(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

"Gülden Aydın" hakkında bilgiler ve tüm köşe yazıları Hürriyet Yazarlar sayfasında. "Gülden Aydın" yazısı yayınlandığında hemen haberiniz olması için Hürriyet'i takip edin.
Gülden Aydın

Gülden Aydın

O MEÇHUL 278 KİLOMETREDE NELER OLDU
5 Eylül 2014

Hafta içi 19.00, hafta sonu 15.00’te kapanan bir otoparkın abonesiydim. Mecburen. Evime yakındı, ötekilerde yer yoktu. Baktım ki kapanmadan yetişme telaşım anksiyeteye dönüşmek üzere, terkettim otomobilimi bu hapishaneye. Zorunlu haller dışında almadım. Ta ki Şeker Bayramı’na kadar. Gittiğimde yüksek demir parmaklıklarda kocaman asma kilit ve “Bayram münasebetiyle üç gün kapalıyız” yazısı... Elim ayağıma dolaştı öfkeden. Birkaç gün önce ödediğim aylık ücreti yakıp yeni otopark bulmaya karar verince rahatladım. Epey uzakta yenisini buldum. Pek çok otoparkta olduğu üzre anahtar istendi. Benzin aldıktan sonra tedbiren kilometre göstergesini sıfırladım. Teslim ettiğimde 37 kilometredeydi. Araya bir haftalık iş seyahati girdi. Döndüğümde manzara şuydu: Sarı basın levham ön camın ortasına getirilmiş, arkasına yumruk kadar mukavva destek konmuştu. Aynaya koku kesesi asılmıştı. Afili bir erkek gözlüğü ile telefon şarj aleti bana bakıyordu. Kapı ceplerine pet su şişeleri dizilmişti. Ve gösterge 315 kilometredeydi! Görevliler, "Görmedik, duymadık, bilmiyoruz" halinde. Israrım akşam üstü sonuç verdi ve sorumlu kendini ele verdi. Telefondaki otopark yöneticisi, "Allah Allah, o kadar olmuş mu, 20 liralık benzin bile koymuştum" demez mi? Aboneliğimin haftasında terkettim ve daha uzakta, daha pahalı yeni otopark buldum.

İçimi bir kurt kemiriyor. HGS’mi sorguladım, köprü ve otoban çıkışı görünmüyor. E5’ten Tekirdağ’a köfte, Kumburgaz’a deniz sefasına gidilmiş olmasını diliyorum. Aracımın karıştığı kriminal vaka nedeniyle polisin gelme ihtimalini düşünüyor, kapı zili çaldığında ürperiyorum. Bagajı hâlâ açamadım. Beynimde bir burgu dönüyor: O 278 kilometrede neler oldu?

Yazının devamı...
Tüyler ürperten IŞİD zulmü
16 Ağustos 2014

IŞİD’in 3 Ağustos katliamından kaçan Ezidiler, Irak Kürdistan Parlamentosu KDP Milletvekili Ziyad Hüseyin’in himayesinde.

KDP Milletvekili Ziyad Hüseyin

Şengal’in Solak, Duguri, Tılkaseb, Burek, Zorawa, Tılezir, Siba köylerinden gelen 960 Ezidi, Ziyad Hüseyin’e ait Quadia Köyü’nde. Zaholu Kürtler, soykırımından kaçan kardeşlerine evlerini, mutfaklarını açtılar. KDP Milletvekili Ziyad Hüseyin Ağa (48) ise köyünü.

Ziyad Hüseyin'in dedesine Vatikan'ın gönderdiği teşekkür yazısı

Hüseyin, Zaho’nun saygın ve köklü bir ailesine mensup. Büyük dedesi Muhammed Şemdin Hacı, 1915’te Anadolu’dan kaçan Ermenileri himaye ettiği için 1924’te Vatikan’ın madalya gönderdiği bir isim. Dedesi Hazım Bey ise Molla Mustafa Barzani’nin yakın arkadaşı.

KÖY MEYDANINDA KIZILAY KOLİLERİ

Ziyad Hüseyin, Şafi Kürt. Kendisine ait 250 haneli Quadia Köyü’ndeki binlerce dönüm arazisinde tarım ve hayvancılık yapıyor. Şimdi köyündeki tüm evlerde, camide hatta koyun ağılında IŞİD mezaliminden kaçan 960 Ezidi yaşıyor.

Köye vardığımızda, meydanda toplanmış yüzlerce Ezidi’ye gıda ve Türk Kızılayı’nın battaniyeleri dağıtılıyordu. Ezidi kardeşleri, Ziyad Hüseyin’i gördüklerinde sevinç içinde etrafını kuşattılar.

Nüfusun neredeyse yarısı çocuk. Kadınlar bir arada ve suskun. O geceyi, kadınların başına gelenleri sormak mümkün değil. Tercümanımız Diyarbakırlı İşadamı Mehmet Emin Petekkaya, “Ne ben bir erkek olarak sorabilirim ne de onlar anlatabilir” diyor.

GEL KOCANIN KAFASINI AL

Seno Süleyman'ın kocasıyla birlikte 40 akrabası öldürüldü

Sengal-Tılkaseb Köyü’nden Seno Süleyman (20), uykuda gibi. Kucağında 1 yaşındaki bebesi Sehran, eteklerinden sımsıkı tutan 2 çocuğu Cuaher (4) ile Faysal (2) öylece bakıyorlar. Seno, Ezidi Bayramı’nda çocuklarını alıp anne babasının yaşadığı Solak Köyü’ne gitmiş. 2 Ağustos’u 3 Ağustos’a bağlayan gece saat 02.00’de kocasının ve kayınbabasının evlerine IŞİD saldırmış. Ertesi gün kocasına telefon etmiş, neler olduğunu öğrenmek için.

Öyle bitkin ki anlamadığımız dilini, duyamıyoruz bile. Sesi titreyerek aktarıyor tercümanımız: “Telefonu IŞİD teröristi açtı. Gelip kocanın kafasını alabilirsin dedi.” Sena devam ediyor: “Kocamla birlikte 40 akrabam öldürüldü. Dermanım var mı söylemeye?” Sözün bittiği yerdi.

85’LİK HUDEDA YAYA GELDİ

85 yaşındaki Hudeda Şeromınned

Geleneksel beyaz entarili, bembeyaz saçı ve sakalıyla Hudeda Şeromınned (85), o kadar zayıf ki ayakta güçlükle duruyor. IŞİD’in saldırdığı o gece kaçmış ve 60 kilometre yürüyerek Suriye üzerinden Zaho’ya ve 15 kilometre ötesindeki Quadia Köyü’ne gelmiş.

Şeromınned Ezidilerin at binen süvariye benzettikleri güneşin batışını izliyor ve diyor ki, “IŞİD çöküp bozguna uğrayacak. Şengal’e döneceğiz. Umudum var."

TUZAĞA DÜŞÜRÜLDÜK

Seve Xamid (28) ise Şengal Zoravalı. “O gece Araplardan telefon geldi. YPG yolu açtı, ‘Gelin’ diye. Ailece 30 kişi arabalara binip yola çıktık. Merzikasor adlı bölgede IŞİD bizi durdurdu. 2 arabamızı, 9 kadınımızı, 2 erkeğimizi aldılar. Saklandığımız için bizi karanlıkta görmediler. Kaynanamı, eltilerimi, ağabeyimin kızlarını götürdüler. Anladık ki IŞİD bizi çağırıp tuzağa düşürdü.”

BEBEKLERİ FIRLATTILAR ANNELERİ ALDILAR

Tılkasebli Nasır

TILKASEBLİ Nasır (50), 2 Ağustos gecesini şöyle anlatıyor: “O gece kadınlar ve çocuklar uyuyordu. Biz erkekler Ezidi peşmergeyiz, köyümüzü IŞİD’e karşı korumak için nöbet tutuyorduk. 02.00’de saldırdılar. Sabah 08.00’e kadar sürdü. Cephanemiz bitince Şengal Dağı’na kaçtık. Yakaladılar. Erkekleri öldürüp kafalarını kestiler, kadınları götürdüler. Küçük kardeşimin eşi Şahnaz’ı (18) da… 10 günlük bebeği vardı. Kucaktaki bebekleri fırlattılar, annelerini aldılar. Şu gördüğünüz bizler de canımızı kurtaranlarız.

ERKEKLER SAKALLI, ÇOCUKLARDA DEZOK NİŞANI

ORTA yaş ve üstündeki tüm Ezidi erkekler bıyıklı ve sakallı. Ezidi inancında erkekler tıraş olmuyor. Çocuk, genç ve kadınların boynunda, bebeklerin bileğinde ise ‘dezok’ dedikleri kırmızı-beyaz iplikten halka var. Nedenini, “Sakal ve bıyıktan Ezidi olduğumuz anlaşılıyor. Olmayanların anlaşılması için Dezok nişanı takıyoruz.” diyerek açıklıyorlar.

Yazının devamı...