Amacımız Beşiktaş’ın şu andaki kadrosu ile transferi düşünülen isimlerin bu sisteme olan uyumunun nasıl olacağının analizi.
4-1-4-1
Yani geride dörtlü defans.
Önünde bir tane ön libero.
Sürekli ileri geri oynayabilecek dörtlü orta saha.
En uçta da tekli forvet.
Kulağa çok hoş geliyor doğrusu.
Şimdi bu sisteme uygun futbolcuların kadroda olup olmadığını inceleyelim:
Defans bloğu açısından pek bir sıkıntı görülmüyor.
Schuster muhtemelen aynen Mustafa Denizli gibi Ferrari-Sivok ikilisini defansın göbeğinde oynatacak. İ.Toraman da durumuna göre bu ikili için alternatif olacak.
Sol bek mevkiinde ise İ.Üzülmez oynayacak daha önceki yıllarda olduğu gibi. Kendisine alternatif ise sol içte de oynaması düşünülen İ.Köybaşı.
Sağ tarafta ise gerçek bir muamma var. Bu bölgenin taliplileri oldukça fazla: Erhan, Ekrem, Hilbert, Toraman. Sakatlanan genç Rıdvan’ı saymazsak bu futbolcuların hiçbiri tam olarak bu bölgede istenileni veremez. Hilbert’i henüz görmemekle birlikte bu mevkide Toraman ile Ekrem’in dönüşümlü olarak ancak “idare” edebileceklerini düşünüyoruz.
Ön libero mevkiinde de pek sorun görülmüyor.
Alman Ernst bu bölge için biçilmiş kaftan. Görevini eksiksiz yerine getirir.
Amaaa…
İşte zurnanın zırt dediği yere geldik. Yani orta sahaya.
Ernst’in performansını doğrudan etkileyecek tek unsur önünde oynayacak orta sahanın kendisine ne derecede yardımcı olacağıdır. Hatırlarsanız daha önceki yıllarda bu bölgede tek başına oynayan Cisse, Ernst gelene kadar tüm yükü tek başına kaldıramadığı için başarısız sayılıyordu. Ne zaman Ernst transfer edildi, hem Cisse’nin hem de Beşiktaş’ın performansı gözle görülür şekilde arttı. Geçtiğimiz yıl ise Beşiktaş stratejik bir hata ile küstürdükleri Cisse’nin yerine Fink’i alarak işleyen kovana çomağı sokmuş oldu. Çünkü Fink Cisse’ye göre daha defansif oynuyor ve ağır kalıyordu. Dolayısıyla ortaya kısır bir futbol ortaya çıkıyordu.
Uyarımız odur ki; Beşiktaş’ın orta sahası yetersiz. Ernst’in önünde oynayacak bu dörtlü bloğun mücadele gücü ve sürekliliği tartışılır. Tello, Delgado, Tabata, Nihat, Holosko, Guti, Quaresma. Bu futbolcuların rakip ataklarında Ernst’e yardıma geleceklerini düşünmek hayalden öteye gidemez. Hadi yaşına hürmeten ve dünya yıldızı olmalarından dolayı Guti ile Quaresma’yı koşmaktan muaf tutalım. –Modern futbolda böyle bir şey kalmadı. - Ya diğerleri; hangisine koşmalarını, mücadele etmelerini söyleyebilirsiniz.? Söyleseniz bile bu saydıklarım ne kadar verimli olurlar ve becerirler ?
Bu isimlerin içinde eski olanların bir özelliği de hepsinin “forvet arkası” olarak oynamak istemesi. Yani “ne gol atmak zorunda olayım, ne de savunmaya koşmak zorunda kalayım, 90 dakika içinde 2 hareket yapıp idare edeyim” havasındalar.
İşin bir başka boyutu ise yabancı kontenjanı. Yerli yabancı ayırmaksızın ilk 11’i oluşturmaya kalksanız yine de ortaya sağlıklı bir yapı çıkmıyor. İlk 11’de oynayabilecek 5 adet yerli futbolcu ya çıkıyor, ya çıkmıyor.
Yani Beşiktaş’ın bazı bölgeleri nispeten iyi, bazı bölgeleri ise hormonlu domates gibi. Umarız bu konuda transfere yön verenlerin bir planı vardır.
Forvet hattına gelirsek muhtemelen Bobo oynayacak. Alternatifleri Nobre, Nihat, Holosko.
Öncelikle Bobo tek forvet olarak oynayamaz. Nobre’yi yanına nöbetçi verseler hem sistem bozuluyor, hem de yetersiz kalacağını düşünüyorlar. Belki Nihat oynayabilir ama Real Sociedad’da beraber oynadığı Kovaçeviç gibi bir ekürisinin olmaması sebebiyle bu alternatif de tutmaz. Holosko ise tipik bir kontratak futbolcusu ve geriye yaslanan takımlara karşı başarılı olamaz.
Öff, içim karardı.
Eminim sizin de kararmıştır. Ama gerçekleri kabullenmek çözümü bulmanın ilk adımını oluşturuyor.
Bizim önerimiz öncelikle 1-2 tane ilk 11’de direk onayacak transferin yapılması. İlk transfer edilmesi gereken kişi ise Bursaspor’lu Volkan Şen. Sercan ve Ozan transferlerini bir kenara bırakarak öncelikle Volkan Şen’in Beşiktaş’a kazandırılması gerekiyor. Kendisinin en büyük özelliği Türk ve bu senenin en gözde futbolcusu olması. Geçen senenin gözde futbolcusu Mehmet Topuz’du, bu sene ise Volkan Şen. Eğer yerine Hamit Altıntop’u alabiliyorlarsa “hayır” demem ama bu neredeyse imkansız. İşin ekonomik yanı ise kadroda atıl duracak isimlerle takasta kullanılabilecek olması. Yani annelerimizin yaptığı gibi eski eşyaları eskiciye vererek yerine leğen ve mandal alınması gerekiyor.