Bu yıl için gelir hedefi 70 milyar dolar.

 

Sektör en çok parayı fazla bagajdan kazanıyor. Ek gelir cirosunun yüzde 30’unu fazla bagaj oluşturuyor.

 

 Fazla bagajı kabinde yapılan yiyecek-içecek satışı (yüzde 25) ve koltuk seçimi (yüzde 15) izliyor.

 

Havayolları ayrıca internet siteleri üzerinden biletle birlikte sattıkları araç kiralama, otel, sigorta gibi ek hizmetlerden de aldıkları gelirleri hızla artırıyor.

Yazının devamı...
Dünyanın en kısa kargo uçuşu
26 Kasım 2016

Dünyanın en kısa geniş gövdeli kargo uçuşunu DHL’nin önümüzdeki ocak ayında Almanya operasyonunun başına geçecek Türkiye Genel Müdürü Markus Reckling’den duyduğumda hemen katılmak istedim. Reckling ile birlikte şirketin Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Tonguç’la Atatürk Havalimanı’nda buluştuk.

 

DHL’in kurduğu tesislerde, İstanbul’da Avrupa yakasından gelen kargolar ayrılıyor ve konteynerlere yerleştiriliyor. Gümrükleme işlemi yapılıyor. Güvenlik çok önemli. Tüm gönderiler x-ray cihazından geçiriliyor. Zaman zaman özel eğitimli köpekler kuşkulu kargoların peşine düşüyor.

 

 

DÖRT BACAKLI UÇUŞ

 

Kargo ile birlikte uçağa geçiyoruz. DHL adına bu seferleri MNG Havayolları gerçekleştiriyor. Kapasitenin yarısı DHL’in. Bu nedenle uçağın kuyruğu DHL’in sarı rengine boyanmış. TC-MCA tescilli A300-600, Airbus imalat hattından kargo uçağı olarak imal edilmiş. Kargo kapasitesi 49 ton.

 

Yükler büyük bir hızla uçağa yükleniyor. Uçuş ekibimiz Kaptan Pilotlar Tevfik Hancı ve Bahri Yıldız, İkinci Pilot Kazım Ceylan ile Yükleme Uzmanı Burak Çaylak’tan oluşuyor. Rota, Atatürk-Sabiha Gökçen, oradan da Almanya’da önce Leipzig’e yani DHL’in ana merkezine, sonrasında da Köln’e uzanıyor. Hedef, uçağın sabah 08.00’de Atatürk Havalimanı’na dönmesi. Toplam süre yerde geçen zamanla birlikte 11 saati buluyor.

 

Kapı kapatmamıza yakın Sabiha Gökçen’in yoğun kapasitesi nedeniyle 50 dakika rötar geliyor. Operasyon o kadar dakik planlanmış ki, yükler aktarma noktalarına indiğinde bu gecikmenin nasıl kapatılacağı hemen planlanıyor.

 

 

NEDEN GEÇ KALIYORUZ

 

Kalkış için beklerken aklıma Sabiha Gökçen’in durumu geliyor. Paralel pist için çok geç kalındı. “Mevcut pistte uçakların teker koyduktan sonra daha çabuk çıkıp trafik akışını rahatlatacakları ‘hızlı taksi yolları’ niye yıllar önce yapılmadı” sorusu aklımda dolaşıyor. Bu plansızlığın cefasını yolcular rötarla, ihracatçı geciken kargosuyla çekiyor. Kargo kapımızı kapattık. Push back aracının hava trafik kontrol merkezinden gelecek talimatla bizi geri geri itiyor. En kısa seferimiz başlıyor. Motor çalıştırma derken pist başına doğru ilerliyoruz. Kalkışta iki numarayız.

 

 

ALÇAKTAN İSTANBUL MANZARASI

 

A300-600 giderek hızlanıyor. Pistin ortasından kesiliyoruz. Tatlı bir açıyla kuzeye doğru seyir yüksekliğimiz olan 6 bin feet yani 2 bin metreye hemen tırmanıyoruz. Hemen sağa dönüp Boğaz’a doğru ilerliyoruz. İstanbul havadan gece de güzel. Kalkıştan kısa bir süre sonra uçağımız Sabiha Gökçen Havalimanı üzerine geliyor. Kontrolör bizi Marmara Denizi’ne doğru döndürüyor. Adaları geçtikten sonra pisti karşılıyoruz. Hızımız kademeli olarak düşüyor ve iniş takımlarını açıyoruz. Artık iniş sırası bizde.

 

Yan rüzgâr hamleli vurup uçağımızı pist dışına itmeye çalışsa da A300-600  06/24 pistine oturuyor. Yolcu terminali solumuzda, kargo ise sağda. Kargo terminaline dönmek için taksi yolu tam pistin ortasına yapılmış. Yani koca uçağın pistin tam ortasında yavaşlaması ve 90 derece dik inşa edilen taksi yolundan çıkması için neredeyse tam durması gerekiyor. Tabii ki uçağımız durmuyor. Pist sonuna kadar devam ediyoruz. Sola dönüp aradan geçiş için yine sıra bekliyoruz. İki uçağın inmesini, birinin de kalkmasını bekleyip yeniden pisti aşıp karşıya ulaşıyoruz. Apronda buradan alınacak kargo bizi bekliyor. Ekiple vedalaşıp uçaktan iniyoruz. Onların önünde ise 3 bacak uçuş daha var.

 

 

DÜNYANIN EN KISA UÇUŞLARI

 

1. Westray - Papa Westray, İskoçya: İki nokta arasındaki mesafe 2,7 km ve uçuş süresi 47 saniye.

 

 2. Caye Chapel - Caye Caulker, Karayipler: 3,9 kilometrelik mesafedeki seferi Maya Island Air şirketi 2 dakikada gerçekleştiriyor.

 

3. Karpathos - Kasos, Yunanistan: On İki Adalar’ın bu iki adası arasındaki mesafe 19,3 kilometre. Olympic havayolu şirketi bu seferi yaklaşık 5 dakikada gerçekleştiriyordu.

 

4. Connemara - Inishmaan, İrlanda: Mesafe 16 km, süre 6 dakika.

 

5. St. Gallen-Altenrhein (İsviçre) – Friedrichshafen (Almanya): Feribotla 1.5 saat süren yolculuk, uçakla 8 dakikaya indirildi.

 

5 YILDA 100 MİLYON EURO

 

DHL, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan üç yıldır operasyon yapıyor. Böylelikle İzmit ve Bursa’daki müşterilerine daha iyi hizmet veriyor. Hızlı paket kargo taşıyıcıları için en önemli kural, geç alınan gönderinin bir sonraki güne kalmadan hemen gideceği yere ulaştırılması. 2020’ye kadar Türkiye planında 100 milyon Euro’luk yatırım hedefleyen şirket, Üçüncü Havalimanı’nda da mevcut kapasitesini beşe katlayacak.

Yazının devamı...
Çantadan laptop çıkarma devri bitiyor
25 Kasım 2016

Çantanızdan laptopunuzu yani diz üstü bilgisayarınızı çıkartıyorsunuz, ayrı bir kutuya koyuyorsunuz. Sonra sıra sıvılara geliyor. Her biri 100 ml’yi aşmayan ambalajlardaki parfümünüzden şampuana, diş macunundan lens solüsyonuna sıvıları şeffaf bir poşete koyuyorsunuz. Bunlar çantanızdan ayrı olarak x-ray cihazından geçiyor. Dakikalar akıyor, sıralar uzuyor ve uçaklar kaçıyor…

Bu dert, yeni nesil x-ray cihazları ile son bulacak. Üç boyutlu, yeni nesil cihazların ilk olarak Amsterdam Schiphol Havalimanı’nda kullanılmaya başlandı. İki yıl süren testlerin ardından hizmete giren cihaz sayesinde yolcuların artık dizüstü bilgisayarlarını çantalarından çıkartıp ayrı tarama işleminden geçirtmelerine gerek kalmadı.

Havalimanlarında tespit edilmesi en zor patlayıcıların başında şekil verilebilen plastik patlayıcılar geliyor. Dizüstü bilgisayarın içine gizlenmiş ince bir tabaka patlayıcı dikkatli bir güvenlik görevlisi tarafından tespit edilebiliyor. Bu nedenle bilgisayarlar çıkartılarak ayrı olarak cihazdan geçiriliyor. Benzer durum sıvılar için de geçerli.

Hedef yüzde 50 zaman tasarrufu

Günümüzde havalimanlarında statik olarak çalışan x-ray yani röntgen cihazları kullanılıyor. Bu cihazların yerlerini üç boyutlu tarama yapabilen, yüksek çözünürlüklü görüntü verebilen ve ‘CT’ olarak adlandırılan tarayıcılara bırakıyor.

Üç boyutlu olarak tarama yapan cihazlardaki her türlü tehlikeli madde hızlı bir şekilde tespit ediliyor. Sistem iş yükünü alırken operatörün de daha uzun çalışmasına imkân sunuyor.
Amsterdam Havalimanı’nda yapılan testlerde laptop çıkarma, sıvıları ayırma gibi işlemlerin ortadan kalkması ile işlemlerin yüzde 35 oranında hızlandığı tespit edildi. Hedef sistem üzerinde yapılacak değişikliklerle en az yüzde 50 zaman tasarrufu.

Ayakkabı çıkartmaya son

ABD’de yolcuların en büyük şikâyetlerinin başında güvenlikle ayakkabıların çıkartılması geliyor. Sayıları hızla artan yeni nesil kapı tarayıcılar ile bu derdin önümüzdeki yılsonuna kadar bitmesi öngörülüyor. Toplam 50 milyon dolarlık yatırımla yeni nesil kapılar tüm havalimanlarında yaygınlaşacak.

Araç kiralar gibi bebek arabası kiralayın

Uçağa binerken kargoya verdiğiniz bebek arabasının, araç koltuğunun kırıldığını veya başına bir aksilik geldiğini düşünün… Ne yapacaksınız? Bütün tatil zehir mi olacak?

Bu gibi riskleri en aza indirmek için 34 yaşında genç bir girişimci olan Umut Gürkan, özel bir hizmet geliştirdi. Tiny Miny markasıyla çocuğunuzla seyahat sırasında taşıması zor olan bebek arabası, ana kucağı, bebek oto koltuğu gibi ürünleri kiralıyorsunuz. TAV Havalimanları’nın ‘Primeclass’ hizmetiyle birlikte uçarken inerken görevliler sizi karşılıyor ve kiraladığınız ürünü teslim ediyor.

İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes, Milas-Bodrum Havalimanları’nda verilen hizmet önümüzdeki aylarda İstanbul Sabiha Gökçe, Antalya ve Dalaman Havalimanlarında da yaygınlaşacak.
Hijyenik olarak temizlenen ürünlerin günlüğü Baston arabalarda 15 TL, ana kucağı-oto koltuğu 20 ve oto koltuk yükselticilerinde ise 12 TL’den başlıyor

Şirket yakın zamanda mama sandalyesi, park yatak ve ailelerin bebekleri ile seyahati sırasında ihtiyaç duyabileceği tüm ürünleri sisteme dâhil etmeyi hedefliyor.

Yazının devamı...
Çantadan laptop çıkarma devri bitiyor
19 Kasım 2016

Çantanızdan laptop’unuzu yani dizüstü bilgisayarınızı çıkartıyorsunuz, ayrı bir kutuya koyuyorsunuz. Sonra sıra sıvılara geliyor. Her biri 100 ml’yi aşmayan ambalajlardaki parfümünüzden şampuana, diş macunundan lens solüsyonuna sıvıları şeffaf bir poşete koyuyorsunuz. Bunlar çantanızdan ayrı olarak x-ray cihazından geçiyor. Dakikalar akıyor, sıralar uzuyor ve uçaklar kaçıyor...

 

Bu dert, yeni nesil x-ray cihazlarıyla son bulacak. Üç boyutlu, yeni nesil cihazlar ilk olarak Amsterdam Schiphol Havalimanı’nda kullanılmaya başladı. İki yıl süren testlerin ardından hizmete giren cihaz sayesinde yolcuların artık dizüstü bilgisayarlarını çantalarından çıkartıp ayrı tarama işleminden geçirtmelerine gerek kalmadı. Havalimanlarında tespit edilmesi en zor patlayıcıların başında şekil verilebilen plastik patlayıcılar geliyor. Dizüstü bilgisayarın içine gizlenmiş ince bir tabaka patlayıcı dikkatli bir güvenlik görevlisi tarafından tespit edilebiliyor. Bu nedenle bilgisayarlar çıkartılarak ayrı olarak cihazdan geçiriliyor. Benzer durum sıvılar için de geçerli.

 

 

Günümüzde havalimanlarında statik olarak çalışan x-ray yani röntgen cihazları kullanılıyor. Bu cihazlar yerlerini üç boyutlu tarama yapabilen, yüksek çözünürlüklü görüntü verebilen ve ‘CT’ olarak adlandırılan tarayıcılara bırakıyor.

 

Üç boyutlu olarak tarama yapan cihazlardaki her türlü tehlikeli madde hızlı bir şekilde tespit ediliyor. Sistem iş yükünü alırken operatörün de daha uzun çalışmasına imkân sunuyor. Amsterdam Havalimanı’nda yapılan testlerde laptop çıkarma, sıvıları ayırma gibi işlemlerin ortadan kalkmasıyla işlemlerin yüzde 35 oranında hızlandığı tespit edildi. Hedef, sistem üzerinde yapılacak değişikliklerle en az yüzde 50 zaman tasarrufu.

 

 AYAKKABI ÇIKARTMAYA SON

 

ABD’de yolcuların en büyük şikâyetlerinin başında güvenlikle ayakkabıların çıkartılması geliyor. Sayıları hızla artan yeni nesil kapı tarayıcılar ile bu derdin önümüzdeki yıl sonuna kadar bitmesi öngörülüyor. Toplam 50 milyon dolarlık yatırımla yeni nesil kapılar tüm havalimanlarında yaygınlaşacak.

 

ARAÇ KİRALAR GİBİ BEBEK ARABASI KİRALAYIN

 

Uçağa binerken kargoya verdiğiniz bebek arabasının, araç koltuğunun kırıldığını veya başına bir aksilik geldiğini düşünün... Ne yapacaksınız? Bütün tatil zehir mi olacak?

Bu gibi riskleri en aza indirmek için 34 yaşında genç bir girişimci olan Umut Gürkan, özel bir hizmet geliştirdi. Tiny Miny markasıyla çocuğunuzla seyahat sırasında taşıması zor olan bebek arabası, ana kucağı, bebek oto koltuğu gibi ürünleri kiralıyorsunuz. TAV Havalimanları’nın ‘Primeclass’ hizmetiyle birlikte uçarken inerken görevliler sizi karşılıyor ve kiraladığınız ürünü teslim ediyor. İstanbul Atatürk, Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes, Milas-Bodrum Havalimanları’nda verilen hizmet önümüzdeki aylarda İstanbul Sabiha Gökçen, Antalya ve Dalaman Havalimanları’nda da yaygınlaşacak. Hijyenik olarak temizlenen ürünlerin günlüğü baston arabalarda 15 TL, ana kucağı-oto koltuğu 20 TL ve oto koltuk yükselticilerinde ise 12 TL’den başlıyor. Şirket yakın zamanda mama sandalyesi, park yatak ve ailelerin bebekleriyle seyahati sırasında ihtiyaç duyabileceği tüm ürünleri sisteme dahil etmeyi hedefliyor.

 

Yazının devamı...
Seyşeller artık daha yakın
12 Kasım 2016

Un gibi incecik beyaz kum sahil... Palmiye ağaçları... Alabildiğince yeşillik ve mercan resifleriyle oluşmuş bir deniz... Hint Okyanusu’nun popüler noktası Seyşeller’e ilgi giderek artıyor. Bunda son yıllarda artan uçuşların da etkisi var: Körfezdeki havayollarının bağlantı sağladığı adaya artık Türk Hava Yolları da uçmaya başladı. İstanbul’dan 7 saat 50 dakikada saat farkı yaşamadan Seyşeller’e iniyorsunuz.

 

 

ISSIZLIĞIN ORTASINDA

 

VİZE YOK: Seyşeller’e girerken vizeyi kapıdan alıyorsunuz. En az 6 ay geçerli pasaportunuz, kaldığınız otelin bilgileri ile uçak biletinizin kâğıt çıktısı yanınızda olsun.

 

SEZON 12 AY: Dönem dönem yağmur yağışları etkili olsa da Seyşeller’de sezon 12 ay. Hava sıcaklığı ortalama 25-32 derece arasında değişiyor. Nem kış döneminde biraz daha yüksek. Hatırlatmakta fayda var, yaz ayları daha kuru geçiyor.

 

ELEKTRİK SİSTEMİ: Seyşeller’de elektrik sistemi 240 volt. İngiliz usulü üçlü girişli ‘G’ tipi prizler kullanılıyor. Bazen adaptör otellerde kalmayabiliyor. Yanınızda bulundurmakta fayda var.

 

CEP TELEFONU ÇEKMEYEBİLİYOR: Cep telefonu sinyalleri çok güçlü değil. Özellikle cepten internete bağlanmak sıkıntılı. Ancak her otelin güçlü kablosuz bağlantı hizmeti var.

 

HİZMET KALİTESİ: Seyşeller’de çalışanların hepsi ülke vatandaşı. Dışarıdan işçi alınmıyor. Bu nedenle otellerde hizmet çok hızlı değil.

 

BUNLARI YAPIN

 

DALIŞ: Mercan resifleriyle süslü denizin altındaki yaşam muhteşem. Tüplü dalış yapabilirsiniz. Eğitiminiz yoksa takın bir deniz gözlüğü ve su altını keşfedin.

 

SU SPORLARI: Otellerde kanodan sörfe, jetski’den paraşüte kadar farklı su sporları müşterilerin hizmetine sunuluyor. Spor yapmak isterseniz, otellerde tenis kortları, golf sahaları mevcut.

 

TEKNE TURLARI: Günübirlik veya haftalık turlarla adaları dolaşabilirsiniz.

 

HEDİYELİK EŞYA: Adanın sembolü, ‘Coco de Mer’ olarak adlandırılan yaklaşık 20 kilogramlık meyve. Kadın vücuduna benzetilen meyveyi ülke dışına çıkartmak için özel izin ve vergi ödeniyor.

 

NE YİYELİM: Muz adanın milli meyvesi. Muz cipsini tadın. Seyşeller’de ülkeye hakim olan Krevol mutfağı. Yemeklerde balık ve pirinç en çok kullanılan ana malzemeler.

 

GECE HAYATI: Adada en hareketli gece hayatı başkent Victoria’daki bar ve kulüpler. Dükkânlar genellikle 18.00’de kapanıyor. Doğa Tarihi ve Ulusal Tarih müzelerini de gezebilirsiniz.

 

NEREDE KALALIM

 

Her bütçe için farklı fiyatlar sunan oteller mevcut. Oteliniz ana ada Mahe’de mi, yoksa diğer adalarda mı iyi araştırın. Bazı adalarda birkaç odalı butik oteller de var. Tatil sürenizin önemli bölümü otelde geçtiği için sunulan hizmetler, yemekler çok önemli. Servis kalitesini de otel seçiminde dikkate alın. Otel fiyatları genellikle oda-kahvaltı olarak veriliyor.

 

OTELLERE ULAŞIM

 

Ana ada Mahe’de kalıyorsanız, otelin uzaklığına göre süre 30 dakika ile 1 saat arasında değişiyor. Yollar virajlı. Diğer adalara pervaneli Twin Otter tipi uçaklarla veya sürat botları ile ulaşabilirsiniz. Genellikle sürat botları ve 10 dakikalık uçuşun fiyatları neredeyse aynı. Okyanus dalgalı olduğunda uçağı tercih edin.

 

NASIL GİDERİM

 

Son yılların popüler tatil noktasına İstanbul’dan THY ile direkt uçabilirsiniz. Körfez bölgesinden Emirates ve Etihad da günlük sefer yapıyor. Katar Havayolları ise 12 Aralık’tan itibaren Doha’dan Seyşeller’e uçmaya başlayacak.

 

TÜRK HAVA YOLLARI: 31 Ekim’den itibaren Seyşeller’e uçmaya başlayan THY’nin seferleri salı, cuma ve pazar günleri karşılıklı yapılıyor. Atatürk Havalimanı’ndan saat 20.55’te kalkan uçak, ertesi gün saat 05.45’te Seyşeller’in merkezi olan Mahe Adası’ndaki havalimanına iniyor. Dönüş günleri ise pazartesi, çarşamba ve cumartesi. Saat 07.10’da kalkan A330-300 tipi uçak 13.55’te İstanbul’a iniyor. THY’nin önümüzdeki aralık ayında ortalama ekonomi sınıfı, gidiş-dönüş, tüm vergi ve harçlar dahil fiyatlar 2 bin 491 TL’den başlıyor. Uçuş süresi İstanbul’dan 7 saat 50 dakika.

 

EMIRATES: Havayolunun Boeing 777-300ER’larla gerçekleştirilen uçuşları Dubai aktarmalı yapılıyor. İstanbul-Dubai arası 3 saat 15 dakika, Dubai’den de Seyşeller 4 saat 35 dakika sürüyor. Aralık için en ucuz bilet, İstanbul çıkışlı, Dubai aktarmalı ekonomi sınıfı, 2 bin 424 TL’den başlıyor.

 

ETIHAD: Birleşik Arap Emirlikleri’nin resmi havayolu Etihad, Abu Dabi’den Seyşeller’e uçuyor. Şirket aynı zamanda Seyşeller Havayolları’nın da yüzde 40 hisseyle ortağı. İki havayolu da ortak sefer yapıyor. Aralık ayındaki ekonomi sınıfı, gidiş-dönüş, tüm vergiler en ucuz fiyat 2 bin 415 TL’den başlıyor.

 

QATAR AIRWAYS: Bu hattın yeni taşıyıcısı 12 Aralık’tan itibaren Doha merkezli Katar Havayolları olacak. İstanbul-Doha arası 4 saat 10 dakika. Yaklaşık 2 saat 45 dakikalık beklemenin ardından uçağa binip Seyşeller’e uçabileceksiniz. Doha-Seyşeller arası 5 saat 10 dakika sürecek. Sistemlerin aralık ayı için verdiği en ucuz internet fiyatı ekonomi sınıfı 2 bin 552 TL’den başlıyor.

Yazının devamı...