Tüylerim diken diken oldu.
Başımdan aşağıya kaynar sular döküldü.
Ayakta öylece kalakaldım.
Şoke oldum.
“Koş Fatmagül Koş” adında bir oyun.
Tecavüzcüler koşuyor.
Fatmagül kaçıyor.
Oyundaki tipler diziden...
Sesler diziden...
Oyuncuların sesleri, Beren Saat’in ağlamaları...
İnanmak istemedik.
“Hadi beee!” dedik.
Denedik.
Ellerimizi titreyerek çektik klavyeden.
Ofise bir sessizlik çöktü.
Kalakaldık...
“Bu internet pisliğini biz de internetten temizleyelim” dedik.
Şimdi çağrım size...
Bu yazıyı olabildiğince paylaşın ki yetkililer görsün.
Kontrol mekanizmaları işlesin.
Bir-iki site yüzünden tüm blog’ları kapatanlar şimdi hemen buna müdahale etsin.
“Koş Fatmagül Koş” oyununa yer veren tüm siteler hakkında inceleme talebinde ve suç duyurusunda bulunuyorum bu yazı ile...
Biz annelerin, babaların, sorumluluk sahibi insanların gücünü gösterelim istiyorum.
Yardımınız lazım şimdi bize...
Bu yazı toplumsal, kamusal bir suç duyurusu yazısıdır. Artık gına geldi, eli taşın altına koyma zamanıdır!
İşte bu nedenle bu yazıyı olabildiğince paylaşmanızı, bu oyunu internet üzerinden kaldırmak için harekete geçmenizi istiyorum. Bize yardım etmenizi istiyorum.
Bu rezaleti sonlandırmak için desteğiniz lazım. İğrenç ötesi, insanı deli eden bu pis zihniyetlerin yaptığı oyunu kaldırtmak, yapanlar, yayınlayanlar, dağıtanlar ve beğenip destekleyenlerin cezalandırılmasını istiyoruz. Yardımınıza ihtiyacımız var!
Google’da “Koş Fatmagül Koş” oyununu arayınca çıkan tüm sitelerin kapatılmasını, bu konunun bir kamu davasına dönüşmesini ve bir şekilde işin içinde olan herkesin cezalandırılmasını istiyoruz.
Paylaşalım ki başaralım...
Siz de şikayetinizi doğrudan resmi birimlere iletmek istiyorsanız, ihbar@ihbarweb.org.tr adresine mail atabilir, 0312 582 82 82 numaralı telefonu arayabilir ya da 1199’a kısa mesaj atabilirsiniz.
Kahraman Bolt
İşte çok eğlenceli bir DVD... Bolt, Hollywood’un en sevilen televizyon dizisinin yıldızıdır. Tek sorun, dizideki her şeyi gerçek sanmasıdır. Yanlışlıkla New York’a gönderilip sevgili rol arkadaşı ve sahibi Penny’den ayrı düşen süper köpek Bolt, eve dönüş yolunu ararken tehlikeli maceralara atılır... Bu filmi ailece izleyebilir, evde DVD keyfi yapabilirsiniz. İyi seyirler...
Benim Güzel Yatağım
Ankara’da çocuk tiyatrosu denince akla gelen ilk isimlerden Pembe Kurbağa, çocukları yine çok eğlenceli oyunlarla buluşturuyor. “Benim Güzel Yatağım” ve “Gökkuşağı Renkleri” adlı oyunlar, çocuklarınızı çok güldürecek. 20 ve 27 Mart’ta saat 12.00’de “Benim Güzel Yatağım” 3 yaş ve öncesi küçüklerle olacak. Kaçırmayın! Tel: (0312) 418 02 98
Bir ortama girince anlarsınız bir kadının orada bir şeyler yaptığını, bazı şeyleri değiştirdiğini...
İşte aynen böyle hissettim Aliye Kavaf’ın odasına girince...
Geçtiğimiz gün Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf ile sohbet etme fırsatı buldum. Bir devlet bakanını dışarıda görmek başka, kendi makamında görmek bambaşka...
O odaya girdiğim anda Aliye Hanım’a bakıp dedim ki; “Bir Türk kadını olarak, sizi bu masanın arkasında görünce çok büyük gurur duydum...”
Minicik detaylarda kadınca dokunuşların olduğu, tertemiz, sıcacık bir ofis... Soğuk değil, aksine bizden gibi, samimi.
Bugün, Aliye Hanım’ın üzerinde titizlikle çalıştığı bazı konular hakkında bilgilendirmek istiyorum sizi...
Engelli çocuğu olan ailelere maaş ödeniyor!
Bunun için yapacağınız tek şey, devlete başvuruda bulunmak. Bu konudan bahsederken Aliye Hanım’ın gözleri parlıyor. “Düşünebiliyor musun” diyor; “Aileler başta ‘Nasıl bakacağım ben bu çocuğa’ korkusu yaşıyor ama o engelli çocuk ailesine destek olan biri haline dönüşüyor. Çok önemli bir şey bu...”
Fakirlikten dolayı çocuğunu sosyal hizmetlere bırakmaya artık izin yok!
Çünkü Aliye Hanım o ailelere diyor ki; “Sakın fakirlik nedeniyle çocuğunu bırakma. Gel sana yardım edelim, seni de maaşa bağlayalım.” Sadece aile bütünlüğünü korumak için yapılan bu hizmetten yüz binlerce aile faydalanıyor. Bu, ülkemiz adına çok önemli bir gelişme.
AEP Aile Eğitim Paketi
Yetişkinler, bekarlar, tek çocuklu, çok çocuklu veya çocuksuz aileler için temel becerileri ve “aile olma kavramını” öğreten eğitimler veriliyor bakanlık tarafından. Henüz sekiz ilde verilen bu eğitimler, aile içi iletişim, hukuk, iktisat, sağlık gibi konuları kapsıyor.
* * *
Bu tip “insani” konularla sorumlu bakanlıkların yaptıkları doğal olarak yol, bina yapanlarla bir olmuyor.
Bir yol, bir köprü için yıllarca teşekkür ediyoruz ama işin içinde insani gelişim ve destek olan şeyleri unutup atlıyoruz.
Bir anneye verilen psikolojik veya eğitimsel destekle kaç kuşak olumlu etkileniyor, bunun hesabını hiç yapmıyoruz...
Ben gazeteci, yönetici, girişimci, eş, arkadaş, evlat, kardeş sorumluluklarını taşıyan, üç çocuk annesi bir Türk kadını olarak, sosyal konuları unutmayan hem sayın bakanımıza hem de bu anlamda sorumluluk alan tüm kişi ve kuruluşlara teşekkür ediyorum...
Daima söylüyorum;
Her sabaha “Bugün birine minicik de olsa bir iyilik yapsam, hayatına olumlu değer katsam” diye uyanan biri olmak lazım...
“Sosyal sorunlu” değil, “sosyal sorumlu” olmak lazım...
Özellikle biz kadınlar, canımız istediğinde yüreğimizi ortaya koyup öyle güzel işler yapabiliyoruz ve diğer kadınlara öyle güzel yardım edebiliyoruz ki...
Bu özelliğimizi asla unutmamamız lazım...
Not: 0312 415 40 24 numaralı telefondan her konuda detaylı bilgi alabilirsiniz.
Aksi takdirde bu 15 gün bize 150 gün gibi gelecek.
Çünkü okuldayken tüm enerjisini atan, arkadaşlarıyla bir arada olan “çocuk insanlar”, ne yapacağını bilemedikleri bir sakinliğe kavuştuklarında, bir çizgi film kahramanı var ya oradan oraya zıplayan, bir duvara çarpıp hız alarak tavana uçan falan, tıpkı onun gibi bir haleti ruhiye içine giriyorlar.
Bu durumda da biz “Okul yeniden açılsın” diye gün sayıyoruz.
Hele bir de okula giden çocuğunuzun dışında bebeğiniz varsa, hatta benim gibi büyük hariç aralarında sadece 11 ay olan iki bebeğiniz daha varsa, çıldırma noktasına gelebilme ihtimaliniz yüksek oluyor.
Benden söylemesi....
Bu yüzden de şimdiden program yapmakta ve bir tatil ajandası tutmakta fayda var diyorum.
Uzmanlar ne diyor?
Uzmanlar, “Yarı yıl tatilleri sırasında ölçülü olun” diyorlar. Yani çocukları ne tamamen okulu unutturacak şekilde eğlendirin ne de ders çalışması, kitap okuması, test çözmesi konusunda aşırı baskı yapın. Ortasını bulun. Dengeli olun. Hiçbir konuda aşırıya kaçmayın.
Bugün Ankara’dayız!
Bugün, Hürriyet Aile olarak Ankara’da okurlarımızla buluşuyoruz. Eğer bu yazıyı sabah erken saatlerde okuyorsanız ve gün içinde gelip bizi görebilecek vaktiniz varsa sizi de bekleriz. Peki nerede olacağız ve ne yapacağız? Tüm yanıtları www.hurriyetaile.com adresinde bulabilirsiniz.
Çocuklar mutfakta
Deniz Orhun, Chicago Four Seasons’da pasta şefi olarak çalışmış, Klemantin’in kurucusu ve sahibi. Çocukları mutfağa sokuyor, eğlendiriyor, mutfak aletlerini kullanmayı öğretiyor. Parti Evi, Çiftehavuzlar’da. Bilgi almak isterseniz, 0 533 557 60 20 numaralı telefonu arayabilirsiniz. Bu mutfak olayı, tatilde kurtarıcı olabilir gibi geliyor bana!
Fare Fındık kitapları
Emre’nin okuyacağı kitapları önce ben okuyorum. Ciddiyim. Öyle özensiz tercüme edilmiş, hikayeleri son derece sevimsiz ve çocuklar için olumsuz özellikler taşıyan kitaplar var ki... “Fare Fındık” kitapları da çeviri bir seri. Ama Derin Kitap ne yapmış? Seriyi Türkçe’ye çeviren ekibe pedagog ve uzmanlar eklemiş. Kahramanların isimleri de Zeynep ve Emre olmuş. Yani kitap bizden olmuş. Okumaya yeni başlayan çocuğunuz için eğlenceli kitaplar arıyorsanız, önerim Fransız Ratus Poche’un 10 kitaplık Türkçe serisi...
Sevişirken çocuklarına yakalanan anne-babaların sayısı tahmin edilenden çok daha fazla. Peki, böyle bir durumda nasıl davranmak gerekiyor? İşte yanıtlar...
Çocuğun, gördüğü manzara karşısında yaşıyla doğru orantılı olarak birtakım yargılara kapılmasının normal olduğunu belirten Psikolog Serap Duygulu, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Gördüğü manzara ve ilişkinin ne kadarını gördüğü çok önemli. Çocuk, özellikle de yaşı küçükse, ilk olarak düşündüğü şey anne ve babasının arasında bir şiddet yaşandığı yönün-
dedir ki, bundan ciddi olarak etkilenir. Özellikle ailede, cinsellik rahat konuşulan bir konu değilse ve çocuk bu konuda sorularına yanıt alamamışsa, karşı karşıya kaldığı durum onda sarsıcı bir etki yaratır.”
ÇOCUĞA NASIL BİR AÇIKLAMA YAPMALI
Küçük yaştaki çocuklar, durumun çok farkında olmayabilirler ama büyük yaştaki çocuklar için mutlaka açıklama yapmak gerek. Böyle bir durumda çocuğunuza;
Birlikte uyuduğunuzu
Birbirinize sarılıp yattığınızı
Birbirinizi öptüğünüzü
Bazen soyunarak yatmak istediğinizi ve bu şekilde kucaklaşarak uyuyabileceğinizi
Ancak bunu sadece anne ve babaların yapabileceğini anlatabilirsiniz.
ALINABİLECEK ÖNLEMLER
Çocuğunuzun mutlaka ayrı odada yatmasını sağlayın
Yatak odanıza girmemesi gerektiğini öğretin
Cinsellikle ilgili soru sormaya başladığı ilk andan itibaren, yaşına uygun bir şekilde doğru bilgiler verin
Çocuğunuzun yanında ve gereksiz yere cinsel konuları konuşmayın
Sorduğu soruları “ayıp” ya da “yasak” karşılığıyla geçiştirmeyin.
Yaşanan olayı önemsemezseniz, kalıcı psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir. Çocuklar, çok küçükken bile onlara bazı kuralları öğretmek, olası sorunları ortaya çıkmadan yok edecektir. Bu kurallar:
Anne-babanın odasına izin almadan girmemek...
Tuvalet ya da banyoya içeride birisi varken girmemek...
Giyinirken insanları rahatsız etmemek, onları izlememek...
Kendi vücuduna başkalarının dokunmasına izin vermemek... Bura-da anne-babanın, yardım amaçlı do-kunmalarını iyi ayırt etmesi gerekir.
Bu tip kurallar çocuğun sınırlarını çizmesini sağlar, ona başkalarının sınırlarına saygı göstermeyi öğretir.
2011’e son günler...
Geçen yaz başı Nuran ve Pınar ile eskiden çalışma odamız olan, sonra Rüzgar’a ayırdığımız odadaki çiçekli mor koltukta, benim son kez doğurmama üç-beş gün kala oturup yarattığımız formül, ne kadar da haklı nedenlerle yaptığımız bir formülmüş.
Bir matematik problemi gibi “+ /” gibi işaretleri kullanarak çıkardığımız formülümüzün içinde bir “T” maddesi vardı.
Temizlik kelimesinin ilk harfini simgeliyordu o “T”...
Karar verdik, “2011’e üstümüzde yük olan, bizi yoran tüm kamburlardan kurtularak girelim. Boşuna stres yaşamayalım. Biraz kabuğumuza çekilelim” dedik.
Ve ilk temizliğe o yaz günlerinde başladık, bir-iki şeyden o dönem kurtulduk. Son üç-dört aydır ise başka şeylerden ve yanında yaşanan bir sürü sorundan, sorunlu insandan, genetiği bozuk ilişki yumaklarından sıyrılıyoruz. Yeni yıla “tertemiz” ve kendi çapımızda giriyoruz.
Bu sebeple dostlar, hem hafiflemekten hem de başka şeylerden bu günlerde aşırı mutluyuz!
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği “Yılın Sosyal Sorumluluk Ödülünü” bize veriyor!
Hem de biz başvurmadan, biz söylemeden, herhangi bir seçmeye aday olmadan. Ne okurumuzu yönlendirip oy isteyerek bir şey kazandık, ne aday olup kendimizi göstermeye çalışarak, ne de sadece konuşulsun, duyulsun amacıyla halkla ilişkiler faaliyeti yaparak...
Sadece farkındalık için yapılan “Annemi İstiyorum” projemiz ile bu ödülü alıyoruz.
Ülkemizde ilk kez iki ayrı bakanlığın (hem de sosyal sorumluluk için) kol kola çalışabileceğini de ispat etti bu ödül.
Bu nedenle hem Sağlık Bakanı hem de Çalışma Bakanı bu ödülü hak ediyor bence.
DİLEK KAVANOZU
Her yeni yıl gelirken oturup yazıyorum geçmiş yılı. Hem şükretmek için hem de hatırlamak için... Aynı zamanda gelecek yıl ve yıllar için hayallerimi de, isteklerimi de yazıyorum. Hayali bir dilek kavanozum var, hepsini orada tutuyorum.
Hazır son günleri yaşıyorken, acısıyla, tatlısıyla bir yılı daha bitiriyorken, size de tavsiye ediyorum bunu yapmayı...
Yazmak insanı deşarj eden bir durum, düşünmenizi ve tartmanızı da sağlıyor. İnsanı rahatlatıyor. Ayrıca hayal kurmak bana göre dünyanın en güzel şeyi. İnsanı mutlu ediyor.
Çocuklara da bunu öğretmek çok önemli anneler, çünkü çocuklarımızın yaratıcılıklarını hayaller ve hayal gibi bir dünya besliyor. İşte bu yüzden kırmızı köpek, yeşil kedi çizen çocuğa “köpek kırmızı olmaz” dememek gerekiyor...
Bu yıl dilek kavanozuma sağlık, dinginlik, sakinlik ve huzur koydum. Çocuklarımıza ve ailelerimize daha fazla zaman ayırabilmenin mutluluğu ve bir de sevinç gözyaşları...
Başka bir şeye inanın ihtiyacımız yok. Neden mi? “Evdeki huzur, zenginlik budur!” çünkü...
Not: Kişisel daha çok yazı yaz, çocukları merak ediyoruz diyenlere güzel haber. www.pinarreyhan.com adresine bir blog kurdum. Tüm kişisel sorularınıza ve isteklerinize oradan yanıt veriyorum.
Bremen Mızıkacıları İstanbul’da
Zorlu Çocuk Tiyatrosu, bu yılki turneleri kapsamında İstanbullu çocuklarla da buluşacak. Bugün ve yarın Ortaköy Afife Jale Sahnesi’nde “Bremen Mızıkacıları” oyununu sahneleyecek olan Zorlu Çocuk Tiyatrosu, daha sonra Türkiye’yi dolaşmaya devam edecek. İki seans halinde, 11:00 ve 13:00 saatlerinde çocuklarla buluşacak olan oyunun ücretsiz davetiyelerini, Ortaköy Afife Jale Sahnesi gişesinden temin edebilirsiniz.
Karmakarışık
“Bu hafta sonu çocuklarımızla ne yapalım?” diye düşünen ailelere keyifli bir alternatif sunuyoruz. Dün vizyona giren animasyon filmi “Karmakarışık”ı izlemeye gidin! Filmin konusunu çok iyi biliyoruz aslında. Film Rapunzel’i anlatıyor ama hikaye bu defa biraz farklı... Flynn gizemli bir kulede saklanırken, o kulede yaşayan ve 20 metre uzunluğunda saçları olan güzel Rapunzel tarafından esir alınır. Yıllardır hapsedildiği kuleden çıkmanın yollarını arayan Flynn’i esir alan Rapunzel, yakışıklı hırsızla anlaşma yapar ve alışılmadık bir maceraya yelken açar.
Disiplin, çocuğun toplum içinde geçerli olan kuralları öğrenmesini, içinde yaşayacağı dış dünyaya uyumunu ve toplum tarafından onaylanan tutum ve davranışları içselleştirmesini, kendini denetleme olarak tanımlanan ahlak gelişimini sağlar. Uzman Psikolojik Danışman Meltem Canver Kozanoğlu’na disiplin nasıl olmalı, çocuğa nasıl sınır koymak gerekir diye sorduk.
KATI DE?YL KARARLI
OLUNMALI
Birçok ailede “disiplin” kavramı çocuklar ve anne-babalar için “cezalandırma” ile eşanlamlı olarak görülür. Disiplin yalnızca, yaramazlık yapan çocuğa uygulanacak kurallar dizisi değil, uygun verildiği takdirde davranışı yönlendirmeyi amaçlayan bir eğitimdir. Ev içinde belirlenecek disiplin kuralları çocuğun dış dünyada da uyumunu sağlayıcı nitelikte olmalıdır.
Kuralları belirlerken çocuğun içinde bulunduğu yaş, bilişsel ve duygusal gelişimi mutlaka dikkate alınmalıdır.
Kurallar uygulanırken katı olunmamalı, ancak kararlı olunmalıdır. Oluşturulan kural o dönem içindeki çocuğun kaldırabileceğinin üstünde belirlenmiş ise kural yeniden düzenlenmelidir.
Kuralın yerleşmesi için çocuğa yardımcı ve yol gösterici olunmalıdır. Aynı zamanda çocuk, bu kurala uymadığı durumlarda karşılaşacağı yaptırımlardan haberdar edilmelidir.
ÇOCU?A SINIR KOYMAK
Çocuğa dur demek, çocuğa sınırlar ve yasaklar koymayı hedefler. Kendi sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğini kestiremeyen çocuk, başkalarının sınırlarını da kestiremeyecek ve sık sık başka yaşam alanlarını ihlal edecektir.
Anne-babalar kuralları koyarken hükmedici ve çok katı olduklarında çocuklar, kurallara uyum gösterirler. Ancak bu uyum itaat etme şeklinde olur. Anne-babanın baskısının ortadan kalktığı ortamlarda ise çocuk, kuralların tam tersi bir davranış sergileyebilir. Diğer yandan sürekli yanlış yaptıkları vurgulanan, katı uygulamalara maruz kalan çocuklar derin bir güvensizlik içine girebilir.
Aşırı rahat davranan anne-babalarla büyümek de zaman zaman çocuklar için gelişimi engelleyicidir. Anne-babaların çocuklarını özgür kılmak için yaşının üstünde ve hiyerarşiyi reddedercesine verdikleri haklar çocukların özgürleşmelerinden çok bağımlılıklarının devamına neden olur.
Çocukları kurallar koymadan yetiştirmeye çalışmak onları hayata hazırlamamak anlamına gelir.
Güzel haberler
2011’e sanırım çok güzel gelişmeler ve değişiklikler ile gireceğiz dostlar. Bakınız sıra ile bazılarını sizlerle paylaşıyorum.
Çarşamba akşam üzeri gelen telefonla ekipçe heyecana boğulduk. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer bizi bekliyordu ve hemen Ankara’ya gitmemiz gerekiyordu. www.annemiistiyorum.com hakkında görüşmek ve detaylar üzerinde çalışmak üzere hemen Ankara’ya Ömer Dinçer’in makamına gittik.
Bakanımız yumuşacık gülümsemesi ile bizi karşıladı. Kendisiyle tanışıp sohbet ettikten sonra yirmibeş bini aşkın imzayı teslim edip durumu anlattım. Konuya zaten son derece hakimdi. Annelere her zaman destek olan ve hatta çalışan annelerin doğum izinlerindeki düzenleme ve iyileştirmeler de Ömer Dinçer’in Bakanlığı döneminde yapıldığından bizi gayet iyi anladı.
Bakınız güzel haberlere:
GÜZEL HABER 1:
Ömer Dinçer prematüre bebeklerin annelerinin doğum izinlerindeki düzenlemelere ilişkin talebimizi gayet olumlu karşıladı. Ne gibi düzenlemeler yapılacağına bakacaklarını ve asla annelerin mağdur olmasını istemeyeceklerini söyledi. Bu iznin kaç hafta olacağını ve ne şartlarla verilebileceğini bizlerle çalıştı, sorular sordu, nasıl daha kolaylık sağlayabileceklerini araştırdı. O ve ekibi ilgili kanunlar ellerinde hazırlanmışlar bizleri bekliyorlardı.
“Takım çalışması ruhu”nun ne demek olduğunu, Çalışma Bakanlığı’nda gördüm ben.
Hem gururlandım hem de içim umut doldu.
Artık önümüz açık. Konu hem Sağlık Bakanı Recep Akdağ hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in bilgisinde. Son derece mutluyum ki bu işe dört elle sarıldılar ikisi de. Bundan sonraki tüm gelişmeleri ve müjdeleri en kısa sürede sizlerle, hatta onlarla birlikte tekrar paylaşacağımızı umuyorum. Ve sizlerin sayesinde bu noktaya geldik. Hepinize teşekkür ediyoruz.
Bununla da kalmadı tabi, bize zaman ayıran Dinçer’i hazır yakalamışken çok canımı yakan, içimi parçalayan bir başka konuyu gündeme getirmeden olmazdı.
Çalışan anne sayısı arttıkça evlerde çalışan Türk ve yabancı bakıcı sayısı da artmakta. Bu bakıcıların büyük çoğunluğu hem sigortasız, hem sınır dışı edilmemek için kendilerine yapılan pek çok kötü muameleye katlanıyorlar ve bir yandan da ülkelerinde bıraktıkları kendi evlat ve ailelerinin hasretini çekiyorlar. Dinçer’e evlerimizde bizlerle yaşayan, bebeklerimizi emanet ettiğimiz yardımcılarımızla, hayat dostlarımızla ilgili, onların hak ve hukuklarını korumak ve daha iyi imkanlar sağlamak için ne yapılabileceğini sordum.
GÜZEL HABER 2:
Bakan Dinçer bu konuyu şu şekilde çözdüğünü söyledi; Eğer yardımcı kadın (T.C. vatandaşı) bir evde tam zamanlı, bütün ay çalışıyorsa iş veren onu sigortalı yaptırmak zorunda.
Eğer haftanın belli günleri farklı evlerde çalışıyorsa isteğe bağlı sigorta yapabiliyor. Konuyu bu şekilde düzenleyen Dinçer, takibini de yapıyor ve bakıyor ki sigortalanan kadın sayısı az. Kadınlar, devletin sunduğu sağlık ve bakım imkanlarından faydalanmıyor. Neden olduğunu araştırtıyor. Yki sebep çıkıyor karşısına. Biri durumdan habersiz olmak diğeri çalışanın eline geçen paranın prim ödemesini karşılamaması. Buna da şöyle bir çözüm getiriyor bakan Dinçer; diyelim haftanın üç günü evde gündelik temizliğe gidiyorsunuz ve sigortanızı yapmak istiyorsunuz. O zaman tam ay çalışıyormuşsunuz gibi değil, ne kadar çalıştıysanız o kadar gün üzerinden prim ödeyerek sigortanızı yaptırabiliyorsunuz.”
Yçim çok acıyor bu konuda. Çocuğu ile birlikte uyuyan yardımcıları ile oturup birlikte yemek yemeyen Türk aileler var, çocuklarını görmeye ülkelerine gitmelerine izin vermeyen aileler var.
Yardımcısına son derece ağır davranan anneler biliyorum. Ajansların çoğu sistem olarak üretmiş “al pasaportunu şöyle davran böyle davran” diye kötü davranıyor. Ayrıca çalıştıkları ilk ayın ücretlerini de ellerinden alıyor.
Hasta olsalar doktora götürülmek yanlarında çalıştıkları ailelerin vicdanına kalıyor. Bizzat o vicdandan yoksun olan insanlar tanıyorum ben. Yçim buna acıyor. Yşte bu nedenle sordum. Bakınız bakanımızın yanıtına:
GÜZEL HABER 3:
Yabancı uyruklu olup kaçak çalışmanın cezası çok ağır. Ancak yabancı uyrukluysanız ve çalıştığınız yerin dil eğitimine yardımcı oluyorsanız, bebeklerine ve çocuklarına eğitmenlik yapıyorsanız yine sosyal güvenlikten faydalanabiliyorsunuz.
Yabancı uyruklu kişilerin düz temizlikçi olarak değil ama öğretmen ya da eğitmen gibi çalışması mümkün. Böylece kayıt dışı çalışmanın da önüne geçilmiş oluyor.
Kişiler de kayıt dışı oldukları için yaşadıkları pek çok sıkıntıdan kurtuluyor. Eğer bir işletme “benim bu insana ihtiyacım var” diyorsa, çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı böyle bir işletme var mı kontrol ediyor. Düzgün çalışan bir işletmemi mi bakıyor (En az beş kişi ya da daha fazla çalışan varsa, her 5 kişi için 1 yabancı personel çalıştırma hakkı var işletmelerin bildiğim kadarıyla). ?artlar tamamsa kayıt altında çalışmasına izin veriyor.
Çok mutluyum!
Halletmeyi çok arzu ettiğim prematüre bebeklerin annelerinin doğum haklarını ve hep içimde kanayan bir yara olan kaçak yardımcı çalıştırma konularını çalışma ve sosyal güvenlik bakanıyla yüz yüze konuşma fırsatı buldum. Birbirinden güzel haberlerle karşınızdayım bu hafta. Daha da güzellerini yapacağız inşallah sizlerin desteği ile...
Son Hava Bükücü
Nickelodeon’un ünlü animasyon serisi Avatar: Son Hava Bükücü’nün aksiyon-macera yüklü film uyarlamasının keyfini yaşayın. Sihirli yaratıklar ve güçlü dostların bulunduğu egzotik topraklara seyahat ederken, “bükme” gücüne sahip sıra dışı bir çocuk olan Aang’e eşlik edin...… Son Hava Bükücü tüm ailenizle izlemekten keyif alacağı bir DVD. Tiglon
Hürriyet Çocuk Kulübü Gazetesi’nde bu hafta!
Türkiye’nin ilk ve tek “Saat Müzesi”, Moxie Girlz bebekleri, nesli tükenen pandalar, sporda ve teknolojideki en son gelişmeler, ayrıca rengarenk bir bilmece bulmaca sayfası ve kültür sanat etkinlikleri var. Sakın kaçırmayın!