(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

"Prof. Dr. Emre Akkuş" hakkında bilgiler ve tüm köşe yazıları Hürriyet Yazarlar sayfasında. "Prof. Dr. Emre Akkuş" yazısı yayınlandığında hemen haberiniz olması için Hürriyet'i takip edin.

Prof. Dr. Emre Akkuş

İktidarsızlık demeyelim sertleşme sorunu diyelim
28 Ağustos 2005
EN İYİSİ ŞİŞİRİLEN PENİS PROTEZİDİR

Sayın Hocam, 56 yaşındayım ve beş yıldır şeker hastasıyım. Bir yıldır insülin kullanıyorum. Üç yıldır sertleşmem daha kötü hale geldi. Viagra kullandım ama pek faydası olmadı. Doktorum bana protez gerektiğini söyledi. Proteze karar vereceğim ancak hangisine karar vereceğimi bilmiyorum. Hangi protez daha iyidir, siz ne tavsiye edersiniz?

YANIT:
Bence de sizin durumunuzdaki kesin tedavi çözümü penil protezdir. Protezler üçe ayrılır: Bükülebilir olanlar, iki parçalı ve üç parçalı şişirilen protezlerdir.

Bu protezlerin cinsel ilişkiyle ilgili işlevleri arasında belirgin fark olmamakla birlikte kullanım konforu açısından şişirilen protezler, özellikle de iki parçalı olanlar tercih edilebilir.

Tabii bu tip protez, bükülebilir protezin yaklaşık 4-5 katı daha pahalıdır. Ancak protez tipi kararını belirlerken doktorunuzla birlikte karar vermenizi öneriyorum. Her protezle ilgili artılar ve eksileri tartışıp, size en uygun olanı birlikte kararlaştırmalısınız.

HİPERTANSİYON HASTASI OLMANIZ SORUN YARATMIŞ

Yazılarınızdan birinde belirttiğiniz sabah sertleşmeleri bende iki yıldır ya olmuyor veya çok nadiren, o da yetersiz oluyor. Cinsel ilişkide de zorlanıyorum ama gene de 10-15 günde bir yarım yamalak idare ediyorum. 60 yaşındayım tansiyon yüksekliği var ve 7 yıldır ilaç alıyorum. Acaba bu durum iktidarsızlık belirtisi mi?

YANIT:
Öncelikle iktidarsızlık kelimesini kullanmayalım. İktidar denince hele de bizim ülkemizde söz başka anlamlara çekilebilir. Uzun yıllar hipertansiyon hastası olmanız sertleşme sorununuza neden olmuştur diye düşünüyorum. Bunun için konuyla ilgilenen bir üroloji uzmanına başvurun. O size gerekli tetkikleri yaptırıp, tanıyı belirleyip tedavi seçeneklerini sunacaktır.

Eğer gece ereksiyonlarınızın durumunu belirlemek gerekirse, uyku testi(uyku laboratuarı veya Rigiscan denilen bir cihazla da yapılabilir) ile bu durum belirlenebilir.

İDRARDAKİ DEĞİŞİM PROSTAT BÜYÜMESİNDEN

Hocam merak ettiğim iki şikayetim var. Birincisi geceleri yatarken sağ bacağım kasılır gibi atıyor, bazen uykudan bile uyandırdığı oluyor, özellikle stresli olduğum günler daha fazla oluyor. Bu ciddi bir belirti midir? Çaresi için ne yapmam gerekir? İkincisi ise son aylarda idrarımı yaparken zaman zaman idrarın tazyiği değişerek yapabiliyorum. Bu da özellikle stresli olduğum günlerde oluyor.

Acaba prostat belirtisi mi diye korkuyorum. Bu konularda aydınlatabilirseniz sevinirim.

YANIT:
Bacağınızdaki kasılmaların nörolojik (sinir ileti sistemiyle) ilgili olabileceğini düşünüyorum. Bir nöroloji uzmanına başvurun. İdrarınızdaki değişimler prostatın büyümesinden olabilir. Yaşınızı ve varsa diğer yakınmalarınızı belirtmediğiniz için daha net bir şey söyleyemem.

Eğer 40 yaşını geçtiyseniz zaten yılda bir kez üroloj muayenesi olmanız PSA denen kan tetkikinizi yaptırmanız gerekir. Bu muayenede prostatınızın durumu da ortaya konur ve gerekli tedaviye geçilebilir.
Peniste sertleşmenin çabuk kaybolması

‘Penisim sertleşiyor ancak bu sertlik çok kısa sürüyor, bu nedenle de cinsel ilişki kuramıyorum’ yakınması sık rastlanılan bir durumdur. Bu durumun bilimsel açıklaması geçmişte toplardamar(venöz) kaçak olarak adlandırılırdı. Günümüzde ise venöz kaçağın nedeni bazen toplardamar sorunu ama daha sıklıkla penis kaslarının yetersizliği olarak biliniyor.

Normalde ereksiyon, penise kanın dolması ve penis kaslarının sıkıştırması ile toplardamarların kanın geri dönüşünü yapamaması ile oluşur, yani ereksiyon halinde kan peniste hapsolmuş olur. Eğer penise yeterli kan gelmesine karşın bu kan peniste hapsolmuyorsa yani toplardamarlardan vücuda geri dönüşü oluyorsa, sertleşme tam sağlanmış gibi hissedilirken yumuşamaya başlar. Böyle durumdaki kişiler sertleşmeyi sağlar sağlamaz penisin yumuşayacağı endişesiyle alelacele ilişkiye girerek durumu kurtarmak telaşı içinde olurlar. Sıklıkla da daha ilişkiye geçemeden penisin yumuşamasıyla da hayalkırıklığı yaşarlar.

Cinsel ilişkiden önce ön sevişme aşamasında her şey yolunda giderken tam ilişkiye girmeye niyetlenildiğinde ereksiyonun kaybolması veya yetersiz hale gelmesi yukarıda belirtildiği gibi organik bir sorundan kaynaklanabileceği gibi psikolojik etkilenme nedeniyle de oluşabilir. Özellikle yeni birlikteliklerde veya kadın partnerin ilişkide ağrı hissettiği durumlarda erkekde de partnerinin ağrı hissedeceği kaygısıyla psikolojik etkilenme olabilir, bu da ereksiyonun yumuşamasına veya kaybolmasına yol açabilecektir.

Bu durumun tanısı, öncelikle kişinin anlatımından daha sonra da renkli Doppler ultrasonografi ile genellikle konabilir. Şimdilerde nadiren uygulanan bir başka görüntüleme yöntemi de cerrahi gerektiğinde tanı amaçlı yapılabilir.

Tedavide öncelikle PDE 5 inhibitörleri (Cialis, Levitra, Viagra) uygulanır. Olumlu sonuç alınırsa devam edilir.

Ne kadar süre tedavinin devam edeceğini önceden belirlemek çok zordur, belki de hayat boyu cinsel ilişki için bu ilaçların kullanımı gerekecektir. İkinci çözüm penise yapılan enjeksiyonlardır. Bunların da süresi haplarda olduğu gibi belirsizdir. Önceleri sık uygulanan ama günümüzde oldukça azalan venöz kaçak damar ameliyatları gençlerde bazen başarılı olmakla birlikte gerek nüks olasılığı gerekse başarısının tartışmalı ve belirsiz olması nedeniyle sık uygulanmamaktadır. Orta ve üstü yaşlarda ise radikal çözüm penis protezi uygulamasıdır. Bu yöntemde başarı şansı yüzde 95’in üzerindedir ve kesin çözümdür.

Sevgili okuyucularım, köşemize başladığım ilk gün sizlere özellikle cinsel sağlımız üzerine ve zaman zaman da genel ürolojik konularla ilgili bilgiler aktaracağımı, konuyla ilgili sorularınızı yanıtlayacağımı, bilimsel çerçeve içinde bilgi ve önerilerimi sunacağımı belirtmiştim. Sanırım bu amacımıza fazlasıyla ulaştık.

Son üç aydır sizlerden elektronik posta veya telefonlarla gelen yoğun ilgi, cinsellik konusunda bilgilenmeye ve bilgilendirilmeye ne kadar ihtiyaç olduğunu ve kamuoyunun konuya gerçek anlamda verdiği önemi bir kez daha kanıtlamış oldu.

Bu aşamada yazılarımıza bir süre ara vermemizin zamanı geldi. Ancak sizlerin sorularınıza olanaklarım ölçüsünde elektronik posta aracılığıyla yanıt verebilmeye gayret edeceğim. Bu nedenle elektronik postamız işlerliğini sürdürecektir.

Hep sağlıkla ve sevgiyle kalın,

Prof. Dr. Emre Akkuş
Yazının devamı...
İlişki sayısının performansla ilgisi yok
21 Ağustos 2005
Emre Bey, 36 yaşında bir bayanım. Eşim 41 yaşında, dokuz yıllık evliyiz. Normal bir cinsel hayatımız olduğunu düşünüyorum. Ancak eşimin her ilişkiden sonra ikinci ilişki denemek istemesi, üstelik bunu da yeterli sertliğe ulaşmamasına rağmen istemesi beni çok rahatsız ediyor. Sanki bu zorlamayı benim için yapıyormuş gibi hissetmesini de hiç anlayamıyorum! Bunun gerekmediğini söylüyorum ama o bunu görev gibi hep diretiyor, ikinci ilişki denemesinde yeterli sertlik olmayınca da hayalkırıklığına uğrayıp morali bozuluyor. Bu durum normal mi, erkekler için hep ikinci ilişki de mi gerekiyor?

Yanıt: Hayır, ikinci ilişki gerekmiyor. Bu tamamen ikinizin ortak isteğiyle olacaksa olur zaten. Ancak bazı erkekler cinsel güçlerinin ilişki sayısıyla ölçüldüğü yanılgısı içindedirler. Yaşın ilerlemesiyle bu durum daha güç hale gelirse, bu kez de performans kaygısı yaşamaya başlarlar ve ilişki sayısıyla performanslarının iyi olduğuna kendilerini inandırmaya çalışırlar. Önemli olan hem erkeğin, hem de kadının cinsel ilişkiden hoşnut olmasıdır. Bu bir kereyle de olur, üç kezde de olmayabilir.

PENİS PROTEZİ TAKTIRIN CİNSEL HAYATI SÜRDÜRÜN

Sayın Hocam, 60 yaşındayım ve beş yıldır Peyronie hastasıyım. Penisimde eğrilik var ama son bir yıla kadar ilişkiye girebiliyordum. Bir yıldır sertleşme çok yetersiz oldu bazen de hiç olmuyor.

Eğriliğin derecesinin de arttığını görüyorum. Sekiz yıldır hipertansiyonum var ve ilaç kullanıyorum. Bu durumda tedavim nasıl olabilir? Ameliyat olsam düzelir miyim?

Yanıt:
Peyronie hastalığının ikinci(kronik) dönemine girmişsiniz. Bu dönemde sertleşme sorunu da ortaya çıkmaya başlar. Nitekim sizde de başlamış. Dahası, sekiz yıldır hipertansiyonunuzun da olması sertleşme sorununuzu daha da artırmış gibi anlaşılıyor.

Penisinizdeki eğriliği düzeltmek mümkün, ancak sertleşme sorununuz da olduğu için benim önerim kesinlikle penis protezi takılmasıdır. Bu ameliyat sırasında penis eğriliğiniz de düzeltilir ve cinsel hayatınıza tekrar kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.

SİZİN İÇİN RADİKAL TEDAVİ DE GEREKEBİLİR

59 yaşındayım. Altı ay önce prostat kanseri nedeniyle ameliyat oldum. Şu anda peniste hiç sertleşme olmuyor ve ilişkiye giremiyorum.

Ameliyattan önce erkekliğime bir sorun olması az ihtimal, denmişti acaba bu durum düzelir mi? Tedavisi olur mu?

Yanıt:
Prostat kanseri nedeniyle yapılan Radikal Prostatektomi ameliyatı sonrası sertleşme sorunu görülmesi pek de az bir ihtimal değildir. Sinir koruyucu tekniklere karşın bu sorunu hastaların çoğunda görmemiz mümkündür.

Sinir koruyucu cerrahi teknik uygulanmışsa, ameliyat sonrası 6-12 aylık sürede normal sertleşmeler başlayabilir. Ancak bu durum normale dönmeyebilir de! Yapılacak tedavi, ameliyattan hemen sonraki haftadan başlamak üzere her gece ve 4-6 ay alınacak PDE 5 inhibitörü ilaçlar (Viagra, Levitra, Cialis) veya penise yapılan enjeksiyonlar olabilir. Bu iki tedavi istenen sonucu vermezse, kesin ve radikal tedavi penis protezi uygulaması olacaktır. Penisin içine yerleştilen silikon protezler, bundan sonraki cinsel hayatınızı rahatlıkla sürdürmenizi sağlayacaktır.

Diabetin kadın cinselliğine de etkisi var

Tıpkı erkeklerde olduğu gibi Diabet(Şeker hastalığı) kadınlarda da cinsel hayatı olumsuz etkileyebilir. Diabetin en önemli sonuçlarından ikisi de, damarlarda ve sinir uçlarında tahribat ve yetersizliğe yol açmasıdır.

Erkeklerde sertleşme sorununa yol açan bu iki etken, kadınlarda da özellikle klitorise ve vajinaya gelen kan akımının azalmasına ve buralardaki sinir uçlarından, cinselliği uyaracak bazı maddelerin salınımında da azalmaya neden olacaktır. Böylelikle kadınlarda cinsel uyarı azlığı, cinsel isteksizlik başta olmak üzere orgazm sorunlarına da yol açabilecektir.

Diabetik kadınlar çoğunlukla bu tip yakınmalarının kendilerindeki şeker hastalığından kaynaklanabileceğini bilememektedirler. Hele yaşlanma sürecinde ve zaten cinselliğe de pek de önem vermeyen yaradılıştaysalar, diabetin sebep olduğu bu olumsuzlukla birlikte cinsel hayatlarını ya rafa kaldırılar, ya da tamamen unuturlar. Doğrusu çoğu da bu durumdan pek de rahatsız olmazlar. Eşlerinin taleplerini de ya geri çevirirler, ya da olayı bir görev gibi düşünerek gereğini yaparlar. Bu durumda cinsel hayat onlar için kabus haline gelebilir.

Bu noktada eşlerin de(erkek) konu hakkında bilgi sahibi olması ve eşlerinin tedavi sürecinde gerekli olumlu yaklaşımı göstremeleri gerekecektir. Oysa düzenli diyeti ve ilaçlarıyla diabet hastalığı kontrol altına alınmış kadınlarda dolaşım ve sinir uçlarıyla ilgili olumsuzluklar ya olmayacak veya hafif dercede olacağından kadının cinselliğini olumsuz etkilemeyecektir.

Bu nedenle de diabetik kadınların düzenli kontrollerini yaptırmaları gerekir. Ailede diabet hastalığı bulunan kadınlar da düzenli kontrollerle olası diabet tanısını erken koydurarak, erken kontrol ve tedaviyle hem hastalıklarını bilecek ve yaşantılarını düzenleyecekler, hem de hastalığın olası tahribatlarını daha oluşmadan önlemiş olacaklardır.

Sağlıkla...
Yazının devamı...
İdrarda kan görülmesi (Hematüri)
14 Ağustos 2005
İdrarda kanama, aksi kanıtlanıncaya kadar çok ciddi bir bulgu olarak kabul edilir. Bu nedenle kanamaya neden olan etkenin tanısı konuncaya kadar, gereken tanı yöntemleri kullanılarak araştırılmalıdır. Çünkü idrardaki kanama çok basit bir üşütmeden kaynaklanabileceği gibi üriner sistemde oluşan bir tümörün ilk belirtisi de olabilir.

Bazen sık taş düşüren hastalar, idrarlarında kanama olduğunda yine taş düşürdüğünü düşünerek olayı önemsemezler. Birçok durumda olduğu gibi, doktora danışmadan kendi başına antibiotik veya antiseptik ilaçlar alıp kanamanın geçirilmesi yanıltıcı olur. Bazı insanlarsa kötü bir hastalık çıkabilir endişesiyle doktora gitmeyi ihmal ederler.

Daha da sık rastlanılanı idrardan bir kez kan gelmesi, ama başka hiçbir ağrı ve rahatsızlık olmamasıdır. Kanama tekrarlamayınca kişi hem sevinir hem de olayı unutur. Oysa belki de bir tümörün ilk haberi, ilk belirtisidir bu kanama... Aradan aylar, bazen yıllar geçer ve karşımıza klinik bulgularıyla oluşmuş ve artık tedavisi mümkün olmayacak derecede ilerlemiş bir üriner sistem kanseri olarak çıkar.

Bir de düzenli kontroller (check-up) yaptırıp tesadüfen idrarlarında mikroskopla kanama belirlenen hastalar vardır. Bu kişilerin de tanısı konuncaya kadar tetkik edilmesi gereklidir. Yapılacak olan görüntüleme yöntemleri (Ultrasonografi, ürografi, gerekirse de bilgisayarlı tomografi veya MR) tanı koymada yetersiz kalırsa, idrar kesesine (mesane) bir optik yardımıyla direkt bakma (sistoskopi) yöntemini mutlaka uygulamak ve olası sinsi bir mesane kanserini erken teşhis ederek, tedavisine olanak sağlamak gerekmektedir.

Özellikle hanımlar sistit (mesane enfeksiyonu) olmaya daha yatkındırlar. Bu nedenle olası bazı kanamaları onlar da önemsemeyebilir ve sistitten olduğunu düşünürler. Asıl tehlike ve yanılgı da işte tam bu noktada başlar. Nedeni ve tanısı belirlenmemiş böyle sistit sanılan durumlar yüzünden, sonraları çok ciddi sorunlarla doktora başvurmak zorunda kalabilirler. İdrarınızda kanama olursa lütfen ciddiye alın.

Özet olarak idrarında kan görülen veya idrar analizinde mikroskopik kanama belirlenen her kişinin kesinlikle ayrıntılı ürolojik muayeneden geçmesini ve tanı konuncaya kadar gereken tüm tetkiklerin yapılması gerektiğini önemle hatırlatıyorum.

Peygamber sünneti vakası ameliyatla tedavi edilir

SORU: Oğluma doğduğunda hipospadias (peygamber sünneti) teşhisi koydular, ama en hafif tipi... İdrar deliği olması gerekenin çok az altında. Çocuk cerrahları ‘Ameliyat olsa da olur, olmasa da’ dediler, ama olursa daha iyi olacağını söylediler. Eğer olmazsa ileride çok büyük bir tehlike teşkil eder mi? Açıkçası ameliyattan korkuyoruz. Oğlum şu an 20 aylık, 11 kilo 400 gram ağırlığında ve 84 santim boyunda... Bu konuda yardımcı olursanız çok sevinirim.

Hipospadias, idrar deliğinin penisin alt kısmında bir noktaya açılması demektir. Çeşitli tipleri vardır. Sizin anlattığınız en basit tipine giriyor. Muayene etmeden bir şey söylemek doğru olmaz. Ancak bahsettiğiniz basit tipin ameliyatı da çok zor değildir ve ben olmasından yanayım. Bir ürolog veya çocuk cerrahisi uzmanına muayenesini ve tedavisini öneririm.

HUZURSUZLUK NEDENİ ANDROPOZ OLABİLİR

SORU: 44 yaşında bir bayanım. Eşim 54 yaşında. Bugüne kadar mutlu bir yaşantımız oldu. Ancak son iki yıldır eşimde artan bir huzursuzluk başladı. Özellikle de cinsel hayatımızda bazı aksamaların yaşanmasıyla, bu huzursuzluklar ilişkimize direkt yansıdı. Geçen gün Hürriyet’teki yazınızda andropoz’dan bahsetmiştiniz. Acaba eşimde de andropoz’dan dolayı mı bu huzursuzluklar oldu? Eskiye nazaran sertleşmede yeterli olamıyor. Ben sorun etmesem de o bu durumdan çok rahatsız. Ne yapmamız lazım, lütfen yardımcı olun.

Erkeklerin cinsel sorunlarını günlük hayatlarına da yansıtmaları çok olağan bir durum... Gerek evde, gerekse iş ortamlarında daha gergin, huzursuz ve mutsuz bir tavır sergileyebilirler. Bu bazen saldırganlık düzeyine dahi varabilir. Cinsel hayatınıza, 50’li yaşlardan sonraki hormonal değişim süreci yansımış olabilir, ama sertleşme sorununa yol açan bir damarsal hastalık ihtimali de var. Bu nedenle önerim bir uzmana başvurmanız ve bu durumun hormonal mi yoksa damarsal bir sorundan mı kaynaklandığını saptamanızdır.

PENİS EĞRİLİĞİNDEN KURTULMAK MÜMKÜN

SORU: Geçen yazılarınızdan birinde doğuştan penis eğriliklerinin tedavisinin mümkün olduğunu yazmıştınız. Benim penisim de delikanlılığa geçtiğimden beri daha da belirgin olarak aşağıya ve yana doğru eğri. Gerçekten tedavi olma şansım var mı? Bu tedavi nasıl olur? Ameliyat olmadan tedavi olabilir miyim?

Doğuştan penis eğriliklerinin kesin tedavisi cerrahidir. Başarı şansı çok yüksektir ve bu durumdan tamamen kurtulabilirsiniz. Ameliyatsız bir tedaviniz olamayacağı kanaatindeyim. Hemen bir üroloji uzmanına başvurun, tedaviniz sizin azalan özgüveninizi de yerine getirecektir.
Yazının devamı...
Testis Torsiyonu
9 Ağustos 2005
Testis torsiyonu, genellikle çocuklarda ve genç erkeklerde olabilir. Genellikle tek taraflıdır. Bazen hiçbir neden yokken, hatta uyku esnasında oluşabilen bu durumda testisin kendi etrafında dönmesi sonucu damarlar da sıkışır ve testis dokularının beslenmesi bozulur.

Bazen de bisiklet kullanımının testislerin alt kısmına yaptığı travmanın da torsiyona yol açabileceği görülebilir. Böyle bir durum testislerde şiddetli ağrı, şişkinlik, kızarıklıkla ortaya çıkar. Hele de çocuklar, ağrının şiddeti nedeniyle testislerini muayene bile ettirmek istemezler.

Testisin kendi etrafında tam bir tur atarak dönmesi mümkündür. Böyle bir durumda testise kan akımının tamamen durması nedeniyle dokuların geriye dönüşümsüz bozulması riski olur. Bu nedenle doktora acil başvuru 6 saat içinde olmalıdır. Tanı genellikle fizik muayeneyle konulur ama renkli Doppler ultrasonografi yöntemiyle tanıyı daha da objektif olarak koymak en doğru yaklaşımdır.

Testis torsiyonunun tedavisi acil ameliyattır. Ameliyatta torsiyone (dönmüş olan) testis normal durumuna getirilir, nüks etmesini engellemek içinde cerrahi dikiş yöntemleriyle torbaya tespit edilir. Ameliyattan sonra testisle ilgili herhangi bir risk kalmaz.

Eğer ameliyat için çok gecikilirse ve testis dokuları bozulursa testis tamamen morarır ve işlevini yitirir. O zaman testisi ameliyatta çıkarıp almak gerekir. Aksi takdirde işlevini yitiren testis, diğer testiste de bozulma riski oluşturarak çocuk sahibi olma şansını ortadan kaldırabilir.

Dahası ileri yaşlarda bu testisten tümör gelişme riski de vardır.

Buradaki kaygı tek testisli kalmanın cinsel hayatı veya üreme fonksiyonunu nasıl etkileyeceğidir. Çok net ifade etmek isterim ki, tek testisli bir insanın cinsel hayatı da üreme fonksiyonu da iki testisli bir insandan farklı olmayacaktır. Tek fark o kişinin kalan testisini kollaması gerekliliğidir.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta tek testisli kalan insanların kavga ve dövüşlerden, o bölgeye gelebilecek travmaya neden olacak sporlardan uzak durmasıdır.

Sağlıkla...

Bisiklet kullanımı testisi döndürebilir

ANTİDEPRESANLARI UZUN SÜRE KULLANMAYIN

Soru: Emre Bey, Kelebek’teki yazılarınızı okuyorum ve verdiğiniz yararlı bilgiler için size çok teşekkür ederim.

Ben 38 yaşında, evli ve iki çocuk sahibi bir erkeğim. Birçok erkek gibi benim de erken boşalma sorunum var. Daha ön sevişme biter bitmez ya da ilişki esnasında hemen boşalıyor, eşime zevk veremiyorum.

Tam üç kez üroloğa göründüm. Bana antidepresan kullanmamı önerdiler ve bir iki gün içerisinde seksin bu kadar zevkli olduğunu anlayacak kadar (15-25 dakika) boşalma zamanım oldu. Birkaç kutu kullandım ama bana fazla kullanmamamı önerdiler.

Uzun zaman geçti hala erken boşalma sorunum var. Arada bir tekrar antidepresan aldığım zaman boşalmam gecikiyor. Antidepresan kullanmaya devam edersem ne olur?

Bu köşeye en sık gelen soru erken boşalma sorunu. O nedenle daha önce yazdıklarımı tekrarlıyor gibi oluyorum. Anlayışla karşılayacağınızı umuyorum. Erken boşalma günümüzde nedeni hala tam olarak açıklanamayan bir durumdur.

Son yıllarda organik bazı nedenlerin etkili olduğu düşünülmekle birlikte hala yaygın görüş psikolojik kaynaklı olduğudur. Bu nedenle de tedavide antidepresan ilaçlar kullanılabilir, yararı da görülebilir. Nitekim sizde işe yaramış. Bu ilaçların kullanımı depresyonu azaltmak amacıyla değil ejakülasyon(boşalma) fizyolojisini de etkilemeleri nedeniyledir. Ancak ben de size bu ilaçları uzun süreli kulanmamanızı öneriyorum. Çünkü uzun süre kullanıldığında bu kez de sertleşme sorununa neden olabilir. Önerim konuyla ilgili bir psikolog veya psikiyatrist desteğini de alabileceğinizdir.

Umuyorum bir iki sene içinde yeni bir ilaç piyasaya çıkacak ve tedavide önemli bir aşama sağlanacak.

EĞRİLİK NEDENİYLE TEDAVİ OLMALISINIZ

Soru: Sayın Hocam geçen günkü yazınızdaki penis kırılmasına benzer bir şey bende iki yıl önce oldu. Penisimin yan tarafında bir morluk oldu ve iki haftada geçti. Daha sonrasında penisimde eğrilik ve sertleşmede de sorunlar başladı. Ne yapmam lazım, tedavi için çok mu geç kaldım?

Öncelikle bunun penis fraktürü (kırılması) olup olmadığını üroloji uzmanının değerlendirmesi ve doğru tanı konması gerekmektedir.

Eğer iki yıl önce kırılma olduysa ama bu çok küçük bir yırtılma idiyse ve cinsel hayatınızı çok olumsuz etkilemediyse şanslı olduğunuzu söyleyebilirim. Sanırım gerek eğrilik gerekse sertleşme sorunu nedeniyle tedavi olmanız gerekecek. Bu bir ameliyat da olabilir.

HİPERTANSİYON İLAÇLARI İLE VİAGRA’NIN İLGİSİ YOK

Soru: 62 yaşındayım sekiz yıllık hipertansiyon hastasıyım. Dört yıl önce enfarktüs geçirdim, şu an hiçbir şikayetim yok.

Sertleşme problemi nedeniyle cinsel hayatım çok bozuldu. Viagra denemek istedim ama hem tansiyonum, hem de enfarktüs geçirdiğim için kullanırsam çok tehlikeli olacağı söylendi, ben de kullanamadım. Tedavi olabilir miyim, yani Viagra kullanabilir miyim?

Size kimin çok tehlikelidir dediğini bilemiyorum. Eğer içinde nitrat maddesi içeren ilaç kullanmıyorsanız, kardiolojik kontrollerinizi de düzenli yaptırıyorsanız PDE 5 inhibitörü ilaçları (Viagra, Levitra, Cialis) kullanabilirsiniz.

Kardioloğunuzun da bilgisi dahilinde bu ilaçları kullanabilirsiniz. Bu konuyla ilgili yapılan birçok bilimsel araştırma, gerek hipertansiyon hastalarında gerekse akut dönemi geçmiş (3-6 ay) eski enfarktüslü hastaların bu ilaçları güvenle kullanabileceğini kanıtlamıştır. Eğer bu tedaviyi tercih etmezseniz, penise yapılan enjeksiyonları deneyebilirsiniz veya penis protezi taktırabilirsiniz.
Yazının devamı...
Testis Torsiyonu
9 Ağustos 2005
Testislerin torbaya(skrotum) uzanımını sağlayan ve spermatik kordon denilen kılıfın çevresindeki kas ve zarlardaki yetersizliğe bağlı olarak kendi etrafında dönmesi durumuna ‘Torsiyon’ denir.Testis torsiyonu, genellikle çocuklarda ve genç erkeklerde olabilir. Genellikle tek taraflıdır. Bazen hiçbir neden yokken, hatta uyku esnasında oluşabilen bu durumda testisin kendi etrafında dönmesi sonucu damarlar da sıkışır ve testis dokularının beslenmesi bozulur. Bazen de bisiklet kullanımının testislerin alt kısmına yaptığı travmanın da torsiyona yol açabileceği görülebilir. Böyle bir durum testislerde şiddetli ağrı, şişkinlik, kızarıklıkla ortaya çıkar. Hele de çocuklar, ağrının şiddeti nedeniyle testislerini muayene bile ettirmek istemezler. Testisin kendi etrafında tam bir tur atarak dönmesi mümkündür. Böyle bir durumda testise kan akımının tamamen durması nedeniyle dokuların geriye dönüşümsüz bozulması riski olur. Bu nedenle doktora acil başvuru 6 saat içinde olmalıdır. Tanı genellikle fizik muayeneyle konulur ama renkli Doppler ultrasonografi yöntemiyle tanıyı daha da objektif olarak koymak en doğru yaklaşımdır. Testis torsiyonunun tedavisi acil ameliyattır. Ameliyatta torsiyone (dönmüş olan) testis normal durumuna getirilir, nüks etmesini engellemek içinde cerrahi dikiş yöntemleriyle torbaya tespit edilir. Ameliyattan sonra testisle ilgili herhangi bir risk kalmaz. Eğer ameliyat için çok gecikilirse ve testis dokuları bozulursa testis tamamen morarır ve işlevini yitirir. O zaman testisi ameliyatta çıkarıp almak gerekir. Aksi takdirde işlevini yitiren testis, diğer testiste de bozulma riski oluşturarak çocuk sahibi olma şansını ortadan kaldırabilir. Dahası ileri yaşlarda bu testisten tümör gelişme riski de vardır. Buradaki kaygı tek testisli kalmanın cinsel hayatı veya üreme fonksiyonunu nasıl etkileyeceğidir. Çok net ifade etmek isterim ki, tek testisli bir insanın cinsel hayatı da üreme fonksiyonu da iki testisli bir insandan farklı olmayacaktır. Tek fark o kişinin kalan testisini kollaması gerekliliğidir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta tek testisli kalan insanların kavga ve dövüşlerden, o bölgeye gelebilecek travmaya neden olacak sporlardan uzak durmasıdır. Sağlıkla... Bisiklet kullanımı testisi döndürebilir ANTİDEPRESANLARI UZUN SÜRE KULLANMAYIN Soru: Emre Bey, Kelebek’teki yazılarınızı okuyorum ve verdiğiniz yararlı bilgiler için size çok teşekkür ederim. Ben 38 yaşında, evli ve iki çocuk sahibi bir erkeğim. Birçok erkek gibi benim de erken boşalma sorunum var. Daha ön sevişme biter bitmez ya da ilişki esnasında hemen boşalıyor, eşime zevk veremiyorum. Tam üç kez üroloğa göründüm. Bana antidepresan kullanmamı önerdiler ve bir iki gün içerisinde seksin bu kadar zevkli olduğunu anlayacak kadar (15-25 dakika) boşalma zamanım oldu. Birkaç kutu kullandım ama bana fazla kullanmamamı önerdiler. Uzun zaman geçti hala erken boşalma sorunum var. Arada bir tekrar antidepresan aldığım zaman boşalmam gecikiyor. Antidepresan kullanmaya devam edersem ne olur? Bu köşeye en sık gelen soru erken boşalma sorunu. O nedenle daha önce yazdıklarımı tekrarlıyor gibi oluyorum. Anlayışla karşılayacağınızı umuyorum. Erken boşalma günümüzde nedeni hala tam olarak açıklanamayan bir durumdur. Son yıllarda organik bazı nedenlerin etkili olduğu düşünülmekle birlikte hala yaygın görüş psikolojik kaynaklı olduğudur. Bu nedenle de tedavide antidepresan ilaçlar kullanılabilir, yararı da görülebilir. Nitekim sizde işe yaramış. Bu ilaçların kullanımı depresyonu azaltmak amacıyla değil ejakülasyon(boşalma) fizyolojisini de etkilemeleri nedeniyledir. Ancak ben de size bu ilaçları uzun süreli kulanmamanızı öneriyorum. Çünkü uzun süre kullanıldığında bu kez de sertleşme sorununa neden olabilir. Önerim konuyla ilgili bir psikolog veya psikiyatrist desteğini de alabileceğinizdir. Umuyorum bir iki sene içinde yeni bir ilaç piyasaya çıkacak ve tedavide önemli bir aşama sağlanacak. EĞRİLİK NEDENİYLE TEDAVİ OLMALISINIZ Soru: Sayın Hocam geçen günkü yazınızdaki penis kırılmasına benzer bir şey bende iki yıl önce oldu. Penisimin yan tarafında bir morluk oldu ve iki haftada geçti. Daha sonrasında penisimde eğrilik ve sertleşmede de sorunlar başladı. Ne yapmam lazım, tedavi için çok mu geç kaldım? Öncelikle bunun penis fraktürü (kırılması) olup olmadığını üroloji uzmanının değerlendirmesi ve doğru tanı konması gerekmektedir. Eğer iki yıl önce kırılma olduysa ama bu çok küçük bir yırtılma idiyse ve cinsel hayatınızı çok olumsuz etkilemediyse şanslı olduğunuzu söyleyebilirim. Sanırım gerek eğrilik gerekse sertleşme sorunu nedeniyle tedavi olmanız gerekecek. Bu bir ameliyat da olabilir. HİPERTANSİYON İLAÇLARI İLE VİAGRA’NIN İLGİSİ YOK Soru: 62 yaşındayım sekiz yıllık hipertansiyon hastasıyım. Dört yıl önce enfarktüs geçirdim, şu an hiçbir şikayetim yok. Sertleşme problemi nedeniyle cinsel hayatım çok bozuldu. Viagra denemek istedim ama hem tansiyonum, hem de enfarktüs geçirdiğim için kullanırsam çok tehlikeli olacağı söylendi, ben de kullanamadım. Tedavi olabilir miyim, yani Viagra kullanabilir miyim? Size kimin çok tehlikelidir dediğini bilemiyorum. Eğer içinde nitrat maddesi içeren ilaç kullanmıyorsanız, kardiolojik kontrollerinizi de düzenli yaptırıyorsanız PDE 5 inhibitörü ilaçları (Viagra, Levitra, Cialis) kullanabilirsiniz. Kardioloğunuzun da bilgisi dahilinde bu ilaçları kullanabilirsiniz. Bu konuyla ilgili yapılan birçok bilimsel araştırma, gerek hipertansiyon hastalarında gerekse akut dönemi geçmiş (3-6 ay) eski enfarktüslü hastaların bu ilaçları güvenle kullanabileceğini kanıtlamıştır. Eğer bu tedaviyi tercih etmezseniz, penise yapılan enjeksiyonları deneyebilirsiniz veya penis protezi taktırabilirsiniz.
Yazının devamı...
Testisler yerine geç indiyse tümör riski var
7 Ağustos 2005
İKİ TESTİS ARASINDA BÜYÜKLÜK FARKI VAR

Soru: Ben şu an 22 yaşındayım. Ailem 10 yaşıma kadar tek yumurtalığım olduğunu fark etmemiş. 10 yaşımda sünnetle beraber kanalından inmeyen yumurtalığım için de ameliyat oldum.

Kanala indirilen yumurtalık ile diğeri arasında bariz bir büyüklük farkı var ve bu fark yıllardır kapanmadı. Ben de ondan sonra hiç doktora gitmedim. Sperm miktarım bana göre az ve penisimden hiçbir şekilde tazyikli çıkmıyor. Bir doktora gitmem gerekli mi sizce? Spermin fırlamadan çok dökülme gibi olması beni endişelendiriyor.

10 yaş testisin indirilmesi için gecikilmiş bir yaştır. Testisinizin boyutunun büyüyeceğini sanmıyorum, ayrıca o testisinizin sperm üretme fonksiyonun olduğunu da tahmin etmiyorum.

Dahası diğer testisinizin de sperm üretim fonksiyonunu bozma olasılığı var. Bunu anlayabilmek için sperm analizi yaptırmalısınız. Spermler hep dökülme tarzında çıkıyorsa idrar kanalında veya kasılmayı destekleyen kas yapısında bir sorun olabilir.

Önemli olan bir nokta da inmemiş testisler veya geç indirilmiş testislerde tümör gelişme riski olduğu ve bu yüzden doktor takibi gerektiğidir.

İLK GECE KORKUSU NASIL AŞILABİLİR

Soru: Merhaba doktor bey. Bu ay evleneceğim. İlk sorum şu: Nişanlım adet döneminin tam evleneceğimiz gün biteceğini söylüyor. Eğer adet dönemi ilk gece biterse, ilişkiye girmemiz ne kadar doğru veya sakıncalı olur? Bu anlamda kendisi ilk geceden (çevresinden duyduğu kadarıyla) çok korkuyor. Ona nasıl davranmalıyım?

Benim bu yaşıma kadar başka bayanlarla beraberliklerim oldu. Ama bu sefer durum farklı. Çünkü karşımdaki eşim olacak kişi ve onun için bir ilk olacak! İlk gece için bana tavsiyeleriniz neler? Ayrıca bir de şunu sormak istiyorum; eşimle evliliğimizin ilk 1-1,5 yılı bebek düşünmediğimiz için, ilk gece dahil bütün ilişkilerimizde kondom kullanmam mı gerekiyor? Onun alabileceği bir önlem de var mıdır? Bu konularda bana yardımcı olursanız minnettar kalırım. Saygılarımla...

Adet döneminde ilişkiye girmenizi önermiyorum. Eğer bir jinekoloji uzmanına başvurursanız, eşinizin adet günlerini ayarlayabilir.

İlk gece eşinize içinizden geldiği gibi davranın, onun endişe etmemesini sağlayacak şekilde biraz da duygusal yaklaşın.

Gebelik olmasın istiyorsanız, kesinlikle korunmanız gerekecektir. Başlangıçta kondom (prezervatif) uygun bir korunma yöntemi olacaktır. Sonrasında yine jinekoloji uzmanına danışarak spiral (rahim içi araç) uygulaması yapılabilir.

ANTİDEPRESAN İLAÇLAR VE CİNSEL İSTEKSİZLİK

Soru: Öncelikle merhaba demek istiyorum. Yazılarınızı gazeteden takip etmekteyim. Son yazınız üzerine bazı sorularım olacak. 25 yaşındayım ve iki aydır psikolojik tedavi görmekteyim. İlaç olarak da Cipram kullanıyorum. Antidepresan ilaç kullanımı bende de cinsel isteksizlik oluşturdu.

Doktorum bu etkiyi kaldırabilecek başka bir ilaç önerdi ama ben hemen kullanmak istemedim. Sizce antidepresan ilaç kullanımı minimum ne kadar süreyle olmalı? Ben iki aydır kullanıyorum ve son iki hafta süreyle kullanmadım, bende baş dönmesi yaptı.

Nöroloji uzmanına gittim, beyin tomografisi çekildi. 1 cm. çapında retansiyon kisti belirlendi. Prolaktin hormonu hakkında sizden daha detaylı bilgi almak istiyorum. Nasıl ölçülüyor, sınır değerleri nedir?

Acaba yazınızda bahsettiğiniz beyindeki hipofiz bezinde oluşan tümörlerin bununla bir ilişkisi var mı?

Antidepresan ilacın kullanım süresini psikiyatri uzmanınız belirleyecektir. Madem ki isteksizlik geliştiğini ilettiniz, kendisinin önerdiği diğer ilacı kullanın.

Cinsel isteksizliğe yol açan prolaktin hormonuna kan tetkikiyle bakılır. Değişik laboratuvarların normal değerleri farklılık gösterebilir. Retansiyon kisti prolaktinoma denilen hipofiz tümöründen farklıdır.

Hemospermi

(Meniyle kan gelmesi)


Meniyle kan gelmesi, hemen hemen bütün erkekleri ve partnerlerini paniğe sürükleyen bir durumdur. Meniyle kan gelmesine neden olan çeşitli etkenler vardır. En sık rastlanan nedense enfeksiyonlardır. Bu rahatsızlığa yeni geçirilmiş bir enfeksiyon neden olabileceği gibi, kronik idrar yolu enfeksiyonlarının (özellikle prostatitler) zaman zaman tekrarladığı dönemlerde de rastlanabilir. Hele bu enfeksiyon odakları ejakülatuar(boşalma) kanallar üzerindeyse, hemospermi olasılığı artar.

Öte yandan ejakülatuar kanallara baskı yapan kistler de küçük damar çatlamalarına neden olabilir. Ayrıca prostatın büyümesi, bazen prostat ve çevresinde hafif kanamalara yol açabilir ve bu spermle birlikte atılırken kanama sanki spermdenmiş gibi değerlendirilir. Sperm kanalları veya yolu üzerindeki enfeksiyon ya da başka nedenlere bağlı tıkanmalar da zorlanma sırasında kanamalara yol açabilir. Bazen de aşırı zorlamalı cinsel ilişkiler sonrası kanamalar sperm sıvısına karışabilir.

Tanıyı koymak için öncelikle hastanın özgeçmişi değerlendirilip, herhangi bir zamanda geçirmiş olabileceği cinsel yolla bulaşan bir hastalık olup olmadığı, yakın zamanda zorlamalı bir cinsel ilişkide bulunup bulunmadığı öğrenilir. Fizik muayene ile ürolojik değerlendirmesinden sonra, laboratuvarda meni kültürüyle olası enfeksiyon varlığı araştırılır. Transrektal ultrasonografi adlı görüntüleme yöntemine başvurularak tanı belirlenmeye çalışılır. Tanıyı daha da güçlendirmek amacıyla, idrar kanalına direkt bakmamızı sağlayan üretrosistoskopi denilen yöntem genel anestezi altında uygulanır.

Genellikle enfeksiyon tanısı konur ve uygun antibiyotik tedavisi ile durum düzelir. Eğer tanı olası bir kist veya prostat büyümesine aitse -ki o zaman idrarda da kan görülür- o zaman endoskopik girişimle tedavi uygulanır.

Hemospermi, etkeni bulununcaya kadar araştırılması gereken bir belirtidir. Altta yatan olası habis bir hastalık ekarte edilmeden ne doktorun ne de hastanın içi rahat etmelidir.

Sağlıkla...
Yazının devamı...
Erkeklerin de başı ağrır
2 Ağustos 2005
Öncelikle isteksizliğin nedeninin organik bir nedene bağlı olup olmadığını bilmek durumundayız. Bu duruma yol açacak asıl etkenler, hormonal değişimler ve uzun süre kullanılan bazı ilaçlardır. (özellikle de antidepresanlar)

Erkekte doğuştan olabilecek hormonal yetersizlikler, özellikle 50 yaşından sonra meydana gelebilecek olan hormon değişimleri -ki testosteron hormon azalması en belirgin olanıdır- erkeklerde cinsel isteksizliğe yol açabilir. Ayrıca prolaktin hormonunun belirgin artışı da hem erkekte hem de kadında cinsel isteksizliğe neden olabilecek bir etkendir.

Prolaktin hormonu uzun süreli psikiyatrik ilaç kullanınımını da artırabileceği gibi beyindeki hipofiz bezinde gelişebilecek tümörlerde de artabilir.

Bu durumu tespit için sella grafisi denilen bir görüntüleme ve daha da kesinleştirmek amacıyla beyin tomografisi çekilmesi gerekir. Bu tip tümörler çoğunlukla selim karekterlidir. Kitlenin büyüklüğünü de dikkate alarak ameliyatla bu tümörler çıkartılmak durumunda kalınabilir veya tümör küçükse izlem uygulanır, bazı ilaçlarla prolaktin normal değerlere düşürülmeye çalışılır.

Prolaktin düzeyleri normale indikçe isteksizlik de yavaş yavaş düzelecektir.

Ayrıca sertleşme sorunu yaşayan erkeklerde cinsel ilişki sırasındaki başarısızlıklar nedeniyle oluşan kısır döngü nedeniyle deyim yerindeyse cinsel ilişkiden kaçma eğilimleri başlar (yani erkeklerin de başı ağrımaya başlar!) ve bu da zamanla isteksizlik şeklinde yerleşir.

Bir başka cinsel isteksizlik nedeni de cinsel yolla bulaşan hastalıkların tedavisi yetersiz veya başarısız olmasıdır. Özellikle de kronik idrar yolu enfeksiyonları kronik prostatitlerin de bazen cinsel isteksizlik nedeni olduğunu biliyoruz.

Genelde cinsel isteksizliklerin geçici olduğu ve tedaviyle düzeldiğini de biliyoruz. Psikolojik yönü ağır basan isteksizliklerde psikiyatrist ve psikolog desteği de tedavide önemli bir seçenektir.

Sağlıkla...

Oğlunuza protez testis takılabilir

Sayın Hocam, 1997 doğumlu oğlumu 20 günlükken fıtık teşhisiyle acil olarak götürdüğümüz hastanede ameliyatı esnasında fıtığa sebep testisin boğulduğu ve düzelme olmadığı için alındığı söylendi. Protez testis faydalı mı yoksa diğer testisi de olumsuz etkileyecek yönleri var mıdır? Bir de kaç yaşında -eğer takılacaksa- takılması gerekir.

Psikolojik olarak olumlu mu olur, olumsuz mu? Beni aydınlatırsanız sevinirim.

Yanıt:
Testis protezi özellikle de psikolojik yönden özgüven kaybı yaratmaması anlamında hastanıza uygulanabilir. Bunun için ideal bir yaş olmamasına karşın ergenlik döneminde diğer testisin de boyutlarının büyümesiyle ona yakın boyut ve büyüklükte bir protez takılmasını öneririm. Psikolojik anlamda olumlu olacağını düşünüyorum.

Penis eğriliği düzeltilebilir

22 yaşındayım ve ergenlikten beri penisim ereksiyona geçince aşağı doğru kıvrılıyor. Bu yüzden kız arkadaşlarımla bir araya gelmeye çekiniyorum.

Bir kez ilişki kurduğum bir kadın bana ‘Bunu git de tedavi ettir’ deyince daha da moralim bozuldu. Tedavim mümkün mü acaba?

Yanıt:
Bu durum konjenital(doğumsal) penis eğriliği gibi görünüyor. Yapılacak bir ameliyatla tedavisi kesinlikle mümkün. Penisiniz tamamen eğrilikten kurtulabilir, sizin de bu kaygılarınız ortadan kalkar.

Varikosel ameliyatının yararı olur

Yazılarınızı ilgiyle izliyorum, 30 yaşındayım ve 4 yıllık evliyim. Hiç korunmadığımız halde çocuğumuz olmadı. Eşim muayene oldu ve onda bir problem yokmuş. Benim sperm tetkiklerimde sayıda ve hareketlilikte düşüklük saptandı.

Film çektirdik ve varikosel teşhisi kondu. Üroloji uzmanı ameliyat olmam gerektiği söylendi. Bu ameliyatı olursam çocuğum olur mu? Tedavim mümkün mü?

Yanıt:
Tek bir sperm analizi tanı için yeterli olmayabilir. Bu nedenle 1 ay arayla en az 2 sperm analizi yapılmasını öneriyorum. Muayene ve renkli Doppler ultrasonografi ile de varikosel tanısı konmuşsa, sperm analizleriniz de aşırı düşük veya sıfır değilse varikosel ameliyatı olmanızın yararı olacağına inanıyorum.

Yalnız buradaki önemli nokta, bu ameliyatın sperm analizin tam olarak düzelteceğinin garantisi yoktur. Bazen çok olumlu sonuç alınır ve en geç 6 ayda gebelik oluşabilir, ancak bazen de ameliyata karşın sperm analizi düzelmeyebilir.
Yazının devamı...
Sünnet
28 Temmuz 2005
Sünnetin yararları arasında en bilineni penis başı çevresinde hijyen (temizlik) sağladığından, peniste enfeksiyon ve hatta kanser riskini en aza indirgemesidir. Sünnetin yapılmasıyla ilgili bazı karşıt görüşler de olmasına karşın, günümüzde dinsel ayrımın dahi kalkmasına ve tüm dinlerdeki insanların sünnet olmasına özendirildiği de bir gerçektir. Bugün hıristiyan toplumunda da belirgin bir kitlenin sünnet olduğunu biliyoruz. Sünnetin yapılmasıyla ilgili iki durum söz konusudur:

1) Çocuğun hiçbir yakınmasının olmadığı ve başta da belirttiğim gibi kültürümüzün bir parçası olarak yapılan uygulama.

2) Penis başını çevereleyen deriden salgılanan bir maddenin, penis başına yapışmasıyla o bölgede enfeksiyon (iltihap) oluşturması ve idrar yaparken çocuğun belirgin sıkıntı çekmesine neden olması (fimosis) durumundaki uygulama.

Özellikle bu yapışıklığın aileler tarafından fark edilmemesi özellikle bebeklerde huzursuzluk yaratmasına sebep olabilir. Bu yüzden çocuk doktorları da rutin muayenelerinde bu durumu kontrol ederler, etmeliler. Eğer böyle bir yapışıklık ve beraberinde de enfeksiyon riski söz konusuysa, sünneti geciktirmemek en doğru yaklaşım olacaktır.

Sünnetin uygulamasında da bazı önemli noktaları hatırlatmak istiyorum. Sünnet, bir cerrahi işlemdir, steril ortamda yapılması gereken bir ameliyattır aslında. Bu yüzden de ameliyathane koşullarında ehil doktorlar tarafından uygulanmalıdır.

Sünnet için belirli bir yaş aslında yoktur. Ancak lokal veya genel anestezi uygulanması açısından yaş ve yapışıklık olanlarda önemli olabilir. Yapışıklıklarda lokal anestezinin etkisi yapışıklık olan bölgede yeterli olmayabilir ve çocuğun ağrı duymasına neden olabilir. Bu yüzden yapışıklık olan çocukların genel anesteziyle sünnet edilmesinin daha iyi olacağı kanaatindeyim.

Küçük yaştaki çocuklarda sünnetin korkusu, endişesi nedeniyle lokal anestezi uygulamasında çocuk hareketsiz duramaz, bu nedenle de uygulama zorlaşır. Aileler ise genellikle anesteziden tedirgin olurlar. Ancak günümüzde modern anestezi bu konudaki tedirginlikleri neredeyse tamamen yok edecek kadar güvenlidir. Bu nedenle ben de genel anestezi ile sünneti öneriyorum.

10 dakikalık bir anestezi ile sünnet olmak hem çocuk açısından korku ve tedirginlik hissetmeden bitecek, hem de doktorun rahat uygulamasını sağlayacaktır.

Yeni doğan bebeklere de doğumun ilk birkaç günü içinde sünnet uygulaması oldukça yaygınlaşmıştır. Bu uygulama ileride çocuğun sünnet endişesi ve korkusuyla psikolojik tedirginlik duymasını da engelleyecektir.

Sağlıkla...

Boşalmanın gecikmesi avantajlı bir durum

SORU: Hocam ben 28 yaşında sağlıklı bir erkeğim. Benim sorunum, ereksiyon olmakta hiçbir sıkıntı çekmememe rağmen, çok geç boşalıyor olmam. Masturbasyonda bu süre en az 20 dakika. Cinsel ilişkide ise 45 dakikadan fazla. Bu yüzden partnerimle sorun yaşıyorum. Bunun nedeni ne olabilir?

YANIT:
Bazı erkeklerin arayıp bulamadığını siz normalde yaşıyorsunuz. Birçok erkek ve partneri erken boşalmadan yakınır ve ilşkinin bir dakikayı geçmediğini belirtirler. Sizde ise gecikme yakınması var. Bu durum nadiren de olsa bazı erkeklerin yaşadığı bir şey. Genellikle önemli bir nedene bağlanmaz. Belki sinir ileti sisteminizin cinsel uyarılara yanıtı, tepkisi gecikiyor olabilir. Bu da bazı nörolojik testlerle ortaya konabilir ama sizde böyle bir gereksinim olduğunu düşünmüyorum. Bu gecikme makul ölçüdeyse eşinizin tatmini açısından bir avantajdır.

PROSTAT KANSERİ DEĞİLSİNİZ

SORU:Hocam, Temmuz 2003 tarihinden bu yana prostat hastasıyım. Bu tarihten itibaren yaptırdığım testlerde PSA-Serbest PSA/Prostat boyutları ve hacmi devamlı olarak inişli çıkışlı bir grafik göstermekte. PSA 4.70 ile 7.26 arasında... Serbest PSA ise 0.413 ile 0.810 arasında değişmekte. İki defa makattan muayene oldum, prostatın normal büyüklükte olduğu söylendi. Üç defa biyopsi oldum, sonuçları BENİGN prostat dokuları çıktı. İki defa işeme testi yaptım, sonuç minimal çıktı. Devamlı olarak her sabah bir adet ilaç kulllanmaktayım. Ancak her zaman olmasa da arada sırada idrardan çok az zaman sonra yanma oluyor. Bu rahatsızlık beni çok üzüyor. Hastalığımın seyri hakkında ve ne yapmam gerektiği konusunda beni aydınlatırsanız çok sevinirim. Bilgileriniz için şimdiden teşekkür eder, başarılarınızın devamlı olmasını dilerim.

YANIT: Üç kez Biopsi sonucu benign yani selim prostat büyümesi çıkmış. Bu sizde şu aşamada prostat kanseri olmadığını gösteriyor, ancak düzenli kontrollerinize devam edin. Ayrıca doktorunuz tarafından yaşınız ve her yılki PSA değişme eğilimi de dikkate alınacaktır. Aldığınız ilaç yakınmalarınızı azaltacaktır. Bol su için.

KARARI ÜROLOĞUNUZLA BİRLİKTE VERİN

SORU:27 yaşındayım, erken boşalma nedeniyle bir hastaneye başvurdum, varikosel olduğunu ve ameliyat gerektiği söylendi. Başka bir doktor ise bu nedenle ameliyata gerek olmadığını belirtti. Ne yapmam lazım? Ameliyat olursam erken boşalmam geçer mi?

YANIT: Varikosel ile erken boşalma arasında hiçbir bağlantı yoktur. Erken boşalma nedeniyle varikosel ameliyatı olmanız gerekmez ve varikosel ameliyatıyla bu durum düzelmez. Varikosel ancak çocuk sahibi olmaya engel bir durumla birlikte ise ameliyat edilebilir. Bunun kararını da ürologunuzla birlikte vermelisiniz.
Yazının devamı...