(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

"Rüştü Reçber" hakkında bilgiler ve tüm köşe yazıları Hürriyet Yazarlar sayfasında. "Rüştü Reçber" yazısı yayınlandığında hemen haberiniz olması için Hürriyet'i takip edin.
Rüştü Reçber

Rüştü Reçber

Volkan'ın elleri
19 Aralık 2016

Seyircinin fazla ilgi göstermediği maçta ilk 45’te daha derli toplu kalan, isteği ve agresifliğini -çok olmasa da- canlı tutan Fenerbahçe ilk yarıyı 1-0 önde kapatmasını bildi.

 

İkinci yarıda korner kullanamasalar dahi son dakikalarda attıkları 2 golle bize, “oynamadan da 3 golle 3 puan alınabilir”i açıkça gösterdiler.

 

TAKIMI KUTLAMALI

 

Öncelikle G.Birliği’ne tebrikler. Ümit Hoca’nın, 3 gol yiyen takımını soyunma odasında kutlaması lazım. Çünkü Kadıköy’de Manchester United’ın, Feyenoord’un, Beşiktaş’ın, Galatasaray’ın yapamadıklarını yapan bir takımı vardı. Hem pozisyon ürettiler hem de iyi top oynadılar. Futbolu çirkinleştirmeden bizlere keyif yaşattılar.

 

Golleri çıkartıp, “Bu maçta hangi takım galip gelmiştir” diye izletsek, “Kırmızı siyahlılar kazanmıştır” cevabını alırız. Ama futbolun cilvesi işte budur.

 

Volkan Demirel... Maça konsantre olduğunda neler yapabileceğini bir kez daha gösterdi. F.Bahçe’yi ipten alan, kazanmasını sağlayan ve arkadaşlarına da, “Hadi biraz kıpırdayın” sinyalini veren kurtarışlarıyla gecenin kahramanıydı. Onu izlerken bu yıl ilk kez maça etki eden bir performansını gördüm. Dün akşam 3 puan geldiyse, Volkan’ın elleri sayesindedir.

Yazının devamı...
Bu netice normal
15 Aralık 2016

Fenerbahçe yine oynamayanlar ve gençlerden oluşan bir kadroyla sahadaydı. Hiçbir as oyuncusunu da Diyarbakır’a getirmemişti. Hatta kulübesinde kaleci Ertuğrul dahil 4 oyuncu vardı. Maçta her iki takım da Fenerbahçe’nin golüne kadar dişe diş, kora kor bir oyun ortaya koydular. Fenerbahçe, golden sonra ise farklı bir kimliğe büründü. Hele rakip 10 kişi kaldıktan sonra, maç 1-1 olmasına rağmen, sahadaki beklentilerin yüksek olduğu isimler devreye giremedi. Aatif, Stoch, Fernandao, Salih, sonradan giren Emenike, hiçbir varlık gösteremediler.

 

DOĞRUYU YAPTILAR

 

 GRUP maçlarına Gençlerbirliği yenilgisi ile başlayan Fenerbahçe bu karşılaşmada berabere kalsa bile normal şartlarda gruptan çıkar. Ama dünkü alınacak galibiyetin Fenerbahçe’nin işini kolaylaştıracağı da bir gerçekti.

 

Kalitesi ve kapasitesi belli olan takımların kendinden her anlamda üstün olan takımlara karşı başarılı olmaları için 3-4 tane nokta vardır. Bir, en az rakip kadar mücadele edeceksin. İki, rakibin oyununu bozacaksın. Üç, yakaladığın pozisyonları gole çevireceksin. Ve dört de rakibin kaliteli oyuncularının gününde olmamasını dileyeceksin. Dün Amed takımı, Fenerbahçe’nin oyununu bozmaktan ziyade mücadele etmeyi, agresif olmayı, kendi oyununu ortaya koymayı tercih etti.

 

SAYGI DUYACAKSIN

 

 KENDİ liglerinde kötü gitmelerine rağmen, dün rakip Fenerbahçe diye korkmadan cesaretli şekilde oynadılar. Mehmet’i çok beğendim. Hem defansa yardımıyla hem de Fenerbahçe’yi zorlayan bir isim olarak ön plana çıktı. Dünkü maç bir kere daha gösterdi ki sahada rakip kim olursa olsun saygı duyarak kendi kaliteni göstermen şart. Eğer gösteremezsen dünkü neticeyi alman son derece normal.

Yazının devamı...
Akdeniz rüzgarları
12 Aralık 2016

Teknik adamların taktikleri, sahadaki futbolcuların yanlışları ve doğruları veya Cüneyt Hoca’nın kararları... Tüm bunları bir tarafa bırakıyorum, 14. haftanın kapanış maçına yakışan bir mücadele oldu.

 

 Heyecan vardı, tempo vardı, pozisyon vardı ama tüm bunları daha fazla hisseden ve yaşatan takım Antalyaspor’du... Fenerbahçe, yakaladığı galibiyet serilerine baktığımızda mücadelenin, taktiğin ve disiplinin ön plana çıktığı bir futbol anlayışı ile sahadaydı.

 

ADVOCAAT HATA YAPTI

 

Rakibe üstünlük kurarak, topa hakim olarak belki 1-2 maç kazanmıştır ama diğer maçların hepsi savunma anlayışını çok iyi kullanarak kazanmıştır. 

 

‘Bu maç için en büyük dezavantajı neydi’ diye düşünürsek bir tek cevap vardı. Hemen hemen maçları aynı kadro ile oynayan, sadece 1 veya 2 isim değişen Fenerbahçe’de dün zihinsel yorgunlukla beraber fiziksel yorgunluğun da ön plana çıktığını gördük.

 

İlk kez bir rotasyonla başlaması gereken bir maç olarak görmüştüm, fakat Advocaat iyi giden takımı değiştirmek istemedi. Advocaat gibi kurt bir hoca kazandığı bu kadar maçı hemen hemen aynı 11 ile oynadığının farkına varıp bu maça daha dinç, daha istekli oyuncularla başlayabilirdi.

 

Maçın en güzel hareketi, pazar gününden beri gördüğümüz gol sevincinin polislerimizle yaşanmasıydı.

 

Maçın hak edeni ise Antalyaspor’du.

 

Karşılaşmanın yüksek tempoda geçmesinin sebebi Fenerbahçe’nin yorgun olup alanları kapatamaması ve Antalyaspor’un sahaya kazanmak için çıkmasıydı.

Yazının devamı...
Reaksiyonun böylesi 
10 Aralık 2016

 Bir futbolcunun ağır bir mağlubiyetten sonra ilk düşündüğü şey, bir an önce sonraki maçı oynamaktır. Bunun da nedeni “Ben veya takımımız aslında kötü değiliz ve ne olduğumuzu göstereceğiz” düşüncesidir. Beşiktaşlı futbolcular Bursa maçında bu düşünceyle büyük bir reaksiyon gösterdiler.

 

İKİ KIRILMA ANI

 

Siyah beyazlıların istekli ve coşkulu oynama düşüncesi özellikle maçın ikinci yarısında ön plana çıktı. İlk yarıda bu coşkuyu sergileyememelerinin nedeni, her bir futbolcunun çok fazla şey yapmak istemesine bağlı olarak ortaya çıkan kargaşaydı. Bundan dolayı zaman zaman pozisyon almada, rakibi karşılamada veya atakta sorun yaşadılar.

 

Buna karşın Bursaspor’un müthiş başlayan atağında Deniz’in gole çeviremediği vuruş maçın kırılma anıydı.  Bir önemli kırılma anı da Şenol Güneş’in ikinci yarıya başlarken Olcay’ı alıp oyuna Tolga’yı sokmasıydı. Beşiktaş, ilk yarının son 15 dakikasındaki baskılı futbolunu, ikinci yarıda sistemi değiştirerek daha da artırdı. 4-1-2-1-2 düzenine geçen siyah beyazlı ekip top ayağındayken 2-1-4-1-2’ye dönerek müthiş bir baskı kurdu.

 

Bu baskının semeresini de kazandığı iki penaltıyı gole çevirerek gördü. Geride Atiba organizatörlüğü önde de Oğuzhan etkinliğinde müthiş bir tempo yakalayan Beşiktaş, 2-0’dan sonra farkı artırabileceği birçok pozisyonu da buldu ama Harun bunlara izin vermedi.

 

ÖZGÜVEN GELDİ

 

 Bursaspor ise ilk yarı topun arkasına geçerken Beşiktaş’ın bırakmış olduğu boşlukları iyi değerlendirerek aslında istediği ortamı buldu fakat gol üretebilecek tarzda pozisyon sayısı azdı. İkinci yarı konuk ekip rakibinin etkili futboluna boyun eğmek zorunda kaldı. Kiev’de özgüven kaybeden Beşiktaş dün bunu geri aldığı gibi aynı zamanda da liderle puanlarını eşitledi.

Yazının devamı...
Bu gurur hepimizin
8 Aralık 2016

Maça nasıl başlanacağı, nasıl devam edileceği, nasıl bitirileceği stratejisi tam anlamıyla tuttu.

 

Tutmaması için tek ihtimal vardı: Futbolcuların bireysel performanslarının kötü olma olasılığı...

 

Baktığımızda, Osmanlıspor’un takım kimliğine uyan formatta geçen bir maçtı. Beraberliğin kendisine yettiği bir maçta başkent ekibinin sayılarını son 20 dakikaya sıkıştırmasının sebebi de her ne kadar kontratak futbolunu çok iyi oynasa da son bölüme kadar gereken golü bulamayışıdır. Bu tür final maçlarını oynamak kolay değil. O baskıyı, o stresi, o heyecanı çıktıkları her kontratakta yakaladıkları her pozisyonda son vuruşu yapamayarak bize gösterdiler. Bununla beraber, maçın etkili ama bitirici özelliği olmayan ismi Delarge’ın golüyle öne geçen Osmanlı finali de Erdal’la yaptı.


NUMAN ÇOK İYİYDİ

 

Kazanmak zorunda olması gerçeği Zürih’i zorlayan en önemli etkendi. Baktığımızda önemli futbolculara sahip bir Zürih takımı var ama sahada ne istediğini bilen ve inanan bir Osmanlıspor’u karşılarında bulunca ellerinden ancak bu kadar geldi. Numan ve Prochazka defansif anlamda maçın en iyi iki ismiydi. Özellikle Zürih’in etkili geldiği zamanlarda ilk müdahaleleri yapıp pozisyonları uzaklaştırdılar.

 

Final maçını başarıyla geçen Osmanlıspor çok büyük bir alkışı hak etti. Bu gurur teknik ekibin futbolcuların ve Osmanlıspor’undur. Teşekkürler.

Yazının devamı...
Beraberliğe dünden razıydılar
3 Aralık 2016

Fenerbahçe açısından bakacak olursak, zirve yarışı için -hele ki Kadıköy’de- kazanma zorunlulukları vardı ve beraberliğe gelmiş bir Beşiktaş karşısında böyle bir sonuç almamaları gerekiyordu.Beşiktaş ise ne istediğini bilerek ve kurgulayarak gelmiş. Hücumdan ziyade defansif düşüncenin önde olduğu bir futbol anlayışıyla sahada yer aldılar ve hedeflerine de ulaşmayı başardılar.

 

Belli ki Şenol Hoca biraz da hafta içi oynayacakları Dinamo Kev maçını düşünerek böyle bir kadro ve taktikle takımını sahaya sürdü. Advocaat ise en doğru takımı ile sahadaydı. Bununla beraber F.Bahçe, G.Saray derbisindeki oyun stratejsinden uzaktı ve daha temkinli bir görüntü sergiledi. İki takımın hocaları da futbolcuları da sadece kaybetmemeyi düşündüler.

 

RiSK ALMADILAR

 

 Maçın geneline baktığımızda, ilk yarıda iki takım da futbol olarak pek bir şey vermediler. Fenerbahçe’nin tek pozisyonu diyebileceğimiz karambolde Skrtel’in vuruşunda top üstten auta gitti. İkinci yarı baskılı bir oyun ortaya koysalar da Beşiktaş’ın savunmada katı önlem alan futbolu karşısında çok da üretken olamadılar. Yine aklımızda kalan tek pozisyon vardı, o da Van Persie’nin indirip Josef de Souza’nın auta attığı toptu. Bir haftadır tüm ülkenin hazırlandığı ve merakla beklediği derbi, beklentileri karşılamaktan çok uzaktı ve beklenen heyecan yaşanmadı.

 

Maçın hakkı beraberlikten öteye geçmezdi. İki teknik adama maç öncesi “Birer puan verelim” deselermiş dünden razıymışlar. İki takım da (ki Fenerbahçe ev sahibi olarak bir adım önde olması gerekirken) riskten uzak durdular. Şimdi iki ekip de rotalarını Avrupa’ya yönelttiler.

 

Not: Fenerbahçe taraftarının Gökhan Gönül’e yaptığını kabul etmek mümkün değil. Uzun yıllar kendilerine hizmet etmiş bir futbolcuyu bu kadar kötü bir şekilde karşılamamalıydılar. Gökhan’ı da tebrik ediyorum. Soğukkanlılığını koruyarak Fenerbahçe camiasına karşı saygısını gösterdi.

 

Yazının devamı...
Gelenek bozuldu
30 Kasım 2016

10 as oyuncusunu tribünlere gönderdiği maçta Aatif’i de devrede almasıyla Beşiktaş maçının 11’ini şimdiden belli etti.

 

Her başlangıcın zorluğu vardır. Rakip kim olursa olsun bu her zaman geçerlidir. Dün Fenerbahçe sahada sakatlıktan yeni çıkmış, az süre alan ve genç oyuncuların olduğu bir 11 ile mücadele etti.

 

- Sahadaki liderlik de biraz Stoch biraz da Aatif’deydi.

 

- Tüm planları bozan İsmail’in daha oyunun başında kırmızı kartla oyun dışı kalmasıydı.

 

Hem sahadaki kurgu değişti, planlanan düşünce de bir anda farklılaştı.

 

60’A KADAR SÜRDÜ

 

- Genç Yiğithan’ın attığı gol 10 kişi kalan takımın direncini artırdı. 

                              

Bu direncin bittiği anda dakikalar 60’ları gösteriyordu.

 

- Hatta yedikleri ilk golde çok adamla gitmenin ve dönen topu karşılayamamanın bedelini ödediler.

 

Geri kalan dakikalarda mücadele olarak oyundan düşen, eksik kalmanın verdiği dezavantajı yaşayan bir Fenerbahçe vardı.

 

- Son 7 resmi maçında sürekli kazanan, kazanmayı gelenek haline getiren Fenerbahçe dün bu geleneğe de son verdi.

Yazının devamı...
Fenerbahçeliler büyüklük göstermeli
30 Kasım 2016

Duygusal anlamda zor anlar yaşayacaktır. Ancak burada asıl görev, F.Bahçe taraftarına düşüyor. Ortaya koyacakları tavır, 8 yıl kulüplerine hizmet eden Gökhan Gönül’e teşekkür nezdinde olmalı.

 

Aksi olursa, hâlâ yol kat edemediğimizi görürüz. Ben, F.Bahçe’den sonra Beşiktaş’a gittiğimde olumsuz bir tepkiyle karşılaşmadım. Çünkü sebebi biliniyordu. Büyük duygusal yoğunluk yaşadım ve tuhaf hissettim ama bu sadece Kadıköy’de çıktığım ilk maç için geçerliydi. Sonrasındaki maçlarda, orada uzun yıllar boyunca yaşadığım güzel günler geldi aklıma...

Yazının devamı...