(Go: >> BACK << -|- >> HOME <<)

İntegral Menkul Değerler

2016 yılı 3.çeyrek dönemi itibariyle kâr eden müşteri oranı %33, zarar eden müşteri oranı %67'dir.

Canlı Yayın
Forex Tv
  • Forex, bir ülkenin para birimi ile başka bir ülkenin para birimi arasındaki değişim oranından faydalanılarak, döviz ticaretinin yapıldığı uluslararası piyasaların tamamını ifade eder. Forex piyasası yatırımcılarına kaldıraçlı işlem yapma imkânı sunan dünyanın en büyük pazarlarından biridir. Devamı için tıklayınız.

  • İktisadi açıdan piyasa, alıcı ve satıcıların karşılaştığı organize edilmiş ticari alanları ifade eder. Finansal açıdan ise, fon arz ve talep edenlerin bir araya gelerek karşılıklı değişimin yapıldığı yerlerdir. Paranın bir değer biriktirme aracı olarak kullanılması para birimlerinin ticarete konu olmasına neden olmuştur. Devamı için tıklayınız.

  • Anlık piyasa fiyatından, yapılan işlemler için verilen emir türüdür. İşlemin türüne göre, AL-SAT butonlarından herhangi birisi seçilerek o andaki cari fiyattan işlem gerçekleştirilir. İşlem gerçekleştiğinde, pozisyon spread farkı kadar eksiyle başlar. Bu fark yatırımcının işleme girmek için katlandığı yegane maliyettir. Devamı için tıklayınız.

  • Kullanıcı dostu ara yüzü ve kısa yol seçenekleri ile dünyada en yaygın kullanılan forex işlem platformudur. Platform kişisel bilgilerin gizliliği açısından oldukça güvenlidir. Özel bilgilerinize İntegral Menkul Değerler çalışanları dahil hiç kimse ulaşamaz.

    Devamı için tıklayınız.

Ücretsiz Demo Hesabı Oluşturun

100.000$ Sanal Para ile Forex’i Ücretsiz Öğrenin! Ücretsiz Demo Hesabı için Hemen Başvurun!

Ücretsiz Online Eğitim

Ücretsiz Online Forex Eğitimlerimize sadece 1 saatinizi ayırarak katılabilirsiniz. İster evden ister işten, tek yapmanız gereken size uygun gün ve saatlerdeki eğitimlerimize kayıt olmak !

Temel Analiz

Temel Analiz

Forex Piyasasında ağırlıklı olarak para birimleri alınıp satılır. Bir ülkenin para biriminin başka bir ülkenin para birimine göre değeri ülkelerin ekonomik durumlarının karşılaştırılmasıyla belirlenir. Temel analizin amacı makro ekonomik faktörleri inceleyerek ülke ekonomilerini analiz etmek ve bu faktörlerin döviz fiyatlarına etkisini tahmin edebilmektir. Temel analizin en önemli kaynağı ise, ekonomik göstergelerdir. Ekonomik göstergeler ekonomik takvimden takip edilebilir.

Para birimlerini ya da emtia fiyatlarını yorumlarken öncelikle, işsizlik oranı, üretim düzeyi, enflasyon gibi verileri göz önünde bulundurarak uzun vadeli fiyat eğilimlerini tahmin etmek oldukça faydalı olacaktır. Piyasada işlem gören her parite, emtia ya da endeks farklı değişkenlerden etkilenmektedir. Hangi ürünün hangi değişkenlerden etkilendiğini incelemek için ekonomik göstergeleri takip ederek aralarındaki ilişkileri değerlendirmek temel analizin işidir.
Ekonomik Gösterge: Resmi kurumlar tarafından düzenli aralıklarla ve belirli bir takvim çerçevesinde açıklanan fiyata direkt olarak etki edebilecek bilgilerin bütünüdür.

Ekonomik Takvim: Düzenli aralıklarla açıklanan ekonomik verilerin bulunduğu takvimdir. Yatırımcıların piyasayı takip ederken kullandıkları en önemli araçlardan birdir. Ekonomik takvimde yayınlanan haftalık, aylık, 3 aylık ve yıllık göstergeler sayesinde fiyatları etkileyen unsurları düzenli olarak takip edebiliriz. Ekonomik takvimi incelerken, verinin hangi ülkeye ait olduğu, hangi saatte açıklanacağı, beklentisi ve önceki değerini bir arada görmemiz mümkündür. Filtreleme aracını kullanarak sadece tercih edilen ülkelerin göstergeleri de takip edilebilir. Veriden sonra gelen’’!’’ işareti oynaklığın derecesini göstermektedir. 1 ünlem işareti verinin piyasaya etkisinin sınırlı olabileceğini, 2 ünlem işareti nispeten daha etkili olabileceğini, 3 ünlem işareti ise verinin yüksek volatiliteye neden olabileceğini göstermektedir.

Ekonomik Göstergeleri Anlamaya Çalışmak:

Açıklanan veriler birbiriyle ilişkilidir. Mesela, büyüme verisi GSYH ile, enflasyon verisi ÜFE, TÜFE ile İşsizlik tarım dışı istihdam ile birlikte yorumlanabilir.

Temel analiz sürecinde bir enstrümana ait iki temel veri bulunur. Beklenti ve önceki veri, beklenti ve önceki veri değerleri yeni değerle kıyaslanarak yorum yapılır. Açıklanacak ekonomik verinin piyasa oyuncuları tarafından öngörülen ortalama beklenen değeri ile açıklanan değer kıyaslandığında, açıklanan veri beklentiye göre nispeten olumlu ise, para biriminin değer kazanması beklenir. Ekonomik takvimde verinin önceki değeri ve beklentisi bir arada görülebilmektedir. Aynı şekilde geçmiş veriye göre olumlu açıklanan veri para biriminin değerinde olumlu etki yaratacaktır. Temel analiz verilerinden beklenen ekonomideki istikrarla ilgili olumlu ya da olumsuz bir referanstır.
Parasal Genişleme

Parasal Genişleme

Parasal gevşeme, son zamanlarda sık kullanıldığı şekliyle nicel gevşeme, ekonominin durgunluk içinde olduğu dönemlerde merkez bankalarının uyguladığı bir politikadır. Parasal genişleme faiz oranlarını düşürerek piyasanın likiditesini arttırmak mümkün olmadığında veya, paranın fiyatının yani faizinin daha fazla düşürülmesine imkan olmadığı durumlarda, dolaşımdaki para miktarını arttırılmak için uygulanan bir modeldir. Parasal genişleme modelinde merkez bankaları özel bankaların portföylerinde bulunan finansal varlıkları satın alarak dolaşımdaki para miktarını arttırmayı hedefler. Amaç, bankaların nakit miktarını arttırarak düşük faizle daha fazla kredi vermelerini sağlamak ve reel ekonomiyi canlandırmaktır.



Birçok büyük merkez bankasının uygulamakta olduğu parasal genişleme politikaları likiditeyi arttırmak üzere tahvil alımına yönelik uygulanır. Finans piyasalarına ve reel ekonomiye etkileri nedeniyle özellikle 2008 yılındaki küresel krizden sonra oldukça önem kazanmıştır.

2008 yılındaki Mortgage Krizi sonrasında büyük merkez bankaları finansal likidite sıkıntısını çözmek için politika faizlerini düşürme yoluna gitti. Amaç, bankaların merkez bankalarından daha ucuz maliyetle borçlanmasını sağlayarak daralan ekonomiyi genişletmek ve daralmaya bağlı olarak artan işsizlik oranını azaltmaktı. Kriz derinleştikçe neredeyse sıfıra yaklaşan faiz oranlarının büyümeye ve işsizlik oranlarındaki artışa etkisi çok sınırlı kaldı. Faiz oranlarının düşürülmesi yoluyla alınan önlemlerin başarısız olması, ‘’Quentitative Easing’’ kısaca ‘’QE’’ yani, ‘’Parasal genişleme’’ denen yöntemin bu denli önem kazanmasına neden olmuştur.

2008 yılındaki finansal krizin ekonomik durgunluktan öte finansal bir çöküş olduğunun anlaşılmasıyla, Amerika Merkez Bankası Fed, parasal genişleme uygulamalarıyla finansal sistemi tekrar işlevselliği kavuşturmak için, bankaların bilançolarında yer alan ve çok büyük bir kısmı da sigorta şirketleri tarafından koruma altında bulunan sorunlu kredileri varlık alımı yoluyla banka bilançolarından kendi bilançosuna aktardı. Karşılığında da bankalara düşük faizli Amerikan Doları verdi. Bu sayede banka bilançoları batık kredilerden kurtulacak ve kredi sisteminin tekrar sağlıklı bir şekilde işlemesi sağlanacaktı.

İlk parasal genişleme krizin başladığı 2008 yılının aralık ayında yapılmış ve 2010 yılının ortasına kadar devam etmiştir. Birinci parasal genişlemede, hazine bonosu ve ipoteğe dayalı menkul kıymet alınması yoluyla piyasaya yaklaşık 1,30 trilyonluk fon aktarıldı. İkinci parasal genişleme ise, 2010 yılının kasım ve haziran ayları arasında gerçekleşti. İkinci parasal genişlemede piyasadan 600 milyar dolarlık tahvil alımı yapıldı. Üçüncü parasal genişleme, 2012 yılının eylül ayında sadece 85 milyar dolarlık tahvil alımıyla sonlandı. 22 Mayıs 2013 tarihinde Fed başkanı Bernanke tahvil alım programına ilişkin sonlandırma kararını açıkladığında Türkiye’nin de içinde bulunduğu kırılgan piyasaların para birimleri dolar karşısında hızla değer kaybetmeye başladı.

Parasal genişleme ve parasal sıkılaştırma ile ilgili kararlarının varlık fiyatları üzerindeki etkileri küresel piyasalar tarafından yakından takip edilmektedir. Varlık alımları ile ilgili açıklamalar piyasalarda yüksek volatiliteye neden olduğundan ve özellikle de gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin dolar karşısındaki değerini doğrudan etkilediğinden, varlık alım kararlarının forex piyasasında işlem yapan yatırımcılar tarafından yakından takip edilmesi gerekmektedir.
Teknik Analizde Grafik Türleri

Teknik Analizde Grafik Türleri

Forex piyasasında teknik analiz geçmiş fiyat hareketlerini inceleyerek gelecekte oluşacak fiyat hareketlerinin yönü ve seviyesi ile ilgili tahmin yürütmek için kullanılan niceliksel (kantitatif) analiz yöntemidir. Teknik analiz yaparken en temel araç grafiklerdir. Grafik çizimleri yapılırken, belirli bir periyotta piyasada oluşan en düşük, en yüksek, açılış ve kapanış fiyatları kullanılır.

Forex piyasasında teknik analiz çalışması yapmak için işlem platformunun grafik bölümünden faydalanılabilir. Grafik bölümünde, parite ve emtiaların farklı periyottaki grafikleri seçerek çalışmak mümkündür. Forex 24 saat açık bir piyasadır. Grafik çalışması yaparken zaman tercihi günlük periyot olarak yapılırsa bir günlük grafiğin kapanış seviyesi 23:00’da görülen fiyattır. Açılış fiyatı ise 24:00’da görülen fiyattır.
İstihdam Verileri

İstihdam Verileri

Para piyasalarında fiyatlar makro ekonomik faktörlerden etkilenir. Makro ekonominin başlıca ilgi alanları ise, enflasyon, üretim artış oranları, istihdam düzeyi ve bunlara bağlı olarak belirlenen faiz hadleridir. Bir önceki başlığımızda temel analizde kullandığımız araçların en önemlilerinden biri olan enflasyon ile ilgili göstergelere kısaca değindik. Bu bölümde de istihdama dair kavramları ve bir ekonomideki istihdam düzeyi ile ilgili bilgi içeren verileri inceleyeceğiz.

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM

İşsizlik;

Çalışma güç ve arzusunda olup iş bulamayan bireylerin oluşturduğu istihdam düzeyidir ve irade dışı karşılaşılan bir durumdur.

İstihdam;

Bir ülke ekonomisinde çalışma güç ve arzusunda olan bireylerin işgücünden faydalanılmak üzere çalıştırılmasıdır.

İSTİHDAM VERİLERİ

İşsizlik Oranı;

İş bulamayan nüfusun toplam iş gücüne oranıdır. İş bulamayan kişi sayısı 1 milyon kişi, toplam iş gücü ise 10 milyon kişi olsun; Bu durumda işsizlik oranı 1:10 yani, %10’ dur. İşsizlik oranındaki artış istihdamda azalma demektir. Ekonomi açısından istenmeyen bir durumdur. İş gücü sayısındaki düşüş tüketimi olumsuz etkileyecek dolayısıyla, uzun vadede üretim düzeyi ve büyüme de olumsuz etkilenecektir. Forex piyasasında işlem yapan yatırımcılar açısından işsizlik oranında yaşanan artışın ilgili ülkenin para birimini olumsuz etkilemesi beklenir. İşsizlik oranındaki düşme de tam tersi bir etki gösterecektir.

İstihdam Talepleri;

Bir ekonomide işgücüne dahil olmayan kesimin iş başvurularının toplamını gösterir. İstihdam talepleri verisi negatif eğilimli bir veridir.

İstihdam seviyesinin yüksek olması bir ekonomide arzu edilen bir durumdur. Ancak istihdam talepleri verisi negatif eğilimli bir veridir ve çalışmak isteyip iş bulamayan işgücü sayısını, yani işsizleri yansıtır. İstihdam talepleri verisindeki artış piyasa tarafından olumsuz algılanacaktır.

TARIM DIŞI İSTİHDAM (NON FARM PAYROLL)

Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD’nin kamu sektörü, tarım ve kar amacı gütmeyen kuruluşlar hariç tutularak hesaplanan istihdam sayısındaki aylık değişim oranını gösterir. 2008’ de yaşanan finansal krizden sonra, Fed’in parasal genişleme uygulamalarındaki en önemli hedefi istihdam oranlarını arttırmaktı, izlenen politikaların sonuçlarını yansıtması nedeniyle, ‘’Tarım Dışı İstihdam ‘’ verileri 2008 krizinden sonra çok daha önemli hale gelmiştir.

NFP tüm küresel piyasalar tarafından takip edilen en önemli verilerden biridir. Her ayın ilk cuması Türkiye saati ile 15:30’da açıklanır. Tarımda çalışanların verinin dışında bırakılmasının nedeni ise, yaz aylarında tarım istihdamında görülen artışın istihdam rakamlarında yanıltıcı bilgiye neden olmasıdır.

Tarım dışı istihdam verisinde beklenenin üzerinde gerçekleşecek artış emek piyasasında büyümeye işaret eder. İstihdam artışı tüketime katılacak kişi sayısında artış demektir tüketimin artması ise üretime yansıyacağından, daha fazla GSYH anlamına gelmektedir. Bir yanıyla da uygulanan politikaların beklenenden iyi etki gösterdiğine işaret eder. Geçmiş ve beklenen veri ile karşılaştırılarak yorumlanmalıdır.
Forex'te Analiz Yöntemleri

Forex'te Analiz Yöntemleri

Piyasadaki hareketleri yüzde yüz tahmin etmek mümkün olmasa da, analiz yöntemleri kullanılarak piyasayı etkileyen çok sayıda faktör yorumlanarak trendleri öngörülebilir. Yatırım kararı verirken kullanılabilecek 2 çeşit analiz yöntemi vardır.

Temel Analiz (Niteliksel Analiz)

Niteliksel analiz metodları dünyada yaşanan ekonomik gelişmelerin oluşturduğu etkileri inceleyerek gelecekte oluşturabileceği etkileri yorumlar. Temel analizin amacı fiyatı etkileyebilecek her türlü unsuru takip ederek sağlam ve güvenilir bir öngörüde bulunmaktır.

Teknik Analiz (Niceliksel Analiz)

Niceliksel yöntemler önceki dönemlere ait sayısal verileri baz alarak piyasanın gelecekte oluşturacağı fiyat hareketlerini tahmin etmeye dayanır. Bu analiz yönteminin karşılığı teknik analizdir

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta iki analiz yönteminin birlikte kullanılması gerekliliğidir. Teknik ve temel analiz birbirinin yerine geçebilecek analiz yöntemleri değil tam aksine birbirinin tamamlayıcısıdır.

Fiyatlar sadece ekonomik göstergelerden etkilenmez, siyasi ve sosyal gelişmelerin fiyatlar üzerinde belirleyici etkisi bulunmaktadır. Başarılı bir işlem stratejisi oluşturabilmek için siyasi ve sosyal gelişmeleri de yakından takip etmek gerekir.
Altın ve Altın Fİyatlarını Etkileyen Faktörler

Altın ve Altın Fiyatlarını Etkileyen Faktörler

Altın önemli küresel rezerv bir varlık ve geleneksel bir yatırım aracıdır. Doğada serbest halde bulunması, asitlere karşı dayanıklılığı ve kolay işlenebilir olması gibi özellikleri ilkçağlardan beri insanların ilgisini çekmiştir. Altının ’’AU’’ sembolü Latince, altın anlamına gelen ‘’Aurum’’ kelimesinin kısaltılmış halidir. Doğada yerkürenin milyonda biri büyüklüğünde altın kaynağı olduğu tahmin edilmektedir. Altın finans piyasaları ve ülke ekonomileri açısından da oldukça önemlidir ve para birimi olarak seçilmiş tek değerli elementtir.

Altının üretim miktarının talebe göre sınırlı olması, yerini dolduracak (ikame) başka bir malzemenin bulunmaması kıymetli maden olma özelliğini sürdürmesine neden olmaktadır. Dünya Altın Konseyi’nin verilerine göre, Keşfedildiği andan 2013 yılına kadar yaklaşık 177.000 ton altın üretildiği ve yeraltında 52.000 ton altın bulunduğu tahmin edilmektedir. Altının tahmini işlem hacmi ise, yılda 300.000 tonu geçmektedir. Bu miktar, bir yıllık dünya altın üretiminin yaklaşık yüz katıdır. Global piyasalarda 24 saat kesintisiz fiyatlanan ve uluslararası bir emtia olan altındaki bu işlem hacmi, hem fiziki hem de kağıt üzerindeki işlemlerin toplamından oluşmaktadır.

Altın, Bretton Woods Antlaşması’na kadar parasal sistemin temelini oluşturmaktaydı. Bretton Woods Antlaşması ile uluslararası ödemelere yeni bir sistem getirildi bu anlaşmayı imzalayan ülkeler sabit kur sistemini benimsediler ve uluslararası rezervler altına dayandırıldı. ABD doları altına dönüştürülebilir uluslararası tek rezerv para olarak kabul edildi. Anlaşmayla 1 ONS altının değeri 35 dolar olarak belirlenmiştir. 1970’ lerde ABD’ de yaşanan yüksek enflasyon sorunu gibi nedenlerle dolar altın karşısında değer kaybetmeye başladı. Dolara güven sarsıldığından, 1971 yılında anlaşmadan vazgeçildi ve dolar altın karşısında devalüe edildi. Doların altın karşısında devalüe edilmesiyle, altın merkez bankaları tarafından rezerv olarak kullanılmaya başlanmış ve bu durum altının bireysel yatırım aracı olarak talep görmesine neden olmuştur.

İlerleyen dönemlerde, özellikle 80’li ve 90’lı yıllarda finansal piyasalarda yaşanan gelişmelerle alternatif yatırım araçlarının çoğalması altının diğer yatırım araçları karşısında cazibesini yitirmesine neden olmuştur. 2000’li yıllarda finans piyasalarında yaşanan çalkantılardan kaynaklanan belirsizlikler nedeniyle altın tekrar güvenli liman olarak cazip hale gelmiştir. Finans sektöründe zaman içerisinde oluşan önemli yapısal değişiklikler günümüzde altının teminat olarak yaygın bir şekilde kullanılmasını zorunlu kılmaktadır. Altın artık finans piyasalarının önemli bir likidite yönetim aracıdır. Altın bankacılığının gelişmesi, altın varlığına dayalı finansal araçların sayısını da arttırmış, fiziki altına dayalı işlemlerin hacmi artmıştır.

2008 yılındaki küresel krizin etkisiyle altına dayalı işlemlerin arttığı ve altın fiyatlarının rekor seviyelere ulaştığı gözlemlenmektedir. Krizin etkisiyle mücevhere dayalı altın talebinin yerini yatırıma dayalı altın talebi almış külçe ve sikke altın talebinde %45,5 oranında artış gözlemlenmiştir. Finansal likidite sıkıntısını çözmek için uygulanan parasal genişleme politikalarının sonucu Amerikan ekonomisinde görülen iyileşme nedeniyle Amerikan Merkez Bankası Fed’in varlık alımlarını durdurması altın fiyatlarının seyrini olumsuz etkilemiştir.

ALTIN FİYATINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Altın üretim ve yatırım amaçlı kullanılan bir madendir. Aynı zamanda, hem spot hem de forex piyasası gibi türev piyasalarda işlem gören bir yatırım aracıdır. Altının fiyatını etkileyen faktörler, altının arz ve talebini etkileyen faktörlerdir.

1-Mücevher talebi başta olmak üzere altına olan endüstriyel talep
2-Madencilik şirketlerinin altın çıkarma maliyetleri
3-Altın arz ve talebinde ağırlıkları yüksek olan ülkelerin jeopolitik durumları
4- Petrol ve diğer emtiaların fiyatları
5- Merkez bankalarının altın alış ve satış işlemleri
6- Merkez bankalarının para politikaları
7-Reel faiz hadleri
8-Enflasyon oranları
9-Dünya ekonomilerinin büyüme hızları
10-Altın üreticilerinin hedging işlemleri
11-Altının işlem gördüğü vadeli piyasalardaki kısa ve uzun pozisyon miktarı
12-Spekülatif amaçlı işlemler
13-ABD Doları’nın diğer para birimleri karşısındaki değeri

Altının Arzını etkileyen nedenler;

Altın; mücevherat sektörü ve endüstriyel kullanımının yanı sıra yatırım aracı olarak talep gören bir madendir. Altının arzı, sadece madenden çıkartılan altınla sınırlı değildir. Madenden çıkarılan altın toplam altın arzının %60’ını oluşturmaktadır. Geri dönüşüm olarak kullanılan hurda altın işlemleri, merkez bankalarının altın satışları ve altın teminatı karşılığı verilen krediler de altının arzına dahildir.

Madenden çıkarılan altının fiyatı, altının kalitesinden ve çıkarılma tekniğinden de etkilendiği için fiyat esnekliği oldukça düşüktür. Altın çıkarma maliyetlerindeki değişiklik altın fiyatlarını yakından etkiler. Son 10 yılda, üretim maliyetleri yükseldiği için madenden çıkartılan altının arzının düştüğü görülmektedir. Arzda meydana gelen azalmaya karşın talebin yüksek seyretmesi fiyatların değer kazanmasına neden olur.

ALTININ TALEBİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Altına olan talebin artışı altın fiyatlarında yükselişe neden olmaktadır. Altının en çok talep gördüğü alanlardan biri mücevher endüstrisidir. Aşırı yükselen altın fiyatları mücevher amaçlı kullanımı olumsuz etkilemektedir. Küresel kriz yaşandığı dönemlerde altın talebinin mücevher endüstrisinden yatırıma doğru kaydığı görülmektedir. 2002 yılında mücevher için kullanılan altın toplam altın talebinin %79’unu oluşturmaktayken, küresel krizin yaşandığı 2008 ve 2009 yıllarında mücevher amaçlı kullanım %57 ye gerilemiş, yatırıma dayalı altın talebinde artış meydana gelmiştir. Kriz döneminde emtia fiyatlarında genel bir artış yaşanmasına rağmen, altın diğer emtialardan daha popüler bir yatırım aracı haline gelmiştir. Kriz dönemleri dışında, Fiziki altın talebinin en yoğun olduğu dönem hasat zamanı olması, düğünler ve turistik seyahatlerin artması nedeniyle yaz aylarıdır. Türkiye dünyada, altın talep eden ilk beş ülke arasında yer almaktadır. Ülkemizde altın yatırımları büyük ölçüde fiziki olarak yapılmaktadır. Talep, hem mücevher hem de yatırım amaçlıdır. Ancak fiziki altın yatırımları saklama, güvenlik, işlem maliyeti, düşük ayar gibi riskler barındırır.

Mücevher olarak altın talebinin yüksek olduğu Çin, Hindistan, Rusya gibi ülkelerin ekonomilerinde yaşanan gelişmeler altına olan talebi doğrudan etkilemektedir. Ekonomilerde yaşanan olumlu gelişmeler mücevher olarak fiziki altına olan talebi arttırırken, kötüleşme sinyalleri mücevhere olan talebi daraltıcı etki gösterir. Geçtiğimiz yıllarda Çin ve Hindistan’ın fiziki altın talebinde görülen azalmanın altın fiyatlarını olumsuz etkilediği görülmüştür.
Dolar Endeksi

Dolar Endeksi

Dolar dünya ticaretinde en yaygın kullanılan para birimidir. Aynı zamanda uluslararası rezervlerin büyük bir bölümü dolar olarak tutulduğundan dünyada en çok kullanılan rezerv para birimidir. Kısaca rezerv paranın ne olduğuna değinelim.

REZERV PARA; Para bir değer biriktirme aracıdır. Rezerv para merkez bankaları ve uluslararası para piyasalarının portföyünde biriktirdikleri döviz ve altın cinsinden varlıklara verilen addır. Bir ülkenin para biriminin rezerv para olabilmesi için, O ülkenin dünya ticaretinde önemli paya, istikrarlı ve şeffaf bir ekonomiye ve istikrarlı bir kura sahip olması aynı zamanda para biriminin bütün dünyadaki döviz piyasalarında kolaylıkla alınıp satılabilir olması gerekir.

ABD Dolarının en yaygın rezerv para birimi olarak kullanılması tüm bu şartları karşılıyor olmasına bağlıdır. ABD’nin siyasi, askeri gücü ve çok büyük bir dış ticaret hacmine sahip olması nedeniyle dolar tüm dünyada rezerv para birimi olarak kullanılmaktadır. ABD ekonomisini zora sokan kriz dönemlerinde bile dolar rezerv para birimi olma özelliğini korumuştur.

Doların bu denli yaygın kullanılmasının en önemli nedenlerinden biri ‘’Bretten Woods’’ anlaşmasıdır. İkinci dünya savaşından sonra dünya savaşları sonucu bozulan uluslararası para sisteminin yeniden yapılandırılması ve uluslararası ticaretin geliştirilmesi için ‘’Birleşmiş Milletler Para ve Finans konferansı’’ toplandı doğu bloku ülkeleri hariç 44 ülkenin katıldığı bu konferansın ardından ‘’Bretten Woods’’ anlaşması imzalanmıştı.

Bretten Woods anlaşmasıyla uluslararası ödemelere yeni bir sistem getirildi. Bu anlaşmayı imzalayan ülkeler sabit kur sistemini benimsemiş ve ülkelerin para birimlerinin değerlerinin dolar esas alınarak saptanmasına karar verilmiştir. Bu anlaşmadan sonra dolar altın ile değiştirilebilen tek ulusal para olarak kalmış ve 1 ONS altın 35 dolar olarak sabitlenmiştir.

Doların giderek altın karşısında değer kaybetmesi sonucu 1971 yılında bu anlaşmadan vazgeçilerek 1973 yılında doların diğer para birimleri karşısında değişim oranını ölçmek için ‘’ Dolar Endeksi’’ oluşturuldu. 100 endeks değeri baz alınarak hesaplanmaya başlayan dolar endeksi 1985 yılında 164.7’ ye ulaşarak en yüksek değerini almıştır.

Dolar endeksi; ABD Doları’nın 6 majör para biriminden oluşan bir sepet karşısındaki değerini ölçer. Sepet içerisinde yer alan para birimleri ve ağırlıkları ;

Euro = %57.6
Japon Yeni = %13.6
İngiliz Sterlini = % 11.9
Kanada Doları =% 9.1
İsveç Kronu =% 4.2
İsviçre Frangı =% 3.6

Euro endeksin %57.6’sını oluşturduğundan endeks üzerinde etkisi en yüksek olan para birimidir bu nedenle özellikle forex piyasasında EURUSD paritesi incelenirken dolar endeksi mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Dolar endeksindeki çıkışın doları güçlendirmesi beklendiği için, EURUSD paritesi ile dolar endeksi ters orantılıdır. Forex piyasasında, özellikle baz dövizi (pay) ve karşıt dövizi (payda) dolar olan döviz çiftlerinde işlem stratejisi geliştirilirken, dolar endeksini yakından takip etmek gerekir. XAUUSD (Altın) ve XAGUSD (Gümüş) ile dolar endeksi arasında da ters orantı olması beklenir. Endeksin geri çekilmesi altın, gümüş ve karşıt dövizi dolar olan paritelerin güçlenmesine neden olabilir fakat yine de değerlendirme yapılırken konjonktürel faktörlerin göz önünde bulundurulması gerekir. (Yatırım araçları ile dolar endeksi arasındaki orantı konjonktürel olarak değişebilmektedir)

Dolar endeksi USDX, DX, ya da DXY (Dixie) gibi kısaltmalarla ifade edilir ve 1985 yılından beri yatırım aracı olarak işlem görmektedir. ‘Future Option Kontratı’’ olarak işlem gören dolar endeksi (USDX) yedi gün 24 saat boyunca hesaplanmaktadır.

2016 yılı 3.çeyrek dönemi itibariyle kâr eden müşteri oranı %33, zarar eden müşteri oranı %67'dir.

Türkiye'nin En İyi Forex Markası

Risk Uyarısı : Kaldıraçlı alım satım (Foreks) işlemleri; düşük teminatlarla büyük miktarlı pozisyonların alınabildiği yüksek oranda risk içeren işlemlerdir. Kaldıraçlı alım satım işlemleri sonucunda kâr elde edebileceğiniz gibi zarar riskiniz de bulunmaktadır. Foreks işlemleri , yatırılan paranın tamamını kaybetme riski içerdiğinden her yatırımcı için uygun bir piyasa olmayabilir.Bu nedenle işlem yapmaya karar vermeden önce karşılaşabileceğiniz riskleri anlamanız ve kısıtlarınızı dikkate alarak karar vermeniz gerekmektedir.


www.integralmenkul.com.tr internet sitesindeki her türlü iç ve dış piyasa tablo ve grafikler, bu konularda hizmet veren üçüncü kişi kurumlardan elde edilmiş olup, İntegral Menkul Değerler tarafından herhangi bir maddi menfaat beklentisi olmaksızın genel anlamda bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır. İnternet sitemizde bulunan iç ve dış piyasalara ait tablo ve grafiklerin doğrulukları tarafımızca garanti edilmemekte birlikte, bilgiler belli bir gelirin sağlanmasına yönelik olarak verilmemektedir.

Uyarı Notu : “Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.”

bigpara

Copyright © 2016 Tüm hakları saklıdır.
Hürriyet Gazetecilik Matbaacılık A.Ş.

YASAL UYARI:
Piyasa verileri Matriks Bilgi Dağıtım Hizmetleri A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. Üye girişi yapılan Canlı Borsa sayfaları haricinde Hisse senedi verileri 15 dk gecikmelidir. Tahvil-Bono-Repo özet verileri her durumda 15 dk gecikmelidir.

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bununla beraber gerek site üzerindeki, gerekse site için kullanılan kaynaklardaki hata ve eksikliklerden ve sitedeki bilgilerin kullanılması sonucunda yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan, kar yoksunluğundan, manevi zararlardan ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararlardan dolayı Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez.

BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz.