(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

"Yalçın Bayer" hakkında bilgiler ve tüm köÅŸe yazıları Hürriyet Yazarlar sayfasında. "Yalçın Bayer" yazısı yayınlandığında hemen haberiniz olması için Hürriyet'i takip edin.
Yalçın Bayer

Yalçın Bayer

Menemen’in anlamı
22 Aralık 2016

23 Aralık 1930’da Menemen’de bir grup yobazın baÅŸlattığı ve AsteÄŸmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı, Bekçi Hasan ve Bekçi Åževki’yi katletmesiyle sonuçlanan acı olay, laik ve demokratik Cumhuriyet’in varlığına yönelen baÅŸarısız giriÅŸimlerden biri olarak tarihteki yerini almıştır.

 

Cumhuriyet’e ve Atatürk devrimlerine inanmış Mustafa Fehmi Kubilay, baÄŸlı olduÄŸu deÄŸerler adına canını hiçe saymış, Cumhuriyet’in korunması uÄŸruna ulusumuzun hiçbir özveriden kaçınmayacağının göstergesi olmuÅŸtur. Kubilay, ulu önderimiz Atatürk’ün belirttiÄŸi gibi ‘Cumhuriyet’in hayatiyetini tazeleyen ve kuvvetlendiren’ bir simge olarak ulusumuzun gönlünde ‘devrim ÅŸehidi’ olarak ölümsüzleÅŸmiÅŸtir.

 

Her öÄŸretmen bir Kubilay olmalıdır. Bütün eÄŸitim-bilim çalışanları ve halkımız, baÄŸnaz düÅŸüncelerin kiÅŸi, toplum ve devlet yaÅŸamını etkilememesi için duyarlı olmalı, Türkiye Cumhuriyeti’nin hedeflerini gerçekleÅŸtirmesi yolunda ilerici atılımları ilk günkü bilinçle sürdürmelidir. Cumhuriyet’in kazanımları, Atatürk ilke ve devrimleri için tehdit oluÅŸturan düÅŸünce ve giriÅŸimler, ulusumuzun duyarlılığı ve saÄŸduyusu sayesinde hiçbir zaman amaçlarına ulaÅŸamayacaktır. KuÅŸkusuz Türk ulusu yüce Atatürk’ün aydınlattığı yolda ilerleyecek, Cumhuriyetimize, ulusal deÄŸerlerimize baÄŸlılığını her koÅŸulda gösterecektir.

 

ANAYASA KOMÄ°SYONU’NDA CHP’LÄ° AYTUN ÇIRAY UYARDI: BUNDAN GERÄ° DÖNÜN

 

CHP Ä°zmir milletvekili Aytun Çıray Anayasa Komisyonu’nda yaptığı konuÅŸmada, Anayasa tasarısının tartışılmadan Meclis’e getirilmesini ağır ÅŸekilde eleÅŸtirdi “Barolar BirliÄŸi BaÅŸkanı’nın olmadığı, yüksek yargıdan kimsenin olmadığı yerde anayasa tartışıyoruz biz. Ayıptır, günahtır, vebaldir ya...” dedi.

 

Rejim deÄŸiÅŸikliÄŸi için ne hâl var, ne oldu? Bu bir rejim deÄŸiÅŸikliÄŸidir, bu bir tek adam devletidir, adını koyuyorsunuz. Atatürk ve arkadaÅŸları gibi bir zafer mi kazandınız? Rusya’daki gibi bir devrim mi oldu? BaÅŸarılmış bir darbe mi var? Soruyorum size. Åžimdi bütün bunlar yoksa o zaman anayasal kurumları göreve davet ediyorum. Bu Anayasa’yı koruyun kardeÅŸim, Anayasa’ya taÄŸyir, tebdil ve ilgiyi teÅŸebbüs vardır.”

 

‘Doldur-boÅŸaltla terörle mücadele olmaz” diyen Çıray ÅŸöyle konuÅŸtu: “Önce terörün önünü açıp, terörü birtakım ‘çözüm’, ‘açılım’ falan filan deyip oralara-buralara yerleÅŸtirip, sonra milletin milli meselesi olmayan ‘BaÅŸka ülkelere rejim getireceÄŸim, oraları tanzim edeceÄŸim’ diyerek birtakım iÅŸlere girerseniz bu milletin evlatları orada ÅŸehit olur. Sizi uyarıyorum, eÄŸer bir yanlışınız varsa kendinizi gözden geçirin, deÄŸerlendirin, bundan geri dönün.”

 

- “Tek devlet, tek bayrak, tek millet.” Güzel. Yeniden, yeniden, yeniden sunuyorsunuz bunu.

 

Bu millet bu topraklarda yüzyıllardır tek bayrak, tek millet, tek devlet yaşıyor. Ayrıca, bu milletin bir de adı vardır. Uzun zamandır söylenmiyor ama bu millet Atatürk’ün söylediÄŸi gibi Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti milleti falan deÄŸil; bu ırka dayalı bir tanım da deÄŸil, bu bir milleti tek ÅŸemsiye altında toplayacak en üstteki kavram, kapsayıcı kavram.”

 

Çıray, 2011’de Meclis’teki konuÅŸmasında Suriye için ÅŸöyle konuÅŸtuÄŸunu hatırlattı:

 

- Bakın, gelin bu Suriye iÅŸine bulaÅŸmayın. Bu Suriye bizim milli meselemiz deÄŸildir. BaÅŸkalarının rejimini tanzim etmek Türkiye Cumhuriyeti devletinin iÅŸi deÄŸildir. Irak yanımızda iÅŸgal oldu, 1 milyon Müslüman katledildi, kimsenin sesi çıkmadı. Suudi Arabistan’da ne rejimi olduÄŸu belirsiz, oraya kimsenin sesi çıkmıyor. Katar her gün burada, biz her gün Katar’dayız. Sanki demokrasi varmış gibi biz Suriye’ye demokrasi getirmeye kalktık.”

 

- Musul, Musul dedik ortada yokuz. Bunlardan seviniyor muyuz?

 

- Sayın CumhurbaÅŸkanı ve Bahçeli diyor ki; ‘Defakto bir durum oluÅŸtu, bu defakto duruma ÅŸimdi uydurun bakalım Anayasa’yı.’ Nedir bu defakto durum onu bilen yok. Defakto durumun ne olduÄŸunu ben size söyleyeyim mi? Defakto durum; “Anayasa’nın dışına çıktın, o Anayasa’yı deÄŸiÅŸtirin, bana uydurun ve aynı zamanda bir dönemi beyazlayın, aklayın.” Bu bir dönemi temiz deftere çekme anayasasıdır aynı zamanda. Ben, doÄŸrusu Sayın Bahçeli’nin bu iÅŸe neden soyunduÄŸunu hâlâ... ‘Beka’ymış...

 

CHP milletvekili Çıray, “Anayasa’dan ne medet umuyorsunuz? Bu anayasa “Basın hürdür, kısıtlanamaz.” demiyor mu? Peki, basın hür mü?” diye sordu.

 

TUS-DUS SINAVLARI ÜÇ AYDIR NEDEN AÇIKLANMAZ

 

ÖSYM BaÅŸkanı’na soruluyor: Tıpta Uzmanlık Sınavı ile bilinen TUS, diÅŸ hekimliÄŸi için de DUS sınavlarının sonuçları neden açıklanmıyor?

 

25 Eylül’de yapılan sınavın sonuçları 13 Ekim’de açıklanacaktı; 16 Aralık’a bırakıldı ancak bu kez yanlış açıklandığı öne sürüldü.

 

12.600 tıpçı, 2 bin de diÅŸ hekiminin ve bunların yakınlarının ne durumda olduklarını hiç düÅŸünüyor musunuz?

 

Bu kadar beceriksizlik olur mu? Mezunlar puanlarını öÄŸrenemiyor, herkes endiÅŸe içinde.

 

Bu kadar beceriksizlik olamaz.

 

Söyleyin, bu iÅŸin arkasında ne var?

 

FETÖ VE KOSOVA MARÄ°FETLERÄ°

 

AVRASYABÄ°R Vakfı’nda (ASAM) bir konferans veren eski Prizren Belediyesi BaÅŸkan Yardımcısı Orhan Lopar, kendilerinin cemaatin bu yeni yüzüyle 2007 yılında tanıştıklarını ve Kosova’da Tabur Komutanı Partigöç ve adı Türkkan olan defolu askerlerin Türk okulu maskeli Ä°ngilizceyi eÄŸitim dili olarak kullanan Rumeli’deki FETÖ okullarına; Kosova’da Türkçe eÄŸitim veren devlet okullarına Türkiye Cumhuriyeti’nin verdiÄŸi burslu kontenjanına dahil ettirerek, Türklerin kontenjanını nasıl azalttıklarını, Türkçeye ve eÄŸitimine verdikleri ağır hasar ve zararı anlatmıştır.

 

Kosova Demokratik Türk BirliÄŸi Partisi’nin yaklaÅŸan kongresi için Türkiye’ye gelen ve bu arada Ankara’nın da ‘nabzını’ yoklayan Lopar, “Prizren’e mutlu dönüyorum” dedi.

 

15 Temmuz kalkışmasıyla, dünyada olduÄŸu gibi, Balkanlar’da da çok itibar kaybeden FETÖ okullarından ve yandaÅŸ derneklerinden öÄŸrenciler ve veliler uzaklaşıyor, Rumeli’de FETÖ baskısından, tasallutundan kurtulmuÅŸ yeni bir yol açılıyor.

 

ÖÄžRETMENLÄ°KTE ALAN DEĞİŞİKLİĞİ UNUTULDU

 

KAMUDA tasarruf için yönetmeliÄŸe göre alan deÄŸiÅŸikliÄŸi acilen yapılmalıdır. Milli EÄŸitim Bakanlığı’nda ÅŸu an 50 bin öÄŸretmenin norm fazlası olarak beklediÄŸi, yetkililer tarafından geçtiÄŸimiz aylarda açıklandı. Norm fazlası öÄŸretmen sorununun tek çözümünün yönetmeliÄŸe göre ve bütün normlar açılarak yapılacak alan deÄŸiÅŸikliÄŸi olduÄŸunu bilmeyen yoktur. Peki, Milli EÄŸitim Bakanlığı üç yıldır alan deÄŸiÅŸikliÄŸi yapmak için neden beklemektedir?    

 

Murat ACAR

 

 

BeÅŸiktaÅŸ Belediyesi açıklamasına karşı düÅŸünceler: Bizim evimiz de riskliymiÅŸ


BEŞİKTAÅž Belediyesi’nden dünkü ‘BeÅŸiktaÅŸ imarla yükseliyor’ yazısına bir açıklama geldi. “BeÅŸiktaÅŸ Ä°lçesi, ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar görme riskini taşıyan binaların yoÄŸun olarak bulunduÄŸu bir ilçe olup, Ä°lçemize ait Ä°mar Planları yoÄŸun olarak 1950, 1960 yıllarına dayanmakta ve yapı stoÄŸu 50, 60 yıldır güncellenememektedir” denilirken, bizim de oturduÄŸumuz kooperatif evini riskli yapılar arasında yer aldığının vurgulanması ile ne amaçlanıyor acaba? Böyle bir rapordan sitemiz de haber edilemez mi? Bazıları gibi bizim ‘villamız’ yok.

Açıklamada özetle “BeÅŸiktaÅŸ geri görünüm bölgesinde yapılaÅŸmanın 2-3 kat arttırılacağı belirtilmiÅŸtir. Bu bilgilerin hiçbir belgeye dayanmadığı anlaşılmakta olup gerçeÄŸi yansıtmamaktadır.

BeÅŸiktaÅŸ Ä°lçesi, ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar görme riskini taşıyan binaların yoÄŸun olarak bulunduÄŸu bir ilçedir. Ä°lçemize ait Ä°mar Planları yoÄŸun olarak 1950, 1960 yıllarına dayanmakta ve yapı stoÄŸu 50, 60 yıldır güncellenememektedir. Sizin oturduÄŸunuz apartmanda dahil BeÅŸiktaÅŸ Ä°lçesinde, riskli yapı stoÄŸu çok fazla olduÄŸundan depreme dayanıklı yapıların yenilenmesine yönelik bu tür sıkıntıları aÅŸmak amacıyla 09.08.2007 t.t’li 1/1000 ölçekli BeÅŸiktaÅŸ DikilitaÅŸ-Balmumcu Uygulama Ä°mar Planı UÄ°P:3763,37 Plan Ä°ÅŸlem Numaralı Plan Notu DeÄŸiÅŸikliÄŸi ve 18.06.1993 t.t’li 1/1000 ölçekli BeÅŸiktaÅŸ Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgesi Uygulama Ä°mar Planı UÄ°P:3766,36 Plan Ä°ÅŸlem Numaralı Plan Notu DeÄŸiÅŸikliÄŸi, Ä°BB Meclisince AKP ve CHP’li meclis üyelerinin oy birliÄŸi ile onanmıştır.

Ä°BB Belediye Meclisince onaylanan plan notu tadilinde “Meri Planda BitiÅŸik, Ayrık nizama tabii veya ön, yan ve arka bahçe çekme mesafeleri bırakılarak blok çizilen yerlerde, yapıların yıkılıp yeniden yapılması durumunda bina yükseklikleri (meri plandaki kat adedi ) sabit kalmak ve ön bahçe istikametine uyulması ÅŸartı ile Yangından Korunma YönetmeliÄŸi dikkate alınmak ve iskan edilmemek kaydıyla yan ve arka bahçe mesafeleri içinde ve blok kontur dışında asansör, yangın merdiveni ve holü ile koridor ilgili yönetmelik çerçevesinde (Asansör YönetmeliÄŸi, Yangından Korunma YönetmeliÄŸi, Meri Ä°mar YönetmeliÄŸi, Otopark YönetmeliÄŸi) eklenerek uygulama yapılabilir. ” ile “ Meri Ä°mar Plan notlarının Meri Ä°mar YönetmeliÄŸi ile çeliÅŸen hükümlerinde Meri Ä°mar YönetmeliÄŸi hükümleri uygulanır. ” denilmektedir.

Bu nedenle köÅŸe yazınızda belirtilen bilgilerin gerçeÄŸi yansıtmamasından dolayı yukarıda bahsedilen konular içeriÄŸinde deÄŸerlendirilme yapılarak köÅŸe yazınızda doÄŸru bilgilerin tekrar yayınlanması hususları bilgilerinize rica olunur.”

Açıklamanın gerisinin yayınlanmasına gerek yok. Asıl, bir çok eksik ve yanıltıcı bilgiler yer alıyor açıklamada...

Öncelikle bu plan deÄŸiÅŸikliÄŸi niye Ä°BB Ä°mar ve Bayındırlık Komisyonunda iki yıldır bekliyor; neden?
BeÅŸiktaÅŸ Belediye BaÅŸkanı, kendi tabiriyle “Kadir abisiyle görüÅŸtü, söz aldı ve bunu deklare etti.

Ancak

iki yıl hiç bir iÅŸlem yapılmadı. Ne deÄŸiÅŸti. AKP’nin iki imar komisyonu üyesi Timur Soysal ve Oktay Birinci yeni komisyonda yer almadılar ve raflarda bekleyen dosyalar tek tek önümüze düÅŸmeye baÅŸladı.

KöÅŸemize sadece CHP’liler deÄŸil, AKP’liler de bilgi verir; uyarılar yaparlar. Gelen bu bilgilere göre, plan deÄŸiÅŸikliÄŸi AKP grubunda sert tartışmalara yol açmış. BeÅŸiktaÅŸ Belediye BaÅŸkanının FETÖ’den yurtdışına çıkış yasağının olması da konuÅŸulmuÅŸ. Esas ÅŸu ortaya konmuÅŸ; CHP’li bir belediye ama BeÅŸiktaÅŸ’ın korunması esastır. Bir Beylikdüzü ya da Esenyurt deÄŸil... Ancak BeÅŸiktaÅŸ ile ilgili karar grup kararı ile geçmiÅŸ. Kulislerin yürütülmesinde, eski CHP’li, ÅŸimdiki bağımsız üye Hüseyin Avni Sipahi, AKP BeÅŸiktaÅŸ Ä°lçe BaÅŸkanı da, raporun BeÅŸiktaÅŸ Ä°lçe BaÅŸkanı ile gece 23.00’e kadar kulis yapmışlar, bu planın ne kadar elzem olduÄŸunu anlatmışlar üyelerine...


KAT ADETLERÄ° ARTMIYOR MU?


Plan deÄŸiÅŸikliÄŸinde cevabi yazıda BaÅŸkanın raporu okumadığı ortada; açık okusa böyle cevaplamazdı.

Raporda kat yükseklikleri eski ve yeni hali ile ÅŸöyle. Planlama alanında mimari olarak daha uygun çözümlerin getirilmesi icin imar planında verilen kat adetlerinin deÄŸiÅŸmemesi, kat yüksekliÄŸinin 4.00 m’yi aÅŸmaması koÅŸulu ile h.6,50 m. yükseklik verilen yerlerde h.7,50 m. (2 kat), h: 9,50 m. yükseklik verilen yerlerde h:11.00 m(3 kat), h:12,50 m. yükseklik verilen yerlerde h:14,50 m. (4 kat) h:15,50 m. yükseklik verilen yerlerde h:18,00 m. (5 kat), h:18,50 m. oluyor.


Ä°BB Planlama MüdürlüÄŸü’nün olumsuz görüÅŸlerini de eklersek netice olarak siluet bozuluyor mu, binalar yenilenince yükseliyor mu? Evet biz de yazımızda bunu anlatmıştık. AKP veya CHP fark etmiyor; oradaki üyeler birlikte ‘rant’ kapısını açıveriyorlar.

BaÅŸkana önerimiz; bu plandaki plan notlarını da okuması gerekir. Bakalım kottan neler geliyor?


VE BÄ°R OKUR

BeÅŸiktaÅŸ yazınız çok isabetli, umarız yetkililer uyanır da BeÅŸiktaÅŸ kurtulur!
Yoldu eÄŸimdi vs. kılıfları ile Zorlu Center’ın ‘cruise’ gemisi hacmindeki dört kulesi ortada...
Yol kenarına resmen kale yapıldı. Kanuni imar hakkı 3 ile katlanarak uygulandı ve çok haksız rant elde edildi. Umuyoruz aynı senaryolar tekerrür etmez.


Serdar BALKAN-Ä°nÅŸaat Yüksek Mühendisi

 


Ormanın göbeÄŸine katı atık tesisi yapılır mı?


KARABÜK’ün Yenice ilçesi FAO tarafından koruma altına alınmış bakir ormanlara sahip bir yerleÅŸim birimidir. Aynı örgüt tarafından dünyada 100 Türkiye’de ise 9 bölge acilen korunması gereken alanlar olarak ilan edilmiÅŸtir. Türkiye’deki 9 bölgeden birisi Yenice ormanlarıdır.


Dünyanın en bakir ormanları arasında gösterilen ve aynı iklim, aynı ortamda 35 çeÅŸit aÄŸaç ve aÄŸaççık türünün barındığı bu ormanlar endemik bitki örtüsü açısından da büyük bir zenginlik kaynağıdır.

Karabük Özel Ä°dare ve belediyeleri tarafından kurulan KARÇEV’in bütün ilin çöplerinin imha edileceÄŸi Katı Atık Bertaraf Tesisi bu güzelim ormanlara kurulmak istenmektedir. Bu gerçekleÅŸirse, daha önceleri Çaycuma’da görüldüÄŸü gibi aÄŸaçlar tepelerinden kurumaya baÅŸlayacak, Yenice Irmağı kirlenecektir. Daha doÄŸrusu hava, toprak ve su kirlenirken 2004 yılında orman turizmi konusunda ataÄŸa geçen ve ÅŸimdilerde emekleme durumunda olan Yenice Turizm Hareketi doÄŸmadan ölecektir.

Mustafa AKAY-Yenice Eski Belediye Başkanı

 

 

 

Yazının devamı...
Beşiktaş ‘imarla’ yükseliyor
21 Aralık 2016

2960 sayılı kanunun özel bir kanun olduÄŸunu ve amacın BoÄŸaziçi bölgesinde nüfus yoÄŸunluÄŸunu artırcak yapılanmayı sınırlamaktı. Bu nedenle BoÄŸaziçi bölgesinde 3194 sayılı Ä°mar Kanunu’nun 2960 sayılı BoÄŸaziçi Kanunu’na aykırı hükümleri uygulanamaz. (3194 sayılı kanun/ madde: 4)

 

15.12.2016’da Ä°BB meclisinde kabul edilen plan deÄŸiÅŸikliÄŸi ile BeÅŸiktaÅŸ geri görünüm ve etkilenme bölgesinde mevcut imar planı notları yerine Planlı Alanlar Tip Ä°mar YönetmeliÄŸi hükümlerinin uygulanmasına karar verildi. Bir sürü sakıncası olduÄŸunu söylüyor mimarlar. Åžöyle ki:

 

Tek bir plan notu ile bütün planın yok sayıldığını...

 

BoÄŸaziçi Kanunu’na ve Ä°mar Kanunu’na aykırı olduÄŸunu...

 

‘BeÅŸiktaÅŸ Geri Görünüm Bölgesi’nde yapılaÅŸmayı 2-3 kat artıracağını...

 

BoÄŸaz’dan bakıldığında BeÅŸiktaÅŸ bölgesinde 7-8 kat binaların görüleceÄŸini...

 

Unutulmasın, Üsküdar’da binalara binanın yüksek köÅŸesinden kot verilmesi ile ilgili madde CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın talimatı ile iptal edilme aÅŸamasında olduÄŸu halde bu görmezden gelinerek yoldan kot verilmesine cüret edildi.

 

Özetle, kim hazırlamışsa bu ‘rantları’ iyi hesap etmiÅŸ.

 

GÜNÜN SÖZÜ

 

“TÜRKÄ°YE büyük bir badire atlattı. FETÖ darbe giriÅŸimi baÅŸarılı olsaydı ne olurdu, düÅŸünmek bile istemiyorum, Türkiye bakımından bir felaket olurdu. Buna karşı tedbir alınmasını anlıyorum ama tedbiri alırken hukuk devleti sınırları içinde kalmak ve orantılı güç kullanabilmek lazım.”

 

(Eski AÄ°HM yargıcı, eski CHP milletvekili ve Barış Ä°çin Demokrasi hareketinin öncüsü Rıza Türmen)

 

YEDÄ°KULE BOSTANLARI ECDAT YADÄ°GÂRI DEĞİL MÄ°

 

Ä°BB Meclisi aralık ayı meclis toplantılarında CHP üyeleri M. Berke Merter, Esin HacıalioÄŸlu, Hasan Tapan, Seyitali AydoÄŸmuÅŸ, Zeynel Yılmaz ve Ä°smail Koç, Kadir TopbaÅŸ’a “Taksim Gezi Parkı’nın bulunduÄŸu alana ‘Ecdad Mirası’ diyerek Topçu Kışlası’nı yeniden inÅŸa etme konusunda ısrarını sürdürürken, kendisine ‘zor’ sorular yöneltti.

 

Ecdat Mirası’ olan Yedikule Bostanları’nı korumak yerine inÅŸai faaliyete açmanızın nedeni nedir? Yedikule Bostanları’nda bulunan tescilli Osmanlı yapıları ile ilgili bir çalışmanız var mıdır? Moloz dökülerek devre dışı bırakılan 30 dönümlük alanı temizleyerek yeniden tarım faaliyetlerinin yürütülebileceÄŸi bir alana çevirecek misiniz? Yedikule Bostanları’na yapılacak rekreasyon alanları kapsamında kaç bina yapılacaktır ve bu binaların kaçı ticari faaliyet yürütecektir?

 

Söz konusu projeyi uygulamanız halinde bölgede faaliyet gösteren bostancıların zararlarını nasıl karşılayacaksınız?”

 

ÖYLE MÄ°, BÖYLE MÄ°? ANLAMAK Ä°STÄ°YORUM

 

SORU 1: CumhurbaÅŸkanlığı ve milletvekili seçimi birlikte de olacak. CumhurbaÅŸkanlığı için 3 aday olsa, hiçbiri % 50’den fazla oy alamazsa (% 40, % 35, % 25 oy alsalar)

 

En fazla oy alan mı cumhurbaÅŸkanı olacak? O zaman ‘milli irade’ olur mu?

 

Yoksa en fazla oy alan 2 aday yeniden seçime katılacak mı?

 

Bu konuda bir açıklama yok.

 

 SORU 2: CumhurbaÅŸkanı seçildi, 5 yıl görev yaptı. Bir daha seçildi, görev süresinin 4’üncü yılında Meclis’i fesih etti. 5 yılı doldurmadığı için bir daha aday olacak, seçilirse 5 yıl daha görev yapacak. Yine 4’üncü yılında Meclis’i fesih edip yeniden aday olup seçilecek.

 

Böylece ölünceye kadar bu oyun devam edecek. Çünkü bu konuda hiçbir kısıtlama yok.

 

Öyle deÄŸil mi?

         

Ä°brahim BAYTAK

 

MERSÄ°N BAÅžSAVCISINDAN AÇIKLAMA

 

'FETÖ soruÅŸturmalarında ‘derin’ kuÅŸkular var’ baÅŸlıklı dünkü yazıda CHP Hatay milletvekili Mevlüt Dudu’nun Adalet Bakanı Bekir BozdaÄŸ’a yönelttiÄŸi soru önergesinde, Mersin’de iki savcının çocuklarının FETÖ’nün okullarında burslu okudukları belirtiliyordu. Soru önergesini içeren yazımızda, adı geçen Mersin Cumhuriyet BaÅŸsavcısı Mustafa Yıldırım bir açıklama gönderdi. Diyor ki: “ÇocuÄŸumu FETÖ okulu olan Yıldırımhan’da burslu olarak okuttuÄŸumdan bahsedilmektedir. Burada ismi geçen, Ä°hsan Görkem Yıldırım benim oÄŸlum deÄŸildir. Ä°smi geçen Ä°hsan Görkem Yıldırım, daha önce Mersin Ağır Ceza Mahkemesi BaÅŸkanı olan, ÅŸu anda da Antalya hâkimi olan Adnan Yıldırım’ın çocuÄŸudur.

 

Benim iki çocuÄŸum vardır. Bunlardan birinin adı Bilal KaÄŸan Yıldırım olup, 13.08.2014 tarihinde AÜ Hukuk Fakültesi 2. sınıf öÄŸrencisidir. DiÄŸer oÄŸlum olan Ömer Faruk Yıldırım ise 13.08.2014’te Mersin Sabancı Anadolu Lisesi (devlet lisesi) 10. sınıf öÄŸrencisidir.

 

Bu konuda daha önce ‘Osmanlı Torunları’ isimli bir internet sitesinde aynı konuda yapılan haberle ilgili, Mersin Cumhuriyet BaÅŸsavcılığı’na 2016/47132 soruÅŸturma numaralı evrakta ilgili internet sitesi hakkında suç duyurusunda bulundum. Bu nedenle haber asılsız olup, gerçeÄŸi yansıtmamaktadır.”

 

(Savcı Talip Akgedik’in hazırladığı, 11’i tutuklu 32 sanıklı Mersin FETÖ davası ile iddianamesi Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 120 sayfalık iddianamede adı çeÅŸitli tartışmalarda geçen Erkan Karaaslan hakkında “terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet, silahla terör örgütüne üye olmak” iddiası yer alıyor.)

 

BÄ°LÄ°YOR MUSUNUZ?

 

- MÜLKÄ°YE’nin Ä°stanbul’dan ayrılışının 80. yılı için 28 Aralık ÇarÅŸamba AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde, Ankara’ya taşınma sırasında Siyasal Bilgiler Okulu’nun müdürü olan Prof. Emin EriÅŸirgil’in anısına, kızı Prof. Özden UzunalimoÄŸlu’nun da katılımıyla etkinlik gerçekleÅŸtirileceÄŸini; ‘2016 Mülkiye Büyük Ödülü’nün Prof. Nermin Abadan Unat’a Ä°stanbul Yıldız Amire-i Manej Konferans Salonu’nda 24 Aralık Cumartesi 15.00’te takdim edilip ardından Prof. Ä°lber Ortaylı’nın, ‘Mülkiye’den Siyasal Bilgiler Fakültesine’ konulu konuÅŸma yapacağını...

 

- ATAÅžEHÄ°R Belediyesi’nin düzenlediÄŸi ‘Sarıkamış Åžehitlerini Anma EtkinliÄŸi’nin, Prof. Bingür Sönmez’in katılımı ve TRT sanatçısı Tekin Büyükküyü’nün ağıtlarıyla 24 Aralık Cumartesi 19.00’da Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nde yapılacağını...

 

 


Rahibe Teresa ve Büyükelçi’ye suikast


BM’deki toplantıda, bir kaç gün önce, ABD daimi temsilcisi bayan, üsten bir tavırla, Rus temsilcisine “Suriye’de/Halep’te yaptıklarınızdan biraz olsun utanmıyor musunuz?” mealinde ithamda bulunmuÅŸ. Rus tarafı da, “bu kadın kendini Rahibe Teresa mı zannediyor?” cevabını vermiÅŸti.

‘Rahibe Teresa’ göndermesiyle kastedilen, ABD’nin OrtadoÄŸu politikaları olduÄŸu açık, koca bir bölgeyi kan gölüne çeviren, milyonlarca insanın yerinden yurdundan olmasına, yüz binlerce insanın ölmesine, çoluk-çocuk binlerce insanın Akdeniz’e, Ege’ye gömülmesine neden olan koalisyonun başı ABD deÄŸilmiÅŸ gibi, saÄŸa-sola ahlak, utanma dersi veren, ülke temsilcisine Rusya’nın verdiÄŸi cevap tarihi nitelikte.

Hatırlanırsa, benzeri bir tavrı KuruÅŸçv, yine BM Genel Kurulu’nda, göstermiÅŸ ve protesto için ayakkabısını çıkarıp masaya vurmuÅŸtu.

3. dünya ülkelerinin durumu tartışılırken, (SSCP, kolonilere bağımsızlık verilmesini teklif ediyordu) kendisine söz verilmemesine sinirlenen KruÅŸçev önce saati ile akabinde de, ayakkabısının ökçesiyle masaya vurarak zorla söz hakkı almıştı. Önerisine karşı çıkanlara ‘geri zekalılar’ ‘holuy’ demiÅŸti, bugünün Rus temsilci, Rahibe Teresa ironisiyle, daha sofistike ve olabildiÄŸince sarkastik bir tanımlama yapıyor.

Halep’in tahliyesinde, Türkiye inisiyatif aldı; Rusya’yı ikna etti, Ä°ran ile iÅŸbirliÄŸi yolları aradı. Ä°nsanlık trajedisi yaÅŸanan bölgede bulunanların tahliyesinde, koalisyon güçleri yok, yeni bir ittifak/eksen üzerinden, insani müdahale yapılıyor.

Srebrenitsa’da, BoÅŸnaklar’ın katledilmesini film seyreder gibi izleyenlerin (BM, sözde güvenli bölge ilan etmiÅŸti), yaÅŸanan beÅŸeri trajedi de herhangi bir hassasiyet göstereceklerini beklemenin de bir mantığı bulunmuyor.

Ama dışarıda kalmış olmanın getirdiği hayal kırıklıklarının da yabana atılmaması, teyakkuzda olunması gerekiyor.

OrtadoÄŸu politikasında sürekli hata yapan iktidar, ilk defa, insancıl hukuk adına olumlu bir hamle yapıyor, ama ne yazık ki, ülke, sürekli yanlışlarla, teröre açık bir alan haline getirildi.

24 Kasım’da uçağını düÅŸürdükleri Rusya’nın itirazları üzerine, kasım-kasım kasılarak, ‘emri biz verdik’ diyenler, yere çakılmak üzere olan Rusya iliÅŸkilerinde, rotayı tutturmaya baÅŸlarken, bu esrarengiz suikast oldu... Failin kimliÄŸi hakkındaki bilgiler, devlet kadrolarındaki ağır zafiyet halinin bir baÅŸka örneÄŸi deÄŸil midir?

Kazım KARAKAZAN

Yazının devamı...
FETÖ soruşturmalarında 'derin' kuşkular var
20 Aralık 2016

FETÖ soruÅŸturmalarına iliÅŸkin derin kaygılar vardır. Devlet kademelerine ustalıkla sinmiÅŸ, bugüne kadar kendini gizlemeyi baÅŸarmış kripto FETÖ’cü cumhuriyet savcıları, birçok ilde açılan FETÖ soruÅŸturmalarında görev alabilmektedir. Bu kripto FETÖ’cü savcılar; FETÖ soruÅŸturmalarını yöneterek, çoÄŸu masum vatandaşımızı sahte ihbar mektupları ya da dayanaksız suçlamalarla içeri atmakta, soruÅŸturmaları sulandırarak, darbeyi gerçekleÅŸtiren ‘beyin takımı’na ulaÅŸmayı saÄŸlayacak delilleri karartabilmektedir. Bugüne kadar darbeyi örgütleyen ve gerçekleÅŸtiren Yurtta Sulh Konseyi’nin tam listesinin açığa çıkarılamaması da endiÅŸe yaratmaktadır.



Åžu anda itirafçı olan tüm hâkim ve savcıların eski görev yerlerinde bırakılması ise akla ve hukuka uygun deÄŸildir. Bu durum, FETÖ soruÅŸturmalarının sulandırıldığı, güvenilir delillere dayanmadan yürütüldüÄŸü ve adaletli olmadığı yönündeki ÅŸüpheleri artırmaktadır. Üstelik uygulama, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na da aykırıdır.



Adalet, toplumun nefes borusudur. Bu boru kesilirse önce iktidar, sonra tüm toplum boÄŸulur.”



Hatay milletvekili Av. Mevlüt Dudu “FETÖ soruÅŸturmalarında görev alan savcıların üzerinde büyük bir kuÅŸku olduÄŸunu” belirterek Mersin’deki iki savcıyı örnek gösteriyor. BaÅŸsavcısı Mustafa Yıldırım ve Savcı Talip Akgedik’i örnek gösteriyor. FETÖ soruÅŸturması kapsamında gözaltına alınan kiÅŸilere “ÇocuÄŸunu FETÖ’nün okuluna, dershanesine ya da kolejine gönderdin mi?” diye soran ve tutuklama kararı çıkaran Yıldırım, kendi çocuÄŸunu FETÖ’nün kolejine burslu olarak yazdırmıştır. O da çocuÄŸunu burslu okutmuÅŸtur. Aynı ÅŸekilde Talip Akgedik de hazırladığı iddianamede hükümeti devirmekle suçladığı Mehmet Barunsu gibi isimlerin aralarında bulunduÄŸu 11 kiÅŸi için ağırlaÅŸtırılmış, müebbet talebinde bulunmuÅŸtur. Her ikisi de 17-25 Aralık’tan sonra FETÖ okullarına kayıt yaptırmışlardır.



Åžimdi soruyorum: FETÖ soruÅŸturmalarını yürüten savcılara yönelik kuÅŸkular, vatandaşın adalete olan güvenini ve toplumdaki barış ve huzuru bozmuyor mu? 2010 yılında yapılan referandum sonucu HSYK’nın yapısını deÄŸiÅŸtiren hükümet, kendi eliyle yerleÅŸtirdiÄŸi FETÖ’cü hâkimleri yüksek yargı ve mahkemelerden temizlemek için nasıl bir yöntem izleyecektir?”




BÖYLE BÄ°R SEÇÄ°M ONUR VERÄ°CÄ°


DÜNKÜ köÅŸenizde bu ay Bilim ve Ütopya dergisinde yer alan bir yazımıza atıfta bulunarak ‘Günün Sözü’ bölümünde yer verdiÄŸiniz için çok teÅŸekkür ederim. Böyle bir seçim yapmanız onur verici. Aynı zamanda dergilerde basılan ve kimin okuduÄŸunu bilemediÄŸimiz makaleleri ciddiyetle taradığınızın da göstergesi. Gerçekten çok etkilendim. Kısa bir açıklama yapmak isterim. Söz konusu kitap 1976 yılı Ankara Fen Lisesi biyoloji ders kitabıdır. Kitapta doÄŸal olarak evrim konusuna önemli bir yer verilmiÅŸtir. Ne yazık ki kitap elimde deÄŸil.

Prof. Dr. KürÅŸat Yıldız


HÜSEYÄ°N SAÄž'I DÖVEN 3 KİŞİ Ä°SKENDERUN'DAN GETÄ°RÄ°LMÄ°Åž


KADIKÖY’de 7 Temmuz 2015’te Ä°BB meclis üyesi Hüseyin SaÄŸ’ın kullandığı otomobile baÅŸka bir aracın arkadan çarpıp, yaÅŸanan maddi hasarlı kazanın ardından araçtan inen 3 kiÅŸinin SaÄŸ’ı darp etmesi üzerine, sanıklar; Cüneyt Karatay, Resul GüneÅŸ ve Cumhur Turgut’un ‘kemiklerin kırılmasına sebebiyet verecek ÅŸekilde kasten yaralama’ suçundan 2 yıl 6’ÅŸar hapis ile cezalandırıldılar. Yargıcı kutlamak gerekiyor. Ancak bu iÅŸi organize edenler kimdi? Saldırganları Ä°skenderun’dan kim getirmiÅŸti? Ahmet Hakan da böyle saldırıya uÄŸramıştı. Bu bir yöntem. Ah, polis bu iÅŸi ‘organize’ eden ÅŸebekeyi bir ortaya çıkarabilse!


ASKÄ° GÄ°ZLÄ° ZAM YAPIYOR


DOÄžALGAZA gizli zam gibi ASKÄ° de suya gizli zam yapıyor! Her aldığımda farklı miktar yükleniyor karta. Geçen ay ile bu ay arasında 100 TL’lik su alımında, tüketici aleyhine bir metreküplük fark var! Kimi kime ÅŸikâyet edeceksiniz, kimden hesap sorup, kimden bunun nedenini öÄŸreneceksiniz? 100 TL’lik su geçen ay 16 küsur metreküp iken, bu ay aynı miktar TL ye, 15 küsur metreküp su yüklendi kartıma.

Altay M.


BÄ°LÄ°YOR MUSUNUZ?


TEKÄ°RDAÄž Saray’da, DoÄŸayı Koruma DerneÄŸi, Kent Konseyi ve belediyenin düzenlediÄŸi Prof. DoÄŸanay Tolunay, Prof. Halim Orta ve Hakan DedeoÄŸlu’nun konuÅŸmacı oldukları ‘Termik santral tehlikesine karşı Trakya’nın geleceÄŸi’ adlı panelin yarın yapılacağını... ◊

BEŞİKTAÅž Belediyesi’nin Fikret Otyam’ın 90. yaÅŸ günü için kızları Elvan Baransel, Ä°rep Otyam Bilgiç ve Döne Otyam’ın giriÅŸimleriyle düzenlediÄŸi bugün açılacak ‘Bitmeyen Bir Yolculuk: Gide Gide Fikret Otyam’ın Ardından” adlı serginin 3 Ocak’a kadar Fulya Sanat’ta izlenebileceÄŸini...

 

 

TMSF, Baltacı’nın Akfel ÅŸirketine neden el koydu?


AKFEL enerji grubunun patronunun kardeÅŸi, yani Murat Baltacı FETÖ’ye finansal destek saÄŸladığı iddiası ile tutuklu. 8 Temmuz’da Kanada’ya kaçan ve bir daha geri dönmeyen patron Fatih Baltacı ise hala ortalarda yok.

Son geliÅŸme ise Fatih Baltacı’yı daha fazla üzecek. Zira hızla büyüttüÄŸü AKFEL ÅŸirketine TMSF el koyu! Yani baltayı taÅŸa vurdu.

Fatih Baltacı şimdi ne yapacak?

Kanada’ya kaçtığını ve bunun gibi birçok iddia yazıldı. Bize ünlü avukatların imzasıyla ‘tekzip’ gönderdiler.

Peki ÅŸimdi TMSF’nin bu hamlesine ne denilecek bakalım. Devlete tekzip mi gönderecek?
Gülen’in kaset savaÅŸları sırasında gördük ki, Uganda’daki rafineri iÅŸi için ismin geçiyordu. Gülen’le baÄŸlantın görünüyordu orada.

Soruyoruz:

TMSF ÅŸirketine neden el koydu?


Silivri’de kimler adaleti satın almak için milyon dolarları gözden çıkardı? Para trafiÄŸini kim yönetiyor?

Baltacı’nın Polonya’daki cemaat üniversitesindeki konumu nedir?

Åžayet yurtdışındaysanız ve suçsuzsanız, neden ülkenize dönmüyorsunuz?

Son bir soru; şirket hisseleri neden paravan kişilere devredildi ve adresler yurtdışına taşındı?

Erdal KESKÄ°N

 


MERSÄ°N MESÄ°AD ödül töreninin düÅŸündürdükleri


MERSÄ°N’de MESÄ°AD ödül töreni baÅŸarılı bir ÅŸekilde gerçekleÅŸtirildi. MESÄ°AD BaÅŸkanı Mehmet Deniz’i, yönetimini, üyelerini bu baÅŸarıdan dolayı kutluyorum ve Mersin’in geliÅŸmesinden yana tavır koyan tüm katılanlara da teÅŸekkür ediyorum. Ama beni düÅŸündürenler de var. Vali, BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkanı, Garnizon Komutanı, Emniyet Müdürü, Jandarma Komutanı, Sahil Güvenlik Komutanı, Ä°lçe Belediye BaÅŸkanları, Vali Yardımcıları, Ä°l Müdürleri, Ä°ÅŸ adamları, STK BaÅŸkanları herkes oradaydı.

MESÄ°AD BaÅŸkanı bir süre önce bu kentin geliÅŸememe sorunlarını dile getirip sebeplerini, söylemiÅŸ hatta daha ileri giderek kentin önünü tıkayan ve yıllarca bu kentin projelerini engelleyen kiÅŸi ve kurumları belirtmiÅŸti. Böyle bir durum Mersin’de ilk kez oluyordu. Hep insanları gücendirmeme, korku, saygı, bana necilik duyguları ile ve maalesef bazı kiÅŸisel çıkar ve beklentilerden dolayı yapılamayan eleÅŸtiriler yapılıyor ve artık sessiz kalınmıyordu.

Aslında bu ödül töreni MESÄ°AD BaÅŸkanı’nın haklılığı ve kabul görmesi için bir ölçü idi. Kent Protokolü, kent dinamikleri ve de kendi üyeleri bu ödül törenine ilgi göstermeyip, katılmayarak bir tavır sergileyebilirlerdi.

Fakat bu kentin tüm insanları artık Mersin’in geliÅŸmesinden, önünün tıkanmamasından yana bir tavır koydular ve büyük bir katılımla etkinliÄŸe katkı verdiler, coÅŸkuyla alkışlayarak desteklediler.
Åžimdi bundan sonra MESÄ°AD’a çok daha önemli görevler düÅŸüyor.

Harun ARSLAN

 




MESAJ PANOSU


MÄ°LLÄ°YETÇÄ° olmak bazı iÅŸaretler yapıp ritüellere uymak deÄŸildir.   K.K.

SÄ°LAH üreticileri boÅŸuna uÄŸraşıyor. Dünyayı genetikçiler yok edecek.  Murat SAYGI

YILDIZ Sarayı Korusu’nda Ä°BB’ce baÅŸlatılan restorasyon için projenin Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nca onay ve kontrolü mevzuat gereÄŸi midir? Yoksa Çadır ve Malta köÅŸklerine yapılan eklemeler gibi mi olacaktır? A. Sudi KARTAL



GÜNÜN SÖZÜ: “Riyakârlık döneminde hakikati söylemek devrimci bir eylemdir.” George Orwell

Yazının devamı...
‘Gizli oylama mutlaktır’
19 Aralık 2016


Kazan
’ın oylama ile ilgili uyarısı ÅŸöyle:

 

Çok iyi bilindiÄŸi gibi, Anayasamızın 175. maddesine göre, anayasa deÄŸiÅŸiklik teklifleri için, ‘gizli oylama’ mutlak bir yöntem kuralıdır, vazgeçilemez, ihmal edilemez. Ve gizliliÄŸin ihlali yargı denetimine tabidir. Nitekim, Anayasa Mahkememizin 07.07.2010 gün ve 2010/87 sayılı kararında, bu gerçeÄŸin vurgulandığını görüyoruz (bakınız, 01.08.2010 günlü Resmi Gazete, Sayı 27659). Evet, 12 Eylül 2010’da referanduma sunulan, 5982 sayılı yasayla ilgili iptal davasında, geçerli bir kabul için anayasaya uygun (yani gizli) bir oylamanın ÅŸart olduÄŸu açıkça belirtiliyor. Ama “dava dilekçesinde bu durumu ispatlayacak açık ve yeterli delil bulunmadığı gibi, bu usulsüzlük iddialarının... Ä°kinci tur oylamalarda gerçekleÅŸtirildiÄŸi de belirtilmediÄŸinden” iptal isteÄŸi reddedilmiÅŸtir.

 

GÄ°ZLÄ°LÄ°K KURALI

 

Demek ki, geçerli bir kabul için sadece ‘evet’ oylarını saymak yeterli deÄŸildir. Oylamanın da mutlaka Anayasa’da öngörülen gizlilik kuralına uygun yapılması gerekir. Aksi halde, 5982 sayılı yasada yaÅŸananlara benzer baskı ve kontrollerle gizlilik ihlal edilir ve durum fotoÄŸraflama/tutanaklara baÄŸlama gibi yollarla kanıtlanırsa, deÄŸiÅŸikliÄŸin iptalle sonuçlanması mümkündür. Gerçekten, toplumun önemli bir kesimi oylamada baskı ve denetimin devreye gireceÄŸi, dolayısıyla gizliliÄŸin ihlal edileceÄŸi kaygısını taşıyor. Ve hangi maddelerin/nasıl düzenlendiÄŸi görülmeden, hatta HSYK ile Anayasa Mahkemesi’ni deÄŸiÅŸtirmeye yönelik çalışma yapıldığı bile bilinmeden atılmış 316 imzayla, ancak 08.12.2016 akÅŸamı tamamlanmış olan metnin sunulmuÅŸ olması, bu kaygıları artırıyor.

 

EVET OYU BEYAZ PUL

 

Dolayısıyla, oylamada gizliliÄŸin ihlal edildiÄŸi iddia ve tartışmalarının doÄŸmaması için tedbir alınmalıdır. ÖrneÄŸin, Ä°çtüzüÄŸün 139, 148 ve 149. maddeleri ışığında, komiserlik görevi üstlenen bazı milletvekillerinin oy kullanacak milletvekiliyle birlikte oy kabinine girmesi veya evet oyu olan beyaz pulun atılıp atılmadığını kontrol için, oy verildikten sonra yeÅŸil ile kırmızı pulları görme giriÅŸimlerine baÅŸvurulması mutlaka önlenmelidir. ÖrneÄŸin, zil çalarak çağırma sistemi, oy verme yerinde toplanılmasını, kuyruk oluÅŸturulmasını, bu yolla baskıya dönük bir kontrol kurulmasını önleyecek ÅŸekilde uygulanabilir. Ve Meclis’te grubu bulunan partilerden eÅŸit sayıda üye, bu amaçla görevlendirilebilir. Hatta, sorunsuz bir oylama için kamera sistemi kullanılabilir. Böylece, duyulan kuÅŸkular ve kaygılar giderileceÄŸi gibi, tartışmalar da önlenir.

 

Ayrıca, Anayası’nın 96/2 maddesiyle tanınan vekaleten oy kullanma/kullandırma yetkisinin, birkaç yanlış uygulamaya raÄŸmen, gizli oylamada geçerli sayılamayacağını belirtmek istiyorum. Ancak iÅŸaretle ve açık oylamada vekalet verilebilir. Gizli oylama ise belli konularda istisnai bir oylama ÅŸeklidir. Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi de onlardan biridir. Vekalet vermede, oyun rengi baÅŸkasına söyleneceÄŸi, dolayısıyla gizlilik kalmayacağı için anayasa oylamasında kullanılamaz.

 

Bu nedenlerle, böylesine önemli bir anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi oylamalarında mutlaka gizliliÄŸi saÄŸlayıcı tedbirlerin alınması ve bakanlar için vekaleten oy kullanılmasına da engel olunması gerektiÄŸini belirtiyor, takdirlerinize sunuyorum.”

 

TBMM BaÅŸkanı bu yazı üzerine bir açıklama yapabilir mi?

 

GÜNÜN SÖZÜ

“40 yıl önce lise kitaplarımızdan birinin giriÅŸ sayfasında yer alan cümle çok yol göstericiydi: DüÅŸünceye set çekmek, geleceÄŸe ihanettir.”
Prof. Dr. KürÅŸat YILDIZ

 

AÄžIR HÄ°ZMET KUSURU

 

 

BÄ°R hafta ara ile yeni bir katliam yaÅŸandı. Bu sefer, seçkin komando askerleri halk otobüsünde çarşı iznine giderken saldırıya uÄŸradılar. DaÄŸlarda terörle mücadele etmiÅŸ, amiyane tabiriyle, postu kaptırmamış kahramanlar, ÅŸehrin göbeÄŸinde tuzaÄŸa düÅŸürüldüler.

 

 

 

Kentlerin, açılım sürecinde patlayıcılarla doldurulduÄŸu biliniyordu, son saldırılarla ise canlı bombaların da her yerde olduÄŸu anlaşılıyor. ‘Resmi’ açıklamaların, ‘sadre ÅŸifa’ olmadığı açık.

 

 

 

Ankara’da gerçekleÅŸtirilen saldırıdan sonra askeri personelin toplu nakillerinde, çelik plakalar ile takviye edilmiÅŸ araçlar ile nakil ve ‘eskort’ koruma zorunluluÄŸu ortaya çıkmış ve bu yönde tedbirler alınacağı açıklanmıştı. Peki ne oldu?

 

 

 

Hukukçu bir dostumuz “Ä°dare hukukunda sorumlulukların bu derece ihmali, ‘ağır hizmet kusuru’ olarak deÄŸerlendirilir” diyor.

 

 

 

Terörle mücadele, azami dikkat ve tedbiri zorunlu kılıyor. Sıradan retoriklerle geçiÅŸtirilecek zamanlarda deÄŸiliz.

 

BÄ°LÄ°YOR MUSUNUZ?

BAKIRKÖY Belediyesi’nin, hayırseverlerin çocukların istekleri olan hediyeleri alarak yardım ettikleri ‘Dilek AÄŸacı’nın bu yıl da Capacity AVM’ye yerleÅŸtirdiÄŸini, 500 dar gelirli ailenin çocuklarına perÅŸembe günü 11.00’de hediyelerinin verileceÄŸini...  (Bilgi: 0212-414 96 88)

 

FRANSA’YA DÄ°KKAT

FRANSA, Türkiye’nin AB üyeliÄŸinin önünü kesmek için elinden gelen yapıyor. PKK ÅŸehidi her yiÄŸidimizin ölümünde payı olan Fransa, Türkiye’de ÅŸirinlik muskası dağıtır gibi madalya, niÅŸan vs dağıtıyor. Biz de kolayca buna razı oluyoruz, hem de daha ÅŸehitlerimizin kanı kurumadan. En son beyzadeler ‘Sanat ve Edebiyat NiÅŸanı’ dağıtmışlar! Fransa’dan niÅŸan filan deÄŸil önce PKK’ya, yandaÅŸlarına, destekçilerine, Fransa’da haraç toplayanlara, silah kaçakçılığı yapanlara dur demesini, dolandırıcıları iade etmesini istiyoruz. Bülent AKARCALI

 

MESAJ PANOSU


KAYSERÄ°’de bombalı saldırı 17 Aralık Cumartesi günü gerçekleÅŸtirildi. 17 Aralık tarihi tamamen bir tesadüf müdür, yoksa 17-25 Aralık’ın bir mesajı mı verilmek isteniyor? Ä°ktidarın olaya bir de bu gözle bakması gerekmiyor mu?
Recep BULUT

TÜRKÄ°YE, 32 yıldan beri karşı karşıya bulunduÄŸu bölücü terörü ve son yılların ürünü olan ve gittikçe azgınlaÅŸan terörü -hiç vakit kaybetmeden- bitirmek zorundadır. Bunun için tabanın hazır olduÄŸuna ve tavandan örnek bir iÅŸaret beklediÄŸine yürekten inanıyoruz.
Dursun ATILGAN

 

Yazının devamı...
Ahlak gri kabul etmez!
15 Aralık 2016

Ä°ktidar mı? Muhalefet mi? Dış güçler mi? PKK mı? FETÖ mü? GeçmiÅŸten beri gelen hatalar mı?

 

Din sömürüsü mü? Dinsizlik mi? Yoksa sorun ekonomik mi?

 

Hepsinin üzerine tezler yazılabilir belki; ama bana kalırsa en dipte yatan sorun, bunların hiçbiri deÄŸil!

 

Gerçi son zamanlarda kimi dinlesem, herkes topu ‘dış güçlere’ atıyor! Başımıza gelen belaların en büyük suçlusu olarak ‘dış güçleri’ gösteriyor.

 

Ä°ÅŸte yine, yeni bir bela geldi başımıza! Ä°stanbul BeÅŸiktaÅŸ’ta, 44 canımız gitti! Gencecikti hepsi, kimi henüz öÄŸrenci, kiminin bebeleri kaldı geride....

 

Yine ‘kınama’ mesajları eÅŸliÄŸinde ‘dış güçler’ plağı çalınmaya baÅŸlandı.

 

İşin kolayını bulmuşlar!

 

Her gelen topu taca atın! Hiçbir kabahati üstlenmeyin!

 

“Dış güçler saptırdı, dış güçler yaptırdı!...”

 

Azıcık vicdanınızla konuşun!

 

“Ä°çimizdeki hainler olmasa, dış güçlerin gücü yetmez” deyin!

 

“Dış güçler güç olmaktan çıkar” deyin!

 

Dış güçler yeni mi türedi? Yoksa ülkemiz hiç bu denli hıyanete maruz mu kalmamıştı?

 

Bunu derken herhangi bir kesimi, partiyi falan hedef alarak söylemiyorum. Bu dış güç borazanını her kesimden kiÅŸi çalıyor çünkü!

 

Ey bu yazımı okuyan kiÅŸi! Åžunu iyi bil ki; öncelikli derdimiz ne dış güçler ne FETÖ ne PKK ne baÅŸkanlık sistemi (!) ne ekonomi ne de diÄŸerleri... Ülkemizin en temel sorunu; ülkeyi ülke yapan fertlerin ahlak sorunudur!

 

Evet, tek derdimiz var; ahlak!

 

Meltem KaynaÅŸ KAZEZYILMAZ

 

TERÖRE Ä°NAT ‘MERSÄ°N MARATONU’

 

GEÇEN pazar Uluslararası Mersin Maratonu’nun ikincisi beklenenin üzerinde bir katılımla, baÅŸarıyla gerçekleÅŸtirildi. Bu baÅŸarılı etkinlikle hem de teröre karşı en güzel cevap verilmiÅŸ oldu.

 

Bu yıl 15 Temmuz Demokrasi Åžehitleri anısına düzenlenen maratona 27 bin kiÅŸi katıldı.

 

Mersin’in her semtinden ve her ilçesinden katılan 27 bin kiÅŸi tüm Mersin halkının duygularını temsil ediyor, “Teröre karşı dimdik ayaktayız ve koÅŸuyoruz” diyordu.

 

BüyükÅŸehir Belediyesi’ni teröre karşı sergilediÄŸi dik duruÅŸ ve maratonu ÅŸehitler anısına düzenleyerek kattığı saygın amaç için... Ve elbette son derece baÅŸarılı organizasyondan dolayı kutlamak gerek.

 

Her türlü övgüyü ve takdiri hak ediyorlar. Åžu acılı günleri aÅŸmak için de asıl ihtiyacımız olan ÅŸey budur!

       

Harun ARSLAN 

 

EZÄ°DÄ°LER ‘74. FERMAN’DA

 

BÄ°RÄ°LERÄ° ‘din’ adına evinizi basıp karınıza, kızınıza tecavüz edebilir mi? Çocuklarınızı kaçırıp tüm ailenizi köle pazarlarında satabilir mi? Evinizi yakabilir mi? Sahip olduÄŸunuz her ÅŸey bir anda elinizden uçup gidebilir mi?

 

EÄŸer bu sorulara “Hadi canım, kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz, böyle bir ÅŸey olabilir mi?” diye yanıt veriyorsanız, yanılıyorsunuz.

 

Çünkü bunların hepsi daha 2.5 yıl önce birkaç bin kilometre ötemizde oldu.

 

Irak’ın kuzeybatısındaki Sincar bölgesinde yaÅŸayan Ezidiler, kelimenin tam anlamıyla bir soykırıma uÄŸradı... Üstelik bu onların uÄŸradıkları ilk soykırım da deÄŸildi. Daha önce tam 73 kez benzer giriÅŸimlerin hedefi olmuÅŸlardı. Bu, uÄŸradıkları 74’üncü katliamdı. O yüzden “74. Ferman” diyorlardı yaÅŸadıklarına! Ä°ÅŸin ilginci Türkiye Cumhuriyeti devletini linç etmek için yüzyıl öncesindeki olayları ısıtıp ısıtıp önümüze getiren ikiyüzlü Batı, bu büyük vahÅŸet karşısında “Vah, vah” demekten baÅŸka bir ÅŸey yapmadı.

 

Gazeteci dostumuz Mustafa Mutlu bu insanlık ayıbını unutanlara hatırlatmak için tüyleri diken diken eden, tamamen yaÅŸanmış olaylardan oluÅŸan belgesel bir roman yazdı. ‘74. Ferman’ı okurken insanlığınızdan utanacaksınız.

 

TERMÄ°KLER Ä°ÇÄ°N VAHÄ°M DURUM

 

CHP Kırklareli milletvekili Turabi Kayan, ÅŸimdilik Vize, Çerkezköy ve Silivri bölgelerinde kurulacak olan termik santrallara harcanacak suyu nereden bulacaksınız diye soruyor. “Çerkezköy’de kurulacak olan santrala harcanacak olan su Vize ve Karıştıran bölgesinden temin edilecektir. Karıştıran bölgesinde su toprağın 500, Vize’de de 200 metre altındadır. Bu suyu nereden bulacaksınız ve nasıl yıkayacaksınız? Barajlar dururken, su havzalarımız dururken ülkemizi bu kadar zarara itmek neden?”

 

Merak ediyoruz. Verimsiz bu kömür alanlarının (Saray ve Malkara) enerjisi düÅŸük kömüründen güçlü enerji üretilebilir mi? Yoksa ithal kömür için Ä°ÄŸneada’ya liman mı yapılacaktır?

 

‘ANAYASAL KAMUOYU’ OLUÅžABÄ°LÄ°R MÄ°?

 

ANAYASAL düzenin devamlılığı sırasında anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi veya yenilenmesi, güç dengelerince deÄŸil, demokratik ülkeler yoluyla belirlenir ve gerçekleÅŸtirilir; ya halkla baÅŸlanır ve halkla bitirilir ya da kurulu iktidar düzleminde tam uzlaÅŸma yoluyla anayasa yenilenir.”        

 

Prof. Dr. Ä°brahim Ö. KABOÄžLU

 

BÄ°LÄ°YOR MUSUNUZ?

 

- ANAYASA deÄŸiÅŸikliÄŸi teklifinin, 20 Aralık Salı günü TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüÅŸülmeye baÅŸlanacağını...

 

- ESKÄ° CHP milletvekili Birgül Ayman Güler’in anayasa teklifinin ‘ayıplı’ bir teklif olduÄŸunu, bir an önce geri çekilmesi gerektiÄŸini söylediÄŸini...

 

- CHP Ä°stanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel’in, Ä°çiÅŸleri Bakanlığı’na, Üsküdar’daki mitingde “Irak, Mısır ve Suriye’de bu kanlı zillete düÅŸmüÅŸ günlerden kurtulmamız için en kısa zamanda ‘Ä°slam BirliÄŸi’ni tekrar tesis etmeli ve halifemizi seçmeliyiz” ÅŸeklinde çaÄŸrıları nedeniyle soruÅŸturma baÅŸlatılıp baÅŸlatılmadığını sorduÄŸunu...

 

- “REFERANDUM’da hayır kampanyasına baÅŸlayacağız. Bahçeli piÅŸman olacak” diyen MHP Genel BaÅŸkan adayı Meral AkÅŸener’in yarın Yalova’da konuÅŸacağını...

 

MESAJ PANOSU

 

- GAZETECÄ°, yazar, ressam Fikret Otyam yarın Maltepe’de 91. doÄŸum gününde anılacak. Maltepe Belediyesi ve Fikret Otyam Kültür, Sanat ve EÄŸitim Vakfı tarafından organize edilen anma töreni, yarın Maltepe Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde saat 19.00’da gerçekleÅŸecek. Törende Maltepe Belediye BaÅŸkanı Ali Kılıç baÅŸta olmak üzere eÅŸi Filiz Otyam, YiÄŸit Bener, Nilgün Yazıcı, Oktay EkÅŸi, Onur Öymen ve Ataol BehramoÄŸlu konuÅŸma yapacak. Erdal Erzincan da bir baÄŸlama dinletisi sunacak.

 

- KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı, Ä°BB ve Türkiye Finans Katılım Bankası ve AdStation’nın düzenledikleri ‘Åžeb-i Arus Ä°stanbul Töreni, 24 Aralık Cumartesi akÅŸamı AtaÅŸehir Ülker Sports Arena’da yapılacak.

 

Ankara adliyesi de gidiyor

ADLÄ°YELERÄ°N, mahkemelerin darmadağın edilmesinin kaçınılmaz sonuçlarından etkilenenler yalnızca adalet, avukat, hakim, savcı, görevliler ve personel deÄŸil. Mülkün yani ülkenin temeli olan ‘adalet’tir. Adalet dağılıyor, dökülüyor, zarar görüyor. GüvenirliÄŸini yitiriyor. Bu daha baÅŸlangıç. Bir takım rant hesaplarıyla, makam veya siyasi etmenlerle Adliye binalarının, adaletin dağıtılmasının, yargı mensuplarının etkisiz konuma getirilmesinin, yeni Anayasa taslağı ile adalete hükmedilmesi kapılarının açılmasının toplumda doÄŸuracağı daha pek çok olumsuzluklar baÅŸ gösterecektir. Åžimdi sıra baÅŸkent Ankara’nın, merkez Adliye Sarayının dağıtılmasına, parçalanmasına geldi. Bu yanlış hareketin devamı bir tsunami gibi bir felaket gibi toplumu saracaktır. Bizden uyarması.

Av.A. Erdem AKYÜZ

Yazının devamı...
Kahraman yargıçlara gereksinim var artık
14 Aralık 2016

Yargı bağımsızlığı ilkesi çiÄŸnendiÄŸi için de Türk yargısının rahatsız olduÄŸunu söyleyen Selçuk ÅŸunları söyledi:

“Yargı bağımsızlığını çiÄŸneme pahasına, zaman zaman yargıçların emekli edildiklerine rastlanmıştır. Ama yasayla iÅŸlerine son verildiklerine demokrasilerde hiç mi hiç rastlanmamıştır. Anayasanın 139’uncu maddesi ve 100’e yakın hukuk fakültesine karşın ülkemizde bu da oldu. Kimi yargıç ve savcılar da tutuklandı. Hukuk tarihinde böyle bir olayı bugüne deÄŸin duymadım. Her açıdan örselenen yargıya, resmi dille konuÅŸanların da itiraf ettikleri üzere güven kalmamıştır. O nedenle bugün artık kahraman yargıçlara gereksinim duymaktayız. Ama onları da rahat bırakmıyoruz. Yargının bağımsızlığı sadece yasama-yürütme organlarına karşı deÄŸil. Kamuoyu ve basına karşı da yargı bağımsız. Yargı bu açıdan da rahatsız.”

Konseyin ‘YolsuzluÄŸun Önlenmesi ve EtiÄŸin TeÅŸviki Hibe Programı’nın tamamlanması nedeniyle düzenlenen toplantıda Prof. Dr. Selçuk, yargının sokaktaki dedikodulara göre deÄŸil, hukuka göre karar vermesi gerektiÄŸini hatırlattı.

YÜZ KIZARMASINI UNUTTUK
Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Turgut Kazan’ın moderatörlüÄŸünde yapılan panelde ise konuÅŸmacılar özetle ÅŸunları söyledi.

Prof. Aslı Tunç: Gazetecilikte temel ilke, haberin doÄŸru, tarafsız ve adil olmasıdır. Kötü haberciliÄŸin müeyyidesi maalesef Türkiye’de yok. Ben bir Finlandiyalı meslektaşıma, ‘Kötü bir gazeteciye ne gibi bir müeyyide uygularsınız’ diye sorduÄŸumda bana, ‘Yüzünü kızartmaktan daha büyük ceza olur mu’ demiÅŸti ama Türkiye’de buna kimse aldırmıyor.”

Oktay EkÅŸi: “Baskı altındaki medya dünyasında, gazeteci, gerçeÄŸi son noktaya doÄŸru dürüst aktaramaz. Çünkü gerçek aktarılırken baskıcı gücü memnun edecek ÅŸekilde bozularak iletilir. Böyle baskıcı rejimlerde ahlaki sorumluluk da baskıyı yapanlara yüklenmiÅŸ olur. Türkiye’de iyi gazeteciler var, kötü gazeteciler var, bu maalesef II. Abdülhamid döneminde de vardı.

Prof. Necdet Basa: “Türkiye’de basın özgürlüÄŸü kalkmıştır. Otosansür vardır, tutuklamalar vardır, yerel basın, biat et ya da yok ol baskısı altındadır. Basın özgürlüÄŸü yoksa, düÅŸünce özgürlüÄŸü de olmaz. Üniversiteler, yargı ve basın susturulmaya çalışıyor. Baskı altına alınmaya çalışılıyor.

Basın Konseyi BaÅŸkanı Pınar Türenç 140’ı aÅŸkın gazetecinin tutuklu yargılandığını belirterek, “Gazetecilerin tutuksuz yargılanmasını istemek tam demokrasiye inanmış hepimizin görevi” dedi.

Hüsamettin Cindoruk, Ä°lker BaÅŸbuÄŸ, Prof. Kemal AlemdaroÄŸlu, Namık Tan’ın da bulunduÄŸu toplantıyı çok sayıda davetli izledi.


BARIÅž-ÖZGÜRLÜK VE LÄ°VANELÄ°
ZÜLFÜ Livaneli’ye dostları 50. sanat yılında bir etkinlik düzenledi. Bunda en büyük pay Sarıyer Belediyesi’ne düÅŸtü. Tarabya Oteli’nde ‘Barış ve ÖzgürlüÄŸe Adanmış Bir YaÅŸam Sempozyomu’ ve sergisi vardı dün. ‘Müzik, Anılar/Dostluklar-Edebiyat sempozyumunun konukları arasında ‘Vietnam Savaşı Simgesi Kız’ Kim Phuc (53) da konuÅŸmacı olarak yer aldı. (Phuc’la konuÅŸan Zeynep Bilgehan’ın bu konudaki ilginç yazısını diÄŸer sayfalarımızda okuyabilirsiniz.) BaÅŸka kimler gelmemiÅŸti ki... Alman piyanist Henning Schmiedt, Murat Meriç, Nebil Özgentürk, Sunay Akın, Selahattin Duman, Prof. Onur Bilge Kula, Zafer Kise, Feridun Andaç, Zeynep Oral ve YaÅŸar Kemal’in eÅŸi AyÅŸe Semiha Baban da konuÅŸmacılar arasındaydı. Livaneli’nin kitapları, besteleri, sineması ve sesi bir anda gözlerimizin önünden geçti.

Sarıyer Belediye BaÅŸkanı Åžükrü Genç, bir sunum konuÅŸmasına yer yok dedi ama gene de anlattı:

“Son Ada’yı okurken kendini anlatır Zülfü Livaneli... ‘GüneÅŸ Topla Benim Ä°çin’ diye kendisine bir meydanda eÅŸlik eden yüzbinlerce insanla birlikte tanımlar kendini. ‘Efil Efil Esen Yele Merhaba’ diye 5 kıtada yankılanan sesiyle anlatır bu toprağın insanını... Kimi zaman bir sahnede, Teodorakis Usta, Farandouri ya da Baez’le el ele, kol kola, koskoca ulusları, ülkeleri, koskoca kıtaları kucaklaÅŸtırır. Bir miting meydanında, bir konser salonunda, bir konferans salonunu dolduran kitleler önünde, Anadolu’nun, bu toprakların yüzyıllardan damıtılmış gelen kültürünün parlak örneklerini, inanılmaz yeteneÄŸi ile yoÄŸurmuÅŸ biçimde sunar insanlara Livaneli...”

Sarıyer Belediyesi daha önce de YaÅŸar Kemal ve Vedat Türkali’ye ödül vermiÅŸti.

Belediyenin YaÅŸar Kemal Kültür Merkezi’nde Livaneli’nin kiÅŸisel eÅŸyaları ve fotoÄŸraflarının yer aldığı bir sergi de açıldı.


TÜRKÄ°YE BUNLARI HAK ETMÄ°YOR
ÜLKEMÄ°ZÄ°N aydınlık birikimi, kültürel zenginliÄŸi, bölgesel renkliliÄŸi, hepsi ne yazık ki tek bir renge sıkıştırılmak isteniyor. Kanın, kirin ve karanlığın ortak rengi bu. Her kimden, hangi yönden ve nereden gelirse gelsin ve kime karşı yapılırsa yapılsın, sivile, askere, polise... Amaç bellidir, aynıdır; bir türlü layığıyla yaÅŸayamadığımız demokrasinin son kırıntılarını da yok etmek. Ä°nsanların korkutulması, sindirilmesi, özgür düÅŸüncenin, farklı seslerin yok edilmesi, Türkiye’nin tümüyle kutuplaÅŸmaya itilmesi.

Demokrasiyi korumak, ulusal egemenliÄŸe sahip çıkmak, yurttaÅŸların yaÅŸam haklarını savunmak ve hiç kuÅŸkusuz düÅŸünce ve yazma özgürlüÄŸünü her ÅŸeyin üstünde tutmak için, teröre karşı sesimizi yükseltmek en acil görev ve sorumluluÄŸumuzdur.

PEN Türkiye olarak BeÅŸiktaÅŸ saldırısında yitirdiÄŸimiz tüm yurttaÅŸlarımızı saygıyla anıyor, ülkemize baÅŸsaÄŸlığı diliyoruz. / PEN Türkiye Merkezi


HEP ÅžEHÄ°T OLMAMALI KAHRAMAN DA DENÄ°LMELÄ°
BEŞİKTAÅž Belediyesi’nin apar topar aldığı kararla halk arasında ‘BeleÅŸçiler Tepesi’ diye adlandırılan tepeye ‘Åžehitler Tepesi’ adı verilmesi ilk bakışta olumlu gibi görünse de hatalı bir karar olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Öncelikle bu tip hain terör saldırıları sonrası bu tarz adlandırmalar gelenekselleÅŸmeye baÅŸlar ve zaman içinde toplumda olumsuz psikolojik etkiler yapabilir. Öte yandan ölen polislerimiz ÅŸehit olmakla birlikte öncelikle birer kahramandırlar. Bu nedenle daima bu kahramanlık duygu ve gururuyla anılmalıdırlar. O tepeye ‘Kahramanlar Tepesi’ adının verilmesi uzun vadede çok daha uygun olur . / Kemal ABDULLAHOÄžLU - Adalet Partisi Sözcüsü-GÄ°K Üyesi


BÄ°LÄ°YOR MUSUNUZ?
KEMERBURGAZ Üniversitesi Rektörü Prof. ÇaÄŸrı Erhan’ın moderatörlüÄŸünde yapılacak, Prof. Beril DedeoÄŸlu, Prof. Muhittin Ataman ve Yrd. Doç. Fahri Erenel’in konuÅŸmacı oldukları ‘OrtadoÄŸu Denklemi, Türkiye OrtadoÄŸu Ä°liÅŸkileri ve Terör’ baÅŸlıklı panelin bugün 14.00’te üniversitenin Mahmutbey YerleÅŸkesi’nde yapılacağını...

SANATÇI Bedri Baykam’ın Taksim’deki Piramid Sanat’ın 10. yılı etkinliklerinin bugünden itibaren 5 Åžubat’a kadar süreceÄŸini...

Yazının devamı...
Futbolun dili iÅŸte bu...
13 Aralık 2016

GS’de büyük baÅŸarılara imza atan Didier Drogba ve BeÅŸiktaÅŸ’ı çalıştıran Slaven Biliç üzüntülerini anlatırken, futbolun sevgi ve barış diline vurgu yaptı. Drogba sosyal medyadaki hesabında “Bölemezsiniz, ayıramazsınız. Birlikte güzel Türkiye, polisimizin yanındayım” derken, polis selamı veren fotoÄŸrafını paylaÅŸmasıyla acımıza ortak oldu. Sosyal duyarlılığın ne kadar zirvede olduÄŸunu ÅŸu mesaj ortaya koymuyor mu?

Biliç de oynadıkları Liverpool maçından sonra saldırıya sessiz kalmayarak kameralara yaÅŸadığı derin üzüntüyü ÅŸöyle anlattı:

“Belki tanıdığım en iyi insanlar Türkiye’de idi. Dünyanın en iyi ülkelerinden ve en iyi ÅŸehirde bunların yaÅŸanması çok üzücü. YaÅŸananlar beni paramparça ediyor.”

Bu iki eski dost, yüreÄŸimize dokunarak, acımızı paylaÅŸarak futbolun sadece futbol olmadığını dünyaya bir kez daha ilan etti.

Onların bu yüce davranışına ne kadar teÅŸekkür etsek az bile.


DEVLET-MÄ°LLET EL ELEYÄ°Z...
BÖLÜCÜ terörün hiçbir zaman amacına ulaÅŸamayacağına; devletin bütünlüÄŸünü, ulusun birliÄŸini ve Cumhuriyetimizin temel niteliklerini korumadaki kararlılığın daha da güçlenerek süreceÄŸine inanıyoruz.

Teröre destek verenler bu çılgın Türkleri tanımayanlardır.

Terörü destekleyen tüm ülkeler “KurtuluÅŸ Savaşı’nı emperyalizme karşı büyük bir kahramanlıkla kazanmış olan Türk ulusunun” nasıl tekvücut olacağını bilmelidir.

Bölücü, gerici teröre son vermek için kararlılıkla devlet, millet el ele veriyoruz.

Ä°KKB olarak, ülkemizde ayrışmaya deÄŸil uzlaÅŸmaya ihtiyacımız olan bugünlerde, toplumsal sözleÅŸme olan Anayasamızda rejim deÄŸiÅŸikliÄŸine yol açacak, toplumu gerginleÅŸtirecek giriÅŸimlerden kaçınılmasını istiyoruz. / Nazan MOROÄžLU - Ä°KKB Koordinatörü


ÖCALAN NE YAPMAK Ä°STÄ°YOR
GÜNEYDOÄžU’da yenilgi üstüne yenilgi alan ve çöküÅŸ sürecine giren PKK, farklı taktikler uygulamaya koymaktadır. Daha fazla kaosu hedefleyen PKK, Öcalan’ın politik pazarlık gücünü artırmak için eylemlerine devam ediyor. Eylemlerin olmadığı bir ortamda, Öcalan’ın gücünün zayıflayacağını bilen PKK, ülkede kaos çıkararak, hükümeti Öcalan ile masaya oturmaya zorlamaktadır.

Bu baÄŸlamdan yola çıkarak; BeÅŸiktaÅŸ’taki saldırının hem mekânsal hem zamansal hem de siyasal mesajlarının bulunduÄŸunu ifade etmek mümkündür. BilindiÄŸi gibi 28 Åžubat 2015’te BeÅŸiktaÅŸ’taki BaÅŸbakanlık ofisinde, çözüm müzakeresi yapıldı. On maddelik çözüm müzakeresinde ortaya konulan maddeler kamuoyuna açıklandı. PKK tekrar müzakere masasının kurulması için BeÅŸiktaÅŸ’taki saldırıyı gerçekleÅŸtirmiÅŸtir. Bu saldırı ile Öcalan adres gösterilmektedir. PKK, zamanın ruhuna göre ÅŸekil deÄŸiÅŸtiriyor. Hareketli savaÅŸ taktiÄŸini sürekli uygulamıyor. Yani ÅŸartlara göre bombalama, pusu, baskın ve çatışma yöntemlerini de kullanmıyor.

Ortamın yapısına göre uzun keÅŸifler yapan örgüt, kendisi için uygun ÅŸartlarda hemen harekete geçiyor. Yıpranan ve baÅŸarısız olan örgüt elemanının yerine, yurtdışında eÄŸitim almış elamanlar ile saldırılarını güçlendirmek için çaba gösterdiÄŸi arÅŸivlerde bulunmaktadır. ÖrneÄŸin, 1989’da Suriye’de yapılan PKK konferansındaki ‘Ayaklanma Sorununa DoÄŸru Yaklaşım ve Uygulama’ baÅŸlıklı bildiride, yapılacak olan eylemlerin öncelikle sosyolojik-siyasal analizinin yapılması, yapılan keÅŸif çalışmalarının denetlenmesi esas alınmıştır. Böylece PKK doÄŸu ve batı bölgelerimizdeki eylemleri ile can kaybı sayısını sürekli arttırma yöntemini benimsemiÅŸtir. Öcalan halkları düÅŸman etmenin taktiÄŸini ÅŸöyle ifade eder: “Her ölü düÅŸmanlığa her düÅŸmanlık savaÅŸa ve savaşın geliÅŸimi bizim güçlenmemize yol açacak. Yirmi militan öldüÄŸünde yirmi Kürt ailesi kazanılacak, yirmi asker öldüÄŸünde yirmi Türk ailesi düÅŸman olarak karşımıza çıkacaktır.”

Halk arasında korku ve endiÅŸe oluÅŸturmaya çalışan PKK “Ya kaos ya antlaÅŸma” yolunu uygulayarak, Öcalan ile politik pazarlık yapılması mesajını vermektedir. Konu ile ilgili olarak hükümet üyelerinin ve güvenlik yetkililerinin, saldırının zamansal, mekânsal ve siyasal boyutuna bu açıdan bakmalarının kamuoyu açısından önemli olacağını hatırlatmak gerekir. / Yrd. Doç. Dr. Ramazan TOPDEMÄ°R


Ä°DMANYURDU'NU FETÖ'CÜLER MÄ° BATIRDI
GEÇEN sezon PTT Ligi’ne düÅŸen Mersin Ä°dmanyurdu’nun halini öÄŸrendiÄŸimizde çok üzüldük... 91 yıllık kulübün hiçbir varlığı yok; geride yaklaşık 100 milyondan fazla borcu var. Dolardaki artışlar buna dahil deÄŸilmiÅŸ henüz.

Kulüp kayyuma gidecekken takıma sahip çıkan ekipten asbaÅŸkan Mahmut Karak, eski yönetimlerle ilgili dava açacaklarını duyurdu.

“Ortaya çıkan tabloda maalesef bu kadar hukuksuzluÄŸu, suç unsurunu bizler de beklemiyorduk” dedi.

Eski Mersin Ä°dmanyurdu BaÅŸkanı Hüseyin Çalışkan tarafından, önceki baÅŸkan Ali Kahramanlı dönemine iliÅŸkin baÅŸlatılan bir dava dosyası varmış. Eski yönetimle aralarında bir ‘savaÅŸ’ varmış... Ancak kendileri yönetime geldiÄŸinde taraflar ‘birlik’ içinde görünmeye baÅŸlamışlar. Mahmut Karak “Kulüp nasıl, neden soyuldu? Neden bu kadar borç batağına sürüklendi? Eski evrakları ve kupaları bile bulamıyorsunuz” diye sordu. Ligde hiç galibiyetleri olmadığını ancak gerekli ödemeleri yaptıktan sonra transfer tahtasının açılacağını beklediklerini bildiren Mahmut Kara’ın yakın çevresi dün bize attığı bir mesajda FETÖ’cülerin oyunlarına dikkat çekti. “Bir grup var; onlar esas FETÖ’cüleri perdelemek istiyor. Yakında onlar da gündeme gelecek. Mersin FETÖ’nün merkezi çıkarsa kimse ÅŸaşırmamalıdır” notunu gönderdi.


BÄ°LÄ°YOR MUSUNUZ?
YAZAR Seray Åžahiner’in Cumhuriyet’e “Bilal ErdoÄŸan’a üstün zekâlı dediÄŸim için Bursa’da kaldığım otelin yatak odasında uyurken, erkek polislerce basıldım, gözaltına alındım ve geceyi nezarette geçirmek zorunda bırakıldım” açıklamasını yaptığını... 

MECLÄ°S’te Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesi üzerine CHP’nin görüÅŸlerini açıklayan Didem Engin’in, AKP’nin bilim ve teknoloji alanındaki çalışmaları ihmal ettiÄŸini belirterek “Ülkemizdeki tüm sorunları görmezden gelip, CumhurbaÅŸkanı’nın ‘Kanun Benim’ demesi için anayasa paketi hazırlayıp Meclis’e sunuyorsunuz. Yaptıklarınız demokrasi tarihimizin kara sayfalarında yerini alacaktır. Halkımız engin saÄŸduyusuyla referandumda size gereken yanıtı verecek, padiÅŸahlık hevesinizi kursağınızda bırakacaktır!” dediÄŸini... 

CHP’li milletvekillerinden Åženal Sarıhan, eÄŸitim gören engelli öÄŸrencilerin sorunlarını Meclis’e taşıyarak “Engelli öÄŸrencilerimizin taşımalı hizmetten tam ve eksiksiz faydalanmasını önerdiÄŸini... 


MESAJ PANOSU
NECÄ°P HablemitoÄŸlu’nun 14. ölüm yıldönümü için 17 Aralık akÅŸamı Ankara ATO Congresium’da yapılacak ‘Necip HablemitoÄŸlu Toplumsal Duyarlılık Ödülleri 2016’; Mete Akyol, IÅŸkın MoÄŸol Alçı, Gülsüm Kav, Nasuh Mahruki, Abdullah Oskay, Saadet Özkan, Ä°smail Saymaz, AyÅŸenil ÅžamlıoÄŸlu, Ali Tatar’a verilecek.

Yazının devamı...
10 Aralık şehitleri anısına
12 Aralık 2016

Her ikisi de her gün evinize ÅŸiddet pompalamaktadır. Birincisi gerçek hayattaki ÅŸiddetleri, ikincisi ise ÅŸiddete doymayan iÅŸtahımızı tatmin etmek için hayali ÅŸiddetleri... National Geographic ve Discovery gibi kanallar olmasa televizyonu hiç açmayacağım. Åžiddetle savaÅŸmak istiyorsak önce her gece oturma odamıza servis edilen ÅŸiddetten kurtulmamız gerekir. Polisiye dizileri, savaÅŸ dizileri, bilim-kurgu adı altında servis edilen ÅŸiddet dizileri, aÅŸk hikâyeleri adı altında gösterilen hırs ve intikam dizileri, spor adı altında gösterilen toplumsal isteri gösterileri... Bunlar ve benzerleri ekranlarımızdan tard edilmedikçe çocuklarımızı ÅŸiddetten korumamız mümkün olmayacaktır. Unutmayın reklamın kötüsü olmaz. Her gün sürekli ÅŸiddetin reklamını yapan televizyonlara izin vermek bir çılgınlık hâlinin ifadesi olmalı. GelmiÅŸ geçmiÅŸ en büyük bilim filozofu addedilen liberal görüÅŸlü, özgürlük âşığı Sir Karl Popper, meÅŸhur Ä°talyan gazeteci ve felsefeci Giancarlo Bossetti’ye 1996’da verdiÄŸi bir röportajda bu nedenle hatta televizyonun yasaklanmasını öneriyor! Benim teklifim ise televizyonu ÅŸiddetin reklamını yapan ÅŸeylerle deÄŸil, bilim ve sanat programlarıyla doldurmaktır. Hangi çocuk uzay seyahatlerini seyretmeyi istemez, hangi çocuk bilimin keÅŸiflerinden, icatlarından heyecan duymaz, büyük sanatçıların yaÅŸamlarından ilham almaz! 10 Aralık’ta ÅŸiddetin ÅŸuursuz mahlukları tarafından ÅŸehit edilen vatandaÅŸlarım, iÅŸte burada bahsettiÄŸim ÅŸiddet reklamlarının kurbanlarıdır. 20. yy. sadece bazı çevrelerin bitmeyen hırsının yarattığı ÅŸiddetin de yüzyılı olmuÅŸtur. Çocuklarımıza, gençlerimize ÅŸiddetin deÄŸil, bilim ve sanatın reklamını yapalım. Onlara çirkinlikleri deÄŸil, güzellikleri gösterelim. Onlara insan müsveddelerini deÄŸil, büyük insanları kahraman olarak sunalım. James Bond deÄŸil, Cyrus Smith yüceltilsin; Che Guevara deÄŸil, Einstein methedilsin; uyuÅŸturucudan ölen patırtı makinesi Elvis’in deÄŸil, Mozart’ın, Beethoven’in, Strauss’ların müzikleri dinletilsin. Åžiddetin fenalığını resimle mi anlatmak istiyoruz? Picasso’yu deÄŸil de John Martin’i veya Goya’yı tercih edelim öncelikle. Bilgi, anlayış ve güzelliÄŸi yaÅŸamımızda egemen kılalım. Ä°ÅŸte o zaman ÅŸiddetin önüne geçebiliriz. A. M. Celâl ÅžENGÖR

 

GÜNÜN SÖZÜ

“KKTC’nin yeni iÅŸgal planına dur diyelim. Aksi halde Girit gibi elden çıkmasına yol açacak bir sonuç kaçınılmazdır.”
(AP Genel BaÅŸkanı Dr. Vecdet Öz)

 

DENÄ°Z BÄ°TTÄ°, KARA GÖRÜNDÜ

 

YURTDIÅžI finans dünyasındaki uzun yıllardır devam eden bol para ve esnek likidite dönemi artık kapanmaktadır. Dünya piyasalarına basılan ve özellikle bizim gibi geliÅŸmekte olan ülkelere uzunca bir dönem pembe rüyalar gördüren nakit, artık faiz ve diÄŸer mali enstrümanlar ile geri çekilmeye baÅŸlanmıştır. Nakit artık hiç olmadığı kadar kıt ve deÄŸerlidir.

 

Bu rahatlık dönemi maalesef deÄŸerlendirilememiÅŸ, tüketime dayalı politikalar izlenerek toplum borçlandırılmış, özelleÅŸtirme adı altında milyarlarca dolarlık ülke deÄŸeri elden çıkarılmış, her yıl verilen devasa cari açıklar nasıl olsa sıcak para geliyor denerek göz ardı edilmiÅŸ ileriye dönük hiçbir yapıcı tedbir alınmamıştır.

 

Ve bugün artık kara görünmüÅŸtür. Bir baÅŸka deyiÅŸle aÄŸustosböceÄŸinin yazı bitmiÅŸ, karıncanın kışı kapıya dayanmıştır. Dünya piyasalarında bu olumsuzluklar geliÅŸirken AB ile olan iliÅŸkilerin iç politika malzemesi yapılarak krize dönüÅŸtürülmesi ile yabancı fon ve yatırımcılar yok yere tedirgin edilmiÅŸtir.

 

Tüm bu iç ve dış geliÅŸmeler dikkate alındığında dövizde yaÅŸanan ivmelenmenin devam edeceÄŸi anlaşılmaktadır.

 

Bağımsızlığını koruyabildiÄŸi takdirde bu gidiÅŸatı önleyebilecek tek kurum TCMB ve elindeki faiz silahıdır. Aksi durumda diÄŸer tali tedbirler büyüyen yangına birkaç kova su dökmekten baÅŸka bir ÅŸey ifade etmeyecektir. Ufuk ALP Bankacı-Ekonomist

 

MAKARNA VE ÇÄ°KOLATA YÄ°YEMEYEN ÇOCUKLARIN DERNEĞİ BOÅžALTILIYOR! 

 

KAMUOYUNDA “Çikolata Yiyemeyen Çocuklar” olarak bilinen PKU hastası çocuklara 5 yıldır Ä°stanbul Topkapı’da hizmet veren ve aynı zamanda ‘PKU Cafe’ olarak da kullanılan alan, Ä°BB’ce ‘Kent Müzesi’ yapılacağı için boÅŸaltılıyor. Kültür AÅž, derneÄŸin de içinde bulunduÄŸu pasajın boÅŸaltılması için tebligatta bulundu. BoÅŸaltılacak pasajdaki küçük bir dükkân, kamuoyunda ‘Çikolata ve makarna yiyemeyen çocuklar’ olarak bilinen PKU (Fenilketonüri) hastası çocuklara pastane ve kafe olarak hizmet veren dernek merkezini içeriyor. Yaklaşık 10 yıldır, PKU’lu çocukların özel diyet ürünlerini aldıkları, kendi aralarında özel ürün pastalarla yaÅŸ günü partisi düzenledikleri bu dernek merkezi, belediye talimatıyla hizmet veremez hale gelecek. Kafenin, aynı zamanda PKU Aile DerneÄŸi’nin merkezi olduÄŸunu da anlatan Dernek BaÅŸkanı Deniz Yılmaz Atakay, Ä°BB BaÅŸkanı Kadir TopbaÅŸ’a seslenerek ÅŸöyle dedi:“Burası, dernek ve çocuklarımız için özel diyet ürünü dağıtılan bir pastane olduÄŸu için, hem de yaÅŸ günü benzeri özel kutlamaların yapıldığı bir alandı. BoÅŸalttığımız takdirde tüm bu olanakları kaybedeceÄŸiz. Ä°stanbul Belediyesi’nin, kapatılan bu yer için bize baÅŸka bir alan tahsis etmesini bekliyoruz. DerneÄŸimizin, bu ayarda bir yerin kirasını ödeme gücü yok. Sayın TopbaÅŸ’tan destek bekliyoruz.

 

MESAJ PANOSU

 

SARIYER Belediyesi; müzisyen, edebiyatçı ve barış elçisi Zülfü Livaneli’nin 50. sanat yılı için bir sempozyum ve sergi düzenledi. Üç farklı oturumdan ve konu baÅŸlığından oluÅŸacak (Müzik– Anılar/Dostluklar–Edebiyat) sempozyumda yerli ve yabancı olmak üzere ‘Vietnam Savaşı Simgesi Kız’ Kim Phuc (UNESCO iyi niyet elçisi), Alman Piyanist HenningSchmiedt, Murat Meriç, Nebil Özgentürk, Sunay Akın, Selahattin Duman, Prof. Onur Bilge Kula, Zafer Köse, Feridun Andaç, Zeynep Oral ve YaÅŸar Kemal’in eÅŸi AyÅŸe Semiha Baban konuÅŸmacı olarak yer alacak. (Sempozyum Tarabya Oteli, 11.00-17.00; Sergi YaÅŸar Kemal Kültür Merkezi, 18.00)

 

BASIN Konseyi Vakfı BaÅŸkanı Pınar Türenç, “Medya Etik ve Sorumlu Gazetecilik projesi dahilinde gerçekleÅŸtireceÄŸimiz ‘Medya-Etik’ Konferansı’nda açış konuÅŸmasını Prof. Sami Selçuk’un; panelde ise Turgut Kazan (Medaratör), Metin FeyzioÄŸlu, Oktay EkÅŸi ve Prof. Dr. Aslı Tunç’un konuÅŸacaklarını” bildirdi. (Yer Radisson Blu Hotel/ÅžiÅŸli, 10.30)

 

BÄ°LÄ°YOR MUSUNUZ?

 

CHP Ankara Milletvekili Necati Yılmaz’ın soru önergesini yanıtlayan MEB Ä°smet Yılmaz’ın “Ülke genelindeki mevcut öÄŸretmen sayısı 832 bin 26, net öÄŸretmen ihtiyacı ise 96 bin 68’dir. AKP döneminde ilk atama yoluyla 446 bin civarında öÄŸretmen atandı” cevabı üzerine Yılmaz’ın da buna “EÄŸitimdeki yanlışların ve yarattığınız karanlık tablonun vebali boynunuzda. Atanamayan öÄŸretmenleri iÅŸleriyle, boÅŸ dersliklerdeki öÄŸrencileri öÄŸretmenleriyle kavuÅŸturmak için daha neyi bekliyorsunuz?” diye sorduÄŸunu... 

Yazının devamı...