(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

"Güzin Abla" hakkında bilgiler ve tüm köşe yazıları Hürriyet Yazarlar sayfasında. "Güzin Abla" yazısı yayınlandığında hemen haberiniz olması için Hürriyet'i takip edin.
Güzin Abla
Erkeklerden korkuyorum artık
19 Aralık 2016

Sevgili Güzin abla, ben 16 yaşında, ailemin desteğiyle çok iyi şartlarda eğitim gören bir lise öğrencisiyim.
Aslında hayatın pek çok yönünü tanımış bile değilim daha... Ancak bu kısa yaşamımda bana çok acı veren bir sorunum oldu.
İki yıl boyunca sevdiğim ve en önemlisi çok güvendiğim, her yaptığının doğru olduğuna inandığım biri beni hayal kırıklığına uğrattı. Benimle yalnızca beni kullanmak ve yararlanmak için çıktığını anladım. Bu yüzden artık erkeklerden korkuyorum. Kimseyle çıkmak istemiyorum.
Herkes onun gibi olacak ve beni hayal kırıklığına uğratacak gibi geliyor artık... Bu yüzden kimseye güvenemiyorum.
O kişi keşke bu yazıyı okusa da kendisinden söz ettiğimi anlasa...
Ona sormak isterdim “Daha ne kadar bu şekilde devam edebileceğini sanıyorsun? Ne zamana kadar insanları aldatabileceksin? Ve en önemlisi insanları aldatarak ne kazandığını sanıyorsun?” diye.
Ama biliyorum ki o yeniden onunla çıkmak istesem, bana yine aynı şeyi yapar. Değişmez... Bir başkasıyla çıksa, ona da aynı şekilde davranır.
Ama ne yazık ki ben onu hâlâ seviyorum. Yeni bir insan tanımak falan da istemiyorum.
Lütfen insanlara yeniden güvenebilmem için ne yapmam gerektiğini söyle bana...

Canım yavrum, seni bu küçücük yaşta böylesine kıran, böylesine üzen ve hayal kırıklığı yaşatan genç kim? Onu karşıma alıp bir güzel azarlasam, aklını başına almasını söylesem belki rahatlarım ama yaşça senden çok büyük olmadığından da eminim.Onun da ilişki konularında senden daha fazla tecrübeli olduğunu sanmam.Sana ne gibi hayal kırıklıkları yaşattı bilemiyorum. Mektubunda karamsarlığın ve kırgınlığın çok net hissediliyor.Her ne kadar henüz çok genç olduğunu düşünsem, tecrübesizliğini bilsem de... Buna üzülmedim dersem yalan olur. Günümüzde gençler henüz çocuk yaşlarda flört etmeye, biraz erken seks yapmaya başlıyorlar. Bu konularda pek bilgi sahibi olmadıkları, kendilerini neredeyse tamamen hayatın akışına bıraktıkları için de zarar görüyorlar.Sevginin yaşı olmaz, doğru. Ama gerçek bir sevgiyi yaşayabilmek, hele hele cinselliği de buna katabilmek için belirli bir olgunluğa ermek şart. Sen henüz çocuk sayılırsın aslında. Çabucak kırılman, zarar görmen çok doğal.Kimseden annenin, babanın, büyüklerinin sıcaklığını, yakınlığını ve hoşgörüsünü bekleme. Hayatı biraz erken öğrenmeye başlamışsın. O genç adam henüz deli çağında ve daldan dala konma eğiliminde olmalı. Bu yüzden senin güvenini sarsmış.Henüz tek bir sevgiliye kapılıp ona sadık kalabilecek çağda değil ki... Senin yapacağın, onu pek fazla ciddiye almamak. Hayatını böylesine karartıp üzüntü içinde yaşamak için çok erken.Sen şimdi neşeyle, cıvıl cıvıl yaşam enerjinle çevrene mutluluk vermeye çalışmalısın. Hem bak ne kadar şanslısın, bu zamanda iyi bir eğitim görebiliyormuşsun. İyi bir aileye sahipsin.Güçlü ol kızım. İnsanlara layık oldukları gibi davranmayı zamanla öğreneceksin. Bu genç arkadaşına da hak ettiği kadar önem ver. Hepsi bu... Yeri gelince arkanı dönüp gitmeyi bilmelisin. Günün birinde o eşsiz sevgine, güvenine layık birini buluncaya kadar temkinli davranmak zorundasın. Bu güzel gençlik yaşlarını karamsarlık içinde geçirmemelisin.

 

Önyargıları yıkıyorsunuz

Sevgili Güzin abla, ben yıllardır köşenizi izleyen sadık bir okurunuzum. Sizden önce de anneniz tarafından yazılan yazıları beğeniyle takip ederdim.
Bu yazıyı yazmamdaki asıl neden, size bir derdimi açmaktan ziyade teşekkür etme isteğimdi.
Yazılarınız ayrı inançlardaki insanları buluşturuyor, toplumumuzun ufkunu açıyor, aramızdaki önyargıları ortadan kaldırıyor. Sizlere bu olumlu düşüncelerinizden dolayı teşekkür etme gereği duydum. Siz mezhep, din, ırk, yöre ayrımı yapmadan, herkese aynı mesafeden ve aynı sevecenlikle, sıcaklıkla yaklaşıyorsunuz. İyi ki siz ve sizin gibi düşünen insanlarımız var. Bence güzel ülkemizin son zamanlarda her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı var, bundan dolayı zaman zaman bunu pekiştiren mektuplara yer verdiğiniz için size teşekkür ediyorum.
Umarım bu mektubuma gazetenizde yer verirsiniz.

Asıl ben size teşekkür ederim sevgili okurum... Değindiğiniz gibi ülkemizin birlik ve beraberliğe çok ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçiyoruz. Ayrımcılık yapmak insanlığa sığmaz.
Ben elimden geldiğince, herkese aynı mesafede duruyorum. Özellikle son zamanlarda üzüntüyle arttığını gördüğüm mezhep ve ırk ayrımcılığı konularında insanları uyarmak, “Önemli olan insan olma özelliğini taşıyabilmektir” demek istiyorum.
Amacım bu küçük köşemde herkesi olabildiğince kucaklamak, sorunlarını biraz olsun hafifletmek.
Ben de sizi sevgiyle kucaklıyorum sevgili okurum...

Yazının devamı...
Eşim yurtdışına gidince başkasına aşık oldum
18 Aralık 2016

27 yaşındayım ve 7 yıllık evliyim. Bir de 4 buçuk yaşında bir çocuğum var. Eşim 3 yıldır yurtdışında çalışıyor ama oturma izni olmadığı için her an sınır dışı edilebilir.
Bu arada ben bir başkasını sevdim.
Onunla bir süre beraber olmuştuk. Ama şu anda beni terk etti. Şimdi çocuğumla yapayalnız yaşıyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum. Çok mutsuzum. Ne yapmalıyım, kocamın dönmesini mi bekleyeyim, yoksa boşanıp kendime yeni bir yaşam mı kurayım?
◊ Rumuz: Umutsuzum

YANIT

Güzel kızım, sana nasıl bir akıl verebileceğimi inan ben de pek bilemedim. Mektubundan tam olarak olayları anlayamadım. Örneğin sevdiğini söylediğin adamla ilgili hiçbir şey yazmamışsın...
Senden neden ayrıldığını bilmiyorum.
Eşinle ilişkilerin kötü müydü? Yoksa eşin sırf yurtdışında yaşadığı için mi bir başkasına gönül verdin?
Eğer sorun buysa çok üzücü.
Güzel kızım, madem eşini sevmiyorsun, onunla evli kalmak istemiyorsan o zaman medeni bir şekilde boşan.
Belki hayatına çekidüzen verir, yeni bir yuva kurabilirsin.
Henüz yaşın çok genç. 
Tek bir çocuğun var madem ki, ona da rahatlıkla bakabilirsin. Seni yalnızlık bunalıma itmiş olmalı.
Sevdiğini söylediğin adamdan belli ki sana hiç hayır yokmuş. Onu kafandan sil at.
Eğer eşini bekleyemeyeceksen, o zaman onu aldatacağına, boşan ve hayatını yeniden kurmayı düşün.

 

Porno film izliyorum
sonra da utanıyorum

Güzin Abla, ben 19 yaşındayım ve bekar bir kızım. Üniversiteye gidiyorum.
Ben de herkes gibi problemimi sana açmak, fikrini almak istedim. Porno film izlemeye merakım var.
Bilmiyorum neden ama benim cinsellikle ilgili düşüncelerim çok değişik. Hiç cinsel ilişki yaşamadığım için aslında bunu çok merak ediyorum. İşte bu yüzden bazen porno filmler izliyorum ve sonra kendi kendimi tatmin etmek için bir şeyler yapıyorum. Sonra da çok utanıyorum.
Ama başka bir yol da denemeyi aklımdan bile geçiremiyorum.
Bu alışkanlığımdan kurtulmak için bana bir yol gösterin.
Okuldaki bazı arkadaşlarım, bu konuda “Ben ilk deneyimimi 16 yaşında yaşadım” diyorlar. Şimdi ise hepsinin gerçek sevgilileri var. Cinselliği gerçek olarak yaşıyor onlar. Bense hâlâ hayal kurup, porno film izleyerek tatmin olma yolunu arıyorum... Gerçek bir ilişki ise beni korkutuyor. Ne yapmalıyım, ben anormal bir kız mıyım? Bana bir cevap verin.
◊ Rumuz:
Geç mi kaldım

 

YANIT

Neden anormal olacaksın ki güzel kızım, herkesin cinselliğe bakış açısı farklıdır. Onlar cinsel deneyimlerini bu yaşlarda yapmış olabilirler. Ama sen eğer bundan kaçınıyorsan, bu da senin tercihindir ve kimsenin etkisinde kalmamalısın.
Okuldaki kız arkadaşlarının cinsellik anlayışının senden farklı olduğu bir gerçek.
Ayrıca ülkemizdeki gençlerin aile yapıları, alışkanlıkları, düşünce tarzları ve yaşamları, bu konuda Avrupa ülkelerindeki gençlere özenmeleri, zaman zaman bu farklılıkları ortaya çıkarabiliyor.
Evet, belki batı ülkelerindeki insanlar bu konuda çok daha özgür... Yine de mutlular mı bu da tartışılır. Ancak bizim örf ve adetlerimiz elbette daha farklı. Nasıl onların inançları farklıysa, bizim inançlarımız, aile düzenimiz de farklı.
Porno seyretmek, sonra kendi kendini tatmin etmeye çalışmak sandığın kadar utanılacak bir davranış değil.
Cinsel hayatı olmayan bir genç kızın, yaşı gereği içgüdüleri elbette bu heyecanı yaşamak için onu zorluyor olabilir.
Bundan utanç duymamalı, bunun için kendini suçlamamalısın.
Bir gün gerçek anlamda seveceğin, evliliği düşünebileceğin biri çıkar karşına.
O zaman bu denediğin heyecanları onunla da yaşarsın. Ama gerçekten kendini hazır hissettiğinde...
Arkadaşlarını örnek alıp da sakın kendini zorlama.

Yazının devamı...
İhanetini affettim ama yine aldattı
16 Aralık 2016

Sevgili Güzin Abla, 40 yaşında, evli, 3 çocuk annesi bir kadınım. Çocuklarım 20, 18 ve 15 yaşlarında. 21 yıllık da evliyim.
Eşimle severek evlendik. Bundan 6 sene önce beni aldattığını öğrendim. Kendisi de itiraf etti zaten.
Ben çalışıp evime ekmek götürme telaşındayken o metresiyle beraber oluyor, gününü gün ediyormuş. Sevgilisi yabancı bir kadınmış. Tabii benden başka herkes biliyormuş bunu. Onu kaybetmekten çok korktum. Çocuklarım yeni yetişiyor, babasız onların eğitimi ve yetişmesi çok zor geliyor bana...
Eşim de ağlayıp özür dileyince affettim. Evimizi kiraya verdik, o mahalleyi terk ettik.
Bir süre gerçekten her şey yolunda gitti. Ama bunca sene sonra onu yeniden başka bir kadınla yakaladım. Ben hem çalışıp 3 çocuğumu okutuyorum, hem de yaşlı annesini yanımıza aldım, ona bakıyorum. Ailem memlekette, kimseye de bir şey söyleyemiyorum, utanıyorum. Gururum çok kırıldı. Üstelik sürekli beni tenkit ediyor. Ya kilomu eleştiriyor, ya da bakımsız bulduğunu söylüyor. Ama yemin ederim ben çok bakımlı bir kadınım. Çalıştığım için kendime dikkat ederim.
Bir evimiz var, benim arabam var. Çalışıp evin bakımını tamamen üstlendim. Yine de bana bir gün iyi davranmıyor. Üstelik şimdi yeniden başkasıyla olduğunu öğrendim. Lütfen yardımcı olun. Artık dayanamıyorum.
◊ RUMUZ: İHANET

YANIT

Sevgili kızım, siz hanımlar hep bunu söylüyorsunuz, “çocuklarım yetişiyor, onlar için katlandım” diyorsunuz. Aslında sizler eşinizi seviyor ama bunu söylemekten utanıyorsunuz.
Bu yaptıklarından sonra hâlâ böyle adamları sevdiğinizi söylemek gerçekten zor, değil mi?
Kızım, bu adam yemin etmiş ve aynı şeyi yapıp bir de günaha girmiş. Şimdi boşanmamak için bir nedenin var mı?
Üstelik evine sen bakıyormuşsun, sanırım bu adam pek çalışmıyor, her şeye koşan sensin.
Bir de annesini evine almışsın, ona bakıyorsun. Sen böyle merhametli, çırpınan, her şeye yetişmeye çalışan bir eş olurken, o sadece seni eleştirip, fırsat buldukça da aldatıyor.
Çocukların artık yetişmiş, aklı başında gençler olmuşlar. Şimdi de onlar için oturuyorum diyebilecek misin?
Bence bunca yılına yazık etmişsin... Affetmekle hata etmişsin.

MENOPOZA GİRİYORUM ÇOCUĞUM OLUR MU?

Başımdan kısa bir evlilik geçti. Boşandım. Şimdi ise 4-5 yıldır sevdiğim bir insanla beraberim. Birçok psikolojik sorunum vardı. Onları birlikte alt ettik. Giderek evliliğe sıcak bakıyor.
Ama ben 39 yaşındayım. Ne yazık ki, yaşadığım sorunlar yüzünden erken menopoza girdim. Şimdi sevgilim “Evlenelim, bir çocuğumuz olsun” diyor.
Ben de aslında çocuğumun olmasını çok istiyorum. Fakat doktorlar bunun mümkün olmadığını söylüyorlar. Menopoza giren kadının çocuğu olamaz mı?
Sevgilimin bu durumumdan haberi yok. Olursa benimle evlenmez.
Hayatımda ilk defa birini sevdim. Bunca emekten sonra bu ilişkiyi bitiremem. Hamile kadınları görünce içim yanıyor. Ne yapabilirim Güzin Abla?
◊ Rumuz: Hayatım bitti

YANIT

Sevgili kızım, menopoz kadınlık hormonu olan östrojenin üretiminin azalması nedeniyle artık yumurtalıkların görevini yapmaması anlamını taşıyor. Bu da bebeğin tohumunu atacak yumurtanın üretilmemesi demek.
Sevdiğin adamla yaşadığınız, ciddi mücadele ve daha önceki yıllarda yaşadığın aşırı stres sonucu erken menopoza girmiş olmalısın. Ancak tedavi olabilirsin. Şimdi menopoz yaşı uzatılabiliyor. Verilen hormonlar sayesinde kadın geç bir hamileliği yakalayabiliyor. Ülkemizin tüm büyük şehirlerinde, eğitim ve araştırma hastanelerinde böyle uygulamalar yapılıyor.
Ayrıca biliyorsun, uzun yıllardır uygulanan tüp bebek yöntemi de çok başarılı... Bunları araştırabilirsin.
Sen yanlış bir doktor seçmiş olabilirsin, bu doktor senin tüm umutlarını yok etmiş. Henüz erken olduğu için acele edersen bu konuda bir yardım alabilirsin. Önce bir hormon tedavisi uygulanıp, ardından da tüp bebek uygulaması yapılabilir sanırım. İnternetten bile “tüp bebek” diye araştırırsan, pek çok bilgi çıkıyor karşına.
40 yaşın üstündeki birçok kadın artık çocuk sahibi olabiliyor. Umudunu yitirme. Dilerim, beklediğin bebeğe bir an önce kavuşursun...

Yazının devamı...
Onu öptüm diye benden ayrıldı
15 Aralık 2016

Sevgili Güzin Abla, ben 16 yaşındayım. Yurtdışında yaşıyorum. Arkadaşlarımın aracılığıyla benden bir yaş küçük bir kızla tanıştım.
Bir gün gittiğimiz bir mekanda onu öptüm, benden nefret etti. Oysa benden hoşlanıyordu ama ben kendimi tutamadım ve öptüm.
Normalde ben bu tip şeylere meraklı biri değilim. Ama beni yanlış anladı. Senden bana yol göstermeni istiyorum.
Biz gençlerin erken yaşta ilişki yaşamasını desteklemiyorsun. Bizi hep bu konuda uyarıyorsun. Ama ben aşkta yaş sınırı tanımıyorum.
16 yaşında da aşık olabilirim.
Üstelik bizim buralarda gençler çok erken yaşta flört edebiliyor, normal karşılanıyor bu durum.
Ben kız arkadaşımı çok seviyorum. O da zaten benden çok hoşlanmıştı ama onu birden öptüm diye bana kızdı ve bana bir daha onu aramamamı söyledi.
Şimdi ne yapmalıyım? Onu nasıl tekrar geri kazanırım?
RUMUZ: ONU NASIL KAZANAYIM

YANIT

Sevgili oğlum, aslında savunmaya çalıştığın düşüncen senin şu bana yazdığın sorun nedeniyle çürüyor... Neden mi? Eğer bu küçük hanım, benim dediğim gibi küçük yaşta olmayıp da flört konusunda hazırlıklı olsaydı, sen ona bir masum öpücük kondurdun diye, sana bu tavırları takınmazdı.
Birbirinden hoşlanan veya birbirini seven iki insanın yakınlaşmasının, en azından bir öpücükle yakınlaşmasının, bir dokunuşun, bir sarılmanın da sevginin ve flörtün doğal bir gelişmesi olduğunun bilincine varabilirdi.
Ama gördüğüm kadarıyla siz küçük bey ve hanımlar, çok erken yaşta flört etmeye kalkıyorsunuz.
Ama ne flört ne de flörtün sınırları hakkında nereden başlayacağınız ya da nerede durmanız gerektiğini bilmeden, içgüdüsel bir şekilde, balıklama işin içine dalıp, ardından da üzülüyorsunuz.
Bu küçük hanım sana karşı birtakım duygular beslediği halde, henüz kendini böyle bir ilişkiye hazır hissetmiyor. Sen de onu öperek aceleci davranmışsın. İşte hep çok genç ve tecrübesiz oluşunuzdan kaynaklanıyor bunlar.
Yine de üzülme, ona özür dileyen, duygusal ve içten mailler, mesajlar at...
Üzerine düş ve kalbini yeniden kazan. Ondan özür dile, bir daha tekrarlamayacağını söyle.
Ondan sonra da biraz sabırlı ol. Bir de sizin oralarda flört yaşının çok küçük olduğunu, hatta bu yaşlarda ilişkiye bile girildiğini ima ediyorsun. Aşkın yaşı yoktur diyorsun...
Belki de haklısın, insan her yaşta aşık olabilir. Ya da aşık olduğunu düşünebilir. Ama kendini rezil etmemek ve duygularının karşılıklı olması şartıyla...
Bunu sakın unutma güzel oğlum.

Hayvanlara tecavüz engellenmeli

Birçok hayvan tecavüze ve işkenceye maruz kalarak öldürülüyor. Tecavüz ve şiddete sistemli bir şekilde maruz kalan hayvanların haklarının en az insanların hakları kadar meydanlarda yer bulmasını arzuluyoruz. Hayvanların bedenleri hakkında verilen kararlara ses çıkaramayacağını düşündüğümüzden, bir hayvanın sesi olmaya çalışıyoruz.
Tüm dostları dayanışmaya çağırıyoruz.
Bize aşağıdaki adreslerden ulaşabilir, desteğinizi sağlayabilirsiniz. Bu haklı davamızda yanımızda olduğunuzu hissetmek bize güç verecektir. Bir yandan da sesimizin gerekli mercilere ulaşabilmesini sağlayacaktır.

https://www.facebook.com/yeryuzuneozgurluk
https://www.youtube.com/user/YeryuzuneOzgurluk
https://www.facebook.com/groups/yeryuzuneozgurluk

Yazının devamı...
Parçalanmış bir ailenin oğluyum
14 Aralık 2016

Sevgili ablacığım, ben 26 yaşında bir gencim. Çok şanssız, çok dertliyim.
Neden dersen...
Anne babası ayrılmış, parçalanmış bir ailenin oğluyum. Ben annemle kaldım. Bir de kız kardeşim var. O da bizim yanımızda.
Babam ise abimle kalıyor.
Zaman zaman babamla da görüşüyoruz ama ne babam ne de annem beni sever. Her ikisi de bana sürekli kusur bulur.
Ağızlarından bir gün bile bir takdir sözcüğü duymadım.
Annem işe yaramazın teki olduğumu söyleyip durur hep. Bunun nedeni de onun isteklerine, emirlerine boyun eğmemem. Zaten babam da bu otoriter tavırları yüzünden evi terk etti.
Kız kardeşim bunalımda, ben de hayattan hiç zevk almıyorum. Gerçekten hiçbir işte uzun süre kalamıyorum. Ama bunun nedeni yine aile içinde yaşadığım bunalım. Bundan kimsenin haberi yok.
Beni hayata bağlayan bir şey de yok aslında.
Kızlarla bile uzun süreli ilişkilerden sıkılıyorum. Sonuçta onlar da annem gibi kadın değiller mi? Bana acı çektirmeyecekler mi?
İşte bu nedenle kızları bir bahane bulup kendimden uzaklaştırıyor, sık sık sevgili değiştiri-yorum.
Beni bu bunalımdan kurtar ne olur abla...

Sevgili oğlum, geçimsiz bir anne-baba yüzünden yaşadığın eziklik, otoriter bir annenin baskısı, neşesiz, umutsuz ve hayattan zevk almayan biri haline getirmiş seni... Annenin olumsuz düşüncelerinin de etkisi altında kalmışsın.
Bu düşünceleri kesinlikle silip atmalısın aklından. Geleceğe güvenle bakmayı bilmelisin. Herkes gibi senin de projelerin olmalı, bunları gerçekleştirmek için çaba göstermelisin.
Hayattan mutlaka bir beklentin, bir idealin vardır oğlum...
Geçmişte yaşadığın olumsuzlukları unut diyemem. Unutamazsın ama bunu olumlu yönde kullanabilirsin.
Örneğin annenin senin hakkındaki yanlış düşüncelerini silip atmak için ne kadar başarılı bir genç olabileceğini göstermelisin.
Ayrıca genç kızlardan yaşadıklarının intikamını alma eğiliminde olmamalısın.
Onları annenle kıyaslamaktan vazgeç!
Elbette tüm kadınlar annen gibi olmayacak. Karşına seni gerçek anlamda sevecek, bugüne kadar görmediğin ama ihtiyaç duyduğun sevgi ve şefkati sana gösterecek bir genç kız da çıkabilir.
Bırak sevgi seni bulsun... Sevmekten ve sevilmekten kaçma...
Yüreğini saracak sevgi sana hayatta ihtiyaç duyduğun umudu, güven ve cesareti de verecektir oğlum.
Bu nedenle yüreğini sevgiye kapatmamalısın.

Amcasının kızıyla evlenmek zorundaymış

Sevgili Güzin Abla, ben 17 yaşında bir genç kızım. Çok zor durumdayım ve yardımına ihtiyacım var.
Uzun süredir mahallemizden bir genci seviyordum. O da bunun farkındaymış.
Ve bir arkadaşımla bana haber yolladı. Onu aramam için telefon numarasını da vermiş.
Ben de aradım. Bana benden hoşlandığını söyledi ve çıkma teklif etti.
Önce çekindiğim, benimle oynayabileceğini düşündüğüm için reddettim ama ısrarlı olunca dayanamadım.
Bir süre çıktık. Ancak onun sevgisinden emin olamadım hiçbir zaman.
Bu arada bir kız arkadaşım onu bir başka kızla gördüğünü söyledi. Bu durumda ben de ona her şeyin bittiğini söyleyip ayrılmak istedim.
Ama o bunu yalanladı. İnandım, çünkü onu çok seviyordum ve kaybetmek istemiyordum.
Ancak daha sonra bana “Seni seviyorum, bu yüzden seni üzmek istemem. Sana söylemek zorundayım, ben hiçbir kızla ciddi bir ilişkiye giremem” dedi.
Nedeni ise amcasının ölmeden önce ona söz verdirmesiymiş... Bu söz yüzünden onun kızıyla evlenmek zorundaymış.
Böylece ona göre dostça ayrıldık. Ama ben ne yapacağımı bilemiyorum.
Çok üzgünüm, lütfen bana yardım eder misin?

Canım kızım, siz genç kızların böyle gencecik yaşta aşk acıları çekmenize gerçekten yüreğim dayanmıyor.
Keşke yardım edebilsem...
Ama benim yapabileceklerim sana tavsiyelerde bulunup acını biraz olsun hafifletmeye çalışmaktan ibaret.
Güzel yavrum, sanırım, bu genç bir yere kadar doğru söylüyor. Yani kimseyle ciddi bir ilişkiye girip bağlanmak istemiyor.
Belki de mahallesinin kızı olduğun için seninle gönül eğlendirip bir macera yaşamak istememiştir. Ailenden de çekinmiştir.
Amcasına ölmeden önce söz vermesi ilginç geldi bana. Amcasının kızını seviyor muymuş? Bakalım bu kız ona razı mıymış... Böyle zoraki evlilik mi olur? Akraba evliliği konusuna ise hiç girmiyorum bile...
Kaldı ki daha çok gençsin, ciddi bir ilişki için çok erken değil mi kızım? Bu genci gerçekten seviyor musun, biraz daha düşünmelisin bence. Çevrene arkadaşlarına yer ver hayatında...
Gençliğini ve hayatını normal olarak yaşa...
Bakarsın bu arada bir başka genç de senin gönlünü çalıvermiş ve onu unutuvermişsin... Neden olmasın?

Yazının devamı...
Sevgilim çok değişti
12 Aralık 2016

Merhaba Güzin Abla, ben 21 yaşındayım. 2 buçuk yıldır sevgilimle birlikteyiz. İlk yılımızda para konularında bazı yalanları oldu. Ben hep affettim. Sonra askere gitme zamanı geldi. Gitmeden önce birlikte olmaya karar verdik. Kendimi ona teslim ettim.
Daha sonra Hakkari’ye, askere gitti. Onu 1 yıl boyunca bekledim. Şükürler olsun, sağ salim geldi. Birlikte tatile gittik ve bana orada şahane bir evlenme teklifi etti. Kabul ettim.
Ama o günden sonra işler o kadar değişti ki... Meğer ben tatilde hamile kalmışım. Bebeğimi aldırmak durumunda kaldım.
Sağ olsun o sırada bir an olsun yanımdan ayrılmadı ama daha sonraki zamanlarda en ufak bir şeyde sıkılmalar, bunalmalar, sıkıntıya gelememeler, en ufak kavgamızda günlerce görüşmek istememeler başladı. Tüm arkadaşlarımdan, hatta ailemden nefret eder oldu. Hepsini hayatından çıkardı. Anlayacağınız bambaşka birine dönüştü.
Yine bir gün tartıştık, sabah uyandım, bir de baktım ki, beni tüm sosyal medya hesaplarından silmiş.
Annemi babamı da silmiş, fotoğraflarımızı kaldırmış. Hatta açıklama kısmına da ilişkisi yok yazmış. Ben belki psikolojisi bozuktur diye üstüne gitmedim.
Bana borcu vardı, ayrıldığımız için bana taktığı yüzüğü satmaya gittim. Orada da ayrı bir şok yaşadım.
Meğer bana pırlanta yüzük taktığını söyleyerek yalan söylemiş.
Yüzük sadece altınmış, taşı ise sıradan bir taş.
Güzin Abla, ben olayın maddi kısmında değilim. Neden bir insan bu konuda yalan söyler ki? Kendisine sordum, “Gücüm buna yetti, sana söyleyip de seni üzmek istemedim. Zaten ben şimdiye kadar hep senin mutluluğun için yalan söyledim, inan başka niyetim yoktu” dedi.
Aslında buradan bakınca doğru, ama sonuçta yalan yalandır.
Hep kötü yönlerini anlattım ama çok iyi yönleri de var. Mesela çok sadık, merhametli, temiz kalpli biridir. Ama bu olayları da düşününce böyle biriyle bir gelecek kurulur mu diye düşünmeden edemiyorum.
Bana değişip tekrar karşıma geleceğini söyledi. Çok pişmanmış, ben haklıymışım.
Olayı her duyan “psikolojisi bozuktur, biraz alttan al” diyor. Ama ben elimden gelen her şeyi yaptığımı düşünüyorum. Ailem de artık onu istemiyor. Güzin Abla lütfen bana yardım eder misin, senin nasihatlerine ihtiyacım var. 

Sevgili kızım, şu “ailemi her yerden silmiş” takıntını anlamış değilim.
Sosyal medyada olan biten, zaten pek çok sorunun başlangıcı...
Evlilikler bitiyor, çiftler ayrılıyor, onunla yazışıyor, bununla fotoğraf paylaşıyor vs. diye, ortalık karışıyor.
Askerden döndükten sonra ilk iş sana evlenme teklif eden bu genç adamın, hiç maddi ve manevi sorunları olabileceğini düşündün mü?
Belki evlilik kararını çok erken vermiş, belki henüz evlenebilecek güce sahip değil.
Belki de ailenin bu konuda baskı yaptığını düşünüyor.
Sana kendini beğendirmek için, maddi imkanı olmadığı için pırlanta yüzük aldığını söylemiş.
Aslında belki de istemeden yalan söylemiş.
Sen de pek çok genç kız gibi pırlanta yüzük diye tutturmuş olamaz mısın?
Askerden yeni dönmüş bir genç adamın maddi gücü ne olabilir ki? Ya onun Hakkari gibi bir yerde geçirdiği zor askerlik döneminin onun ruh sağlığını altüst ettiğini hiç aklına getirmiyor musun?
Senin sevgin, anlayışın nerede?
Onu yalan söylemeye sen teşvik etmiş olamaz mısın?
Bana kalırsa senin asıl sorunun şu son cümlende yatıyor.
Ailen artık onu istemiyormuş.
Senin de onların etkisinde kaldığın açıkça ortada.
Bu genç adam seninle mi beraber, ailenle mi?
Onların sosyal medyada bu genç adamın sosyal medya hesabında yer alması ya da almaması çok mu önemli?
Belki bir şeye kızdı, kırıldı, onları sildi.
Seni de aynı şekilde o öfkeyle sildi.
Sonra pişman olmuş, sana dönmek istediğini söylemiş ama değişmek için senden zaman istemiş.
Sen ise anlayış gösterip onun maddi manevi toparlanmasını beklemek yerine, “ailem de istemiyor zaten” deyip çıkıyorsun işin içinden.
Bence sende sevgi sorunu var. Bu genç adamı yeterince sevmiyorsun, ona anlayış göstermiyorsun.
Bana kalırsa bu evlilikten vazgeç.
Çünkü ömür boyu bu düşünceyle gidersen, mutlu olamazsın, mutlu edemezsin sevgili kızım.

Bir sivilce yüzünden görüşemiyoruz

Güzin Abla, bir sorunum var ve işin içinden çıkamıyorum.
20’li yaşlarında bir genç erkeğim ve 2 sene önce ayrıldığım sevgilimle tekrar barıştık. İkimiz de birbirimizi seviyoruz.
Normal zamanlarda sürekli buluşuruz, konuşuruz ama ne zaman onun yüzünde bir sivilce çıksa benimle görüşmek istemiyor.
Bırakın buluşmayı, görüntülü bile konuşmak istemiyor.
Ona her zaman “seni dış görünüşün için değil, seni sen olduğun için, senin içini seviyorum” diyorum ve bunda ciddiyim ama kendisini çirkin bulduğunda benimle buluşmuyor.
Ona gerçekten dış görünüşünün önemli olmadığını nasıl anlatabilirim? Ne olursun yardım et bana Güzin Abla, onu göremediğim zamanlar çok üzülüyorum.

Sevgili oğlum, işte sen de pek çok erkek gibi, genç kızları fazla tanımıyorsun.
Genellikle kızlar bir sivilce için hayatlarını karartırlar.
Senin bu sözlerin gerçekten çok güzel ve çok anlamlı, ama bunu genç kızlara kolay kolay anlatamazsın.
Onlar fiziksel özelliklerine çok önem verir ve küçük bir kusur için bilemeyeceğin kadar acı çekerler.
Bu yüzden ona anlayış göster, bu sevgi dolu sözlerini tekrarlamaktan vazgeçme.
Onu her haliyle güzel bulduğunu sık sık söyle.
Hem artık sivilceler için o kadar çok krem, losyon vs. var ki, bunun için
üzülmesine ve seni de üzmesine hiç gerek yok aslında.

 

Yazının devamı...
Eşim benden uzaklaşıyor
11 Aralık 2016

Sevgili ablacığım, ben 14 yıllık evli, iki çocuk annesi bir kadınım. Eşim bir kuruluşta şef olarak çalışıyor. Çalıştığı yerde iki çocuk annesi, dul bir genç kadın var. Eşim bir süreden beri, o kadına acıdığını söyleyerek onun evdeki bazı tamir işlerini yapmaya gidiyor.
Bu gidiş gelişler son zamanlarda pek sıklaştı. Öyle ki, evden sanki uzaklaştı ve hemen her akşam oraya uğradığını anlıyorum...
Bir taraftan da kocam bana geceleri yaklaşmamaya başladı. Bu da beni düşündürüyor. Sonunda dayanamayıp o kadını görmeye gittim. Kocamı rahat bırakmasını, onu eve çağırmak için artık bahane aramamasını söyledim. Bu olaydan sonra kocam eve geldi ve bana hiç yapmadığı gibi hakaret etti, bağırıp çağırdı.
Ben sadece evliliğimi korumak istiyorum. Bütün amacım bu. Ama o kadın sanırım aramıza girmiş durumda. Başlarda ben de ona acıyordum. Ama demek ki, yanılmışım. Kocamın aklını başından almayı başarmış.
Siz şimdi bana, ona nasıl davranmam gerektiğini söyleyin...
◊ Rumuz: Yıkılan yuvam

YANIT

Sevgili kızım, bu hiç de hoş bir durum değil. Ama bence o kadınla konuşmakla hata etmişsin.
Elbette aralarında giderek bir şeylerin başladığını sen de hissetmişsin ve kadınlık içgüdüsüyle böyle davranmışsın ama işler sarpa sarmış.
Eşini kaybetmek istemiyorsan, büyük bir sabır göstermelisin.
Belki de yanılıyorsun, aralarında ciddi bir şey söz konusu değildir. Ama eşin o kadına gitmeni ve ona böyle davranmanı kaldıramamış olabilir.
Erkekler işlerine karışılmasından hiç hoşlanmazlar, sen de bilirsin.
Eşin şimdi seninle geceleri beraber olmaktan kaçınsa da, geç de olsa her gece düzenli olarak evine geldiğine göre, sana ve çocuklarına değer veriyor, yuvasını terk etmeyi düşünmüyor demektir. Bundan yararlanıp, surat yapmamalı, bu konuyu bir daha açmayacağını hissettirmelisin.
Bırak kadının olumsuz yanlarını kendi görsün. Belki de gerçekten sadece ona acıdığı için zaman zaman yardım ediyordur. Ama bu durum uzar giderse elbette eşini karşına alıp, konuşmalı, boşanmayı düşündüğünü söylemelisin.
Ya aklı başına gelir, ya da gerçekten ayrılmayı kabul eder.
O zaman da aralarında bir şeyler olduğu zaten ortaya çıkmış olur. Ancak yine de riskli bir durum olduğunu unutmamalısın.

Çok mutsuzum

Güzin Abla, ben 19 yaşındayım. Dışarıdan konuşkan ve mutlu bir insan gibi görünsem de, aslında çok mutsuz ve çok sorunluyum.
Dokunsalar ağlayacak gibi oluyorum ama ağlayamıyorum.
Her şeye üzülüyorum ama tepki veremiyorum. Acı çekiyorum ama bunu belli edemiyorum.
En kötüsü de, hiç kimseye ilgi duyamıyorum. Görünüş olarak hoş biriyim. Çevremde pek çok genç kız var. Ama ben hiçbirine karşılık veremiyorum. Sanki beni tutan bir şey var, kurtulamıyorum.
Olaylara bakış açınız ilgimi çekiyor. Sanırım bu halime bir yorum getirebilir, ne yapmam gerektiğini söyleyebilirsiniz. ◊ Rumuz: Çok mutsuzum

YANIT

Canım oğlum, satırların beni çok üzdü... Sanırım seni çocukluğundan beri etkilemiş, sevgisiz bir ortamda büyümene yol açmış bir sorunun var. Genellikle bu durum ailevi bir nedene dayanıyor olabilir.
Bir çocuk ancak sevgisiz büyürse sevgiyi öğrenemez.
Özellikle de çocuk sevgiyi, duygusallığı, şefkati annesinden görür, annesinden öğrenir.
Eğer senin annenle ilişkilerin soğuksa, annenden sevgi görmemişsen, bugünkü durumun normaldir.
Zaman içinde sana gerçek anlamda sevgi ve şefkatle yaklaşacak birisiyle karşılaştığında bu durum kendiliğinden düzelecektir.
Şu anda belki de sevgi için kendini henüz hazır hissetmiyorsun. Veya gerçek anlamda sevebileceğin birileri çıkmamış karşına...
Ancak içini burkan bu mutsuzluğun nedeni, eskilere uzanıyor da olabilir.
Bunun için bir psikoloğun yardımına başvurabilirsin.
Senin bu güzelim yaşını yaşamanı engelleyen, sendeki bütün enerjiyi yok eden sorunun ne olduğu araştırılmalı ve bulunmalı.

Yazının devamı...
Nişanlıma güvenemiyorum
8 Aralık 2016

Merhaba Güzin Abla, ben 21 yaşında genç bir kızım. Kırılgan ve hassas bir yapım var. Nişanlıyım ve bir aksilik çıkmazsa baharda evleneceğiz. Ama ben nişanlıma bir türlü güvenemiyorum.
Babamın anneme yaşattığı kötü olaylar bende güven eksikliğine neden oldu. Babam annemi döver, aldatırdı ve daha başka olaylar da yaşatırdı bize.
Nişanlımdan başkasıyla evlenmeyi de düşünmezdim çünkü aynı şeylerin benim de başıma gelmesinden korkuyordum. Hâlâ da korkuyorum.
Nişanlım da ona güvenemeyeceğim bir olay yaşatmadı bana, ama bir türlü güvenemiyorum işte.
Sanki ona güvenirsem, bir gün bir olay yaşayıp yıkılacağımdan korkuyorum. Başkalarından çok kıskanıyorum onu. Bir tanıdığıyla konuştuğunda bile ister istemez her şeyi kötüye çekiyorum.
Çok basit olaylar için nişanlımla tartışıyorum. Bu durum da ister istemez mutluluğumuza yansıyor.
Bazen tartışıp darıldığımızda, çaresiz kaldığımda aklımdan ölüm bile geçiyor ama günah olduğu için buna yeltenmiyorum.
Bu güvensizlik ve kıskançlıktan nasıl kurtulabilirim Güzin Abla? Hiçbir çözüm bulamıyorum, ne olur bana yardım et.

Sevgili kızım, bu tür mektuplar gerçekten çok üzüyor beni. Kendi kendine kuruntu yapıyorsun. Tam mutluluğunu yaşayacakken, durup dururken neden üzüntü yaratıyorsun?
Bu genç adam seninle evlenmek istemiş, sana değer vermiş ki, seninle nişanlanmış. İleride üzerse, aldatırsa, yanlış bir şey yaparsa diye düşünmekten vazgeç kızım.
Yarın kimin ne yapacağını, nasıl davranacağını bilmek mümkün mü? Ancak bu şekilde davranmaya devam edersen nişanlını bıktıracağından, evlenmekten vazgeçirip seni terk etmesine yol açacağından emin olabilirsin.
Babanın kötü bir insan olması, anneni aldatması, dövmesi, illa tüm erkeklerin de baban gibi olacağı, böyle davranacağı anlamına gelmez. Keşke annen de böyle bir yaşamı kader gibi kabullenmeseymiş.
Burada bence tek sorun senin aşırı kuşkucu, kıskanç yapın. Bence bu güvensizliğin karşındakinden değil de, kendinden kaynaklanıyor. Bu konuyu düşünmelisin. Gerekirse evlenmeden bir psikoloğa ya da evlilik danışmanına başvurman yerinde olur.

 

Yazının devamı...